Fas'ta evlilik dışı doğan çocuklar toplum tarafından dışlanıyor

Fas toplumu evlilik dışı doğan çocukları kabullenmiyor. (AFP)
Fas toplumu evlilik dışı doğan çocukları kabullenmiyor. (AFP)
TT

Fas'ta evlilik dışı doğan çocuklar toplum tarafından dışlanıyor

Fas toplumu evlilik dışı doğan çocukları kabullenmiyor. (AFP)
Fas toplumu evlilik dışı doğan çocukları kabullenmiyor. (AFP)

İlham Talibi
Fas toplumu, evlilik müessesesi dışında doğan çocukları tanımıyor. Diğer yandan yasanın koruması altındaki bu çocuklar, hayat boyu toplumsal baskıya maruz kalıyor. Hatta bazıları ellerinde soylarını ispat eden belgeler olmadığı için eğitimlerine devam edemiyor.

“Yitik bir hayatım var”
Fas toplumunun kendisini dışladığı 15 yaşındaki Hansa, yaşadığı acıları “Toplum tarafından reddedilmeye alıştım. Yitik bir hayatım var” diye aktarıyor.
Evlilik dışı dünyaya gelen ve şu an Kazablanka’nın Ayn eş-Şak semtinde büyükannesiyle birlikte yaşayan Hansa da şunları söylüyor:
“Ellerinde soylarını kanıtlayan belgeleri olmayan kardeşlerim var. Bu psikolojimi çok etkiliyor. İfade etmesi zor duygular içerisindeyim. Bana küfredenleri görmezden geliyor, onlara cevap vermiyorum.”

Kanunun insafı
Diğer yandan Fas'ın güneyindeki Taroudant şehrindeki Vatandaşlık ve Adalet Derneği Başkanı Ahmed Behviyye, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamalarda şunları söyledi:
“Bekar anneler şu an çok fazla zorluklarla karşılaşmıyor. Anne artık çocuğu için doğum belgesi alma hakkına sahip. Eskiden evlilik müessesesi haricinde doğan bir çocuğa X ismi verilirdi. Şimdi ise bekar anneler çocuklarının isimlerini seçiyor. Ancak bekar anneler yasal farkındalığa sahip değil ve bu kadınlarla iletişim kurmakta zorluk yaşanıyor. Çocuklarının belgelerini hazır etmek için yetkili idareye gitmekten çekiniyorlar. Zira tutuklanacaklarından veya yasal düzeyde sorumlu tutulacaklarından korkuyorlar. Halbuki Fas’ta bu durum artık değişti. Şu an onların lehine yasalar, çocukları adına belge hazırlayabilecekleri basit idari prosedürler var.”

Bekar bir annenin sorumluluğu
Bu çocukların eğitimlerindeki aksaklıktan bekar annelerin sorumlu olduğunu düşünen insan hakları aktivisti Behviyye, Fas yasalarının onlara bu çocukların okumasına olanak tanıyan resmi belgeleri alma hakkı verdiğine dikkat çekiyor. “Fas hukuku açık; çocuğun çıkarına öncelik veriyor” diyor.

Okuldan reddedilen çocuklar
Behviyye sözlerine şöyle devam ediyor:
“Okullardaki ilk derslerde çocukların babaları ve nerelerde çalıştıkları soruluyor. Bu da bu çocuklar için utanç kaynağı oluyor. Okul arkadaşları bu çocukların babasız olduklarını öğrendiklerinde onlara ‘sokak çocuğu’ ya da ‘haram çocuk’ diyorlar. Toplumun kabul etmediği bu çocuklar, hayat boyu toplumsal baskıya maruz kalıyorlar.”
Sivil aktivist Redik Naci de konuya dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Evlilik dışı çocuklar, Fas toplumunu kutuplaştıran, konuşulması yasak konulardan. Bir grup bu çocukların anne ile baba arasındaki ilişkiden sorumlu olmadığını, masum olduklarını söylerken bir diğerleri ise muhafazakar davranarak dini konuları vurguluyor.”

