Trump, İran'a yönelik silah ambargosunu ihlal edenlere yönelik karar çıkarmaya hazırlanıyor

ABD Deniz Kuvvetleri’ne ait bir uçak gemisi, Amerika Birleşik Devletleri’ne yönelik tehditlerle eş zamanlı olarak Arap Körfezi’ne giriş yaptı.

USS Nimitz uçak gemisi, iki korvet ve bir destroyer dün Hürmüz Boğazı’ndan geçti. (AFP)
USS Nimitz uçak gemisi, iki korvet ve bir destroyer dün Hürmüz Boğazı’ndan geçti. (AFP)
TT

Trump, İran'a yönelik silah ambargosunu ihlal edenlere yönelik karar çıkarmaya hazırlanıyor

USS Nimitz uçak gemisi, iki korvet ve bir destroyer dün Hürmüz Boğazı’ndan geçti. (AFP)
USS Nimitz uçak gemisi, iki korvet ve bir destroyer dün Hürmüz Boğazı’ndan geçti. (AFP)

ABD yönetiminden gelen haberler, Başkan Donald Trump’ın İran’a uygulanan konvansiyonel silah ambargosunu ihlal edenlere yönelik yeni yaptırım kararı çıkarma planı olduğu yönünde. niyetinde olduğunu doğruladı. Washington, önümüzdeki ay sona ermesi beklenen İran’a yönelik silah ambargosunun süresinin uzatılması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) bir öneri sunmuş muhalefetle karşılaşmıştı. Önlemlerle eş zamanlı olarak ABD Donanması ait bir uçak gemisi Arap Körfezi’ne girmek üzere dün Hürmüz Boğazı’ndan geçti.
Reuters ve diğer medya kurumlarının dört farklı kaynaktan aktardığına göre söz konusu yürütme kararının önümüzdeki günlerde çıkması bekleniyor.Bu adım, ABD Başkanı’nın bu karara muhalefet eden kişileri ya da kurumları ikinci derecede yaptırımlara tabi tutmasına ve ABD pazarına erişimlerini engellemesine izin verecek. ABD’nin bu hamlesi aslında, Birleşmiş Milletler tarafından İran’a uygulanan silah ambargosunun sonuna yaklaşılmasından kaynaklanıyor. Yürürlüğe konulacak yeni yaptırım kararlarıyla ayrıca İran’a silah satan ve alan tarafları da kapsamayı amaçlıyor.
İran’ın 2015 yılında İngiltere, Çin, Fransa, Almanya, Rusya ve ABD olmak üzere altı büyük devletle imzaladığı nükleer anlaşma, 3 Kasım 2020’de yapılacak ABD başkanlık seçimlerinden kısa bir süre önce sona erecek. Zira Birleşmiş Milletler’in konvensiyonel silah yasağını 18 Ekim 2020 tarihinde yürürlükten kaldırması öngörülüyor.
ABD, Mayıs 2018 tarihinde geri çekildiği nükleer anlaşmanın kapsamında yer alan silah ambargosu da dahil olmak üzere İran’a yönelik tüm BM yaptırımlarının Greenwich zamanına göre pazar sabahı itibariyle yeniden yürürlüğe geçireceğini belirtiyor. Nükleer anlaşmanın diğer tarafları ve BM Güvenlik Konseyi’nin birçok üyesi, ABD’nin Birleşmiş Milletler yaptırımlarını yeniden uygulama hakkına sahip olduğunu düşünmediklerini, Washington'ın bu yönde atacağı adımın uluslararası organizasyonda yasal hiçbir etkisinin olmayacağını savunuyor.
Reutres’a açıklamalarda bulunan bir kaynak, ABD yönetiminin ileri sürdüğü yürütme kararıyla Birleşik Devletler’in İran’a yönelik yaptırımları yeniden uygulamak için BMGK’nin desteğini alamamasına rağmen geri adım atmayacağını göstermeye çalıştığını belirtti. Aynı zamanda Avrupalı bir diplomat da ABD’nin yeni yürütme kararının, Washington yönetiminin İran’a ve İran’dan silah nakliyatı gerçekleştirenlere ikincil yaptırımlar uygulama yetkisi vererek uluslararası silah ambargosunun ekim ayından sonra da devam edeceği yönündeki iddiasını desteklediğini ifade etti.
İkincil yaptırımlar, bir ülkenin üçüncü bir ülke ile ticareti sebebiyle ikinci ülkeye yönelik uyguladığı cezalara yönelik. Bu durum ikinci ülkenin, cezayı kesen ülkenin pazarında faaliyet göstermesinin engellenmesi anlamına geliyor. Dev ekonomisi nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri’nin elinde oldukça güçlü bir araç olarak duruyor. Birçok yabancı şirket, İran gibi daha küçük ülkelerle ticaret yaparak daha büyük bir pazar olan ABD pazarının dışında kalma riskini göze almak istemiyor.
