WHO’dan aşı programına katılma çağrısı

Madrid’de koronavirüs önlemlerini protesto etmek için Eğitim Bakanlığı önünde eylem yapan öğretmenler (EPA)
Madrid’de koronavirüs önlemlerini protesto etmek için Eğitim Bakanlığı önünde eylem yapan öğretmenler (EPA)
TT

WHO’dan aşı programına katılma çağrısı

Madrid’de koronavirüs önlemlerini protesto etmek için Eğitim Bakanlığı önünde eylem yapan öğretmenler (EPA)
Madrid’de koronavirüs önlemlerini protesto etmek için Eğitim Bakanlığı önünde eylem yapan öğretmenler (EPA)

Yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı geliştirilen aşıların bu yıl sonundan önce pazara gireceği ve sağlık personeline dağıtılmaya başlanacağı yönündeki umutların azalmaya başlaması ve Avrupa'da şuan salgının ikinci dalgasının yayılarak ilk aşamadaki zirve oranları aşmasıyla birlikte birçok Avrupa ülkesi de tekrar kapanma dönemine girdi. Bununla birlikte Dünya Sağlık Örgütü (WHO), uluslararası topluma seslenerek Kovid-19’a karşı aşıların elde edilmesine yönelik geçen Nisan ayında kurulan küresel aşı programını (COVAX) finanse etme çabalarını iki katına çıkarmaya çağırdı. WHO ile Avrupa Komisyonu ve bazı büyük ilaç şirketleri ile bilimsel laboratuvarlar arasındaki işbirliği ile başlatılan söz konusu aşı programına bugüne kadar 172 ülke katıldı.
WHO Genel Direktörü Tedros Ghebreyesus, aşıların tüm ülkelere aynı anda sağlanması ve riskli gruplara dağıtılmasını amaçlayan program hakkında, "Koronavirüse karşı mücadelede nihai zaferi elde etmenin, ekonomik krizden kurtulma oranını hızlandırmanın ve dünya çapında normale dönüşü yeniden sağlamanın tek yolu olduğunu" söyledi. Ayrıca 38 milyar dolara ihtiyaç duyan programın şu ana kadar sadece 3 milyar dolara ulaştığını kaydetti.
WHO sözcüsü yaptığı açıklamada, ülkeleri yeni vakaları tespit etmek için test kampanyalarını yoğunlaştırmaya çağırarak şu ifadeleri kullandı:
"Tanısal testlerin sayısı arttıkça, etkili bir aşı geliştirme şansı da o kadar yüksek olur. Ancak geliştirilmekte olan aşıların herhangi birinin etkinliği hakkında hala hiçbir garanti veya kesin bilimsel kanıt yok. COVAX programını finanse etmek bir iyilik veya hayır kurumu işi değil, herkesin çıkarına olacak bir şey. Ya birlikte batacağız ya da birlikte yelken açmaya devam edeceğiz. Etkili bir aşının tüm dünyaya yayılmasıyla ticaret ve seyahat hareketleri de normale dönerse, bu durumdan elde edilecek kazançlar programı finanse etmek için yapılan yatırımdan çok daha büyük olacaktır.”
WHO sözcüsü açıklamasında, İtalya'nın salgını kontrol altına alarak ekonomik ve sosyal hareketliliği yeniden başlatmak için aldığı önlemlere dikkat çekerek, özellikle son haftalarda Avrupa'da yaşanan epidemiyolojik gelişmeler ışığında diğer ülkelerin İtalya’yı örnek alması gerektiğini ifade etti.
İtalya’daki yetkililer, yurtdışından gelenlere zorunlu test prosedürlerini ve testi pozitif çıkanlara karantina kuralını uygularken İtalya hükümeti 120'den fazla ülke ile bağlantılarını kesti. Geçtiğimiz günlerde iyileşen Kovid-19 vakalarını takip etmek için bir bölüm açan Gemelli Üniversite Hastanesi’nin sözcüsü dün (salı) yaptığı açıklamada, “Son zamanlarda hastalığa yakalanan ve iyileşenlerin yüzde 50'si kalp, beyin, kan damarları, böbrekler, gözler ve ciltte rahatsızlık yaşarken aynı zamanda hafıza kaybı da yaşıyor” diye konuştu.
Hastanede açılan Kovid-19 bölümünün başkanı uzman Kardiyolog Mauro Monforte, “Salgının ilk evresinde hüküm süren kaos ve buna eşlik eden sağlık tesisleri üzerindeki benzeri görülmemiş baskıların vakaların gerekli takibini engellediğini” belirtti. Ayrıca, uzun bir iyileşme döneminden sonra salgının coğrafi ve sayısal olarak çemberini genişletmesi ve araştırmaların artmasıyla birlikte daha fazla sürprizin söz konusu olabileceğine dikkat çekti.
Fransa'daki mevcut durumun kötüleşmesi ile İtalya hükümeti vatandaşlarına Paris ve Fransa’daki diğer bazı bölgelere seyahat etmekten kaçınmalarını tavsiye etti ve bu bölgelerden gelenleri zorunlu testlere tabi tuttu.
Avrupa'da ulaşım, seyahat prosedürlerinde ve çoğu ülkeye giriş koşullarında yapılan sürekli değişiklikler ile yolcuların seyahatleri sırasında maruz kaldıkları birçok sürpriz nedeniyle yolculuk yapanlar için büyük bir kafa karışıklığı ve sorun kaynağına dönüştü.
İspanya Avrupa kıtasındaki ana endişe kaynağı olmaya devam ederken başkent Madrid’de bu haftanın başından itibaren 27 mahallede kısmi izolasyon önlemleri uygulanmaya başladı. Ayrıca, Özerk Hükümet başkanı, durumun daha kötüye gitmesi durumunda izolasyon çemberini genişletme veya tüm şehri kapatma olasılığından bahsetti.
İspanya Sağlık Bakanlığı dün yaptığı açıklamada son 24 saatte, üçte biri başkent Madrid’de olmak üzere 31 binden fazla vaka kaydedildiğini açıkladı. Başkentteki yetkililer  vatandaşlarını zorunluluk halleri dışında evlerinden çıkmamaya çağırdı.
Katalonya'da Özerk Hükümet Başkanı Quim Torra, Madridli mevkidaşından koronavirüse yakalanmadıklarını kanıtlayanlar dışında başkente giriş çıkışları yasaklamasını istedi ve İspanya’daki tüm havalimanlarında ve tren istasyonlarında zorunlu kontrollerin yapılmasını önerdi.
Diğer taraftan, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, vatandaşlarını çok sert geçecek günler için hazırlıklı olmaya çağırdı. Hükümetin salgını kontrol altına almak için gereken her türlü önlemi almaya hazır olduğunu belirten Sanchez, önceliğin sağlıkla ilgili meselelerde olduğunu vurguladı. Sanchez açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Bu salgından bir şeyler öğrendiysek o da tüm ülkelerin ve hükümetlerin alçakgönüllü olması gerektiği ve virüsün üstesinden gelmenin onunla savaşmak için bilimsel yöntemler geliştirmeye bağlı olduğunun farkına varmaktır. Bununla birlikte, onu kontrol altına almak için işbirliği yapmaktan başka alternatif yok.”
İspanya Sağlık Bakanlığı, başkentin çoğu mahallesinde vaka oranının her 100 bin kişi başına bini aştığını açıklarken, ordu birliklerinin havalimanına yakın devasa bir sahra hastanesi kurulması için hazırlıklara başladığını duyurdu. Madrid Özerk Hükümet Başkanı İsabel Diaz Ayuso, “Madrid’de kısmi izolasyon tedbirlerinin daha fazla mahalleyi kapsayacak şekilde genişletilebilir. Ancak olağanüstü hal durumuna geri dönmek ve tamamen kapanmak bu sefer hepimiz için bir  ölüm olur” şeklinde konuştu.



