Şarkıcı Halil Sezai tutuklandı: “Yaptığım hayvanlıktı, kendime yakıştıramıyorum”

Şarkıcı Halil Sezai tutuklandı: “Yaptığım hayvanlıktı, kendime yakıştıramıyorum”
TT

Şarkıcı Halil Sezai tutuklandı: “Yaptığım hayvanlıktı, kendime yakıştıramıyorum”

Şarkıcı Halil Sezai tutuklandı: “Yaptığım hayvanlıktı, kendime yakıştıramıyorum”

Tuzla'da 67 yaşındaki komşunu darp eden Halil Sezai, çıkarıldığı mahkemece “silahla kasten yaralama” suçundan tutuklandı. Sezai, mahkemedeki sorgusunda, “Yaptığım hayvanlıktı, kendime yakıştıramıyorum. Keşke olaylar buraya gelmeseydi, çok pişmanım. Ancak o an yaşadığım şey bir öfke patlaması gibiydi” dedi.
Tuzla'da film çekimi nedeniyle tartıştığı 67 yaşındaki komşusu Hüseyin Meriç'i darp eden şarkıcı Halil Sezai, öğle saatlerinde polis eşliğinde Kartal'daki Anadolu Adalet Sarayı'na sevk edilmişti. Savcılık sorgusu tamamlanan Halil Sezai, “silahla kasten yaralama” ve “silahla tehdit” suçlarından tutuklama talebiyle Anadolu Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilmişti.

“Aramızda husumet yoktu”
Sezai'nin mahkemedeki sorgusu tamamlandı. Şüpheli mahkemedeki ifadesinde, “Olay öncelikle Murat Aytaç A. ile müşteki arasındaki yaşanan husumetten kaynaklanmaktadır. Ben yönetmen Murat Aytaç A.'nın kiralamış olduğu villada yemek talk showu çekmek üzere oraya ilk olarak gitmiştim. Ancak bu villada çekim yapmamız pek mümkün olmadı. Anladığım kadarıyla müşteki ve oğlu ile komşuları Murat Aytaç arasında dördüncü villanın Murat tarafından kiralanması nedeniyle bir husumet başlamış. Bu husumetin sonucunda bize çekim yaptırmadılar. Biz tutulan 4. villaya dekor yaptırıp çekime başladıktan itibaren bu tacizler başladı. Müşteki evde olduğu zaman ya içkili toplantılarla ya da sesli yayınlarla bizi çekim yapamaz hale getirirdi. Bu nedenle son 5-6 aylık süreçte sadece bir tezır çekebildik. Bu nedenle müşteki ile benim aramda herhangi bir husumetim yoktu. Ancak Murat ile aralarında husumet oluşmuştu” dedi.
Çekimleri yapamadıklarından dolayı yeni yerler bakmaya gideceklerini söyleyen Sezai, “Yolda giderken ben bir daha konuşalım eğer mümkün olursa yeni yer sıkıntısı ile uğraşmayalım. Eski yerde çekimlerimizi yapalım, olmazsa iyi ayrılalım düşüncesiyle müştekinin konutuna gitmeyi söyledim. Hatta bu amaçla yolda çiçek aldım. Olay öncesinde bir önceki günden aldığım alkolün etkisi halen vardı. Müştekinin evine geldiğimizde 4 villanın da ortak bahçesine geçtik. Ancak konutun içine girmedik” diye konuştu.

“Sadece espri amaçlıydı”
Sezai ifadesinin devamında, “Ben o sırada eskiden onunla masalarda sohbetimizdeki şakalaşmalardan mülhem olarak bahçeden odun almak istedim. Amacım bununla müştekiye ‘odun mu olalım, yoksa çiçek gibi mi olalım, aramız nasıl olsun' diye takılmaktı. Tümüyle espiri amaçlıydı. Bu odunla kesinlikle müştekiye vurmadım. Elimdeki odunun bulunma amacı asla müştekiye vurmak değildir. Öyle bir odunla müştekiye vurmam halinde onun için çok ağır sonuçlar olabileceğini düşünürüm, kesinlikle vurma amaçlı almadım. Zaten böyle bir olay çevrede bulunan kameralara yansıyacağını ailem ve kariyerim açısından yıkıcı olacağını düşünüyorum. Bu sadece espiri amaçlıydı” ifadelerini kullandı.

“Yaptığım hayvanlıktı, kendime yakıştıramıyorum”
Müştekinin küfre meyilli bir insan olduğunu söyleyen Sezai, “Sürekli küfrederdi. O sırada küfür etti. Bunun üzerine odunla ilgili espri havası kalmadığı için ben onu bıraktım. Olayın şokuyla ben bir an durakladım ve aramızda ittirme kaktırma oldu. Ama vurmadım. Vurma olayı daha sonra dışarıda oldu. Onunla arkadaşlarım müdahale etmemesini isteyerek sarılıp konuşmak istedim. Ancak küfretmeye devam etti. Ana bacı sülale ağır sözlerle sövdü. Bahçede vurduğumu hatırlamıyorum. Ancak sokakta ağır küfürleri devam ettiği için yapmamam gereken şeyleri yaptım. Kendime yakıştıramıyorum. Yaptığım hayvanlıktı. Gerek böyle bir eylemle yaraladığım için gerekse müştekinin durumunu gözönünde bulundurduğumda yaptığımı tasvip etmiyorum. Odunla hiçbir şekilde vurmadım. Pişmanım. Ancak o an yaşadığım şey bir öfke patlaması gibiydi. Bunun sebebi de o kişinin bana sürekli ağır küfürler etmesi olduğunu şu an net olarak hatırlıyorum” dedi.

