Miladinov “esir takası” anlaşmazlığını çözmek için Gazze’de

Gazze’den atılan roketin isabet ettiği Aşdod’da bir dükkânın kırılan camı (EPA)
Gazze’den atılan roketin isabet ettiği Aşdod’da bir dükkânın kırılan camı (EPA)
TT

Miladinov “esir takası” anlaşmazlığını çözmek için Gazze’de

Gazze’den atılan roketin isabet ettiği Aşdod’da bir dükkânın kırılan camı (EPA)
Gazze’den atılan roketin isabet ettiği Aşdod’da bir dükkânın kırılan camı (EPA)

Ortadoğu barış süreci koordinatörü Nikolai Miladinov, İsrail ile varılan son ateşkes anlaşmasını pekiştirmek amacıyla Hamas liderleriyle görüşmek üzere Gazze’ye geldi. Miladinov’un ajandasında Birleşmiş Milletler (BM)’in Batı Şeria’da yaptığı çalışmaları takip etmek de bulunuyor.
Bilindiği gibi Mısır, mübadele anlaşmasıyla ilgili Hamas ve İsrail arasında yeniden arabuluculuk yapmaya başlamış, Miladinov ile dirsek temasına girmişti. İsrail gazetesi KAN’ın haberine göre, Erez kapısından Gazze’ye gelen Miladinov, İsrail ile Hamas arasında tırmanan yeni gerilime çözüm arayacak.
İsrail’in iki Arap devletiyle anlaşma yaptığı sırada Hamas’ın Gazze çevresindeki yerleşimci bölgesine yaklaşık 15 roket atması İsrail’i şaşırttı. Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el- Kassam Tugaylarının Çarşamba günü yaptığı açıklamada, atılan roketlerin, “direnişin mesajı” olduğu vurgulandı. Yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “İsrail direniş mevzilerine ve halkımıza yaptığı her türlü saldırının bedelini ödeyecektir. Bombardımana karşı bombardımanla cevap verip işgalci saldırganlığını sürdürdüğü müddetçe karşılığını genişleterek vereceğiz.”
İsrail dün (Çarşamba) şafak vakti Gazze’nin çeşitli bölgelerine yönelik gerçekleştirdiği saldırılarla hasara neden oldu. Buna karşılık Filistinli örgütler de Yahudi yerleşim bölgelerine roket attı. İsrail savaş uçakları bu aşamada Han Yunus’un kuzeybatısından başlamak üzere çeşitli bölgelere saldırı başlattı.
İsrail ordusu yaşanan gelişmelerin ardından "Gazze’den İsrail'e yönelik 15 roket atıldı, bunlardan dokuzu Demir Kubbe füze savunma sistemi tarafından durduruldu” şeklinde bir açıklama yaptı. İsrail ordusu yapılan saldırılardan Gazze Şeridinde yönetimi elinde bulunduran Hamas’ı sorumlu tuttu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise, saldırılara şaşırmadığını ve bu saldırıların yapılan tarihi barış anlaşmasının engellenmesine yönelik olduğunu belirterek, “Topraklarımıza roket atanlar barış sürecini geriletmek istiyorlar ancak bunda başarılı olamayacaklar” değerlendirmesinde bulundu.
İki kişi hafif yaralandı, 4 İsrailli panik nedeniyle hastaneye kaldırıldı
Gazze'den fırlatılan roketler, Aşdod'da bir dükkânın camlarının kırılmasına ve otuzlu yaşlarda iki kişinin hafif bir şekilde yaralanmasına neden olurken, 4 İsrailli panik nedeniyle hastaneye kaldırıldı. İsrail ordusu, bu bombardımana cevaben Hamas’ın askeri tesislerinin yanı sıra, silah ve patlayıcı üreten bir fabrika da dahil olmak üzere 10 Hamas hedefine baskın düzenlediğini doğruladı.
Saldırı sonrasında Hamas İsrail’e tehditte bulunurken Filistin’de bulunan diğer örgütler de benzer açıklamalar yaparak direnişin bir hak olduğunu belirttiler. İslami Cihad hareketi yaptığı açıklamada “direnişin mesajı açıktır; bu mesaj mücadelenin bitmeyeceği ve çözümün Filistin halkının çıkarları dışında gerçekleşmeyeceğidir” ifadelerine yer verildi.
Filistin’li gruplar arasında birlik görüşmeleri
İsrail ile iki Arap devleti arasında yapılan anlaşmanın ardından Filistin’de farklı gruplar arasındaki koordinasyon da arttı. Saldırılardan önce Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Hamas ve İslami Cihad olmak üzere diğer örgütlerle video konferans yoluyla görüştü. Filistin örgütlerinin yaptığı ortak açıklamada direniş kararlılığı vurgulanarak mücadeleye devam edileceği belirtildi.
Öte yandan gerilimin tırmanmasından saatler önce Lübnan’da İslami Cihad Genel Sekreteri Ziyad el- Nahale, İsmail Heniye başkanlığındaki Hamas hareketinden gelen bir heyeti karşıladı. Görüşmenin ardından yapılan ortak açıklamada, iki heyet Amerikan yönetiminin Yüzyılın Anlaşması adını verdiği Filistin Davasını tasfiye planının ışığında ortaya çıkan tehlikelerin gözden geçirildiğini belirtti ve bu şartlarda Siyonist projeyle yüzleşmede direnişin değerini vurguladı.