ABD'de göçmen operasyonları: "Vudu bebeği" bulundu

Federal göçmenlik operasyonunun devam ettiği New Orleans'ta, ICE memurunun "vudu bebeği" bir ağaca bağlanmış halde bulundu (Eyalet Başsavcısı Liz Murrill / X)
Federal göçmenlik operasyonunun devam ettiği New Orleans'ta, ICE memurunun "vudu bebeği" bir ağaca bağlanmış halde bulundu (Eyalet Başsavcısı Liz Murrill / X)
TT

ABD'de göçmen operasyonları: "Vudu bebeği" bulundu

Federal göçmenlik operasyonunun devam ettiği New Orleans'ta, ICE memurunun "vudu bebeği" bir ağaca bağlanmış halde bulundu (Eyalet Başsavcısı Liz Murrill / X)
Federal göçmenlik operasyonunun devam ettiği New Orleans'ta, ICE memurunun "vudu bebeği" bir ağaca bağlanmış halde bulundu (Eyalet Başsavcısı Liz Murrill / X)

ABD İç Güvenlik Bakanlığı'nın (DHS) sınır dışı etme operasyonu New Orleans'ta sürüp giderken, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) memurlarını andıran bir "vudu bebeği" ağaca bağlanmış halde bulundu.

ABD Başkanı Donald Trump'ın göçmen baskınlarının son hedefi New Orleans. DHS'e göre "Catahoula Crunch" Operasyonu kapsamında 3 Aralık'tan bu yana 250'den fazla kişi gözaltına alındı.

Fotoğraflarda görüldüğü üzere "ICE" yazılı siyah bir yelek ve buna uyumlu şapkasıyla maskeli bir memuru tasvir eden, keçeden yapılmış bir bebek ağaca bağlanmış ve onlarca iğne batırılmış halde bulundu. Vudu, Louisiana'da yaygın bir uygulama ve New Orleans'taki dükkanlar bu dini uygulamayla ilgili eşyalar satıyor.

Bebeği kimin yaptığı veya ağaca kimin bağladığı henüz bilinmiyor.

Louisiana'nın Cumhuriyetçi başsavcısı Liz Murrill bir sosyal medya gönderisinde "Yasadışı göçmenlik yanlısı radikallerin tartışmayı kaybettiğini, @ICEgov'un vudu bebeklerini kullanmalarından ve New Orleans'taki Çocuklara Karşı İnternet Suçları Görev Gücü'ne rahat vermemelerinden anlayabilirsiniz" yazarak sözkonusu bebeğin fotoğrafını paylaştı.

The Independent cevap hakkı için DHS'le iletişime geçti.

Şikago, Charlotte ve Los Angeles'taki benzer operasyonların ardından Trump'ın göçmenlik politikasının son hedefi New Orleans. Louisiana'nın en büyük şehrine yapılan federal konuşlandırma protestolara yol açtı.

New Orleans'ın müstakbel belediye başkanı Helena Moreno, Catahoula Crunch Operasyonu'nun şehirde "ciddi endişeye" yol açarak bir "korku kültürü" yarattığını söylüyor.

Moreno, federal göçmenlik görevlileri tarafından durdurulduklarında ne yapmaları gerektiğiyle ilgili vatandaşlara tavsiye veren ve yasal kaynaklara bağlantılar sağlayan "Haklarınızı Bilin" adlı bir internet sitesi açtı; New Orleans Belediye Meclisi de yurttaşların, federal memurların suiistimallerini veya görevi kötüye kullanmalarını bildirmesi için bir portal oluşturdu.

DHS, baskınların "suçlu yasadışı göçmenleri" hedef aldığını söylese de Associated Press'in ele geçirdiği kolluk kuvvetleri kayıtları, New Orleans operasyonunun ilk iki gününde gözaltına alınan 38 kişinin üçte birinden azının sabıkası olduğunu göstermişti.

New Orleans'ı temsil eden Demokrat Partili Senatör Royce Duplessis, önceki haftalarda AP'ye yaptığı açıklamada, "Bu, zaten bildiğimiz şeyi doğruluyor; mesele kamu güvenliği değil, mesele kaos ve korkuyu körüklemek, toplulukları terörize etmek" demişti. 

