Bakan Koca: 'Türkiye genelinde yoğun bakım doluluk oranı yüzde 66'

Bakan Koca: 'Türkiye genelinde yoğun bakım doluluk oranı yüzde 66'
TT

Bakan Koca: 'Türkiye genelinde yoğun bakım doluluk oranı yüzde 66'

Bakan Koca: 'Türkiye genelinde yoğun bakım doluluk oranı yüzde 66'

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İzmir’de son bir ayda yüzde 42 vaka artışının olduğunu ve son hafta bu artışın yüzde 10’a düştüğünü açıkladı. Covid-19 aşısına erken dönemde erişmek istediklerini söyleyen Bakan Koca, “Aşının bizim vatandaşımız üzerinde etkili olup olmadığının bilinmesi ve ona göre aksiyon almak istiyoruz. O nedenle izinleri tamam olan aşıların onayını verdik” dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İzmir Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı binasında Covid-19 (korona virüs) salgınının İzmir, Manisa, Muğla, Aydın, Denizli ve Uşak illerini kapsayan Ege Bölgesi değerlendirme toplantısına katıldı. 6 ilin sağlık müdürleri, saha koordinatörleri, halk sağlığı başkanları ve hastane başhekimleriyle bir araya gelerek şehirlerdeki genel durumu ve sağlık alanındaki ihtiyaçları değerlendiren Bakan Koca, toplantının ardından Sağlık Bakanı Yardımcısı Halil Eldemir ve İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ile basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Korona virüs salgınının, ülkemizin sağlık altyapısının sınandığı bir dönem olduğunu söyleyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “İzmir'i merkez alarak Manisa, Muğla, Aydın, Uşak ve Denizli illerindeki mevcut durumu ve sağlık hizmetlerini detaylarıyla değerlendirdik. Türkiye, bu süreçte özellikle son 18 yılda oluşturduğu güçlü sağlık altyapısı ve insan gücüne yaptığı yatırımlarla kazandığı tecrübe ve özverili sağlık çalışanlarıyla başarılı bir sınav veriyor. Ülkemiz yerli üretim kapasitesiyle tüm dünyanın malzeme ve ilaca erişim zorluğu yaşadığı bu dönemde öncelikle kendi ihtiyacını karşıladı, sonra da 150'den fazla ülkeye ilaç ve tıbbi malzeme yardımında bulundu. Bu imkanlarla gurur duymak tüm vatandaşlarımızın hakkı” dedi.
Ege Bölgesindeki illerde vaka artışlarını da açıklayan Bakan Koca, “İzmir'de son ayda vaka sayısında yüzde 42'ye varan artış son hafta ise oranı yüzde 10 oranında gerçekleşti. Aydın'da son bir haftada bir ay öncesine göre yüzde 5 oranında düşüş var. Manisa'da son bir ayda yüzde 30 olan vaka artışı son bir haftada stabil. Muğla son bir ayda stabil. Denizli'de son aya göre yüzde 60 artış var. Uşakta son aya göre yüzde 40 vaka artışı var” diye konuştu.

