Mısır, Nefertiti’nin büstünü Almanya’dan geri istiyor

Berlin Müzesi'ndeki Nefertiti’nin büstü (AFP)
Berlin Müzesi'ndeki Nefertiti’nin büstü (AFP)
TT

Mısır, Nefertiti’nin büstünü Almanya’dan geri istiyor

Berlin Müzesi'ndeki Nefertiti’nin büstü (AFP)
Berlin Müzesi'ndeki Nefertiti’nin büstü (AFP)

Mısır, ülkenin dört bir yanındaki müzelerinde on binlerce nadir esere ev sahipliği yapmasına rağmen Antik Mısır Kraliçesi Nefertiti'nin büstünü Almanya'dan geri almak için uzun süredir özel bir çaba gösteriyor. Ancak Mısır’ın bu hayali, Mısırlı yetkililerin büstün yakın zamanda geri alınabileceğine dair iyimser yaklaşmamasının yanı sıra, Almanya’nın da esere karşı güçlü bağlılığı nedeniyle gerçekleşmesi uzak bir ihtimal olarak görülüyor.
Mısır Turizm ve Tarihi Eserler Bakanı Dr. Halid el-Anani, önceki gün bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Nefertiti'nin büstü yaklaşık 107 yıl önce yasadışı bir şekilde Mısır'dan çıkarıldı. Almanlar ona sıkı sıkı sarıldı çünkü o eşsiz bir heykel parçası. 19. yüzyılda Mısır’daki on binlerce eser  yurtdışına yasadışı bir şekilde yani kaçakçılıkla götürüldü. Bunların Mısır'a iade edilmesi için çalışmalar sürüyor.”
Bakan Anani, Almanya'ya yaptığı ziyarette, Mısır’ın yasadışı yollarla Mısır'dan çıkarılan beş eseri Berlin'den geri almayı başardığını duyurdu.
Fotoğrafları tren istasyonlarını, caddeleri ve meydanları doldurduğu için Almanya'nın her yerinde geniş bir üne sahip olan Nefertiti’nin büstü, eski Mısır medeniyetine ait olmasına rağmen Alman kültürünün bir parçası haline geldi. Mısırlı tarihi eser uzmanlarına göre bu durum eserin geri alınmasını zorlaştırıyor.
Tarihi Eserler Müzesi İskenderiye Ofisi Müdürü Dr. Hüseyin Abdülbasir Şarku’l Avsat’a konuyla alakalı şu açıklamalarda bulundu:
“Alman halkı ve Berlin Müzesi ziyaretçileri Nefertiti heykelinin büstüne kafayı takmış durumda ve onu müzenin en önemli parçası olarak görüyorlar. Çünkü olağanüstü bir görüntüsü ve diğer eserlerden farklı bir çekiciliği var. Nefertiti büstünün Berlin Müzesi'nden çıkmasının müzenin zarafetinin ve öneminin büyük bir kısmını kaybetmesi anlamına geleceğini düşünüyorlar. Çünkü Nefertiti'nin büstü müzenin en ünlü koleksiyonlarından biri. Tıpkı Paris'teki Louvre Müzesi'nin en ünlü koleksiyonlarından biri olan Mısırlı yazarın heykeli ve The British Museum’daki Rosetta Taşı gibi.”
Kraliçe Nefertiti, eşi Firavun Akhenaton ile MÖ 1336'dan 1353'e kadar yani 18. hanedanlık döneminde yönetime katıldı, kocasının ölümünden sonra ise genç kral Tutankamon'un tahtını elinde tuttu.
Abdulbasir açıklamasında, “Heykel, 1912'de Kahire'nin güneyindeki el-Minya vilayetindeki Amarna bölgesindeki kazılarda büstü keşfeden Alman arkeolog Ludwig Borchardt'ın aldatması sonucu Mısır'dan sahtekarlık yoluyla çıkarıldı. Borchardt, büstün alçı taşından yapıldığını ve değersiz olduğunu belirterek Almanya'ya kaçırabilmek için eşsiz özelliklerini gizledi” dedi.
Ancak Almanya, “Nefertiti'nin büstünün ve diğer bazı keşiflerin, o dönemde Mısır Eski Eserler Servisi için Orta Mısır Müfettişi Gustave Lefebvre'in onayı ile Alman ekibine verildiğini” öne sürüyor. Berlin'deki Neues Müzesi’nin internet sitesindeki bilgilere göre, “Alman iş insanı James Simons, Amarna'daki kazı çalışmaları için ana finansördü. Bu nedenle Nefertiti'nin büstü de dahil olmak üzere keşfedilen parçalar mülküne devredildi ve o da onları Alman yetkililere verdi.”
