Bölgede barış ve istikrarın sağlanmasında Suudi Arabistan’ın 90 yıllık rolü

Kral Selman ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman geçtiğimiz yıl Mekke’de düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde (Şarku’l Avsat)
Kral Selman ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman geçtiğimiz yıl Mekke’de düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde (Şarku’l Avsat)
TT

Bölgede barış ve istikrarın sağlanmasında Suudi Arabistan’ın 90 yıllık rolü

Kral Selman ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman geçtiğimiz yıl Mekke’de düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde (Şarku’l Avsat)
Kral Selman ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman geçtiğimiz yıl Mekke’de düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan’ın son 90 yılı, özellikle çatışma ve anlaşmazlıkların eksik olmadığı bölgede daha hoşgörülü ve barışçıl bir dünyaya ulaşma amacıyla yürüttüğü diplomatik çabalara tanık oldu.
Suudi Arabistan, barışı teşvik etmek, Arap veya İslami düzeyde söylemi birleştirmek, nefreti reddetmek, Arap ve İslam halkları ile dünyanın diğer halkları arasında iletişim köprüleri kurmak ve yaşanan krizleri kontrol altına almak konularında önemli bir yer teşkil ediyor.
Bu bağlamda Riyad, tarafları bir araya getirmek, savaşları sona erdirmek, bölgesel ve uluslararası düzeyde hoşgörü ve bir arada yaşama değerlerini teşvik etmeye çalıştığı anlaşmalar, zirveler, konferanslar ve belirli projelerde farklılıklar ve anlaşmazlıkları çözmek için büyük çaba gösteriyor.

Siyasi anlaşmalar
Bu çabalar arasında, Lübnan’ın birliğini yeniden tesis eden ve iç savaşı sona erdiren 1989 yılında Taif Anlaşması ve Kral Selman ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın himayesinde 2018’de imzalanarak Etiyopya ile Eritre arasındaki en uzun çatışmayı sona erdiren Cidde Barış Anlaşması bulunuyor.
Suudi Arabistan, 2018’de Cibuti ile Eritre arasında 10 yıldan fazla süren büyük kopmanın sona ermesine katkıda bulunmakla birlikte geçtiğimiz yıl sonunda Yemen’de taraflar arasında barışın temelini oluşturan Riyad Anlaşması’nın imzalanmasına da ev sahipliği yaptı.
Riyad, Temmuz 2018’de taraflar arasında uzlaşma oturumlarına ev sahipliği yaparak Afganistan’da güvenlik ve istikrar konusundaki kararlılığını pekiştirdi.
Ayrıca Afgan uzlaşmasını sağlamakla birlikte terör ve radikalizmi durdurma çabalarının görüşüldüğü ‘Afganistan’daki Barış ve İstikrar Üzerine Uluslararası Müslüman Âlimler Konferansı’na ev sahipliği yaptı.
Suudi Arabistan, farklı din ve mezheplerden din adamlarını bir araya getiren Dünya İslam Birliği (Rabıta) ve Kral Abdullah Dinler ve Kültürler Arası Diyalog Merkezi’nin konferanslarını da düzenledi.

Birlikte yaşama değerlerini güçlendirme
Bu çabaların, 2006 yılında Irak’taki mezhep çatışmasını durdurma amacıyla imzalanan Mekke Deklarasyonu ve 2019’da ılımlılık konferansında 139 ülkeden bin 200 temsilci tarafından onaylanan Mekke Bildirgesi de dahil olmak üzere bir takım belgenin oluşturulmasında somut bir etkisi oldu.
Bu anlaşma ve bildirgeler, çeşitli tarafların bir araya gelmesinde, savaşların sona ermesinde, kalkınmanın yeniden sağlanmasında, birlikte yaşama değerlerinin tesis edilmesinde ve barışın sağlanmasında büyük rol oynadı.
Suudi Arabistan’ın çabaları yalnızca anlaşmalara ev sahipliği yapmakla sınırlı kalmadı, Müslüman şeyhler, rahipler ve hahamlar arasındaki toplantıları koordine etmek gibi farklı din ve kültürlerden köprüler kurmak gibi birlikte yaşama değerlerini teşvik etmenin önemini ifade eden birçok sembolik hareketi de içerdi.
Suudi Arabistan, liderlik pozisyonuna bağlı olarak, bölgede barış getiren anlaşmalar, ülkeler arasındaki işbirliğini artırmaya yönelik ittifaklar ve Suudi Arabistan’ın himayesinde stratejik bir düzeye yükselen ortaklıklar ile Arap, İslami ve bölgesel siyasi sahnede birçok değişikliğe de imza attı.
Bununla birlikte teröre destek veren devletler listesinden bazı ülkelerin isimlerinin çıkarılması ve uluslararası yaptırımların kaldırılmasının yanı sıra Arap ve İslam ülkeleri ile uluslararası toplumu bu ülkelerin yanında olmaya teşvik etmek için de çalıştı.