‘Gazze Görev Gücü’... Filistinli gruplar arasındaki ‘anlaşmalar’ görev gücünün konuşlandırılmasını hızlandıracak mı?

Gazze Şeridi'ndeki yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı çadırlar (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı çadırlar (AFP)
TT

‘Gazze Görev Gücü’... Filistinli gruplar arasındaki ‘anlaşmalar’ görev gücünün konuşlandırılmasını hızlandıracak mı?

Gazze Şeridi'ndeki yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı çadırlar (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı çadırlar (AFP)

Gazze Şeridi’nde istikrarı yeniden tesis etmeyi amaçlayan uluslararası güç, önemine dair uzlaşıların artmasıyla birlikte yeni bir aşamaya giriyor. Bu durum, güçlerin katılımını öngören ateşkes anlaşmasının uygulanmasıyla eş zamanlı gerçekleşiyor. Bu süreçte Filistin tarafı, söz konusu güçlerin Gazze’nin içinde değil, sınırlarında konuşlanması şartını öne sürerken; İsrail tarafı ise Türkiye’nin bu güce katılımını ‘veto’ ediyor.

Mısır ve ABD’nin, bu gücün Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararıyla onaylanmasının önemini vurguladığı belirtilirken, Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, Filistinli gruplar arasındaki uzlaşının bu gücün konuşlandırılmasını hızlandırabileceğini ifade ediyor. Ancak bu gücün konuşlandırılması, İsrail’in muhtemel engelleriyle karşılaşarak bir süre ertelenebilir. Buna karşılık, gücün bir an önce konuşlandırılmasını destekleyen ve Arap bakışına yakın olan Amerikan tutumu bu konuda belirleyici olacaktır. Öte yandan, gelecekte görevlerini başarıyla yerine getirip getiremeyeceği konusunda farklı görüşler bulunuyor.

9 Ekim'de İsrail ve Hamas tarafından onaylanan ve ertesi gün yürürlüğe giren Trump'ın 20 maddelik planı, Gazze Şeridi'nde ‘derhal konuşlandırılacak geçici bir uluslararası istikrar gücü’ kurulmasını öngörüyor.

Bu bağlamda, Filistinli grupların Kahire'de günlerce süren görüşmelerin ardından gerçekleştirdiği toplantı, ‘Gazze Şeridi genelinde güvenlik ve istikrarın sağlanması için gerekli tüm önlemlerin alınması’ kararıyla sona erdi.

