ABD-Çin Soğuk Savaşı BM Genel Kurulu’nda gündeme geldi

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşma yaptığı sırada (Reuters)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşma yaptığı sırada (Reuters)
TT

ABD-Çin Soğuk Savaşı BM Genel Kurulu’nda gündeme geldi

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşma yaptığı sırada (Reuters)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşma yaptığı sırada (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Çin'e karşı sert eleştirilerde bulundu ve uluslararası toplumu Çin’i Kovid-19 virüsünü yaymaktan sorumlu tutmaya çağırdı. Çinli mevkidaşı Şi Cinping ise, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, BM Genel Kurulu'nun 75’inci üst düzey yıllık toplantısının açılışında "büyük bir çatlağın" tehlikeleri konusunda uyarmasına rağmen iki süper güç arasında yeni bir soğuk savaş endişesini ortadan kaldırmaya çalıştı.  BM Genel Kurulu’nun New York’taki salonunda gerçekleşen ve liderlerin daha önce çektikleri videolar ile katıldıkları BM 75. Genel Kurulu toplantısı, salgın nedeniyle kamu güvenliği koşullarına uygun olarak yapıldı.

“ABD ve Çin arasında büyük bir çatlak”
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, toplantının açılış konuşmasında, "Dünyanın çok tehlikeli bir yöne doğru ilerlediği" uyarısında bulunarak, “Yeni bir Soğuk Savaş'ı önlemek için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerekiyor” dedi. ABD ile Çin arasındaki anlaşmazlıklara atıfta bulunan Guterres şu ifadeleri kullandı:
"Dünyamız, en büyük iki ekonomik gücün dünyayı böleceği, büyük bir çatlağın oluşacağı ve ardından bu güçlerin her birinin kendi ticaret ve mali kuralları, interneti ve yapay zeka kaynaklarının olacağı bir geleceği kaldıramaz. Teknolojik ve ekonomik çatlak kaçınılmaz olarak jeostratejik ve askeri çatlağa dönüşebilir. Her ne pahasına olursa olsun bunu önlememiz gerekiyor.”
Guterres'in ardından Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır ve Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ve ABD Başkanı Donald Trump konuştu.
BM Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır, başta salgın, yoksulluk, eşitsizlik, iklim değişikliği ve diğer pek çok küresel sorun olmak üzere dünyanın karşı karşıya olduğu sorunları ele almak için çok taraflılığın gerekliliğini vurguladı.
Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, ülkesinde çözülmesi gereken başlıca iki sorun olan salgın ve işsizlik konusunda uyarıda bulunarak, "İki sorunun aynı anda ve aynı sorumluluk duygusuyla ele alınması gerektiğini" ifade etti.

Trump ve ABD'nin “olağanüstülüğü”
ABD Başkanı Donald Trump, son yıllarda böyle bir durumda bir ABD başkanı için belki de en kısa olabilecek konuşmasının yarısını Çinle ilgili sorunlara ayırdı. Kovid-19’u bir kez daha “Çin virüsü” olarak nitelendiren Trump, ülkesinin virüse karşı şiddetli bir savaş yürüttüğünü belirterek "virüsü yenme" sözü verdi. Çin'i koronavirüsü dünyaya yaymakla suçlayarak virüsü durdurmadığı için Çin’den hesap sorulması gerektiğini belirten Trump, "Çin hükümeti ve uygulamada ona bağlı olan Dünya Sağlık Örgütü yanlış bilgi vererek virüsün insandan insana bulaştığına dair kanıt olmadığını söylemişlerdi. Daha sonra semptomları olmayan insanların hastalığı yaymayacağını söylediler” dedi. Ayrıca Çin'i her yıl okyanuslara milyonlarca ton plastik ve çöp atmakla, aşırı avcılıkla diğer ülkelerin sularında balık nüfusunun azalmasına neden olmak, geniş mercan resiflerini yok etmek ve atmosfere diğer ülkelerden daha fazla zehirli cıva yaymakla suçladı.
“Amerikan refahının dünya genelinde özgürlükler ve güvenliğin temeli olduğunu” belirten Trump açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“Üç yıl gibi kısa bir sürede, tarihteki en büyük ekonomiyi inşa ettik. Son dört yılda ordumuz için 2,5 trilyon dolar harcadık. NATO İttifakı’nı yeniden canlandırdık. Korkunç İran Nükleer Anlaşması’ndan çekildik ve dünyanın en önde gelen terör destekçisine ağır yaptırımlar getirdik.”
DEAŞ’ı ve kurucusu ve lideri olan Bağdadi’yi ve “dünyanın en büyük teröristi” Kasım Süleymani’yi de öldürdüklerini belirten Trump, ABD’nin şu anda Afganistan’da da savaşın sona ermesi için çaba gösterdiğini ve bu ülkedeki askerlerini geri çekme aşamasında olduğunu söyledi. Trump, “ABD, barış elçisi olarak kaderimizi tayin ediyor” dedi. 
Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve İsrail arasında ABD’nin arabuluculuğuyla varılan barış anlaşmaları gibi başarılara dikkat çeken Trump, "Yakında daha fazla barış anlaşması yapmayı planlıyoruz" dedi. Trump açıklamasında, “ABD, barış elçisi olarak kaderimizi tayin ediyor. Ancak barış güçten geçer” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamada,  "Güvenlik Konseyi’nin yeniden yapılandırılması ve Genel Kurul’un reformu çağrısında bulundu. Ayrıca, "Krizi çözmek için tüm Doğu Akdeniz ülkelerini bir araya getiren bir konferansın düzenlenmesini" istedi.