Göçmenlerin şiddet yanlısı olduğu yönündeki hastalıklı klişeyi daha da güçlendiriyor.

New Orleans'tan gelen haberler, ülke genelindeki daha büyük bir örüntüye uyuyor gibi görünüyor.

Kâr amacı gütmeyen veri toplama kuruluşu Transactional Records Access Clearinghouse'a göre, 30 Kasım itibarıyla ICE tarafından gözaltında tutulan kişilerin yaklaşık yüzde 73'ünün sabıka kaydı yok.

New Orleans göçmen operasyonunun bitiş tarihi henüz açıklanmadı.

Independent Türkçe


Güney Kore’de kellik tartışması: “Ölüm kalım meselesine dönüştü”

Lee'nin teklifini eleştirenler, kelliğe kıyasla daha önemli hastalıklara yoğunlaşılmasını istiyor (Reuters)
Lee'nin teklifini eleştirenler, kelliğe kıyasla daha önemli hastalıklara yoğunlaşılmasını istiyor (Reuters)
TT

Güney Kore’de kellik tartışması: “Ölüm kalım meselesine dönüştü”

Lee'nin teklifini eleştirenler, kelliğe kıyasla daha önemli hastalıklara yoğunlaşılmasını istiyor (Reuters)
Lee'nin teklifini eleştirenler, kelliğe kıyasla daha önemli hastalıklara yoğunlaşılmasını istiyor (Reuters)

Güney Kore Devlet Başkanı Lee Jae-myung, kellikle mücadelenin "ölüm kalım meselesi" haline geldiğini söyledi.

Lee, kamu sağlık sigortasının saç dökülmesi tedavilerini de içerecek şekilde genişletilmesini istediğini belirtti.

62 yaşındaki lider, salı günkü açıklamasında kelliğin sadece gençler için "kozmetik bir sorun" olmadığını, toplum için bir "ölüm kalım meselesine" dönüştüğünü savundu.

Ülkede sadece alopesi areata gibi tıbbi nedenlerle oluşan saç dökülmelerine yönelik tedavilerin masrafları devlet tarafından karşılanıyor. "Saçkıran" diye de bilinen bu hastalık, genellikle bağışıklık sisteminin kendine saldırması sonucu kişinin saç, sakal, kirpik ya da kaşlarının kısa süre içinde dökülmesine yol açıyor.

Diğer yandan yaygın erkek tipi kellik için uygulanan tedavilerin çoğu, sigorta kapsamı dışında kalıyor. Lee, sigorta kapsamının genişletilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:

Sigorta primlerini ödedikleri halde yardım alamamalarını haksızlık olarak gören gençler olabilir. Bu durum yabancılaşma hissini ciddi boyutlara çıkarabilir.

Güney Kore'nin sağlık sigortası sistemi halihazırda mali sorunlarla boğuşuyor. Sistem, geçen yıl 11,4 trilyon won'la (yaklaşık 330 milyar TL) rekor açık vermişti. Yaşlanan nüfusun da etkisiyle 2026'da açığın 4,1 trilyon won (yaklaşık 119 milyar TL) daha artabileceği öngörülüyor.

Öte yandan Kore Tabipler Birliği'nden yapılan açıklamada, Lee'nin saç dökülmesi tedavisini önceliklendiren yaklaşımı eleştirildi:

Sağlık sigortası fonlarını saç dökülmesi tedavisine harcamak yerine, kanser ve diğer ciddi hastalıkların tedavisine öncelik verilmesi daha uygun olacaktır.

Katı güzellik standartlarıyla tanınan Doğu Asya ülkesinde kellikten muzdarip gençler toplumsal dışlanmayla karşılaşabiliyor. Yetkililere göre, geçen yıl saç dökülmesi nedeniyle hastanelere başvuran 240 bin kişinin yüzde 40'ı 20'li veya 30'lu yaşlardaydı.

Sağlık Bakanı Jeong Eun Kyeong ise saç dökülmesi yaşayan gençlerin iş arama sürecinde özgüvenlerini yitirebileceğini, bunun da ruh sağlıklarını olumsuz etkileyeceğini savunuyor.

