ABD’nin İran'la imzalanan nükleer anlaşmayı sona erdirme arzusu, Atlantik'in iki yakası olan ABD ve Avrupalı müttefikleri arasında eşi benzeri görülmemiş bir bölünmeye neden oluyor. AFP tarafından yapılan bir analize göre, bu bölünme, ABD Başkanı Donald Trump yeniden seçildiği taktirde daha uzun sürebilir.
Söz konusu bölünme önceden bu derece derin değildi. Avrupalılar, ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) tarafından İran'a uygulanan yaptırımları yeniden uygulamaya koyma ilanının Pekin ve Moskova’nın da adımlarıyla yasal bir değeri olmadığı düşüncesindeydi. Nitekim bu, Birleşmiş Milletleri benzeri görülmemiş bir yasal boşluğa fırlatan bir çatışmaydı.
Uluslararası ve Stratejik İlişkiler Enstitüsü Direktörü Pascal Boniface, bu konuda “İngilizler, ABD Dışişleri Bakanlığının elzem gördüğü bir konuda ilk defa ABD’ye karşı çıkıyor” ifadelerini kullandı. İngiltere'nin ABD'nin daha ısrarcı hale geldiği taleplerine ve Brexit nedeniyle Avrupa'nın geri kalanı ile arasındaki uçuruma rağmen tutumunu koruduğunu da sözlerine ekledi.
Washington, İran dosyasında, güvenliklerinin nükleer silahlanma riskleri tarafından tehdit edildiğini düşünen Londra, Paris ve Berlin'in oluşturduğu cephe ile en az iki yıldır karşı karşıya.
ABD, yalnız kalmaktan korkmadığını vurgularken ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ise Avrupalıları İran karşısında “parmaklarını bile kıpırdatmamak” ve “Ayetullah’a yandaş olmakla” suçlamaya daha yoğun bir şekilde devam ediyor.
Nitekim Başkan Donald Trump'ın İran dosyasında sebebiyet verdiği bu bölünme, ABD ile en eski ve en yakın Avrupalı müttefikleri arasındaki ilişkilerin dağılmasındaki ana noktayı oluşturuyor. Uluslararası Kriz Grubu'ndan Richard Gowan, geçen yılki açıklamalarında, “BM Güvenlik Konseyi'nde Batılılar arasında stratejik birliğin olmayışı, Rusya ve Çin'e New York'taki çıkarlarını ilerletmek için diplomatik bir kanal sağlıyor” ifadelerini kullanmıştı.
Paris Siyasi Araştırmalar Enstitüsü'nden Profesör Bertrand Badie, Avrupalıların İran dosyasında ‘hareketsizliğe’ tutulduğunu düşüncesini dile getiriyor.
Aynı zamanda, “Aslında Avrupalıların önceliği, ABD ile ittifakı korumaktır; zirâ savunma veya dış Avrupa politikasını garanti edemedikleri için buna ihtiyaçları var” ifadelerini kullanıyor.
Tüm tarafların 3 Kasım'daki ABD başkanlık seçimlerine kadar “43 gün dayanmalıyız” dediğine de değiniyor.
Pek çok kişi, Demokrat Joe Biden'ın olası seçim zaferinin ABD'yi, uzaklaştığı uluslararası sahalara geri getireceğini, Batı ittifaklarına yeniden yakınlaştıracağını umuyor.
Pascal Boniface, bu konuda “Biden seçildiği taktirde, önceliklerinden biri Avrupa Birliği ile ABD arasındaki gergin ve zarar görmüş ilişkileri onarmak olacak” ifadelerini kullanıyor.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) özel danışmanı François Heisbourg, Biden seçildiği taktirde Amerikalı ve Avrupalıların, ABD'yi bazı uluslararası anlaşmalara yeniden entegre ederek ‘işleri düzeltmeye’ çalışacağını söylüyor. Aynı zamanda, “Donald Trump yeniden seçildiği taktirde ise, bunun NATO’yu etkisiz hale getirmek için kullanılacağı yönünde gerçek bir tehdit mevcut. Nitekim İran dosyası, ABD’nin NATO’daki rolünün irdelenmesinde kullanabilecek bahanelerden biridir” diyor.
İran’la nükleer anlaşma ABD ve Avrupa’yı böldü
https://turkish.aawsat.com/home/article/2525121/i%CC%87ran%E2%80%99la-n%C3%BCkleer-anla%C5%9Fma-abd-ve-avrupa%E2%80%99y%C4%B1-b%C3%B6ld%C3%BC
İran’la nükleer anlaşma ABD ve Avrupa’yı böldü
İran’la nükleer anlaşma ABD ve Avrupa’yı böldü
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة