Sadr, Irak'taki yabancı varlığı sona erdirmek için siyasi uzlaşı çağrısı yaptı

Sadr'ın karanlık bir tünele girilmemesi konusunda uyarıda bulunurken Necef’teki bir ABD enstitüsünde ve Tikrit’teki bir askeri üste patlamalar meydana geldi.

Dün Necef’teki ABD enstitüsünde meydana gelen patlamanın ardında bıraktığı hasar. (AP)
Dün Necef’teki ABD enstitüsünde meydana gelen patlamanın ardında bıraktığı hasar. (AP)
TT

Sadr, Irak'taki yabancı varlığı sona erdirmek için siyasi uzlaşı çağrısı yaptı

Dün Necef’teki ABD enstitüsünde meydana gelen patlamanın ardında bıraktığı hasar. (AP)
Dün Necef’teki ABD enstitüsünde meydana gelen patlamanın ardında bıraktığı hasar. (AP)

Sadr hareketinin lideri Mukteda es-Sadr, Irak’taki kültürel ve diplomatik merkezleri füzeli saldırılar ve patlamaların hedefi haline getirerek ülkenin “karanlık bir tünele” yönlendirilmeye çalışıldığı uyarısında bulundu. Sadr dün Necef’teki bir Amerikan enstitüsünü ve Tikrit’teki Speicher Askeri Üssü'nü sarsan iki patlamayla yeniden gündeme gelen ABD varlığıyla mücadele için siyasi çözüm yollarının takip edilmesi çağrısı yaptı.
Mukteda es-Sadr dün Twitter hesabı üzerinden yayınladığı  mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Irak’ı karanlık bir tünele ve şiddet girdabına sokmakta herhangi bir fayda göremiyorum. Kültürel ve diplomatik merkezleri hedef almanın da ülke çıkarlarına fayda sağlayacağını düşünmüyorum. Bu işin çözümü, işgali sona erdirmek ve yabancı müdahaleyi bitirmek için siyasi ve parlamenter bir çözümün takip edilmesiyle mümkün olabilir. Sizden her kim bu tür saldırıları devam ettirirse bilsin ki bu davranışlar Irak’ı ve halkını tehlikeye atıyor. Öyleyse Allah’tan korkun ve iyilikte bulunun.”
Sadr’ın bu açıklaması, ABD Büyükelçiliği’nin bulunduğu Irak’ın başkenti Bağdat’ın merkezindeki Yeşil Bölge'ye bombalı saldırı düzenlendiği bir zamanda geldi. Diğer yandan yeşil bölgedeki saldırıları üstlenen ise olmadı. Bağdat’ın kuzey doğusundaki Taci Askeri üssü, Bağdat’ın güneybatısındaki Bağdat Uluslararası Havaalanı ve Bağdat’ın doğusundaki Basmaya bölgelerinden ABD askerlerinin çekilmesinin ardından silahlı gruplar Yeşil Bölge'deki ABD Büyükelçiliği civarındaki alanlara yönelik bombalı saldırılarını yoğunlaştırdılar. 
Nispeten uzak bir bölgede bulunduğu için ABD Büyükelçiliği çevresine herhangi bir füze isabet etmezken Yeşil Bölge'ye bombalı saldırılar devam ediyor. Söz konusu saldırıların sonuncusunda, Yeşil Bölge içindeki iki meskun alan arasındaki boş bir alan hedef alındı. Geçtiğimiz günlerde İngiltere Büyükelçiliği’ne ait bir araç, havaalanı yönünden Yeşil Bölge'ye girişi sırasında düzenlenen bombalı bir saldırının hedefi oldu. Irak İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre patlamada herhangi bir can ya da mal kaybı meydana gelmedi.
Sadr’ın Irak’taki ABD varlığıyla irtibat kurma çağrısıyla eş zamanlı olarak Bağdat’ın 160 km güneyinde, Necef’teki bir Amerikan enstitüsünde bir patlama meydana geldi. Necef polis departmanından bir güvenlik kaynağı “Necef’in merkezindeki Gadri Mahallesi’nde İngilizce dil eğitimi yapan Amerikan enstitüsü patlayıcı bir düzeneğin infilak ettirilmesiyle hedef alındı” açıklamasında bulundu. Açıklamada “meydana gelen patlama sebebiyle herhangi bir can kaybı yaşanmadığı, sadece maddi hasar meydana geldiği” bildirildi. Saldırıda parmağı olanların tespiti için soruşturma başlatıldığı kaydedildi.