Katılımcı gruplar, ‘ateşkesi izlemek üzere oluşturulacak geçici BM gücüyle ilgili bir BM kararının çıkarılmasının önemini vurguladı ve tüm Filistinli güçlerin ve grupların ulusal bir strateji üzerinde anlaşmak için acilen bir araya gelmesi çağrısında bulundu.’

Bu, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati'nin son günlerde yaptıkları açıklamalarda yineledikleri, gücün BM Güvenlik Konseyi tarafından onaylanması yönündeki Mısır'ın talebiyle uyumlu. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, cuma günü İsrail'i ziyareti sırasında bu talebi yineledi. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Rubio, “Washington, bazı ülkelerin talebi üzerine bu güç için BM'den yetki isteyebilir” dedi.

xsdfr
Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesinde, yerinden edilmiş ailelerin sığındığı hasarlı bir caminin önünde oynayan Filistinli çocuklar (AFP)

Filistinli siyasi analist Dr. Abdulmehdi Mutava, uluslararası güçlerin şu anda iki farklı bakış açısına sahip olduğunu düşünüyor. Birincisi, Arap ve Avrupa yaklaşımı: Bu görüş, söz konusu gücün belirli görevlerle sınırlı, iç çatışmalara karışmayan bir BM gücüne dönüştürülmesini istiyor. Ayrıca, İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırmasını engellemeyi ve güvenliği sağlamak üzere Filistinli polis güçlerini eğitmeyi hedefliyor. İkinci görüş ise öncelikle İsrail tarafından savunuluyor; bu yaklaşım, söz konusu gücün silahsızlanma ve tünellerin ortadan kaldırılması yetkilerini içermesini, ancak uluslararası (BM) nitelikte olmamasını istiyor.

İsrail uzmanı Dr. Said Ukkaşe, Mısır'ın öncülüğündeki Filistin anlaşmalarının, özellikle de ABD'nin bu güçleri konuşlandırma isteği ile birlikte, ‘uluslararası güçlerin oluşumunu hızlandırabileceğini ve bu güçlerin yakında uluslararası alanda kabul göreceğini’ düşünüyor.

Bu hamleye gösterilen hoşgörü, Filistinlilerin çekinceleriyle karşılanıyor. El Fetih tarafından dün yapılan açıklamada, “Herhangi bir uluslararası güç, eğer var olacaksa, Gazze Şeridi’nin içinde değil, sınırda bulunmalıdır” denildi. Açıklamada ayrıca, bu gücün Filistin egemenliğine ya da resmî kurumlarının rolüne zarar vermeyecek şekilde, BM Güvenlik Konseyi’nden açık ve belirli bir yetkiyle hareket etmesi gerektiği vurgulandı.

Rubio cuma günü yaptığı açıklamada, ‘uluslararası güç’ konusuna ilişkin yeni bir engel ortaya koydu. Birçok ülkenin görev gücüne katılmaya hazır olduğunu belirtirken, ‘bu gücün, İsrail’in kabul edeceği ülkelerden oluşması gerektiğini’ vurguladı. Rubio, İsrail’in bu gücün oluşumuna dair veto hakkına sahip olacağını ve özellikle Türkiye’nin katılımına karşı çıkabileceğini de açıkladı. Bu açıklama, yaklaşık iki yıl önce başlayan Gazze savaşından bu yana iki taraf arasında süregelen derin anlaşmazlıklara işaret ediyor.

dfrgt
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, cuma günü İsrail'in güneyindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'ni ziyaretinde askerlerle konuştu. (AP)

Bu engeller ve gelişmelerin ortasında Mısır, ‘Gazze anlaşmasının şartlarının tam olarak uygulanmasının önemini’ yineledi. Bu gelişme, Abdulati'nin Romanya Dışişleri Bakanı Oana Toiu ile yaptığı görüşme sırasında gerçekleşti. Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın bugün yaptığı açıklamaya göre söz konusu görüşme, Mısır Dışişleri Bakanı'nın Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlenen Mısır-Avrupa Birliği (AB) zirvesine katılımının bir parçası olarak gerçekleşti.