“İzmir Şehir Hastanesi 2021'de açılacak”
Ege Bölgesi'ndeki sağlık yatırımlarından da bahseden Bakan Koca, “Şehir hastanelerimizin salgın öncesi sağlık hizmetlerine önemli bir katkı sağladığı açıktır. Salgın başlamadan önce yaşadığımız Elazığ depremi, bir afet durumunda bu hastanelerin ne kadar önemli olduğunu anlamamız için bir vesile olmuştur. Salgın esnasında ise mücadelede ne kadar büyük katkı yaptıklarını görüyoruz. Her odası yoğun bakıma çevrilebilir bir yapının önemini Covid-19 nedeniyle herkes görüyor. Manisa'daki şehir hastanemizi geçtiğimiz yıl hizmete açmıştık. Yakında İzmir'de şehir hastanesine kavuşacak. Bayraklı Şehir Hastanesi 2 bin 60 yatağı ile İzmir'e ve İzmirlilere yakışır bir proje olarak Ege'nin sağlık hizmetlerine önemli bir katkı sağlayacak. Bu yatırımımızı 2021'de tamamlayacağız. Aydın Şehir Hastanemizin ihalesini geçen hafta yaptık. Uşak Devlet Hastanesi'nin 200 yataklı ek binasını hizmete aldık. Manisa Şehir Hastanemiz bu dönemde büyük bir yük aldı. Muğla'da sağlık altyapısında eksiklik gördüğümüz tüm hastaneleri yatırım kapsamına aldık. Denizli Şehir Hastanemizin proje çalışmalarında sona geldik” dedi.
Ege Bölgesi Değerlendirme Toplantısı'nda çok verimli bir saha çalışması yaptıklarını da kaydeden Koca, “İllerimizin sağlık yöneticileri talimatlarımızı aldılar, gereğini hızla hayata geçirecekler. Salgınla mücadele ancak güç birliği ile ve sorumlulukla olur. Temizlik, maske, mesafe tedbirlerine uyduğumuz ölçüde virüs etkisiz kalacak, tehdit olmaktan çıkacaktır” diye konuştu. “Cumhurbaşkanımızın ‘hayalim' dediği projeleri hayata geçirmek için tüm gayretinizi seferber ediyoruz” diyen Bakan Koca, “Şehir hastaneleri, hastalığın başka bir yere sevk edilmediği mükemmeliyet merkezleri olarak projeleniyor. Bu çerçevede açılmış olan hastanelerimiz var. Ayrıca 10 tane şehir hastanemizin ihalesi bu dönemde başladı. Aydın, Antalya, Samsun şehir hastanelerimizin ihalesini geçtiğimiz günlerde yaptık. Pazartesi günü de Trabzon Şehir Hastanesi'nin ihalesi yapılacak. Kalan 6 ilin şehir hastanesinin ihalesini en kısa zamanda yapacağız. Toplamda 10 şehir hastanesinin ihalesini yapmış olacağız” dedi.

“Beklenen artışın olmaması bizlere bağlı”
Ege Bölgesi'nde turizm açısından çok büyük bir hareketlilik olduğunu ifade eden Bakan Koca, “Turizmin bu bölgede canlı olduğunu biliyoruz. Son zamanlarda 11 milyona yakın turistin geldiğini biliyoruz. Antalya dahil olmak üzere Ege Bölgesi'nde ciddi bir vaka artışının olmadığını görüyoruz. Bu kadar hareketliliğin olduğu dönemde sağlık ordumuzun diğer ülkelerden farklı olarak sahada uyguladığı, iz sürme dediğimiz filyasyon takibi yapıyoruz. Yatak doluluk oranlarının kritik olmamasına rağmen yoğun bakımlarda yer yer artışlar olduğunu söyledik. Yüzde 80 veya 90 doluluk oranı olan hiçbir ilimiz yok. Buna rağmen her ihtimale karşı mevsimsel gribin devreye girmesiyle salgının ciddi seviyelerde artacağı konusunda dünyada bir beklenti var. Maske ve mesafe tedbirlerine uyulursa önümüzdeki dönemde gribin de önemli noktada azalacağını öngörüyorum. Beklenen artışın olmaması bizlere bağlı” diye konuştu.

“1-2 hafta içinde atamalar netleşecek”
Sağlık çalışanlarını ‘cephede savaş veren sağlık kahramanları' olarak tanımlayan Koca, “Onlara ne kadar teşekkür etsek bir karşılığının olduğuna inanmıyorum. Açmak üzere olduğumuz hastanelerimiz oluyor. Bu hastanelerimiz için de bir çalışma yapılıyor. Önümüzdeki 1-2 hafta içerisinde bu netleşecek. Netleşince sağlık çalışanı atamasının duyurusunu, hangi alanlarda yapılacağını bildirmiş oluruz” dedi.

“Okullar Pazartesi açılıyor”
Daha önce ilan edildiği şekliyle Pazartesi günü hazırlık ve 1. sınıfların eğitime başlayacağını da açıklayan Koca, “Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığımızın özellikle Bilim Kurulu ekibi bu konuda günlerce çalıştı. Nasıl tedbirler alınması gerektiği detaylandırıldı. 3 hafta sonra salgının seyrine göre, illerin durumu da dikkate alınarak bununla ilgili tekrar bir değerlendirme yapılacak” diye konuştu.