Başkan Trump önceki gün Beyaz Saray’da düzenlediği basın toplantısında İran’ın nükleer silah geliştirmesine ve edinmesine asla izin vermeyeceğini şu sözlerle ifade etmişti:
“İran’ın nükleer silah edinmesinin herhangi bir yolu yok. Sadece bir hatırlatma olarak söylüyorum; bunun olmasına asla izin vermeyeceğim.” 
Trump, İran ile yapılan nükleer anlaşmadan çekildikten sonra Demokratların her hâlükârda kendisini eleştireceklerini düşündüğünü belirterek selefi Barack Obama yönetimini nükleer anlaşma karşılığında İran’a milyarlarda dolar bağışta bulunmakla suçladı:
“Obama boşu boşuna 150 milyar dolar ödedi. 1,8 milyar dolar nakit sağladığı İran ile yapılan bu korkunç ve akılsızca nükleer anlaşmadan ülkemizi çekmek daha etkileyici bir adımdı.”
ABD yönetiminin İran ve Venezuela Özel Temsilcisi Elliott Abrams bu hafta başlarında düzenlediği basın toplantısında gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD yaptırım kararlarının Tahran ile irtibatını sürdüren silah üreticileri ve satıcıları üzerinde “büyük bir etki meydana getireceğini” belirterek İran’a yönelik yaptırımlara dair detayların önümüzdeki pazartesi günü açıklanacağını vurguladı.
Abrams, yaptırımların ayrıntılarının pazartesi günü açıklanacağını belirterek ABD yönetiminin İran’a silah sevkiyatı konusundaki tavrının net olduğunu ancak Çin ve Rusya’nın Başkan Trump’ın 3 Kasım'da yeniden seçilip seçilmeyeceğini görmek için beklediklerini ifade etti. Abrams, ABD’nin bazı yaptırımları yeniden yürürlüğe koyabileceğini belirterek yönetimin yaptırım uygulama planının hazırlıkları içerisinde olduğuna işaret etti.
ABD’nin özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) İran’a yönelik silah ambargosu kararının uzatılmasını kabul etmemesi ve bu hususta Avrupalı bazı müttefiklerle anlaşmazlığa düşmesinin ardından ABD yönetiminin İran’a yönelik politikasını baştan sona değiştirecek yeni yaptırımlar uygulamaya yönelik bir plan hazırlığı içerisinde olduğu bilgisine yer verdi.
Abrams, İran’a yönelik neredeyse tüm BM yaptırımlarının bugün (19 Eylül 2020 Cumartesi saat 20.00) itibariyle yeniden yürürlüğe gireceğini, diğer kısıtlamalara ek olarak silah ambargosunu süresiz olarak yeniden uzatılacağını aktardı. Ambargo kapsamında İran’ın uranyum zenginleştirme ve yeniden işleme faaliyetlerine katılımının ve balistik füzeleri test etmesi ve geliştirmesinin yasaklanması yer alıyor. Ayrıca nükleer silahların ve füzelerin transferlerine yönelik yaptırımlar bulunuyor.
Diğer yandan ABD Donanması, filosundaki bir uçak gemisinin ve savaş gemilerinin Basra Körfezi’ne girmek üzere Hürmüz Boğazı’ndan geçtiğini duyururken Washington yönetimi, BMGK’daki ortaklarının desteği olmadan Tahran yönetimine BM yaptırımlarını yeniden yürürlüğe koyma tehdidinde bulundu.
ABD 5. Filosu tarafından yapılan açıklamada, güdümlü füzelerle donatılmış kruvazörlerin ve yine güdümlü füzelerle donatılmış savaş gemileri ile USS Nimits uçak gemisinin liderliğindeki muharip bir deniz gücünün ABD’li ortaklarla çalışmalar yapmak, eğitim vermek ve DEAŞ ile savaşan Koalisyon'a destek sağlamak üzere Arap Körfezi’ne yelken açtığını duyurdu. Muharip filonun komutanı Amiral James A. Kirk yaptığı açıklamada, “Nimitz Strike grubu, Temmuz ayından bu yana 5. Filo’nun operasyon bölgesinde faaliyet yürütüyor ve hazırlıklarının da zirve noktasında” dedi.



