ABD Başkanı Trump: "Tarihin akışını değiştirmek için buradayız"

ABD Başkanı Trump: "Tarihin akışını değiştirmek için buradayız"
TT

ABD Başkanı Trump: "Tarihin akışını değiştirmek için buradayız"

ABD Başkanı Trump: "Tarihin akışını değiştirmek için buradayız"

İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasında ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik varılan anlaşmanın imza töreni öncesi Beyaz Saray'da konuşan ABD Başkanı Donald Trump, "Tarihin akışını değiştirmek için buradayız" dedi.
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasında ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik varılan anlaşmanın imza töreni öncesi Beyaz Saray'da açıklamalarda bulundu. "Tarihin akışını değiştirmek için buradayız" diyen Başkan Trump, söz konusu anlaşmayı "yeni bir Orta Doğu'nun şafağı" olarak nitelendirdi. Trump ayrıca anlaşmanın Müslümanlara Kudüs'teki El Aksa Cami'de namaz kılmak için kapıları açtığını ifade etti.
BAE ve Bahreyn'in İsrail ile vardığı anlaşmaya yönelik mesajlar veren Trump, "Arap ülkeleri bu tarihi anlaşmaya imza atacaklar. 25 yıldan uzun bir süredir ilk olacak. Daha önce sadece iki ülke bu anlaşmayı imzalamıştı ve sadece bir ay içerisinde bu sayıyı ikiden dörde çıkardık. İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn büyükelçilikler kurmayı ve birçok sektörde iş birliği yapmayı, ticaret, sağlık, güvenlik gibi konularda iş birliği yapmayı taahhüt ediyorlar" dedi.

"Hiç kimse bunun mümkün olmadığını düşünüyordu"
Trump, "İbrahim Anlaşması aynı zamanda İsrail'deki dini noktalara ve El Aksa Cami'ye de rahatça girip çıkma fırsatını sağlayacak. Buralarda ibadet edilebilecektir. Bu anlaşmalar kapsamlı bir Orta Doğu barış anlaşmasının da temelini atacaktır. Hiç kimse bunun mümkün olmadığını düşünüyordu. Bundan onlarca yıl sonra olabileceğini düşünüyorlardı. Ancak biz İsrail'den, Birleşik Arap Emirlikleri'nden ve Bahreyn'den gelen dostlarımızın da desteğiyle dostluk ve barış için bu inanılmaz başarıya imza attık. Kendilerini tebrik ediyorum" diye konuştu.

Diğer Arap ülkelerinin de anlaşmaya katılabileceği sinyali
Orta Doğu'da halkların birçok farklı çatışmalar ve ihanetle geri bırakıldığını belirten Trump, "Burada İsrailliler ile Arapların düşman olduğu yalanıyla sürekli karşılıklı çatışmalar bir terör çemberi ve şiddet çemberi ortaya çıkardı. Bu şiddet çemberi dünyanın dört bir yanına da yayıldı ve son gelişmeler geçmişin başarısız yaklaşımlarından insanların artık uzaklaşmak istediğini gösteriyor. Diğer ülkeler de çok kısa zamanda bu iki lideri takip edecek" dedi.
Trump, "Orta Doğu halkları artık İsrail nefretinin, onların varlıklarının temeli haline gelmesine ya da radikalleşme ve aşırıcılığa götürmesine izin vermeyecekler. Bölgenin büyük kaderinin ellerinden alınmasına izin vermeyecekler. İlk yurt dışı ziyaretimde Arap ve İslam liderleriyle konuşma fırsatı bulmuştum. Oradaki mesajım çok basitti. Orta Doğu ülkelerine farklılıklarını bir yana bırakmalarını ve medeniyetin ortak düşmanlarına karşı güçlerini birleştirmelerini istemiştim" şeklinde konuştu.
"Refah ve barış için Amerika'nın dostluk elini uzatmıştım" diyen Trump, "Ama tabii ki burada nasıl bir gelecek istediklerini bölge ülkelerinin karar vermeleri gerektiğini söylemiştim. Çünkü bu kararı onlar yerine hiç kimse veremez ya da seçim yapamaz. Bugün geldik ve iş birliğinin çatışmayı ve nefreti yendiğini görüyoruz" ifadelerini kullandı. Trump, "Arap ve İsraillerin, tüm dinden insanların birlikte barış içinde yaşayabileceğini göstereceğiz. Bu, dünya için muhteşem bir gün. Herkes buraya gelmek istiyordu, çünkü barış için çok önemli bir gün" diye konuştu.
Trump söz konusu anlaşmayı "Her inançtan insanın barış ve refah içinde bir arada yaşayacağı büyük bir adım" olarak nitelendirdi ve üç ülkenin birlikte çalışacaklarını, dost olduklarını duyurdu.



