Nüfusa göre koronavirüsten ölüm oranı Avrupa'da ve ABD'de yüksek

Nüfusa göre koronavirüsten ölüm oranı Avrupa'da ve ABD'de yüksek
TT

Nüfusa göre koronavirüsten ölüm oranı Avrupa'da ve ABD'de yüksek

Nüfusa göre koronavirüsten ölüm oranı Avrupa'da ve ABD'de yüksek

Koronavirüs ölümleri gelinen nokta itibarıyla ülkelerin nüfuslarına göre oranlanmaya başladı. Salgının başladığı ilk zamanlarda az görülen can kayıpları şimdi yüzdelik hesaplamalara yansıyor. Türkiye’de Koronavirüs kaynaklı ölümler yüzde 0,009 olurken Avrupa ülkeleri ve ABD’de bu oran çok daha yüksek.
Dünyayı ektisi altına alan koronavirüsten dolaylı ölümler artmaya başladı. Çin'de başlayan salgın önce ABD'de sonra da Avrupa'da ve diğer ülkelerde sarsıcı etki yaptı. Gelinen noktada özellikle Avrupa ülkelerinde virüs kaynaklı ölümler nüfusa göre oranlanmaya başladı.

Avrupa perişan
56 milyona yakın nüfuslu İngiltere'de şuana kadar salgın nedeniyle 41 bin 900 kişi hayatını kaybetti. Bu ölüm sayısının nüfusa göre oranı yüzde 0,07 olarak hesaplanıyor. 60 milyonluk İtalya'da virüs kaynaklı 31 bin 300 ölüm meydana gelirken nüfusa göre can kaybı oranı yüzde 0,05 oldu.

Sırasıyla önde gelen diğer Avrupa ülkelerindeki durum şu şekilde;
66,9 milyon nüfusa sahip Fransa'da 32 bin kişi koronavirüsten hayatını kaybetti. Ölüm oranı yüzde 0,04 olarak hesaplandı.
İspanya'da yüzde 0,06, Almanya ve Rusya'da yüzde 0,01, Belçika'da yüzde 0,08, Hollanda'da yüzde 0,03, Polonya'da yüzde 0,006, İsviçre'de ve Portekiz'de yüzde 0,02 olarak hesaplandı.
Türkiye'de virüs kaynaklı ölümler nüfusun yüzde 0,009'luk kısmına denk geliyor.

ABD ve diğer ülkelerdeki durum
ABD ve diğer önde gelen ülkelerde bu durum benzer şekilde görüldü. 328 milyon nüfusa sahip ABD'de virüsten dolayı yaklaşık 200 bin kişi öldü. Ülkede nüfusun yüzde 0,05'i virüs nedeniyle hayatını kaybetti. Brezilya'da nüfusun yüzde 0,06'sı, Hindistan'da yüzde 0,006, Meksika'da yüzde 0,05, Arjantin'de yüzde 0,02, Şili'de yüzde 0,07, İran'da yüzde 0,03, Endonezya'da yüzde 0,003'ü hayatını kaybetti.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times