Ukkaşe’ye göre, genellikle faaliyet alanında BM güçlerinin bulunmasını tercih etmeyen İsrail, bu kez de söz konusu güçlerin konuşlanmasını geciktirmeye çalışabilir. Özellikle bu güçler bir BM Barış Gücü statüsü kazanacaksa böyle bir tutum sergileyebilir. Ukkaşe, Mısır’ın yürüttüğü diplomatik girişimler arasında Amerikan tutumunun bu konuda belirleyici olabileceğini ve Washington isterse bu güçlerin konuşlandırılmasının hızlanabileceğini ifade ediyor.

Filistin Yönetimi'nin bu anlaşmanın oluşumunu engelleme yetkisi olmadığını vurgulayan Ukkaşe, ancak Filistin Yönetimi'nin, gelecekte kendisine engel teşkil etmemesi için Gazze Şeridi'ne yabancı güçlerin kabul edilmesinin getireceği utançtan kaçınmak için tutumunu sürdürdüğünü belirtti. Ukkaşe, özellikle silahsızlanma konusunda henüz çözülmemiş büyük sorunlar olduğu için, bu güçlerin başarıdan çok engellerle karşılaşacağını tahmin ediyor.

Mutava, Washington'un bu engeller konusunda son sözü söyleyeceğini ve Arapların tarafına eğilip anlaşmanın şartlarına uygun olarak bu uluslararası güçleri oluşturmaya çalışacağını düşünüyor.


Trump Katar'a teşekkür etti ve Hamas’ı ölen İsrailli rehinelerin cesetlerini iade etmeye devam etmeye çağırdı

ABD Başkanı Donald Trump, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ve Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir araya geldi (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ve Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir araya geldi (Reuters)
TT

Trump Katar'a teşekkür etti ve Hamas’ı ölen İsrailli rehinelerin cesetlerini iade etmeye devam etmeye çağırdı

ABD Başkanı Donald Trump, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ve Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir araya geldi (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ve Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir araya geldi (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada Katar'a teşekkür ederken ABD’nin ‘büyük bir müttefiki’ olduğunu söyledi. Trump, Hamas'a Gazze Şeridi'nde ölen İsrailli rehinelerin cesetlerini iade etmeye devam etmesi çağrısında bulundu.

Hamas'ın Gazze'deki eylemlerini yakından takip ettiğini belirten Trump, Hamas’ın Gazze Şeridi'nde tuttuğu İsrailli rehinelerin cesetlerinin iadesini hızlandırması çağrısında bulundu. Trump, sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda “Önümüzdeki 48 saat içinde ne yapacaklarını görelim” ifadelerini kullandı.

Hamas'ın rehinelerin cesetlerini iade etmemesi halinde barış sürecine dahil olan diğer ülkelerin harekete geçeceğini ifade eden ABD Başkanı, bazı cesetlere ulaşmanın zor olduğunu, ancak diğerlerinin ‘şu anda iade edilebileceğini’ belirtti.

Trump dün sabah saatlerinde yaptığı açıklamada Katar'ın ülkesinin ‘büyük bir müttefiki’ olduğunu söyledi. Katar Haber Ajansı QNA’nın aktardığına göre Trump, “Katar Devleti'ne şükranlarımızı sunuyoruz. Artık daha güvenli bir Ortadoğu'ya sahibiz ve bunun böyle kalmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) Zirvesi'nin gerçekleştirileceği Malezya'ya gitmek üzere bindiği Air Force One uçağı, yakıt ikmali için Katar'daki Al-Udeid Hava Üssü'ne iniş yaptığı sırada Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ve Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ABD Başkanı'nı uçağında ziyaret etti.