Almanya’nin iddialarını reddeden Abdulbasir, "Nefertiti'nin büstünün geri alınmasının ve Büyük Mısır Müzesi'ndeki altından yapılan Firavun Tutankamon'un büstünün yanında   sergilenmesinin önemine" atıfta bulunarak, bu amaçla görevlendirilen bakanlık heyetinin büstün Mısır’a iade edilmesi için çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. “Bazılarının düşündüğü gibi büstün Mısır'a geri getirilmesinin imkansız olmadığını” belirten Abdulbasir, Almanyanın reddederek büstü sahiplenmesine rağmen bunun Mısır'ın hakkı olduğunu ve medeniyetinin sembollerinden vazgeçilmez bir parça olduğunu ifade etti.
Mısır arkeolojisi uzmanı Dr. Zahi Hawas, daha önceki basın açıklamalarında, "Gerçek değeri bir çamur tabakasıyla kaplanarak gizlenen ve bu yolla kaçırılan büstün Almanya'dan geri alınmasının gerekliliğini" vurguladı. Havas geçen yıl, 2009 yılından beri Berlin Müzesi'nde sergilenen büstün iadesi için Mısırlı uzmanlardan oluşan bir komitenin kurulduğunu duyurmuştu.
Eski Mısır Tarihi Eserler Bakanı Dr. Memduh Dimati’nin 2016'da Cezayir Kitap Fuarı'nda "Nefertiti'nin büstü yasal bir şekilde ülkeden çıkarıldı ve artık Almanlara ait. Tekrar geri almak zor" şeklindeki açıklamaları büyük bir tartışmaya yol açmıştı.
Mısırlı arkeologlar, bu eşsiz parçanın Mısırlıların imza toplayarak UNESCO'ya göndermesi ya da Almanlara taraf yabancı heyetlerin karşısında durarak halkın baskısı ile  kurtarılabileceğini belirterek, Nefertiti’nin büstünün tarihi öneminin yanı sıra ekonomik önemi hakkında da halkı bilgilendirmenin gerektiğini ifade ettiler.
Almanya'nın Kahire Büyükelçisi Julius Georg Luy'in Şubat 2017'de dile getirdiği gibi Alman yetkililerin son yıllardaki açıklamaları, Nefertiti büstünün Mısır'a iade edilmesine ilişkin tutumlarının değişmediğini doğruladı. Büyükelçi Luy, Mısır Tarihi Eserler Bakanı ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Bakan’ın Nefertiti'nin büstünün iadesi için onu ikna edemediğini, Nefertiti'nin büstünün Almanya'da çok popüler olduğunu" belirtmişti.
Bakan Anani konuyla alakalı açıklamasında, “Uluslararası hukuk Mısır'ın yurtdışına kaçırılan eserlerini geri almasını engelliyor. Çünkü UNESCO sözleşmesinde tarihi eserler için tapu belgesinin iade şartı olarak sunulmasını gerektiren bir madde söz konusu. Bu, devletin keşfettiği ancak daha sonra çalınan kayıtlı eserlerinin kolayca iade edilebileceği anlamına geliyor. Ancak devlete ait olduğuna dair kaydedilerek numaralandırılmayan eserlerin geri alınması çok zor" ifadelerini kullandı.
Almanya, Nisan 2019'da Mısır'dan kaçak olarak getirilen eserlerin iade edilmesi konusunda Mısır ile işbirliği yaptı. Buna göre Almanya, 2011'de Mısır’da çıkan olaylarının ardından çalınarak kaçak olarak Mısır dışına kaçırılan 8 eseri Mısır'a iade etti. Aynı yılın Ekim ayında Mısır, 2018'de satışa çıkarılan Mısır’a ait tarihi bir atlası Almanya'nın başkenti Berlin'deki bir müzayede evinde büyük bir meblağ karşılığında Almanya'dan geri aldı.



