Harry Potter: Ev cinleri nasıl büyücülerin kölesi oldu?

Ekim'de yeni bir Harry Potter kitabı okurlarla buluşacak (Warner Bros)
Ekim'de yeni bir Harry Potter kitabı okurlarla buluşacak (Warner Bros)
TT

Harry Potter: Ev cinleri nasıl büyücülerin kölesi oldu?

Ekim'de yeni bir Harry Potter kitabı okurlarla buluşacak (Warner Bros)
Ekim'de yeni bir Harry Potter kitabı okurlarla buluşacak (Warner Bros)

Harry Potter evreni karanlık ve zulümden uzak değil ve büyücülük dünyasında birçok soruyu gündeme getiren unsurlardan biri de çoğu büyücü ailesi için hizmetçi olarak çalışan ev cinleri. 
Harry Potter ve Felsefe Taşı’nın 1997’de yayımlanmasıyla birlikte dünyanın pek çok yerinden okurlar Harry’nin hikayesiyle tanışmış ve onun büyücüler dünyasının en karanlık ismi Lord Voldemort’a karşı verdiği savaşa tanıklık etmişti. 
Harry Potter romanları 2001 ve 2011’de beyaz perdeye uyarlanmış ve son kitap Harry Potter ve Ölüm Yadigarları iki filme bölünmüştü. Filmlerle birlikte Harry Potter efsanesi hayran kitlesini genişletmiş ancak birçok detay ve soru havada kalmıştı. 
Bunlar arasında ev cinlerinin neden özgür yaratıklar olmadığı ve bunun yerine hizmetçi olarak çalıştığı da yer alıyor. 
Harry Potter romanlarında okurlar hemen hemen her büyücü ailesinin bir ev cini olduğunu ve Hogwarts’ta da pek çoğunun çalıştığını öğrenmişti. Filmlerdeyse izleyiciler ilk kez Harry Potter ve Sırlar Odası’nda Malfoy ailesinin ev cini Dobby’le tanışmıştı. 

Öte yandan kitaplarda ev cinlerinden daha fazla bahsediliyor ve korkunç koşullarda yaşamaları Hermione’nin E.R.İ.T’i (Ev Cini Refahını İlerletme Topluluğu) kurarak ev cinlerinin en azından ufak bir maaş almalarını savunmasına neden olmuştu. 
Harry Potter evreninde ev cinleri büyücülere çok uzun süredir hizmet ettiklerinden yaşadıkları koşullar normal olarak görülüyor. 
Screen Rant'in haberine göre ev cinlerinin nasıl ve ne zaman bu hizmete başladığı bilinmese de J.K. Rowling ev cinlerinin Hogwarts’a gelişinin arka planını anlatmıştı. Rowling ev cinlerinin iyi çalışma koşulları sağlama umuduyla Helga Hufflepuff tarafından Hogwarts’a getirildiğini söylemişti. Burada istismara uğramayacaklar ve maaş alacaklardı.
Ne yazık ki, tüm ev cinleri yüzyıllardır hizmet ettiklerinden bedava çalışmaya ya da maaş almaya alışık değildi.
Bunun en güzel örneği, Hermione’nin Hogwarts’ın ev cinlerine vermek ve böylece onları serbest bırakmak üzere ördüğü kıyafetlerde bulunabilir. Ev cinleri çalışmaya o kadar çok alışmışlardı ve işlerini seviyorlardı ki Hermione’nin eylemlerini onur kırıcı buluyorlardı. 
Her ne kadar Rowling evrendeki ufak tefek başka unsurlara dair detaylar vermiş olsa da ev cinlerine ve büyücülük dünyasındaki geçmişlerine dair ketum davrandı. 
Hermione’nin çabalarının ev cinlerinin Hogwarts Savaşı’na katılmasıyla beyhude olmadığı kanıtlanmıştı ve bu birçok kişinin bakışını değiştirmişti. Hermione’nin Sihir Bakanlığı Büyülü Yaratıkların Düzenlenmesi ve Denetimi Dairesi için çalışmaya başlaması da onların artık çalışmak zorunda olmayacaklarına ya da en azından maaş alıp istismar edilmeyeceklerine işaret ediyor olabilir. 