Trump, İsrail ile Hamas arasında Gazze Şeridi'nde imzalanan ateşkes anlaşmasına atıfla Katar'ın Ortadoğu’daki barış sürecinde önemli bir rol oynadığını vurguladı.

ABD Başkanı, Gazze'de konuşlandırılacak istikrarı sağlama gücü liderlerinin seçilmesi için çalışmaların sürdüğünü belirtti. Ortadoğu’da barışın kalıcı olması gerektiğini vurguladı.

Beyaz Saray’dan bir yetkili dün sabah Trump'ın ASEAN Zirvesi'ne katılmak üzere Malezya'ya giderken Katar'da mola vereceğini ve bu sırada Katar Emiri ve Başbakan ile görüşeceğini duyurmuştu.

Reuters’ın aktardığına göre aynı yetkili, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Trump'a Katar'da katılacağını söyledi.

Rubio ise, ABD yetkililerinin Gazze Şeridi'nde çokuluslu bir gücün kurulmasını onaylaması beklenen bir Birleşmiş Milletler (BM) kararı veya uluslararası anlaşma için öneriler aldıklarını belirterek, bu konunun bugün Katar'da görüşüleceğini kaydetti.

ABD Dışişleri Bakanı, İsrail’den Katar’a doğru gitmek üzere bindiği uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Birçok ülke, finansal olarak, personel olarak veya her ikisiyle birlikte olmak üzere bir düzeyde katılım gösterme konusunda ilgi duyduğunu ifade etti. Bunun için ya bir BM kararının alınması ya da uluslararası bir anlaşmaya varılması gerekiyor, çünkü bu ülkelerin kendi anayasaları bunu zorunlu kılıyor.”

Rubio, “Yani, bu detaylı plan üzerinde çalışan bir ekibimiz var” diye ekledi.


Filistin Yönetimi ve Hamas görüşmelerinden beklenmedik sonuçlar

Filistinli gruplar Gazze'de ertesi gün konusunda anlaştı. (AFP)
Filistinli gruplar Gazze'de ertesi gün konusunda anlaştı. (AFP)
TT

Filistin Yönetimi ve Hamas görüşmelerinden beklenmedik sonuçlar

Filistinli gruplar Gazze'de ertesi gün konusunda anlaştı. (AFP)
Filistinli gruplar Gazze'de ertesi gün konusunda anlaştı. (AFP)

İzzeddin Ebu Ayşe

Kahire'de Filistin Devlet Başkanı Yardımcısı Hüseyin eş-Şeyh ile Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Vekili Halil el-Hayye arasında yapılan görüşme, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze için savaş sonrası planlarıyla tamamen uyumluydu.

Son iki gün içinde Filistin Yönetimi, Gazze Şeridi'ndeki çözülmemiş sorunları görüşmek üzere Hamas ve diğer gruplarla bir araya geldi. Siyasi analistler, görüşmede tarafların ulusal bir uzlaşıya varmasını bekliyordu, ancak sonuçlar beklentilerin altında kaldı.

Taraflar, Filistin Yönetimi ile diğer gruplar arasında ortaklığa dayalı bir ulusal uzlaşmaya varmak ya da meşru kurumların Gazze Şeridi’ne geri dönmesi yerine başka bir yol izledi. İki taraf, harap olmuş Gazze Şeridi’ni uluslararası vesayet altına koyma ve onun üst yönetimini Gazze ve Ortadoğu Barış Konseyi’nin başkanı olan Trump’a devretme konusunda anlaştılar.

Filistin Yönetimi tarafından yönetilen Batı Şeria ile Hamas'ın kontrolündeki Gazze Şeridi arasında 18 yıl süren bölünme ve bu uzun yıllar boyunca tüm ulusal uzlaşma girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, rakip taraflar (Filistin Yönetimi ve Hamas), yavaş yavaş toparlanmaya hazırlanan Gazze Şeridi’nin güvenlik ve siyasi durumu konusunda rekor sürede bir anlaşmaya vardı.