“Aşı yılsonunda gelecek”
Aşı çalışmalarının 2 tanesi için Türkiye'de izin verildiğini söyleyen Bakan Koca, “Faz 3 çalışması için Rusya'da üretilen bir aşının da müracaatı oldu. Onun eksikleri var. Eksikler tamamlanınca ona da izin verilmiş olacak. Aşıya erken dönemde erişmek için aşının bizim vatandaşımız üzerinde etkili olup olmadığının bilinmesi ve ona göre aksiyon almak istiyoruz. O nedenle izinleri tamam olan aşıların onayını verdik. Bunun dışında kendi aşı çalışmalarımız da var. 13 tane aşı çalışması söz konusu. Güvendiğimiz aşıyı vatandaşımız için temin etme çabasında olduğumuzu da söylemek istiyorum. Yılsonuna doğru vatandaşımız üzerinde etkili olduğuna inandığımız bir aşıya erişim söz konusu olacak” dedi.



İsrail: Bütçe, Batı Şeria’daki yerleşimleri destekleyecek şekilde onaylandı

Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
TT

İsrail: Bütçe, Batı Şeria’daki yerleşimleri destekleyecek şekilde onaylandı

Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)

İsrail’de Maliye ve Savunma bakanları, 2026 genel bütçesi hazırlıkları kapsamında Savunma Bakanlığı’nın talep ettiği ödeneğin 144 milyar şekelden 112 milyar şekele düşürülmesi konusunda anlaşmaya vardı. Buna rağmen yeni bütçe, 2025 yılına kıyasla yaklaşık 20 milyar şekellik bir artış gösterdi. Artışın büyük bölümünün, Batı Şeria’daki yerleşim projelerini desteklemeye yönlendirileceği belirtildi.

Perşembeyi cumaya bağlayan gece, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile Savunma Bakanı Yisrael Katz arasında uzun bir toplantı gerçekleştirildi. Katz’ın, bütçeyi İsrail ordusu komutanlığıyla koordineli şekilde hazırladığı ve ordunun 7 Ekim 2023’ten bu yana karşı karşıya kaldığı güvenlik tehditleri nedeniyle acil bir bütçe artışına ihtiyaç duyulduğunu vurguladığı bildirildi.

ty
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, zorluklarla başa çıkmak için bakanlığının bütçesinde artış talep etti. (DPA)

Bugün öğle saatlerinde İsrail hükümeti, 2026 yılına ilişkin 662 milyar şekellik yeni bütçeyi ezici çoğunlukla onayladı. Buna göre bütçe açığı, gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 3,9’u olarak belirlendi. Bütçe, nihai onay için ilerleyen dönemde Knesset Genel Kurulu’na sunulacak.

Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth’tan aktardığına göre, Savunma Bakanlığı’nın talep ettiği ödeneğin düşürülmesi, kamu hazinesi açısından bir kazanım olarak değerlendiriliyor. Ancak bütçenin yine de yaklaşık 20 milyar şekel artırılması, hazırlanan bütçedeki açığın ek yüzde 1 artmasına yol açarak toplamda yaklaşık yüzde 4’e ulaşmasına neden olacak.

Savunma Bakanı Yisrael Katz, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile yapılan anlaşmanın ardından yaptığı açıklamada, üzerinde uzlaşılan bütçenin gelecek yıl ortalamasında yaklaşık 40 bin yedek askerin göreve çağrılmasını temel aldığını söyledi. Katz, bu adımın, çok cepheli savaş koşullarında yedek askerlerin üzerindeki yükü hafifletmeyi amaçladığını belirtti.

İsrail ordusu ise bütçe hazırlıkları sırasında 60 bin yedek askerin göreve çağrılması yönünde talepte bulunmuştu.