Şi, ülkesi hakkındaki suçlamaları reddeti
Şi, salgınının yayılmasından ülkesini sorumlu tutan ABD Başkanı Donald Trump'ın suçlamalarını reddederek  "yanlış ve asılsız" olarak nitelendirdi ve virüse karşı mücadelenin siyasileştirilmemesi gerektiğini ifade etti. "Herhangi bir ülke ile ne soğuk savaş ne de sıcak çatışmaya girme niyetinde değiliz" diyen Çin Devlet Başkanı, “Bunun yerine farklılıkları gidermek ve başkalarıyla olan anlaşmazlıkları çözmek için diyalog ve müzakereye devam edeceğiz. Sadece kendimizi kalkındırmaya çalışmayacağız ve biri kazanırken diğerinin kaybedeceği bir oyun oynamayacağız" diye konuştu. 
Şi açıklamasında, "Çin'in dünya barışının kurucusu, küresel kalkınmaya katkıda bulunan ve uluslararası düzenin savunucusu olarak hareket etmeye devam edeceğini ve uluslararası ilişkilerdeki merkezi rolünü yerine getirmede Birleşmiş Milletleri desteklemek için adımlar attığını” vurguladı.
Güney Afrika Devlet Başkanı Matamela Cyril Ramaphosa ise, Güvenlik Konseyi'nde Afrika'ya kalıcı bir koltuk tahsis etme ihtiyacını vurguladı. Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel, "ABD'nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sırasında bile Küba'ya yönelik uyguladığı ticari, ekonomik ve mali ambargolarını sürdürdüğünü ve "vahşice" sıkılaştırdığını” vurgulayarak, Trump yönetiminin Küba'ya yönelik tırmanışını kınadı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, salgına karşı küresel tepkiyi koordine etmek için Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) güçlendirilmesi gerektiğini belirterek aşı alanında işbirliğine yönelik üst düzey bir konferans düzenlemeyi önerdi. Putin açıklamasında, "Koronavirüse karşı aşı geliştirme konusunda işbirliği yapmakla ilgilenen ülkeler için yakında üst düzey bir sanal konferans düzenlemeyi öneriyoruz. Güvenilir, güvenli ve etkili olduğu kanıtlanan Rus aşısının diğer ülkelere sağlanması da dahil olmak üzere tüm ülkeler ve uluslararası kuruluşlarla deneyim alışverişinde bulunmaya ve işbirliğini sürdürmeye hazırız” diye konuştu.
Ürdün Kralı 2. Abdullah ise, Filistin-İsrail çatışmasının, BM'nin kurulduğu dönem başlayan ve bugüne kadar tırmanmaya devam eden tek çatışma olduğunu belirterek, "Bu çatışmayı sona erdirmenin tek yolu, uluslararası hukuka ve BM kararlarına uygun olarak ( 4 Haziran 1967 ) iki devletli çözüme dayanmaktır" dedi. Kral Abdullah açıklamasında, "Bir Haşimi mütevellisi olarak Kudüs'teki Müslüman ve Hıristiyan kutsal mekanlarını korumak gibi özel bir görevim var" ifadesini kullandı.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İran'ın karşı karşıya olduğu yaptırımların "dünya tarihinin en şiddetli yaptırımları" olduğunu vurguladı. Ruhani, siyahi bir Amerikan vatandaşının (George Floyd) beyaz bir polisin boynuna bastırması sonucu hayatını kaybetmesine atıfta bulunarak, "ABD'li polisin dizini bir gösterici vatandaşın boynuna dayaması bizim için tanıdık bir olaydır. O diz emperyalizmin bağımsız milletlerin boynuna dayatılan dizdir ve biz onu iyi tanıyoruz” dedi. Ayrıca konuşmasında, ABD tarafından öldürülen İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani'ye övgüde bulundu. Ruhani, 2015 nükleer anlaşmasını "Gelmiş geçmiş en büyük diplomatik başarı" olarak nitelendirdi. 
Toplantıda, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi de konuştu.