Bir diğer bombalı saldırıda da Bağdat’ın 100 km güneyindeki Babil Valiliği’ndeki, Uluslararası Koalisyon ile anlaşmalı bir şirketin konvoyu hedef alındı.
Necef Vali Yardımcısı Haşim el-Keravi, “bomba uzmanlarının verdiği bilgiye göre İngilizce dil eğitimi yapan Amerikan enstitüsünün önünde ev yapımı bir ses bombası infilak ettirildiğinin tespit edildiğini” aktardı. Keravi açıklamasının devamında şu bilgileri verdi:
“Herhangi bir can kaybı yok. Sadece enstitünün dış cephesinde bazı maddi hasarlar meydana geldi. Bina içerisinde herhangi bir yangın çıkmadı. Ayrıca binanın yakınındaki bazı dükkanların dış cephelerinde kısmi hasarlar meydana geldi. Güvenlik güçleri olayla ilgili soruşturmalarına devam ediyor.”
Bağdat’ın 180 km kuzeyindeki Salahaddin vilayetindeki Speicher Askeri Üssü'nde de bir patlama meydana geldi. Speicher Üssü, Salahaddin vilayetinin 2014 yılında DEAŞ tarafından işgal edilmesinin ardından, üssün dışına çıkamadıkları için 1700 Şii gönüllünün DEAŞ tarafından infaz edildiği katliamın yaşandığı yer olarak biliniyor. Güvenlik kaynaklarının açıklamalarına göre ise meydana gelen olay, üsteki metruk bir binada kötü koşullarda saklanan ve yüksek sıcaklıklara maruz kalan depolanmış mühimmatın infilak etmesinden ibaretti.
Irak Siyasi Düşünce Merkezi Başkanı Dr. İhsan eş-Şemmari, Amerikalıları Irak’tan çıkarmak için silahlı direniş ilan eden silahlı Şii birliklerden farklılık gösteren Sadr’ın Irak’taki yabancı varlığıyla nasıl mücadele edileceği konusundaki uyarıları ve tutumu hakkında Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu pozisyonu almanın amacı, Seyyid Mukteda es-Sadr’ın resmi söylemi veya hukuki bağlantıları aracılığıyla devlet çerçevesine dahil olma imajını geliştirme çabasıyla ilgili olabilir. Kendisini takip edenlere, devletin üzerinde bir güç teşkil etmediğini göstermek istiyor. Kendisi, Irak’ın iç meseleleri düzleminde ülkenin takip ettiği barışçıl yolun Irak’ı Washington ile Tahran arasındaki anlaşmazlıktan uzaklaştıracağına inanıyor.”
Şemmari ayrıca “herhangi bir sürtüşme girişiminin veya çatışma şiddetini yükseltmenin Irak'ın içinde bulunduğu kaosu ve belki de bölünme olasılığını inkar edilemez bir şekilde artıracağını” belirttiği açıklamasında “yabancı güçlerin ülkeden yasal bir süreçte ayrılmasına dayanan bu çağrının, Irak Parlamentosu aracılığı sağlanan ulusal fikir birliğinin bir parçası olduğunu” kaydetti.
Şammari, “ana konular çerçevesine giren bazı konulara odaklanıldığında Sad’ın tutumunun, Irak’taki en yüksek Şii dini mercii olan Ayetullah Ali es-Sistani’nin dış iradelerin altında tek taraflı bir yönetimin dayatmasıyla değil, ulusal mutabakattan geçmesi gerektiği çağrısıyla uyum halinde olduğuna işaret etti.
Şammaris sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sadr burada ülkenin yüksek menfaatlerini güvence altına alacak şekilde, devlet düzeyinde karar almanın önemine odaklanıyor. Bu da özellikle ABD kuvvetlerinin yasal ve siyasi yollarla, yani olması gerektiği gibi geri çekilmesi konusunda Sadr’ın rasyonel düşünceye sahip bazı Şii grupların fikirlerini paylaştığı anlamına geliyor. Sadr’ın sergilediği tutuma benzer konum almaların artmasının ardından bölünme olasılığı bulunuyor. Ancak benzer sorunlara barışçıl bir çözüm bulunması gerektiğini düşünen cephenin genişlemesi de göz önüne alındığında Irak’taki yabancı çıkarlarının askeri yönden hedef alınması da azaldı. Çünkü Sadr’ın önerisi İran’a yakın grupların görüşleriyle tam olarak uyuşmuyor.”