2006 yılında Hamas, o dönemde yapılan yasama seçimlerini kazandı ve Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas tarafından görevden alınan bir Filistin hükümeti kurdu. Ancak hareket, başkanlık kararlarına uymayı reddetti ve silah zoruyla ulusal hükümeti devirdi.

Hamas, Gazze'yi uzun yıllar kontrol etti ve bu dönemde Gazze Şeridi kuşatma altındayken, başta Suudi Arabistan, Yemen, Mısır, Katar, Çin ve Rusya olmak üzere çeşitli ülkeler Filistin uzlaşma anlaşması imzalamaya çalıştı. Ancak bu çabalar, El Fetih ve Hamas arasında ortak bir Filistin yönetimi etrafında odaklanmış olmasına rağmen, tamamen başarısızlıkla sonuçlandı.

Gazze'deki savaşta İsrail, Hamas'ın altyapısının büyük bir bölümünü yok etmeyi başardı ve dünya Filistinli gruplara karşı cephe aldı. Bu noktada, Gazze Şeridi'ni kontrol eden hareket iktidarı bırakmaya karar verdi ve silahlarını meşru Filistin makamlarına teslim etmeye karşı çıkmadı, bu da çatışmaların ardından çözüm bulunmasına katkıda bulundu.

Barış ve refahın ikinci aşaması

Trump, bölgede süregelen gerginliğe neden olan Gazze sorununu çözmek için Gazze Şeridi'ndeki tüm güvenlik, siyasi ve hatta ekonomik sorunları ele alan kapsamlı bir plan hazırladı. Barış ve refah planı, savaşı sona erdirmek, ölenlerin cesetlerini teslim etmek ve hayatta kalan rehineleri serbest bırakmak gibi sorunları ele alarak başladı ve bu ilk aşama tamamlanmak üzere.

Trump, planın ikinci aşaması için Gazze'deki önemli sorunlara çözümler geliştirdi. ABD Başkanı’nın ele aldığı bu sorunların en önemlileri, silahsızlanma, teknokrat bir komite kurulması, yıkıma uğramış bölgenin uluslararası vesayet altına alınması, şiddeti sona erdirmek ve normalleşmiş ilişkiler kurmak için bir barış konseyi kurulması, ekonomik kalkınma ve yıkıma uğramış bölgenin yeniden inşası.

Şarm eş-Şeyh toplantısında ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze planı onaylandı. (AFP)Şarm eş-Şeyh toplantısında ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze planı onaylandı. (AFP)

İsrail, Filistinliler ve bölgesel aktörler dahil tüm taraflar Trump'ın planını kabul etti. Filistin Yönetimi, Hamas ve El Fetih planı kamuoyuna desteklediklerini açıklasa da uluslararası siyasi gözlemciler bu desteğin samimiyetinden şüphe duyuyordu. Anlaşma ve uygulama aşamasında, ABD'nin barış çabalarını baltalayan sorunlar ve engeller ortaya çıktı.

El Fetih'ten değil, Filistin Yönetimi'nden bir heyet

Savaş sonrası ilk Filistin toplantısında amaç Gazze Şeridi'nin geleceğini tartışmaktı. Beklentilerin aksine, alınan önlemlerin tamamen farklı olduğu ortaya çıktı ve hatta bir sonraki aşama konusunda önemli ilerleme kaydedildi, böylece Trump'ın planının ikinci aşaması yürürlüğe girebildi.

Mısır'da guruplar toplantısındaki farklı prosedürlerle ilgili olarak, siyaset araştırmacısı Saib Kerim, “El Fetih, önceki Filistin uzlaşma turlarında olduğu gibi Hamas liderleriyle görüşmek için Mısır'a gitmedi, aksine Filistin Yönetimi Kahire'ye gitti” dedi.