Lee, 2022'de düzenlenen devlet başkanlığı seçimleri için yürüttüğü kampanyada da saç dökülmesi tedavisi masraflarının devlet tarafından ödeneceği vaadiyle gündem olmuştu. Lee, o dönemki seçimleri Yon Suk-yol karşısında kaybetmişti.

Independent Türkçe, Guardian, BBC


Tom Cruise'un "dünyanın en güçlü adamını" canlandırdığı Digger'dan ilk görüntüler

Hollywood'un en büyük yıldızlarından Tom Cruise, sinema sektöründe geçirdiği yaklaşık 40 yıl boyunca, beyazperdede 9 bin metreden fazla koştu (Paramount Pictures)
Hollywood'un en büyük yıldızlarından Tom Cruise, sinema sektöründe geçirdiği yaklaşık 40 yıl boyunca, beyazperdede 9 bin metreden fazla koştu (Paramount Pictures)
TT

Tom Cruise'un "dünyanın en güçlü adamını" canlandırdığı Digger'dan ilk görüntüler

Hollywood'un en büyük yıldızlarından Tom Cruise, sinema sektöründe geçirdiği yaklaşık 40 yıl boyunca, beyazperdede 9 bin metreden fazla koştu (Paramount Pictures)
Hollywood'un en büyük yıldızlarından Tom Cruise, sinema sektöründe geçirdiği yaklaşık 40 yıl boyunca, beyazperdede 9 bin metreden fazla koştu (Paramount Pictures)

Alejandro G. Iñárritu'nun merakla beklenen yeni filminin bilinmeyenleri yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor.

Başrolünde Tom Cruise'un oynayacağı yapımın adının Digger olacağı ve 2 Ekim 2026'da vizyona gireceği bildirildi. 

Yayımlanan afişte film, "felaket boyutunda bir komedi" diye tanımlanıyor.

Çekimleri Birleşik Krallık'ta yapılan ve 6 ayda tamamlanan film, Meksikalı yönetmenin 2015 yapımı Diriliş'ten (The Revenant) sonra çektiği ilk İngilizce film. 

Paramparça Aşklar Köpekler (Amores Perros), 21 Gram (21 Grams) ve Babil gibi pek çok övgü toplayan projeye imza atan Iñárritu'yla birlikte Cruise da filmin yapımcıları arasında yer alıyor. 

62 yaşındaki yönetmen senaryoyu yazarken Birdman'deki ekip arkadaşları Nicolas Giacobone ve Alexander Dinelaris'in yanı sıra Sabina Berman'la da çalıştı. 

fgtyh
Türkçe'de "Kazıcı" anlamına gelen Digger'ın afişi de yayımlandı (Warner Bros.)

63 yaşındaki Hollywood yıldızının Digger Rockwell karakterini canlandıracağı filmin konusu henüz tam olarak bilinmiyor. 

Warner Bros. Cruise'un "dünyanın en güçlü adamını" canlandırdığını ve "insanlığın kurtarıcısı olduğunu kanıtlamak için çılgınca bir göreve çıkan" Digger Rockwell'in "sonrasında neden olduğu felaketin her şeyi yok ettiğini" bildiriyor. 

Filmde Sandra Hüller, John Goodman, Michael Stuhlbarg, Jesse Plemons, Sophie Wilde, Riz Ahmed ve Emma D’Arcy gibi önemli oyuncular da yer alıyor. 

Cruise son olarak Mission: Impossible - Son Hesaplaşma (Mission: Impossible - The Final Reckoning) ve Top Gun: Maverick'le izleyicilerin karşısına çıkmıştı.

Iñárritu ise Diriliş sonrasında yalnızca tek bir uzun metraj film çekti: 2022'de vizyona giren Bardo, Bir Avuç Doğrunun Yalan Yanlış Güncesi (Bardo, falsa crónica de unas cuantas verdades) 4 Oscarlı yönetmenin önceki filmleri kadar beğeni toplamadı. 

Independent Türkçe, Variety, TheWrap