Suriye güvenlik personelleri Süveyda'da "isyancı çetelerin" açtığı ateş sonucu yaralandı

Suriye'nin batısındaki kıyı bölgelerinde daha önceki operasyonlar sırasında görev alan iç güvenlik güçleri personeli (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye'nin batısındaki kıyı bölgelerinde daha önceki operasyonlar sırasında görev alan iç güvenlik güçleri personeli (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Suriye güvenlik personelleri Süveyda'da "isyancı çetelerin" açtığı ateş sonucu yaralandı

Suriye'nin batısındaki kıyı bölgelerinde daha önceki operasyonlar sırasında görev alan iç güvenlik güçleri personeli (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye'nin batısındaki kıyı bölgelerinde daha önceki operasyonlar sırasında görev alan iç güvenlik güçleri personeli (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Suriye devlet televizyonu, dün akşam Süveyda ilindeki İç Güvenlik Güçleri'ne dayandırdığı haberinde, "isyancı çeteler" tarafından ilin kırsalında düzenlenen topçu ateşi sonucu çok sayıda güvenlik görevlisinin yaralandığını bildirdi.

Haberde, Süveyda'daki "isyancı çetelerin" ateşkesi üst üste üçüncü gün ihlal etmeye devam ettiği, ilin kırsalındaki mevzileri bombaladığı ve bunun sonucunda güvenlik güçlerinin yaralandığı belirtildi.

İç Güvenlik Güçleri basın açıklamasında, "Süveyda'daki ateşkesin tekrar tekrar ihlal edilmesinin sorumluluğu isyancı gruplara ve bölgeyi istikrarsızlaştırmaya çalışanlara aittir. İç Güvenlik Güçleri, isyancı grupların bölgedeki çeşitli eksenlerden ilerleme girişimlerini engellemiştir" ifadelerini kullandı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, dün erken saatlerde, hükümetin Süveyda'da güvenliği sağlamak için müdahale girişiminde bulunduğunu belirterek, "Dürzi toplumuyla ilgili bir sorun yok ve krizi kontrol altına almak için durumla temkinli bir şekilde ilgileniyoruz" dedi.

Londra'daki Chatham House Enstitüsü'nde düzenlenen diyalog oturumunda eş-Şeybani, Suriye'nin herhangi bir şekilde bölünmesini tamamen reddettiğini ve tüm tarafların ve bileşenlerin Suriye ulusal dokusuna entegre edilmesi arzusunu yineledi.


İsrail Hizbullah'a saldırı zamanını bekliyor

Lübnan ordusu askerleri, dün Güney Lübnan'daki Litani Nehri yakınlarındaki Tayr Felsay köyünde İsrail hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceliyor (AFP)
Lübnan ordusu askerleri, dün Güney Lübnan'daki Litani Nehri yakınlarındaki Tayr Felsay köyünde İsrail hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceliyor (AFP)
TT

İsrail Hizbullah'a saldırı zamanını bekliyor

Lübnan ordusu askerleri, dün Güney Lübnan'daki Litani Nehri yakınlarındaki Tayr Felsay köyünde İsrail hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceliyor (AFP)
Lübnan ordusu askerleri, dün Güney Lübnan'daki Litani Nehri yakınlarındaki Tayr Felsay köyünde İsrail hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceliyor (AFP)

İsrail, Hizbullah'a karşı saldırı hazırlıklarını sürdürerek Lübnan sınırına yakın kuzey bölgesine takviye kuvvetler konuşlandırdı. Bu, aynı bölgede askeri tatbikatların sona ermesiyle eş zamanlı oldu. Ayrıca İsrail'in Hizbullah mevzilerine yönelik olduğunu iddia ettiği güney Lübnan'daki hava saldırıları da devam ediyor.

İsrail Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamalarına göre, "İsrail ordusu, sanki yarın savaş çıkacakmış gibi çok yüksek bir hazırlık seviyesinde."

Şarku’l Avsat’ın İsrail gazetesi Maariv gazetesinden aktardığına göre "Tel Aviv'deki değerlendirme, tüm İran ekseninin son iki yılda İsrail güçlerinin elinden aldığı darbelerin yarattığı utancı silmek için İsrail ile yeni bir savaşa hazırlandığı" yönünde. İsrail ordusu ise "bu savaşın kaçınılmaz ve tek sorunun zamanlama olduğuna" inandığını, bu nedenle beklemeyeceğini ve "önleyici bir saldırı" başlatacağını belirtti.