Gazetenin aktardığına göre taraflar ayrıca, Batı Şeria’daki güvenliği artırmayı hedefleyen toplam 725 milyon şekellik bir bütçe paketinde uzlaştı. Üç yıla yayılan bu paketin; ulaşım yollarının korunması, yeni yolların yapımı, bölgede askeri üslerin inşası ve Ürdün sınır hattındaki projeleri kapsadığı bildirildi. Bu durum, özellikle doğu sınırı boyunca Batı Şeria’daki asker sayısının azaltılmasına yönelik örtülü bir mutabakat olduğu yorumlarına yol açıyor. Aynı zamanda, yeni yerleşim birimlerinin inşası, mevcutların güçlendirilmesi ve bu yerleşimlere hizmet edecek yolların açılması için çok daha fazla kaynağın ayrıldığı belirtiliyor.

xsdfrg
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Savunma Bakanlığı'na bütçenin azaltılması sürecindeki iş birliğinden dolayı teşekkür etti. (Reuters)

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, Knesset’te yakında oylamaya sunulması beklenen askerlik yasasının, 2026 yılına kadar bütçeye milyarlarca şekellik ek yük getireceğini yazdı. Gazeteye göre, Haredi gençlerin askerlikten muaf tutulması, yedek askerler üzerindeki yükü ve Savunma Bakanlığı bütçesini daha da artıracak.

Haberde, düzenli birliklerin faaliyet maliyetlerinin yedek birliklerin maliyetinin yarısından fazla olduğu vurgulandı. Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın bu açığı kapatma yöntemi olarak zorunlu askerlik süresini üç yıla uzatmayı planladığı, Knesset’in ise Haredi gençleri zorunlu askerlikten muaf tutacak yasa tasarısını onaylayacağı belirtildi.

Gazete, düzenli birlikler ile yedek birlikler arasındaki maliyet farkının çok büyük olduğunu, bazı hesaplamalara göre farkın yaklaşık yüzde 50 civarında bulunduğunu aktardı. Hesaplamalara göre bir yedek asker İsrail’e aylık 48 bin şekel maliyet getirirken, zorunlu hizmetteki bir düzenli askerin maliyeti bunun ortalama yarısı kadar. Ayrıca Maliye Bakanlığı’nın hesaplamalarına göre, herhangi bir zamanda 60 bin yedek askerin maliyeti, savaş dönemi dışındaki yıllara göre çok daha yüksek olacak; 2026 yılı için yaklaşık 13-14 milyar şekel civarında öngörülüyor.

fth
Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Smotrich, büyümeyi yeniden canlandıracağını, İsraillilere ekonomik faydalar sağlayacağını ve genel bütçe içinde vergi indirimi yapılmasına olanak tanıyacağını düşünerek, bütçesini azaltma konusunda iş birliği yaptığı için İsrail Savunma Bakanlığı'na teşekkür etti.

İsrail hükümeti dün sabah, 2026 yılında İsrail ekonomisinin gidişatını belirleyecek olan bütçenin onaylanmasını görüşmek üzere bir toplantı düzenledi; Smotrich, geçirmeyi hedeflediği birçok reformu sundu.

Smotrich, yıllık bütçe açığının yüzde 3,2 ile 3,6 arasında olacağını, Savunma Bakanlığı ile yapılan anlaşma sonrasında ise yüzde 4'e ulaşacağını bildirerek İsrail hükümeti bakanlarını şaşırttı.

Gazze çevresindeki bazı yerleşim yerleri ve kasabaların belediye başkanları, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından yeniden inşa için ayrılan bütçenin azaltılmasına karar verilmesi üzerine İsrail hükümeti binası önünde protesto düzenledi.


Rapor: Netanyahu'nun Roman Goffman'ı kurumun başına getirmesi Mossad'da ‘hayal kırıklığı’ yarattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
TT

Rapor: Netanyahu'nun Roman Goffman'ı kurumun başına getirmesi Mossad'da ‘hayal kırıklığı’ yarattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun askeri sekreteri Roman Goffman’ı yeni Mossad başkanı olarak atama kararı, kurum içinde hayal kırıklığıyla karşılandı. Şarku’l Avsat’ın İsrail gazetesi Yediot Aharonot’tan aktardığına göre, mevcut ve eski yetkililer bu değerlendirmeyi yaparken, birçok isim seçimin ‘sürpriz olmadığını’ belirtti.