Netanyahu, Trump ile görüşmesinden önce Hamas'ı anlaşmayı ihlal etmekle suçladı

Dün Batı Şeria'daki Beytüllahim'de bulunan Doğuş Kilisesi önündeki Noel Arifesi kutlamalarından (AFP)
Dün Batı Şeria'daki Beytüllahim'de bulunan Doğuş Kilisesi önündeki Noel Arifesi kutlamalarından (AFP)
TT

Netanyahu, Trump ile görüşmesinden önce Hamas'ı anlaşmayı ihlal etmekle suçladı

Dün Batı Şeria'daki Beytüllahim'de bulunan Doğuş Kilisesi önündeki Noel Arifesi kutlamalarından (AFP)
Dün Batı Şeria'daki Beytüllahim'de bulunan Doğuş Kilisesi önündeki Noel Arifesi kutlamalarından (AFP)

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu dün, Refah'ta meydana gelen bombalı saldırıda bir İsrail ordusu subayının yaralanmasından Hamas'ı sorumlu tutmaya çalıştı.

Netanyahu'nun Hamas'a yönelik suçlaması, ABD Başkanı Donald Trump ile ABD'de yapılması beklenen görüşmesinden günler önce geldi. Şarku’l Avsat’ın İbrani medyasından aktardığına göre Netanyahu, Trump'ı İsrail ve Hamas'ın kontrolündeki bölgeler arasında kalıcı bir sınır olarak "sarı hat"ı tanımaya ikna etmek istiyor; bu da fiilen İsrail'in Gazze Şeridi'nin yüzde 58'ini işgal etmesi anlamına gelecektir.

İsrail ordusu, Refah'taki patlamanın ne zaman gerçekleştiğini belirlemek için soruşturma başlatmış olsa da Netanyahu, Trump tarafından sunulan bir plana göre, Hamas'ı geçen ekim ayında yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçladı. Ancak Hamas, patlamanın tamamen İsrail kontrolü altındaki bir bölgede meydana geldiğini ve olayın patlamamış mühimmat nedeniyle oluştuğunu öne sürdü.

Bu arada, İsrail işgal yetkilileri dün Filistin Başkan Yardımcısı Hüseyin el-Şeyh'in Beytüllahim'deki Doğuş Kilisesi'nde Noel kutlamaları için düzenlenen gece yarısı ayinine katılmasını engelleyerek, konvoyunun kiliseye ulaşmasını önledi.


ABD Adalet Bakanlığı: Epstein'ın dosyalarının yayınlanmasını tamamlamak için "birkaç haftaya daha" ihtiyacımız olabilir

Milyarder Jeffrey Epstein (AP)
Milyarder Jeffrey Epstein (AP)
TT

ABD Adalet Bakanlığı: Epstein'ın dosyalarının yayınlanmasını tamamlamak için "birkaç haftaya daha" ihtiyacımız olabilir

Milyarder Jeffrey Epstein (AP)
Milyarder Jeffrey Epstein (AP)

ABD Adalet Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, cinsel suçlardan hüküm giymiş milyarder Jeffrey Epstein hakkındaki dosyaların yayınlanmasının tamamlanması için "birkaç haftaya daha" ihtiyaç duyabileceğini ve yetkililer mağdurları korumak için ayrıntıları incelemeye çalışırken belgelerin tam olarak yayınlanmasının haftalarca gecikeceğini belirtti.

Associated Press'e (AP) göre Adalet Bakanlığı, New York Güney Bölgesi Başsavcılığı ve FBI'ın Epstein davasıyla ilgili olabilecek bir milyondan fazla ek belge bulduğunu açıkladı.

Adalet Bakanlığı açıklamasında bu yeni dosyaların kendilerine ne zaman bildirildiğini açıklamadı.

Adalet Bakanlığı açıklamasında, avukatlarının belgeleri incelemek ve Kongre'nin geçen ay neredeyse oy birliğiyle kabul ettiği yasanın gerektirdiği sansürleri yapmak için gece gündüz çalıştığını vurguladı.