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, güçlerinin yıkıcı darbeler indirmeye her zamankinden daha hazır olduğunu ve ordunun bu tür operasyonları tüm cephelerde gerçekleştirebilmesi için güç ve kabiliyetlerini artırmaya yönelik bir plan geliştirdiğini belirtti. Zamir, Lübnan cephesinin bir model olduğunu vurguladı.

İsrail Maliye Bakanlığı kaynakları, Zamir'in kuzeyde kullanılan çok eski Apache helikopterlerinin modern savaş helikopterleriyle değiştirilmesi ve sayılarının iki katına çıkarılması için acil bütçe talebinde bulunduğunu açıkladı.


Gazze savaşı: ABD, Filistinlilerin canlı kalkan olarak kullanıldığını biliyordu

İsrail askerleri, Gazze savaşında Hamas'ın kurduğu tünelleri imha ediyor (Reuters)
İsrail askerleri, Gazze savaşında Hamas'ın kurduğu tünelleri imha ediyor (Reuters)
TT

Gazze savaşı: ABD, Filistinlilerin canlı kalkan olarak kullanıldığını biliyordu

İsrail askerleri, Gazze savaşında Hamas'ın kurduğu tünelleri imha ediyor (Reuters)
İsrail askerleri, Gazze savaşında Hamas'ın kurduğu tünelleri imha ediyor (Reuters)

ABD istihbaratının, İsrailli yetkililerin Filistinlileri Gazze’de canlı kalkan olarak kullanma planlarından haberdar olduğu ortaya çıktı. 

Adlarının paylaşılmaması şartıyla Reuters’a konuşan kaynaklar ABD’nin, İsrail ordusunun Gazze’deki tünellere düzenlediği operasyonlarda Filistinlileri canlı kalkan olarak kullanmayı değerlendirdiğine dair istihbarat topladığını söylüyor. 

Yetkililer, 2024’ün sonlarına doğru toplanan bu istihbaratın Joe Biden yönetimiyle paylaşıldığını belirtiyor.

Biden yönetimindeki bazı isimler, Filistinlilerin canlı kalkan olarak kullanıldığından uzun süredir şüpheleniyordu. 

Amerikan istihbarat yetkililerinin bu bilgileri Tel Aviv yönetimiyle paylaşıp paylaşmadığının netleştirilemediği aktarılıyor. 

Öte yandan İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), "sivillerin canlı kalkan olarak kullanılmasına müsaade edilmediğini" savunurken, iddialarla ilgili soruşturma başlatıldığını bildirdi. 

Haberde, canlı kalkan olarak kullanılan Filistinlilerin sivillerden mi yoksa mahkumlardan mı oluştuğuna dair bilgi verilmiyor. 

İsrail askerlerinin ordunun talimatıyla hareket edip etmediğinin de belirlenemediği bildiriliyor. 

İsrail Başbakanlık Ofisi, Biden döneminden yetkililer ve CIA yorum taleplerini yanıtsız bıraktı.

Diğer yandan Amerikan haber ajansı Associated Press (AP), bu yıl mayısta yayımladığı haberinde İsrail'in Gazze'de Filistinli sivilleri sistematik şekilde canlı kalkan olarak kullandığını yazmıştı. 

Ajansın İsrail askerleriyle Filistinli tutuklulardan edindiği bilgilere dayandırdığı haberinde, Filistinlilerin operasyonlarda patlayıcı ve bubi tuzağı riskine karşı bina ve tünellere önden gönderildiği savunulmuştu. Bu vakaların hem Gazze hem de Batı Şeria’daki harekatlarda yaşandığı aktarılmıştı.

2024'te yaklaşık üç hafta boyunca İsrail ordusu tarafından gözaltında tutulan Filistinli Eymen Ebu Hamadan, Gazze’de farklı birimler tarafından canlı kalkan olarak kullanıldığını söylemişti. 

IDF ise sivillerin askeri harekatlara zorla katılmasının yasak olduğunu bildirmiş, iddialarla ilgili soruşturma başlatıldığını açıklamıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Times of Israel