ABD göçmenlik yetkilileri, Beyaz Saray basın sözcüsünün yeğeninin annesini gözaltına aldı

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt (EPA)
Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt (EPA)
TT

ABD göçmenlik yetkilileri, Beyaz Saray basın sözcüsünün yeğeninin annesini gözaltına aldı

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt (EPA)
Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt (EPA)

Yetkililer dün, ABD göçmenlik yetkililerinin, Başkan Donald Trump'ın göçmenlere yönelik artan baskısının bir işareti olarak, Beyaz Saray Sözcüsü Caroline Leavitt'in yeğeninin annesini gözaltına aldığını söyledi.

ABD İç Güvenlik Bakanlığı sözcüsü yaptığı açıklamada, göçmenlik yetkililerinin Brezilya vatandaşı Bruna Caroline Ferreira'yı gözaltına aldığını söyledi, ancak koşullar hakkında ayrıntı vermeyi reddetti.

Haberlerde Ferreira'nın Boston yakınlarındaki Revere, Massachusetts'te tutulduğu belirtiliyor.

İç Güvenlik Bakanlığı, Ferreira'nın Amerika Birleşik Devletleri'ne turist vizesiyle girdiğini ve ayrılmadığını açıkladı. Ancak kız kardeşi tarafından kurulan bir GoFundMe sayfası, Ferreira'nın Çocukluk Çağı Gelişleri İçin Ertelenmiş Eylem (DACA) programı kapsamında yasal statüsünün olduğunu iddia ediyor.

Tutuklananların çoğu herhangi bir suçtan hüküm giymemiş.

Trump, uzun süredir ikamet eden ve suç işlememiş kişileri hedef alarak tarihi sınır dışı etme oranlarına ulaşmak amacıyla, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki büyük şehirlere göçmenlik bürosu görevlileri görevlendirdi.

Hükümet istatistiklerine göre 15 Kasım itibarıyla ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) tarafından tutuklanan yaklaşık 53 bin kişinin üçte ikisinden fazlasının herhangi bir suçtan sabıkası bulunmuyor.

İç Güvenlik Bakanlığı, Ferreira'nın daha önce saldırı suçlamasıyla gözaltına alındığını açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. Reuters bu bilgiyi doğrulayamadı.

Beyaz Saray'ın yorum talebine yanıt olarak, konuya yakın bir kaynak, Ferreira'nın Leavitt'in yeğeninin annesi olduğunu doğruladı. Kaynak, yeğenin doğumundan beri Leavitt'in kardeşi Michael Leavitt ile New Hampshire'da yaşadığını ve Ferreira ile hiç yaşamadığını söyledi.

İç Güvenlik Bakanlığı, Ferreira'nın şu anda Louisiana'daki bir Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza gözaltı merkezinde tutulduğunu açıkladı.

Bir bakanlık sözcüsü, "Başkan Trump ve İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem döneminde, Amerika Birleşik Devletleri'nde yasadışı olarak bulunan tüm kişiler sınır dışı edilebilir" dedi.

Ferreira'nın kız kardeşi Graziela dos Santos Rodrigues tarafından kurulan bir GoFundMe sayfası, Ferreira'nın yasal masraflarını karşılamak için 30 bin dolar toplamayı hedefliyor. Sayfada, Ferreira'nın çalışkan ve cömert bir anne olduğu belirtiliyor.

Sayfada, "İstikrarlı ve dürüst bir hayat kurmak için elinden gelen her şeyi yaptı... Çocukluk Çağı Gelişlerinin Ertelenmesi (DACA) programı aracılığıyla yasal statüsünü korudu, tüm gereklilikleri yerine getirdi ve her zaman doğru olanı yapmaya çalıştı" ifadeleri yer alıyor.

Sayfada, gözaltına alınmasının, "annesine ihtiyacı olan ve her gün tatillerde eve dönmesini uman" 11 yaşındaki oğlu için "özellikle acı verici" olduğu ifade edildi.