İsrail Savunma Bakanı: Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğiz

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
TT

İsrail Savunma Bakanı: Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğiz

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün salı günü yaptığı açıklamada, İsrail’in “Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğini” söyledi. Katz, 2005 yılında İsrail’in Gazze’den çekilmesi kapsamında boşaltılan yerleşimlerin yerine, Gazze’nin kuzeyinde yeni askerî-tarımsal noktalar kurulacağını belirtti.

İsrail basınının aktardığına göre Katz, Beyt El’de düzenlenen bir törende yaptığı konuşmada, “Bunu doğru şekilde ve doğru zamanda yapacağız. Bazıları itiraz edebilir, ancak ipleri elinde tutan biziz” ifadelerini kullandı.

Katz’ın açıklamaları, Hamas ile varılan ateşkesin ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik uzun vadeli planları hakkında artan spekülasyonların ortasında geldi. Açıklamalar, ABD Başkanı Donald Trump’ın kısa süre önce bu konudaki bir soruya yanıt verirken İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etme ihtimalini dışlamasıyla da aynı döneme denk geldi.

Bu konuya atıfta bulunan Katz, “Bu hükümet bir yerleşim hükümetidir. Egemenliği uygulamak mümkün olursa, bunu uygularız. Şu anda fiili bir egemenlik aşamasındayız. 7 Ekim’deki korkunç felaketin ardından İsrail’in ortaya koyduğu tutum ve güç sayesinde, uzun zamandır görmediğimiz fırsatlar önümüzde duruyor” dedi.

Katz’ın ardından konuşan Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise, son yıllarda Batı Şeria’da yürütülen “geniş çaplı yerleşim kampanyasıyla” övündü.


ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir tekneye düzenlediği saldırıda bir kişi öldü

Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
TT

ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir tekneye düzenlediği saldırıda bir kişi öldü

Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)

ABD ordusu dün, Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığı bilinen rotada seyreden bir teknede şüpheli bir uyuşturucu kaçakçısını öldürdüğünü açıkladı.

Latin Amerika'daki Washington askeri operasyonlarını denetleyen ABD Güney Komutanlığı, X'te yayınlanan açıklamada, "Birleşik Müşterek Görev Gücü Güney Mızrağı, uluslararası sularda belirlenmiş terör örgütleri tarafından işletilen gemiye karşı ölümcül bir saldırı düzenledi" dedi. Açıklamada, hiçbir ABD askeri personelinin yaralanmadığı da belirtildi. Güney Komutanlığı, teknenin gerçekten uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili olduğuna dair kanıt sunmadı.

Güney Komutanlığı tarafından yayınlanan videoda, teknenin bir tarafına su püskürtüldüğü görülüyor. İkinci bir püskürtmenin ardından, teknenin arka kısmı alev alıyor, etrafı daha fazla su püskürtmesiyle çevrili ve alevler şiddetleniyor. Videonun son saniyesinde, teknenin yanında büyük bir alev topuyla sürüklendiği görülüyor.

Daha önceki ABD saldırılarında teknelere yönelik patlamaları gösteren videolarda, gemilerde ani patlamalar görülmüş ve bu da füze kullanımına işaret etmişti. Bazı kayıtlarda ise füze benzeri cisimlerin teknelere doğru düştüğü açıkça görülmüştü.

Trump yönetimi, saldırıların ABD'ye uyuşturucu akışını durdurmayı ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro üzerindeki baskıyı artırmayı amaçladığını belirtmişti.


Pentagon: Çin, fırlatma rampalarında yaklaşık 100 kıtalararası balistik füze yüklemiş olabilir

ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
TT

Pentagon: Çin, fırlatma rampalarında yaklaşık 100 kıtalararası balistik füze yüklemiş olabilir

ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)

Çin'in büyük askeri emellerini vurgulayan bir Pentagon rapor taslağında, Pekin'in muhtemelen en yeni üç fırlatma üssüne 100'den fazla kıtalararası balistik füze yüklediği ve silah kontrolü görüşmelerine girmeye yanaşmadığı belirtildi.