“Keşke olaylar buraya gelmeseydi, çok pişmanım”
Görüntüye yansımayan yerlerde müştekinin kendisine saldırılarının da olduğunu aktaran Sezai, “Müşteki ile aramda yaşanan ezan diyaloğu oldukça farklı şekilde yansıtıldı. Ben orada müştekiye 'sen o cenabet ağzınla ezan mi okuyorsun' diye kızıyorum. Zira daha öncesinde bize 'siz ancak porno film çekersiniz' diye hakaret ederek elinde viski şişesi ile çekimlerimizi sabote ettiği olmuştu. Bu çekimlerde ezan açarak 'hadi şimdi de çekin pornonuzu' diye bize hakaretlerde bulunuyordu. Ben hiçbir şekilde ezan ve dini kavramlarla kavga etmem. Konserlerimde ezana saygım nedeniyle ara vermiş birisiyim. Konu farklı bir amaçla manipüle ediliyor. Keşke olaylar buraya gelmeseydi. Çok pişmanım” dedi.

Tutuklandı
Şüpheli Halil Sezai mahkemedeki ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından, “Silahla Kasten Yaralama” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.



Bilim insanları alkışlama sırasında nasıl ses çıktığını nihayet buldu

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels
TT

Bilim insanları alkışlama sırasında nasıl ses çıktığını nihayet buldu

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels

Bilim insanları el çırpma sırasında ses üretilmesini sağlayan karmaşık süreci nihayet çözdü. Bu keşif, basit eylemlerin bile fizik açısından ne kadar zengin olabileceğini gösteriyor.

Hakemli dergi Physical Review Research'te yayımlanan araştırma, el çırpmaya özgü "şak" sesinin sadece iki elin birbirine çarpmasından değil, çok daha karmaşık bir olgudan kaynaklandığını gösteriyor.

Alkışlama sırasındaki sesinin oluşmasının anahtarı, küçük bir boşlukta sıkıştırılıp dışarı itilen hava boşluğu.

Bilim insanları el çırpmayı anlamak için canlı deneyler, teorik modelleme ve insan elinin silikon replikalarını kullanarak disiplinlerarası bir yaklaşım izledi.

Hızı, ellerin şeklini ve hatta cildin yumuşaklığını değiştirerek el çırpma sesinin şiddetini ve süresini ayarladılar.

Cornell Üniversitesi'nden Yicong Fu, ortak yazarı olduğu araştırma hakkında "Her zaman el çırpıyoruz ama bunun üzerine derinlemesine düşünmüyoruz. Araştırmanın amacı da bu" diyor. 

Dünyayı daha derin bir bilgi ve anlayışla açıklamak.

Mississippi Üniversitesi'nden çalışmanın bir diğer yazarı Likun Zhang de "Amaç sadece akustiğe, akış uyarımına veya çarpışma dinamiğine bakmak değil, hepsini aynı anda incelemekti" ifadelerini kullanıyor. 

Bu, sesin el çırpmayla gerçekten nasıl ilişkili olduğunu anlamamızı sağlayan disiplinlerarası bir çaba.

Çalışma, eller alkış sırasında bir araya geldiğinde avuç içleri arasında bir hava boşluğu oluştuğunu  gösteriyor. Bu hava boşluğu, işaret parmağı ve başparmak arasındaki dar açıklıktan hızla dışarı atılarak hava moleküllerinin titreşmesine neden oluyor.

Bilim insanları bu titreşimi, boş bir şişenin ağzına üfleyince duyulan sesin arkasındaki Helmholtz rezonansı prensibine benzetiyor.

Dr. Zhang, "Geleneksel Helmholtz rezonatörleri, şişenin cam duvarları gibi sert duvarlara sahip. Bu, enerjinin çoğu akustik sinyale katkıda bulunduğu için uzun süren ve çok yavaş bir şekilde zayıflayan bir ses üretiyor" diye açıklıyor.

Ama mesela ellerimiz gibi elastik duvarlar olduğunda, katı malzeme daha fazla titreşiyor ve tüm bu hareket sesin enerjisini emiyor.

ukılo
Çalışmada kullanılan başlıca deney malzemeleri ve yöntemlerin tasviri (Physical Review Research)

Araştırmacılar alkışlamanın bu yüzden daha uzun bir ses yerine tek bir kısa "şak" sesi çıkardığını söylüyor.

Bilim insanları araştırmalarının, ritim zamanlamasında el çırpmanın sık sık kullanıldığı müzik eğitimine katkı sağlamasını umuyor.

Çalışmanın ayrıca herkesin alkışının farklı bir ses ve frekansta olduğunu göstermesi, el çırpmanın gelecekte parmak izi gibi bir kimlik belirleme yöntemi olarak kullanılabileceğine işaret ediyor.

Çalışmanın bir başka yazarı Guoqin Liu "İnsanların kimliğini belirleme, bu araştırmanın en umut verici uygulamalarından biri. Sadece sesinden kimin el çırptığını anlayabiliriz" diyor.

Independent Türkçe