Yetkililer, Netanyahu’nun Mossad içinden desteklediği adayları geri planda bırakarak Goffman’ı tercih etmesinin, onun istihbarat deneyiminin yetersizliği ve görevi erken bırakma ihtimali konusunda endişe yarattığını bildirdi. Buna karşılık Netanyahu’ya yakın çevreler, Goffman’ın ‘sadakati, sağduyusu ve agresif düşünme tarzının’ göreve uygun olduğunu savunuyor.

Netanyahu’nun bu yılın başlarında Şin-Bet’in (Şabak) başına kurum dışından David Zini’yi getirmesinin ardından, üst düzey Mossad yetkilileri benzer bir yaklaşımın tekrarlanmasını bekliyordu. Yetkililere göre Netanyahu, kendisine agresif, sadık ve ideolojik olarak uyumlu gördüğü isimleri kurum dışından seçmeyi tercih ediyor.

Eleştirmenler, bu adımın Netanyahu’nun ‘elitler’ ve ‘derin devlet’ olarak nitelendirdiği kesimlere karşı yürüttüğü daha geniş mücadelenin bir yansıması olduğunu savunuyor. Destekçileri ise Goffman’ın ‘güvenilir, ketum ve sadık’ bir isim olduğunu belirtiyor.

Bazı kaynaklar, atama sürecine ilişkin olarak Goffman’ın karar alınmadan önce Netanyahu’nun eşi Sara Netanyahu ile gayriresmi bir ‘görüşmeye’ çıktığını iddia etti. Başbakanlık Ofisi ise bu iddiayı “tamamen asılsız” diyerek reddetti.

frgt
Soldan sağa: Savunma Bakanı Yisrael Katz, Netanyahu’nun askeri sekreteri Roman Goffman, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Netanyahu’nun Özel Kalem Müdürü Tzachi Braverman, Katar'daki saldırılar sırasında bir komuta merkezinde istişare ediyor. (Şin-Bet)

Bazı yetkililer, Goffman’ın akıcı Rusça konuşmasına karşın İngilizcesinin sınırlı olmasının, özellikle diplomatik temaslarda zorluk yaratabileceğini belirtiyor. Buna karşılık destekçileri, İngilizce hâkimiyetinin Mossad’ın temel görevleri açısından kritik bir gereklilik olmadığını savunuyor. Öte yandan, birçok üst düzey savunma yetkilisinin atamanın ardından kurum içinde bir istifa dalgası beklediği bildirildi.

Netanyahu’nun, görev süresi sona eren Mossad Başkanı David Barnea’nın önerdiği adayları göz ardı ederek, istihbarat çevrelerinde yükselmemiş olan Goffman’ı tercih ettiği belirtildi. Başbakan’ın kararını yakından takip eden kaynaklar, tercihin ‘sadakat’ ve ‘temkinli muhakeme’ ile şekillendiğini aktarırken, eski bir üst düzey savunma yetkilisi Goffman’ı ‘Netanyahu’ya son derece bağlı bir isim’ olarak tanımladı ve atamayı ‘şaşırtıcı’ olarak nitelendirdi.

Goffman’ın meslektaşları, onu ‘disiplinli bir subay’ olarak tanımlıyor; ayrıca tarih ve askeri strateji üzerine çokça okuduğu ifade ediliyor.

dfrgt
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Mossad Başkanı David Barnea Kudüs'te (DPA)

Askeri istihbaratta görev yapmış üst düzey bir yetkili, Goffman’ın ‘kurnaz ve cesur bir isim’ olduğunu söylemekle birlikte, bir Mossad başkanından beklenen operasyonel istihbarat geçmişine sahip olmadığını ifade etti.

Yetkili, “Sadece Rusça ve İbranice konuşuyor; İngilizce tek kelime bilmiyor. General rütbesini sadece bir yıl taşıdı ve bu büyüklükte bir kurumu hiç yönetmedi” dedi.

Buna karşılık, Netanyahu’ya yakın kaynaklar eleştirileri kesin bir dille reddederek Goffman’ın atanmasını ‘mükemmel bir tercih’ olarak nitelendirdi. Aynı kaynaklar, Goffman’ın Rusça bilgisi ve bölgesel hâkimiyetinin, Moskova’daki hassas görevlerde onu ‘eşsiz kıldığını’ savundu. Ayrıca askeri sekreter olarak Netanyahu’nun en yakın güvenlik danışmanı hâline geldiğini ve Hizbullah’ın üst düzey isimlerine yönelik suikastlar ile bu yıl İran’a karşı yürütülen operasyonlar da dahil olmak üzere önemli gizli faaliyetlerde rol aldığını belirttiler.