Çin, nükleer silahlarını modernize ediyor ve menzilini diğer tüm nükleer güçlerden daha hızlı bir şekilde genişletiyor. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Pekin, askeri yığılmasıyla ilgili haberleri "itibarını zedelemek ve uluslararası toplumu kasıtlı olarak yanıltmak" girişimleri olarak nitelendirerek reddetti.

Geçtiğimiz ay ABD Başkanı Donald Trump, Çin ve Rusya ile nükleer silahsızlanma planı üzerinde çalışıyor olabileceğini söylemişti. Ancak Reuters'in gördüğü bir Pentagon raporu taslağı, Pekin'in böyle bir planla ilgilenmediğini gösteriyor.

Raporda, "Pekin'in bu tür adımlar atmaya veya kapsamlı silah kontrolü görüşmelerine katılmaya yönelik bir istekliliğini hala göremiyoruz" ifadesi yer aldı.

Raporda ayrıca, Çin'in Moğolistan sınırına yakın füze depolama tesislerinde 100'den fazla DF-31 katı yakıtlı kıtalararası balistik füze konuşlandırmış olabileceği ve bunun da inşa ettiği bir dizi füze depolama tesisinin en yenisi olduğu belirtildi.

Pentagon daha önce bu bölgeleri belirlemişti, ancak oraya konuşlandırılan füze sayısını belirtmemişti. Pentagon taslak rapor hakkında yorum yapmayı reddetti ve Washington'daki Çin Büyükelçiliği henüz yorum talebine yanıt vermedi. Taslak Pentagon raporunda bu füzeler için potansiyel hedefler belirlenmedi. ABD yetkilileri, raporun yasa koyuculara sunulmadan önce revize edilebileceğini ifade etti.

Raporda, Çin'in nükleer savaş başlığı stokunun 2024 yılında yaklaşık 600 civarında kaldığı ve bunun "önceki yıllara kıyasla daha yavaş bir üretim oranını" yansıttığı belirtildi.

Ancak raporda Çin'in nükleer genişlemesinin devam ettiği ve 2030 yılına kadar 1000'den fazla nükleer savaş başlığına sahip olma yolunda ilerlediği belirtildi.

Çin, "kendini savunma amaçlı nükleer strateji" ve "ilk kullanan taraf olmama" politikasına bağlı olduğunu söylüyor.

Trump, Amerika Birleşik Devletleri'nin nükleer silah testlerine yeniden başlamasını istediğini dile getirdi, ancak bunun nasıl uygulanacağı belirsizliğini koruyor.

ABD eski Başkanı Joe Biden ve Trump, ilk dönemlerinde Çin ve Rusya'yı Yeni START anlaşmasının yerine üçlü stratejik nükleer silah azaltma anlaşması getirmek için müzakerelere dahil etmeye çalışmışlardı.

Pentagon raporunda Çin'in askeri yığılması detaylı bir şekilde ele alınarak, "Pekin'in 2027 yılının sonuna kadar Tayvan'da savaşabilecek ve kazanabilecek durumda olacağı" belirtildi.

Tayvan'ı, demokratik olarak yönetilen bir ada olarak kendi topraklarının bir parçası olarak gören Çin, adayı "yeniden birleştirmek" için güç kullanma fikrinden hiçbir zaman vazgeçmedi.

Pentagon raporu, ABD ve Rusya arasında kalan son nükleer silah kontrol anlaşması olan ve her iki tarafı da 700 fırlatma platformunda en fazla bin 550 konuşlandırılmış nükleer savaş başlığıyla sınırlayan 2010 Yeni START Antlaşması'nın sona ermesinden iki aydan kısa bir süre önce geldi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Joe Biden, Şubat 2021'de anlaşmayı beş yıl daha uzattı, ancak anlaşma, daha fazla resmi uzatmayı engelleyen çeşitli hükümler içeriyor. Birçok uzman, anlaşmanın sona ermesinin üç yönlü bir nükleer silahlanma yarışını tetikleyebileceğinden endişe ediyor.

Silah Kontrol Birliği'nin genel müdürü Darrell Kimball şunları söyledi: "Daha fazla nükleer silah ve diplomasi eksikliği hiçbir tarafı daha güvenli hale getirmeyecektir; ne Çin'i, ne Rusya'yı, ne de Amerika Birleşik Devletleri'ni."