Yarasaların tıpkı insanlar gibi yavrularıyla "bebek konuşması" yaptığı keşfedildi

Yarasalar en ölümcül virüslere enfekte olmadan ev sahipliği yapabiliyor (Reuters)
Yarasalar en ölümcül virüslere enfekte olmadan ev sahipliği yapabiliyor (Reuters)
TT

Yarasaların tıpkı insanlar gibi yavrularıyla "bebek konuşması" yaptığı keşfedildi

Yarasalar en ölümcül virüslere enfekte olmadan ev sahipliği yapabiliyor (Reuters)
Yarasalar en ölümcül virüslere enfekte olmadan ev sahipliği yapabiliyor (Reuters)

Bebek konuşması ya da bebek dili insanlarda yaygın bir fenomendir. Yetişkinler sıklıkla bir bebekle diğer yetişkinlerle konuştuğundan daha yüksek sesle ve daha yavaş bir tempoda konuşur.
Şimdi Almanya'nın başkenti Berlin'deki Free University'de yapılan yeni bir çalışma yarasaların da bebek konuşmasını kullandığını keşfetti.
Araştımacı Ahana Aurora Fernandez, Orta Amerika'da farklı bölgelerde ağaçlarda yaşayan kese kanatlı yarasaları inceledi. Yarasaların diğer yetişkin yarasalarla ve yavrularla iletişim kurarken seslerini kaydetti.
Ardından bu sesleri bir ses yazılımı kullanarak karşılaştıran Fernanzdez hem erkek hem de dişi yetişkin yarasaların yavrularla iletişim kurarken diğer yetişkinlerle kurdukları iletişimden farklı sesler kullandığını buldu.
Yarasalar da tıpkı insanların bebeklerle konuşurken aynı sözleri bir yetişkine söylediklerinden farklı tonda söylediği gibi davranıyordu.
Sonuçları Frontiers in Ecology and Evolution'da yayımlanan çalışmada Fernandez kese kanatlı yarasaların da insanlar gibi büyürken sesle iletişim kurmayı öğrendiğini belirtti.
Maymun gibi diğer hayvanlar yaşamları boyunca ihtiyaç duyacakları tüm sesleri ifade edecek şekilde doğuyor. Yarasalarsa insanlarınkine benzeyen bir süreç geçiriyor, doğduklarında nasıl çağrı yapacaklarını bilmiyorlar ve bunu zaman içinde geliştiriyorlar.
İnsan bebekleri "agu" kelimesi gibi bebek konuşması seslerini 6 aylıkken çıkarmaya başlıyor, daha önceki bir araştırma kese kanatlı yarasa yavrularının iki haftalıkken bebek konuşmalarına başladığını ortaya koymuştu.
Fernandez bu agulama davranışını incelerken yetişkin yarasaların da yavrularıyla iletişime girerken farklı tonda sesler kullandığını keşfetti.
Fernanzdez yavrular bebek konuşması yaparken anne yarasaların da bu sırada sıklıkla bebek konuşması yaparak onlarla iletişime geçtiğini, bunun da onların nasıl çağrı yapacaklarını öğrenmelerine yardım etme amacı taşıyabileceğini söyledi.
Anne yarasaların ayrıca ayrıldıkları yavrularıyla tekrar birleştiklerinde de bu bebek konuşmalarını tekrarladıkları belirtildi.
2016'da McGill Üniversitesi'nde yapılan bir çalışamada da yetişkin zebra ispinozlarının da genç kuşlara çiftleşme ötüşünü öğretirken yetişkinlere yaptıklarından daha yavaş tempo ve daha yüksek ses kullandıklarını bulmuştu.
 
Independent Türkçe, Forbes 



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news