Rusya’nın askeri gerginliği tırmandırarak İdlib’deki mevzilere yoğun hava saldırıları düzenlediği bir ortamda, Rus tarafı, M4 (Lazkiye- Halep) otoyolunda Türkiye ile ortak devriye gerçekleştirmeyi reddetti. Bu gelişmelerin ardından Libya ve Suriye dosyalarını içeren Rusya-Türkiye istişare turu dün Ankara’da başladı. Türk kaynaklar, iki heyette Rusya ve Türkiye’den Dışişleri, Savunma ve istihbarat yetkililerinin yer aldığını belirterek, toplantıların Ankara’daki Dışişleri Bakanlığı binasında gerçekleştirildiğini aktardı. Türk heyete Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal’ın başkanlık ettiği istişare turunun ikinci toplantısında Suriye ve Libya’daki gelişmeler ele alındı. Birinci istişare toplantısı iki hafta önce Moskova’da düzenlenmişti.
Ankara’da düzenlenen istişare toplantısı öncesinde Suriye’nin İdlib kentinde gerilim tırmandı. Rus savaş uçakları dün 20’den fazla hava saldırısı gerçekleştirdi. Rusya’nın İdlib’de gerginliği tırmandırması üzerinde Akdeniz’deki Rus savaş gemileri çok sayıda noktayı bombaladı.
Rus hava saldırısı
Rusya’ya ait 7 savaş uçağı, nöbetleşe biçimde İdlib’in kuzeyindeki Batanta ve Eş-Şeyh Bahr köylerini bombaladı. Eş-Şeyh Bahr köyüne ayrıca Akdeniz sahillerinde bulunan Rus savaş gemilerinden uzun menzilli füzeler atıldı. Rusya’nın hava saldırısına eş zamanlı olarak İdlib’in kuzey kırsalındaki Maarra’t Mısrin kentinin batısına vakum füzeleriyle saldırı düzenlendi. Aynı zamanda rejim güçleri İdlib’in güneyindeki Cebel Zaviye, Kenasfara, Safhun ve Futeyra’nın beldelerine top atışları düzenledi.
Suriyeli muhalifler, bu saldırılara karşılık İdlib semalarındaki Rus keşif uçaklarını vurmak için güdümlü füze fırlattı ancak hedefi vuramadılar.
Diğer taraftan Rusya, 5 Mart’ta Moskova ve Ankara arasında imzalanan mutabakat doğrultusunda Türkiye ile M4 (Lazkiye- Halep) otoyolunda yürüttüğü ortak devriyelerin yenisine katılmayı reddetti. Türk güçleri devriye faaliyetini tek başına gerçekleştirdi.
Türk kuvvetleri, dün sabah saatlerinde Rusya tarafıyla olağan ortak devriye faaliyetine hazırlık için Türk keşif uçaklarının bölgedeki yoğun uçuşları altında M4 otoyolunda yoğun bir şekilde konuşlandı. Ancak Rusya tarafı ortak devriyeye katılmayı reddetti ve Türk kuvvetleri devriye faaliyetini tek başına gerçekleştirdi. Türk medyasına göre, Rusya tarafı, Türk kuvvetlerinin İdlib’in doğusundaki Serakib’in Ternaba köyünden Lazkiye’nin kuzey kırsalındaki Ayn Hur’a, oradan İdlib’in güney ve batı kırsalına uzanan devriye güzergahının güvenliği ve Rus askeri araçlarına yönelik saldırının tekrarlanmaması konusunda teminat vermediği için ortak devriyeye katılmayı reddetti. Nitekim daha önce ortak devriye sırasında Rus askeri araçlarına yapılan saldırı sonucu bazı Rus askerleri yaralanmıştı.
Rusya tarafının ortak devriyeye katılmayı reddetmesi ve Türk kuvvetlerinin tek başında devriyeye çıkmasının ardından Moskova, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeybatısında gerginliği azaltma bölgelerinde radikal gruplar ile Suriye ılımlı muhalif gruplar arasında ayrım yapma yükümlülüğüne bağlı kalmadığını belirtti. Tarafların 15 Mart’ta başladığı ortak devriyeler ister el yapımı bomba ister RPG füzeleri olsun çok sayıda saldırıya uğradı. Saldırılar sonucunda Rusya ve Türkiye tarafından yaralanan askerler oldu. 25 Ağustos’ta meydana gelen bu saldırıların sonuncusunda, İdlib’in batısındaki Urum el-Cevz bölgesinde Rus askeri aracı RPG füzesiyle hedef alındı.
