ABD yaptırımları, ‘Putin’in aşçısı’ ile bağlantılı şebekeyi hedefliyor

İş insanı Yevgeny Prigozhin ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP arşivi)
İş insanı Yevgeny Prigozhin ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP arşivi)
TT

ABD yaptırımları, ‘Putin’in aşçısı’ ile bağlantılı şebekeyi hedefliyor

İş insanı Yevgeny Prigozhin ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP arşivi)
İş insanı Yevgeny Prigozhin ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP arşivi)

ABD, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yakınlığı ile bilinen zengin bir iş insanıyla bağlantılı şirketlere ve yetkililerine, aynı zamanda Rus istihbaratıyla bağlantılı taraflara yaptırım uyguladı.
Yaptırım uygulananlar arasında ‘Putin’in aşçısı’ olarak bilinen Yevgeny Prigozhin ve Rusya Federal Güvenlik Servisi’yle ile bağlantılı 8 kişi ve 7 kurum bulunuyor. ABD Hazinesi tarafından yapılan açıklamaya göre, yaptırımların sebebi, söz konusu iş insanının Orta Afrika'daki faaliyetlerinin ve ABD seçimlerine müdahale etmekle suçlanan Federal Güvenlik Servisi'nin faaliyetlerinin kesinleşmesine dayanıyor.
Yaptırımların “Rusya'nın Orta Afrika'daki nüfuzunu genişletmek amacıyla Prigozhin için çalışan kurum ve kişileri” hedefliyor. Açıklamada, bu ülkenin 2013 yılından beri iç savaşa batmış olduğu da belirtildi.
ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, konuyla ilgili açıklamasında, “Yevgeny Prigozhin, kötü niyetli siyasi ve ekonomik nüfuzunu tüm dünyaya yayma yolunda uluslararası düzeyde destekçiler şebekesine sahip. ABD ise Prigozhin'in dünya genelinde operasyon başlatma yeteneklerini hedeflemeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Prigozhin’in kendisi ve Rus istihbaratı da ABD yaptırımlarının uygulandığı kişi ve kurumlar arasında yer alıyor. Washington, Prigozhin’i ABD yaptırımlarının hedef aldığı Rus İnternet Araştırmaları Ajansını idare ve finanse etmekle suçluyor. Bu ajans, 2016’da ABD’deki başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın seçimi kazanmasına yardımcı olmak için sosyal medya ağlarının manipüle edilmesine karışan önde gelen kurumlardan sayılıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili açıklamasında, ABD’nin yaptırımlardan kaçmaya çalışanlara destek sağlama bağlamında Rusya Federal Güvenlik Servisi faaliyetlerinin desteklenmesiyle ilgili tarafları da hedef aldığını bildirdi.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.