Trump, Güney Afrika'yı Miami'deki 2026 G20 zirvesinden dışladı

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump, Güney Afrika'yı Miami'deki 2026 G20 zirvesinden dışladı

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, dün Güney Afrika'nın gelecek yıl Miami'de yapılması planlanan G20 zirvesine davet edilmeyeceğini açıkladı. Bu hamle, ABD başkanının ülkeye yönelik diplomatik saldırısını daha da artıracak.

Trump, TruthSocial adlı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Güney Afrika, dünyaya hiçbir şeye üye olmaya layık bir ülke olmadığını gösterdi" ifadelerini kullandı ve beyaz çiftçilere ölümcül bir şekilde baskı uyguladığı yönündeki suçlamalarını yineledi.

Donald Trump, resmi bir ABD katılımı olmadan Johannesburg'da düzenlenen son G20 zirvesini boykot etti.

Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ise alışılageldiği üzere, G20 başkanlığını bir sonraki ev sahibi ülke olan Amerika Birleşik Devletleri'ne resmen devretmeyi reddetti.

Güney Afrika hükümeti, Beyaz Saray'a dönüşünden bu yana ABD başkanı tarafından ağır bir şekilde eleştirildi. ABD başkanı, Güney Afrika hükümetini, ilk Avrupalı ​​yerleşimcilerin torunları olan Afrikalıları hedef alan "soykırım" yapmakla suçladı ve hiçbir kanıt sunmadı.

adfrgt
22 Kasım'da Johannesburg'da düzenlenen G20 zirvesine katılan liderlerin grup fotoğrafı (G20 X hesabı)

Trump paylaşımına şöyle devam etti: "Güney Afrika hükümeti, Afrikalıların ve Hollandalı, Fransız ve Alman yerleşimcilerin diğer torunlarının maruz kaldığı korkunç insan hakları ihlallerini kabul etmeyi reddediyor (...) Beyaz insanları öldürüyor ve çiftliklerine keyfi olarak el konulmasına izin veriyorlar."

G20 zirvesinin, ABD başkanının ailesine ait olan Florida'daki Trump National Doral Miami golf tesisinde, Aralık 2026'da yapılması planlanıyor.


Güney Kore uzaya dördüncü roketini de başarıyla fırlattı

Güney Kore'nin Nuri roketini güney kıyısındaki Naro Uzay Merkezi'nden fırlatıldığı an (AP)
Güney Kore'nin Nuri roketini güney kıyısındaki Naro Uzay Merkezi'nden fırlatıldığı an (AP)
TT

Güney Kore uzaya dördüncü roketini de başarıyla fırlattı

Güney Kore'nin Nuri roketini güney kıyısındaki Naro Uzay Merkezi'nden fırlatıldığı an (AP)
Güney Kore'nin Nuri roketini güney kıyısındaki Naro Uzay Merkezi'nden fırlatıldığı an (AP)

Güney Kore Havacılık ve Uzay Araştırma Enstitüsü'nün YouTube'da canlı yayınladığı görüntülerde, ülkenin dün yerli üretim uzay roketini Nuri’yi dördüncü kez başarıyla fırlattığı ve yerel özel bir şirketle ortaklaşa gerçekleştirdiği ilk fırlatmada 10'dan fazla uyduyu yörüngeye yerleştirdiği görüldü.

Güney Kore, Nuri roket programını 2021 yılında başlattı, ancak son fırlatmada, ülkenin yerel şirketlerinden Hanwha Aerospace, hükümetten aktarılan teknolojiyi kullanarak roketin üretim ve montajını yönetti. Nuri roketi, dün yerel saatle 01.13'te (GMT 16.13) Güney Kore'nin güney kıyısındaki Naro Uzay Merkezi'nden fırlatıldı.

Bilim ve İletişim Teknolojileri Bakanlığı, roketin taşıdığı ana ticari uydu ve 12 yan uydunun başarıyla yörüngeye yerleştirildiğini açıkladı. Güney Kore, son fırlatma da dahil olmak üzere 2027 yılına kadar toplam altı roketin fırlatma testini gerçekleştirmeyi planlıyor.

Hükümet, özel sektörün uzay sektöründe kapasite oluşturmasına ve ülkenin bu alandaki rekabet gücünü artırmasına yardımcı olmak amacıyla teknolojiyi Hanwha Aerospace şirketine aktardığını açıkladı.