Bakanlık, "Belgeleri en kısa sürede yayınlayacağız. Malzemenin çokluğu göz önüne alındığında, bu süreç birkaç hafta daha sürebilir" dedi.

Trump yönetimi, geçen ay Kongre tarafından kabul edilen bir yasaya uygun olarak, 1990'larda Trump'ın arkadaşı olan merhum finansçı Jeffrey Epstein hakkındaki ceza soruşturmasıyla ilgili dosyaları yayınlamaya başladı.

Kongredeki Cumhuriyetçiler ve Demokratlar, Trump'ın itirazlarına rağmen, mağdurları korumak için kısmi sansürlere izin verirken, tüm belgelerin 19 Aralık'a kadar yayınlanmasını gerektiren yasayı kabul etti.

Şimdiye kadar yayınlanan metinler, bazı Cumhuriyetçileri kızdıran kapsamlı sansürler içeriyordu ve 2026 ara seçimleri öncesinde partiyi tehdit eden skandalı yatıştırmak için pek bir şey yapılmadı.

Adalet Bakanlığı dün sosyal medyada yayınladığı bir mesajda, FBI ve Manhattan'daki ABD Başsavcılığı tarafından Epstein ile potansiyel olarak bağlantılı bir milyondan fazla ek belgenin ortaya çıkarıldığını belirtti, ancak belgelerin ne zaman veya nasıl bulunduğuna dair ayrıntı vermedi.


Yapay zekâ tarafından oluşturulan videoda Netanyahu ve Trump'ın bir savaş uçağını kullandığı görülüyor

Binyamin Netanyahu'nun basın ofisi tarafından yayınlanan videodan
Binyamin Netanyahu'nun basın ofisi tarafından yayınlanan videodan
TT

Yapay zekâ tarafından oluşturulan videoda Netanyahu ve Trump'ın bir savaş uçağını kullandığı görülüyor

Binyamin Netanyahu'nun basın ofisi tarafından yayınlanan videodan
Binyamin Netanyahu'nun basın ofisi tarafından yayınlanan videodan

İsrail Başbakanlık Ofisi dün, Başbakan Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump'ın, adı belirtilmeyen çöl bölgesindeki bir grup binanın üzerinden savaş uçağı uçurduğunu gösteren yapay zeka tarafından oluşturulmuş bir video yayınladı.

Times of Israel'e göre Instagram'da yayınlanan video, İsrail-İran savaşının başlamasının üzerinden altı ay geçmesini anmak amacıyla hazırlanmış gibi görünüyor.

Kısa videoda Netanyahu ve Trump'ın güneş gözlüğü takarak birbirlerine batıkları görülüyor. Altyazıda "Zafer geçit töreninde" yazıyor ve "#altıay" etiketi yer alıyor.

İsrail ve İran arasındaki yıldırım hızıyla gelişen askeri çatışma, İsrail'in 13 Haziran 2025'in erken saatlerinde İran'ın onlarca hedefine sürpriz bir saldırı düzenlemesiyle başlayıp sadece 12 gün sürdü.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre İsrail, İran'ın üst düzey askeri komutanlarına, nükleer bilim insanlarına, uranyum zenginleştirme tesislerine ve balistik füze programına yönelik saldırısının, "Tahran'ın Yahudi devletini yok etme yönünde açıkladığı planını gerçekleştirmesini engellemek için gerekli" olduğunu söyledi.

İran, nükleer silah arayışında olduğunu sürekli olarak reddediyor. Bununla birlikte, uranyum zenginleştirme seviyelerini "barışçıl olmayan amaçlar için kullanılabilecek" seviyelere çıkardı, uluslararası denetçilerin nükleer tesislerine erişimini engelledi ve balistik füze kapasitesini genişletti.

İsrail, İran'ın son dönemde füze kapasitesini yeniden inşa etmek için adımlar attığını ve hâlâ nükleer silah edinme arayışında olduğunu belirtti.

İran, İsrail'in saldırılarına karşılık olarak İsrail'e 500'den fazla balistik füze ve yaklaşık bin 100 insansız hava aracı (İHA) fırlattı. Sağlık yetkilileri ve hastanelere göre, saldırılar İsrail'de 32 kişinin ölümüne ve 3 binden fazla kişinin yaralanmasına neden oldu.

Savaş sona yaklaşırken, Amerika Birleşik Devletleri de İran nükleer tesislerine yönelik saldırılara katıldı.