T-rex'in atalarının nereden geldiği bulundu

Kuzey Amerika'da yaşayan T-rex'in soyu, diğer uçamayan dinozorlarla birlikte yaklaşık 66 milyon yıl önce tükendi (Pedro Salas/Sergey Krasovskiy)
Kuzey Amerika'da yaşayan T-rex'in soyu, diğer uçamayan dinozorlarla birlikte yaklaşık 66 milyon yıl önce tükendi (Pedro Salas/Sergey Krasovskiy)
TT

T-rex'in atalarının nereden geldiği bulundu

Kuzey Amerika'da yaşayan T-rex'in soyu, diğer uçamayan dinozorlarla birlikte yaklaşık 66 milyon yıl önce tükendi (Pedro Salas/Sergey Krasovskiy)
Kuzey Amerika'da yaşayan T-rex'in soyu, diğer uçamayan dinozorlarla birlikte yaklaşık 66 milyon yıl önce tükendi (Pedro Salas/Sergey Krasovskiy)

Bilim insanları, Tyrannosaurus rex'in (T-rex) atalarının 70 milyon yıl önce Asya'dan Kuzey Amerika'ya göç ettiğini buldu. 

66 milyon ila 68 milyon yıl önce yaşayan T-rex yaklaşık 4 metre boya ve 12 metre uzunluğa ulaşabilen devasa bir dinozordu. 

Bu türün fosilleri genellikle Kuzey Amerika'da ortaya çıkarken, atalarının nereden geldiği bir süredir tartışma konusuydu. T-rex'in, ait olduğu tyrannosaurid grubunun Asya'daki üyelerine daha çok benzemesi bu belirsizliğin temel nedeni. 

Bazı bilim insanları bu nedenle T-rex'in atalarının Asya'da ortaya çıkıp Kuzey Amerika'ya gittiğini düşünüyordu. 

Bulguları hakemli dergi Royal Society Open Science'ta dün (7 Mayıs) yayımlanan çalışma, bu teoriyi destekleyen sonuçlara ulaştı. 

Araştırmacılar çeşitli tyrannosaurid türlerinin nerede ve ne zaman keşfedildiğine, evrimsel ağaçlarına ve bölgenin çevresel koşullarına dair verileri kullanarak bir bilgisayar modeli oluşturdu. 

Modelde fosil kayıtlarındaki boşlukları da hesaba katan ekip, T-rex'in atalarının Asya'da keşfedilmeyi bekleyen kalıntıları olduğunu düşünüyor. 

T-rex'in atalarının hem Kuzey Amerika hem de Asya'da fosilleri varken T-rex'in kalıntılarına sadece Kuzey Amerika'da rastlandığını saptadılar. 

Bilim insanları bu nedenle T-rex'in atalarının, deniz seviyelerinin düşmesi sonucu bir kara yolu açılmasıyla, yaklaşık 70 milyon yıl önce Asya'dan Kuzey Amerika'ya gittiğini söylüyor.

University College London'dan makalenin başyazarı Cassius Morrison "T-rex'in coğrafi kökeni hararetli tartışmalara konu oldu" diyerek ekliyor:

Modellememiz, T-rex'in atalarının muhtemelen Asya'dan Kuzey Amerika'ya gittiğini ve bugünkü Sibirya'yla Alaska arasındaki Bering Boğazı'nı geçtiğini gösteriyor.

Yeni çalışma tyrannosaurid ve kuzenleri megaraptorların nasıl devasa boyutlara ulaştığına da ışık tuttu. 

Araştırmacılar, her iki grubun da 92 milyon yıl önceki sıcaklık artışının ardından atalarına göre çok daha büyük vücut boyutlarına ulaştığını tahmin ediyor. Bu küresel ısınmanın ardından sıcaklıklar düşmüş ve daha soğuk bir iklim görülmüştü. 

Bilim insanları bu ortamda diğer büyük dinozor türlerinin yok olması ve bu iki grubun soğuk havalara daha iyi adapte olması sayesinde büyüyüp geliştiğini düşünüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Charlie Scherer "Muhtemelen yaklaşık 90 milyon yıl önce nesli tükenen, eşit derecede büyük teropodların yerini almak için bu kadar devasa boyutlara ulaştılar" diyerek ekliyor:

Bu yok oluş, muhtemelen tiranozorların bu boyutlara ulaşmasını engelleyen ekolojik bariyeri ortadan kaldırdı.

Independent Türkçe, CNN, Live Science, Cosmos Magazine, Royal Society Open Science