Öte yandan Ankara, Fransa’nın Libya, Doğu Akdeniz ve son olarak Irak geriliminde olduğu gibi Türkiye’ye karşı İdlib’de de benzer bir müdahalede bulunmasına karşı endişeleri olduğunu dile getirdi.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Pazartesi günü bir televizyon programında yaptığı açıklamada, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron için “Suriye'de önemli aktör olmaktan çıktı. Dürüst bir siyasetçi değil. Sağduyuyu kaybetti, dengesi bozuldu” ifadelerini kullandı.
Macron, 27 Haziran’da Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile İdlib başta olmak üzere önemli meseleler ele almıştı. Bu durum Fransa ile ilişkilerinde gerilim yaşayan Türkiye’nin çekincelerine yol açmıştı.
Paris, Avrupa Birliği’ni (AB) Türkiye’nin Irak, Libya ve Suriye gibi bazı ülkelere müdahalesine son verme noktasında adım atmaya zorluyor.
Afrin’deki patlama
Suriye’nin kuzeyindeki Halep kırsalında yer alan ve Türkiye destekli grupların kontrolündeki Afrin kentinde bomba yüklü aracın infilak etmesi sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı 10’a yükseldi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, dünkü açıklamasında, “Suriye’nin kuzeyindeki Halep kırsalında yer alan ve Türkiye destekli grupların kontrolündeki Afrin kentinde bomba yüklü aracın infilak etmesi sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı 10’a yükseldi. Ölenler arasında bir çocuk ve bir doktor bulunuyor. Aralarında hayati tehlikesi bulunan 35’ten fazla yaralı var. Ölü sayısı daha da artabilir” ifadelerine yer verdi.
Patlama, şehir merkezinde sivillerin yoğun olarak bulunduğu ve Türkiye destekli gruplara ait güvenlik noktasına yakın bir bölgede meydana geldi.
Türkiye destekli muhalif gruplar Mart 2018’den bu yana Afrin’i kontrol ediyor. Söz konusu tarihten bu yana kentte çok sayıda bomba yüklü araçla saldırı gerçekleşti, onlarca kişi hayatını kaybetti ve yaralandı.
Muhalif Suriye Ulusal Koalisyonu’ndan yapılan açıklamada, “Halep’in kuzey kırsalındaki Afrin kentini hedef alan terör saldırısında biri doktor 11 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı ve bazılarının durumu kritik. Yerleşim bölgesine uzanan korkunç terör suçu, Türk Kızılay’ına ait araca düzenlenen ve gönüllü bir Türk vatandaşının hayatını kaybettiği saldırıdan birkaç saat sonra geldi. Afrin’deki patlama, teröristlerin sahip olduğu tek vasfı olan kaosu yaymak, şiddet ve öldürmeyi teşvik etme konusundaki umutsuz girişimlerinin olduğu bir dizi benzer operasyondan sonra geldi” denildi.
Koalisyon, sevdiklerini kaybeden ailelerin yanında olduğunu belirterek, bu patlamanın veya sivilleri hedef alan herhangi bir saldırının arkasında olan grupların peşine düşmeyi sürdürme hususundaki kararlılığını vurguladı.
Uluslararası topluma terörizme, sponsorlarına ve bundan faydalananlara karşı kararlı bir tavır benimseme çağrısında bulunan Koalisyon, açıklamasında, “Çok ciddiye aldığımız bu terör eylemlerinin devam etme riskleri bulunuyor. Bu örgütleri ve arkalarında duranları kuşatmak, fon ve destek kaynaklarını kesmek, tasfiyelerini teminat altına almak ve oluşturabilecekleri her türlü tehdide son vermek için Suriye Ulusal Ordusu'nun ve Suriye geçici hükümetinin kurumlarının desteklenmesinin gereğini vurguluyoruz” ifadelerini kullandı.