Erdoğan'dan Suriye'deki 'terör örgütlerinin tasfiye edilmesi' çağrısı

 Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Türkiye Cumhurbaşkanlığı X'te)
 Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Türkiye Cumhurbaşkanlığı X'te)
TT

Erdoğan'dan Suriye'deki 'terör örgütlerinin tasfiye edilmesi' çağrısı

 Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Türkiye Cumhurbaşkanlığı X'te)
 Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Türkiye Cumhurbaşkanlığı X'te)

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün yaptığı açıklamada, DEAŞ ve PKK’ya atıfta bulunarak "Suriye'deki terör örgütlerinin ortadan kaldırılması" çağrısında bulundu.

 Amerika, DEAŞ'a karşı savaşta müttefik olarak SDG'yi desteklemekte ısrar ediyor (Türk medyası)Amerika, DEAŞ'a karşı savaşta müttefik olarak SDG'yi desteklemekte ısrar ediyor (Türk medyası)

Erdoğan, Kahire dönüşü sonrasında düzenlediği basın toplantısında “Suriye'deki terör örgütlerini ortadan kaldırmanın zamanı geldi” diyerek, “Suriye'nin bekasını tehdit eden (DEAŞ), PKK ve ortaklarının ortadan kaldırılması gerektiğini” vurguladı.

Türkiye'nin "yeni, güvenli ve istikrarlı bir Suriye'nin kurulması amacıyla terör örgütleriyle mücadelede yeni Suriye liderliğini destekleyeceğini" belirtti.

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile ABD'nin kuzeydoğu Suriye'deki iş birliğine açıkça atıfta bulunarak, "artık Suriye'de herhangi bir gücün bu tür örgütlerle çalışmaya devam edeceğine inanmadığını" ifade etti.

SDG, ABD'nin DEAŞ militanlarına karşı kurduğu koalisyonun bir parçası.

Bu güçler, Ankara'nın 40 yıldır Türk devletine karşı savaşan PKK militanlarının bir uzantısı olarak gördüğü YPG tarafından yönetiliyor.

Türkiye PKK, YPG ve SDG'yi terör örgütü olarak nitelendirirken, ABD ve Türkiye'nin Batılı müttefikleri sadece PKK'yı terör örgütü olarak sınıflandırıyor.

 Kuzeydoğu Suriye'de Amerikan güçleri ile SDG arasında ortak eğitim (AFP)Kuzeydoğu Suriye'de Amerikan güçleri ile SDG arasında ortak eğitim (AFP)

Ülkesinin yeni Suriye yönetimine devlet yapısının inşasında ve yeni anayasanın hazırlanmasında yardımcı olacağını söyleyen Türkiye Cumhurbaşkanı, Ankara'nın bu konuda Şam ile iletişim halinde olduğunu, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın “yeni yapıyı” görüşmek üzere yakında Şam'ı ziyaret edeceğini belirtti, ancak ayrıntılara girmedi. Ebu Muhammed el Culani olarak bilinen Ahmed eş Şera liderliğindeki yeni Suriye yönetiminin kurulmasının ikili ilişkilerde yeni bir düzeye yol açmasını umduğunu ifade eden Erdoğan, Suriye'nin yeniden inşası için devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed döneminde Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasının önemli olduğunu söyledi. Batılı ve İslam ülkelerinin eş Şera ile temas kurmasından mutluluk duyduğunu ifade eden Erdoğan, ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın göreve geldiğinde yapacağı görüşmelerin bu açıdan önemli olacağını belirtti.

 Amerikan güçleri Suriye'nin kuzeyindeki Münbic kentinde (Arşiv - AP) Amerikan güçleri Suriye'nin kuzeyindeki Münbic kentinde (Arşiv - AP)

“Suriye ve Irak ile ticari ilişkilerimizi güçlendireceğiz. Bu hem Suriye'ye hem de Türkiye'ye çeşitli alanlarda yeni bir dinamik getirecektir” diyen Erdoğan,” Savunmadan eğitime ve enerjiye kadar birçok alanda iş birliği yapacağız. Suriye şu anda ciddi enerji sorunlarıyla karşı karşıya. Ancak tüm bu sorunları hızla ele alacağız” dedi.