Suudi Arabistan BRICS Zirvesi’nde Gazze'deki acıların sona erdirilmesi gerektiğini vurguladı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ülkesinin daha fazla fırsat ve ortak kalkınmayla dolu bir gelecek için çok taraflı platformlar aracılığıyla verimli bir iş birliği kurma arzusunu dile getirdi. (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ülkesinin daha fazla fırsat ve ortak kalkınmayla dolu bir gelecek için çok taraflı platformlar aracılığıyla verimli bir iş birliği kurma arzusunu dile getirdi. (SPA)
TT

Suudi Arabistan BRICS Zirvesi’nde Gazze'deki acıların sona erdirilmesi gerektiğini vurguladı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ülkesinin daha fazla fırsat ve ortak kalkınmayla dolu bir gelecek için çok taraflı platformlar aracılığıyla verimli bir iş birliği kurma arzusunu dile getirdi. (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ülkesinin daha fazla fırsat ve ortak kalkınmayla dolu bir gelecek için çok taraflı platformlar aracılığıyla verimli bir iş birliği kurma arzusunu dile getirdi. (SPA)

Suudi Arabistan, 17. BRICS Zirvesi'nin ikinci gününün ilk oturumunda Gazze'de yaşanan insani acıların göz ardı edilemeyeceğini ve uluslararası toplumun bu krizi sona erdirmek ve uluslararası hukuka uygun olarak iki devletli çözüme dayalı herakes için kalıcı ve kapsamlı bir barışa ulaşmak için ciddi bir şekilde çalışması gerektiğini vurguladı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman adına Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan dün Brezilya'nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenen ve Suudi Arabistan'ın davetli ülke olarak katıldığı zirvenin ikinci gününün ilk oturumuna katıldı. Oturum ‘Çevre, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı (COP30) ve Küresel Sağlık’ başlığını taşıyordu.

Oturum sırasında bir konuşma yapan Prens Faysal bin Ferhan, Gazze Şeridi'ndeki feci duruma atıfta bulunarak, dünyadaki vahim krizlerin herkese ortak sorumlulukları ve çatışmaların yayılmasını önlemek için gerilimi artırmaktan kaçınma ihtiyacını hatırlattığını vurguladı. İsrail'in sağlık altyapısına yönelik saldırılarının ve sivilleri hedef almasının uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali ve yasalar ile normlara dayalı uluslararası sisteme doğrudan bir meydan okuma olduğunu belirterek, uluslararası toplumu insani erişimin sağlanması ve sivillerin korunması için sorumluluklarını üstlenmeye çağırdı. Faysal bin Ferhan, Gazze'de yaşanan insani acıların göz ardı edilemeyeceğini ve uluslararası toplumun bu krizi sona erdirmek ve uluslararası hukuka uygun olarak iki devletli çözüme dayalı herkes için kalıcı ve kapsamlı bir barışa ulaşmak için ciddi bir şekilde çalışması gerektiğini vurguladı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı konuşmasının başında ülkesinin BRICS Zirvesi’ne ev sahipliği yapan ve bu yıl grubun başkanlığını yürüten Brezilya'ya takdirlerini ifade ederek, Suudi Arabistan'ın daha fazla fırsat ve ortak kalkınmayla dolu bir gelecek için çok taraflı platformlar aracılığıyla verimli bir iş birliği inşa etme arzusunu dile getirdi.

Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan'ın Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Paris Anlaşması'na olan bağlılığını vurgulayarak, iklim ve sağlık alanlarında iş birliğinin geliştirilmesinin önemini vurguladı ve farklı ülkelerin farklı koşullarını dikkate alan pratik ve dengeli bir yaklaşım çağrısında bulundu.

Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı'na (COP30) ev sahipliği yapacak olan Brezilya'ya Krallık'ın tebriklerini ileterek, Suudi Arabistan'ın iklim değişikliği sorunlarının ele alınmasında somut sonuçlar elde edilmesinde başarı dileklerini ifade etti.

Prens Faysal bin Ferhan, su kıtlığı çeken ülkelerden biri olarak Suudi Arabistan'ın çevresel zorlukları ve su kaynaklarını yönetmek için ileri yöntemler ve teknolojiler geliştirdiğini ve bu hayati kaynağa eşit erişimi sağlamayı amaçlayan Dünya Su Örgütü'nün kurulmasına yol açan çabalara öncülük ettiğini açıkladı.

Sağlık sektörü konusunda ise Vizyon 2030'un önleme ve entegre bakıma odaklanan kapsamlı reformlar içerdiğini belirterek, Suudi Arabistan'ın Hac ve Umre gibi büyük organizasyonları yönetme, planlama ve erken uyarı sistemleri geliştirme konusundaki uzmanlığını vurguladı. Kuşkusuz bu, Suudi Arabistan'ın uluslararası standartlara uygun olarak sağlık acil durumlarına hazırlık ve müdahale konusunda bölgesel bir merkez olma konumunu güçlendiriyor.

Oturuma Suudi Arabistan'ın Brezilya Büyükelçisi Faysal Gulam, Dışişleri Bakanlığı Ofisi Genel Müdürü Velid es-Semail, Dışişleri Bakan Danışmanı Muhammed el-Yahya ve Uluslararası Kuruluşlar Genel Müdürü Şahir el-Huneyni katıldı.