Kerim, ‘siyasi partiler ile Filistin Yönetimi arasında bir fark olduğunu, çünkü Filistin Yönetimi'nin Filistinlileri temsil eden tanınmış resmi bir kurum olduğunu’ düşünüyor. Bu nedenle, El Fetih gurubu yerine meşru otoriteden üst düzey bir heyet gönderildi, bu da meselenin ciddi olduğunu ve ele alınan konuların resmi hale geldiğini ve gurup düzeyinde değil, devlet düzeyinde müzakere edildiğini gösteriyor.

Kerim, Filistin Devlet Başkanı Yardımcısı Hüseyin eş-Şeyh'in, Filistin Yönetimi’nin İstihbarat Şefi Macid Ferec'le birlikte Hamas Siyasi Büro Başkan Vekili Halil el-Hayye ile bir araya geldiğini belirterek, Filistin Yönetimi temsilcilerinin ülkedeki en üst düzey iki isim olduğunu kaydetti.

Eş-Şeyh, Hamas liderleri ve diğer gruplarla ikili ve genel toplantılarda bir araya geldi ve Filistinli taraflar, herhangi bir engel veya tartışma olmadan Gazze'nin siyasi, güvenlik ve ekonomik sorunlarına hızla çözüm buldu.

Teknokratlar, barış konseyi ve uluslararası güçler

Mısır'da bir araya gelen Filistinliler, Gazze'nin yönetimini, bağımsız ve teknokratlardan oluşan geçici bir Filistin komitesine devretmeyi kabul ettiler. Bu komite, Birleşmiş Milletler'in (BM) Gazze Şeridi'ndeki uluslararası misyonu ile iş birliği içinde temel hizmet ve imkanların yönetiminden sorumlu olacak. Savaşın yıktığı şehrin üst düzey yönetimi, Trump'ın başkanlık ettiği barış konseyinin eline geçecek.

Gazze Şeridi'nin yeniden inşasının finansmanını ve uygulanmasını denetlemek üzere uluslararası bir komite kurulması ve Filistin Yönetimi'ne Gazze Şeridi'nin yönetiminde bir rol verilmesi konusunda anlaştılar. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre ayrıca, ilgili bir BM kararının çıkarılması koşuluyla, Gazze Şeridi'ni denetleyecek bir BM komitesi aracılığıyla güvenlik ve istikrarın sağlanması için gerekli tüm önlemlerin alınması konusunda da anlaştılar.

Anlaştıkları önemli konular arasında, Refah Sınır Kapısı’nın işleyişine Filistinlilerin resmi katılımının organize edilmesi, Filistin silahları sorunu ve bunun Filistin resmi makamlarına emanet edilecek yerel güvenlik mekanizmaları içinde kontrol edilme yolları konusunda mutabakat sağlanması ve bu görevi üstlenmek üzere Mısır'da eğitim almış personel ve subayların Gazze'deki diğer personel ve subaylarla birlikte görevlendirilmesi yer aldı.

Filistin Yönetimi bir ortak ve kilit aktördür

Filistin Ulusal Girişim Hareketi Genel Sekreteri Mustafa el-Bergusi, Kahire görüşmelerine katıldı ve görüşmelerde neler yapıldığına ilişkin olarak, “Bölgenin istikrarını sağlamak amacıyla Gazze Şeridi'nde barış gücü konuşlandırılması ve ateşkesin izlenmesi konusunda anlaşmaya vardık. Silahlar konusu, Filistinliler tarafından uluslararası meşruiyet kurallarına uygun olarak kararlaştırılan mücadele biçimlerinin belirlenmesi bağlamında ele alınacak” dedi.