Goffman’la yakın çalışan bazı yetkililer ise onu ‘agresif ve alışılmışın dışında düşünen biri’ olarak tanımlıyor. Goffman’ın söz konusu özelliklerinin Mossad için kritik değer taşıdığı düşünülüyor. Bir yetkili, “Başbakan’ın en güvendiği güvenlik yardımcısı oydu; ne Genelkurmay Başkanı ne de Savunma Bakanı, her şeyde Goffman vardı” dedi.

Goffman’ın İngilizce eksikliğini sorun görenler olsa da, destekçileri Mossad’ın ana ilgi sahalarının (İran, Suriye ve Lübnan) İngilizce gerektirmediğini, buna karşın Rusça bilgisinin Moskova’nın İran ve diğer düşman aktörlerle olan ilişkileri nedeniyle önemli bir avantaj sağladığını vurguluyor.

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in bu hafta Goffman’la görüşerek kendisini tebrik ettiği ve ordu olarak görev değişiminde destek vereceklerini söylediği açıklandı. Mossad’ın görevden ayrılan başkanı David Barnea’nın da Goffman’la konuşup başarı dilediği belirtildi. Netanyahu ise birçok adayla görüştüğünü, Goffman’ı ‘olağanüstü mesleki yetenekleri’ nedeniyle seçtiğini söyledi. Başbakan ayrıca Goffman’ın, 7 Ekim 2023’te Hamas saldırısı sırasında evinden çıkarak çatışmaya katıldığını ve ağır yaralandığını hatırlatarak rolünü övdü.


İran, Hürmüz Boğazı yakınlarında düzenlediği deniz tatbikatında füze fırlattı

İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
TT

İran, Hürmüz Boğazı yakınlarında düzenlediği deniz tatbikatında füze fırlattı

İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)

İran devlet televizyonu, İran'ın deniz tatbikatının ikinci gününde Umman Denizi'ne ve stratejik Hürmüz Boğazı yakınlarına büyük füzeler fırlattığını bildirdi.

AP’nin haberine göre İran anakarasının derinliklerinden füze fırlatan paramiliter "Devrim Muhafızları"nın, dün başlayan tatbikatlarda Umman Denizi ve Hürmüz Boğazı yakınlarında bulunan komşu bölgedeki hedefleri vurduğu belirtildi.

Devrim Muhafızları'nın 5 Aralık 2025'te yayınladığı fotoğrafta, Güney İran kıyılarında askeri tatbikata katılan bir bot (EPA)Devrim Muhafızları'nın 5 Aralık 2025'te yayınladığı fotoğrafta, Güney İran kıyılarında askeri tatbikata katılan bir bot (EPA)

Füzelerin, menzili 2 bin kilometreye kadar ulaşan Qadr-110, Qadr-380 ve Kadir seyir füzeleri olduğunu belirten yetkili, Devrim Muhafızları'nın ayrıca 303 adlı bir balistik füze fırlattığını da belirtti, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Televizyon görüntülerinde, füzelerin fırlatıldığı ve hedeflerini vurduğu görülüyor.

İran Devrim Muhafızları tarafından 5 Aralık 2025'te paylaşılan bir fotoğrafta, İran'ın güney kıyılarındaki sularda yapılan askeri tatbikat sırasında bir füzenin fırlatıldığı görülüyor.İran Devrim Muhafızları tarafından 5 Aralık 2025'te paylaşılan bir fotoğrafta, İran'ın güney kıyılarındaki sularda yapılan askeri tatbikat sırasında bir füzenin fırlatıldığı görülüyor.

Tatbikat, haziran ayında İsrail ile İran arasında yaşanan ve aralarında askeri liderler ve nükleer bilimcilerin de bulunduğu yaklaşık bin 100 kişinin ölümüne yol açan savaştan bu yana düzenlenen ikinci tatbikat. İran'ın füze saldırıları ise İsrail'de 28 kişinin ölümüne neden oldu.