Uluslararası anlaşmalar
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre aktivist Naci sözlerine şöyle devam etti:
“Fas toplumu iki seçenek arasında sıkışıp kalıyor: Toplumsal mirasa bağlı kalmak ve muhafazakar kalarak herhangi bir değişikliğin önünü açmamak ya da sosyal temellerde ve aile ilişkilerinde radikal bir değişikliğe gitmek. Zira toplum bugün cesur olmalı ve kendisini her türlü yöne hazır etmeli. Fas anayasasının 2011 önsözü, uluslararası tüzüklerin ulusal tüzükler ve Fas'ın onayladığı çocuk haklarıyla ilgili uluslararası anlaşmalara üstünlüğünü öngörüyor. Doğumundan hemen sonra kayıt olma ve bakım görme hakkı 7'inci maddede onaylanıyor. Ancak toplumsal kültür bunu engelliyor.”

Toplumsal baskı
Aktivist Naci sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sadece bekar bir anne adaletsizliğe uğruyor, baba ise erkek olduğu için toplum nezdinde hiçbir sorumluluk taşımıyor. Dolayısıyla, toplumun bir kamuoyu tartışması açması ve masum olan bu çocuklara haklarını vermesi gerekiyor. Bu çocuklar akranlarından da baskı görüyor. Nüfusa kayıtlı olmadıkları taktirde idari mercilerdeki gelecekleri  de kayboluyor. Eğitimlerine devam edemeyecekleri için herhangi bir idari belge de alamıyorlar.”

Eğitim eksikliği
Söz konusu çocukların eğitim eksikliğine de değinen sivil aktivist tabuların yıkılmasının gerekliliğine dikkat çekti:
“Faslı yetkililere yasaların uluslararası yasalarla uyumlu olması önerisinde bulunuyoruz. Evlilik dışı çocuklar aleyhindeki tabuyu yıkmalıyız. Sivil toplum, çocuklarının resmi belgelerini almasını sağlayan yasal prosedürlerde bekar annelere destek vermelidir.”



Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.


Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü Albay Myles Caggins, Palmira'daki ortak Suriye-Amerikan devriyesine yapılan saldırının sürpriz olduğunu belirterek, Washington'un Suriye ile uzun vadeli güvenlik ilişkileri kurmak istediğini kaydetti.

Suriye devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında Caggins, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye güvenlik güçlerini DEAŞ’a karşı mücadelede destekleme konusunda özel ve devam eden bir misyonu var ve bu, Suriye hükümetiyle iş birliği içinde yapılacak” dedi. Caggins, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Savunma Bakanlığı ile bütünleştirilmesinin gerekliliğini de vurguladı.

Ayrıca, “Amerikan mevzilerine sık sık saldırılar düzenleniyor ve İran milisleri, güçlerimizin bulunduğu bölgelerde gerilim yaratmaya çalışıyor ve çalışmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Amerikalı yetkili, Suriye Devlet Başkanı Ahmed elş-Şara'nın bölgede barışa yönelik önemli çalışmalar yaptığını ve Suriye-Amerika ilişkilerinin güçlü olduğunu, ekonomiyi ve refahı güçlendirmenin terörizmle mücadelede önemli bir unsur olduğunu açıkladı.

Şam, cumartesi günü Suriye'nin merkezindeki Palmira kenti yakınlarında ABD-Suriye ortak askeri heyetine yönelik düzenlenen ve üç Amerikalının (iki asker ve bir sivil tercümanları) öldüğü, birçok personelin ise yaralandığı silahlı saldırıyı "terör saldırısı" olarak kınadı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, "Suriye, Palmira yakınlarında Suriye-ABD ortak terörle mücadele devriyesini hedef alan terör saldırısını şiddetle kınıyor" dedi. Şeybani, sözlerine şöyle devam etti: "Kurbanların ailelerine, Amerikan hükümetine ve halkına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifa temenni ediyoruz."