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, “Toplantılarda İsrail ile ilişkiler, grupların silahlarının akıbeti ve BM güçlerinin varlığı konusunda diyalog ele alındı. Bunlar, yönetim düzenlemeleri gibi Başkan Trump'ın planındaki tüm konularda iç anlaşmaya varmayı amaçlayan ciddi ve derinlemesine ulusal tartışmalardır” ifadelerini kullandı.

Gazze Şeridi kesin çözümler beklerken, kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya olmaya devam ediyor. (AFP)Gazze Şeridi kesin çözümler beklerken, kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya olmaya devam ediyor. (AFP)

Kasım, görüşmelerin ulusal uzlaşma değil barış ve refah planına dayandığını kabul ederken, yıllarca süren çekişmelerin ardından Filistin Yönetimi'nden de övgüyle bahsetti: “Filistin Yönetimi, göz ardı edilemeyecek Filistinli kuruluşlardan biridir. Bir sonraki aşama için pratik adımlar üzerinde onlarla birlikte çalışıyoruz.”

Hamas, Gazze Şeridi'ni başkalarına devretmek için acele ediyor gibi görünüyor. Zira Kasım yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin yönetimini devralmak ve yeniden inşa etmek için görevlerini yerine getirmek üzere üzerinde anlaşmaya varılan komitenin bir an önce kurulmasını istedi.

Teknokratlar ve kapalı kapılar ardında katılım

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, Hamas'ın Gazze Şeridi'ni yönetmek için teknokrat bir komite kurma konusundaki aceleci tavrını, Arap arabulucuların bilgisi dahilinde olsa da o hükümetin üyelerinin seçimine gizli bir katılım olarak yorumladı.

KAN, Hamas'ın hükümet kadrosunun yarısını kendi destekçileri ve ilkelerini destekleyen kişilerden oluşturduğunu, teknokrat kadrosunun diğer yarısının ise Filistin Yönetimi tarafından seçildiğini belirtti. Bu adım, hareketin gizli bir kapıdan Gazze Şeridi'nde nüfuzunu korumasına olanak tanıyacak.

İsrail Maliye Bakanı Yardımcısı Zeev Elkin, “Tel Aviv, Hamas unsurlarının Gazze Şeridi'ni kontrol etmesini kabul etmeyecektir. Hareketin kayıtlı üyelerinin bu hükümete katılmalarına izin verilmemelidir” ifadelerini kullandı.

El Fetih Sözcüsü Cemal Nazzal ise “Gazze Şeridi'nde toplum destek komitesinin kurulması Filistin Yönetimi'nin sorumluluğundadır ve bu komite, barış konseyi ile tam koordinasyon içinde Gazze'yi yöneten Filistin hükümetinden bir bakan tarafından yönetilmektedir. Teknokratlar herhangi bir anlaşmazlığa dahil değildir; bu konuda Filistinliler arasında ortak bir anlayış vardır” dedi.

Nazzal sözlerini şöyle sürdürdü: “Filistin Yönetimi Gazze Şeridi'nden uzak kalamaz, çünkü başka hiçbir alternatif başarılı olamaz. Uluslararası güçler Filistin yasalarına göre hareket edecek. Bunu uygulamak için Filistinliler ve Filistin güvenlik güçlerinden daha iyi kim olabilir? Hamas bu noktayı anladı ve kabul etti.”

Siyasi araştırmacı Eymen er-Rakab, “Filistin Yönetimi’nin Kahire'deki gruplarla yaptığı görüşmeler, Trump'ın planının bir sonraki aşamasına zemin hazırlıyor. Bu aşama, silahsızlanma ikileminin çözülmesini sağlayacak ve Gazze Şeridi'ni uluslararası vesayet ve barış konseyinin denetimi altına alacak yerel ve uluslararası güvenlik düzenlemelerini içeriyor. Söz konusu mutabakatlar, Trump'ın ikinci aşamadaki barış ve refah planının şartlarıyla aynı” değerlendirmesinde bulundu.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.