Kral Selman: Ortadoğu’da barış bölge halkları arasında bir arada yaşamak için stratejik bir seçenek haline geldi

BM Genel Kurulu’nun 75. oturumunda yayınlanan Kral Selman’ın videosu (AFP)
BM Genel Kurulu’nun 75. oturumunda yayınlanan Kral Selman’ın videosu (AFP)
TT

Kral Selman: Ortadoğu’da barış bölge halkları arasında bir arada yaşamak için stratejik bir seçenek haline geldi

BM Genel Kurulu’nun 75. oturumunda yayınlanan Kral Selman’ın videosu (AFP)
BM Genel Kurulu’nun 75. oturumunda yayınlanan Kral Selman’ın videosu (AFP)

Suudi Arabistan, dünyanın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve bunun sağlık, insani ve ekonomik etkileri gibi ortak zorluklarla yüzleşmek için el ele vermesi gerektiğinin altını çizerek, G20 dönem başkanı olarak salgın ve etkileriyle başa çıkmada uluslararası çabaları ilerletmeye devam ettiğini bildirdi.
Bununla birlikte uluslararası kanun ve normlara saygılı, çevresinde sürekli güvenlik, istikrar ve refah arayışında, çatışmalara siyasi çözüm isteyen ve radikalizmin tüm tezahürleriyle mücadeleye dayalı bölgesel ve uluslararası politika anlayışını vurguladı.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun video konferans aracılığıyla düzenlenen 75. oturumunda Kral Selman bin Abdulaziz’in mesajlarının yer aldığı video yayınlandı.
BM 75. Genel Kurul Başkanlığı’na seçilen Volkan Bozkır’ı tebrik edip başarılar dileyerek söze başlayan Kral Selman’ın BM 75. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmanın tam metni şöyle;
“Bugün sizlere mesajın ülkesinden, vahyin doğum yerinden ve Müslümanların kıblesinden hitap ediyorum.
Dünyamızın karşı karşıya olduğu istisnai ortak zorluklar karşısında dünya ülkeleri ve halkları arasında bir arada yaşama, barış, ılımlılık ve dayanışma çağrısında bulunduğumuz gerçek İslam dinimiz, Arap kültürümüz ve ortak insani değerlerimizin öğretilerine dayandığımız bir mesajı iletiyorum.
Bugün dünyamız, koronavirüs salgını ve onun sağlık, insani ve ekonomik etkileri gibi insanlığın ortak zorluklarıyla yüzleşme noktasında hepimizin acil el ele vermesi gerektiğini gösteren büyük bir zorlukla karşı karşıya.
Suudi Arabistan, G20 dönem başkanı olarak, bu salgınla mücadele etmenin yanı sıra insani ve ekonomik etkisini sınırlamak için küresel çabaları koordine etme konusunda geçtiğimiz Mart ayında liderler düzeyinde bir zirve düzenleyerek uluslararası çabaları koordine etti.
Zirve sırasında Suudi Arabistan, salgınla mücadele, hazırlıklı olma ve acil durumlara yanıt verme çabalarını desteklemek için 500 milyon dolarlık destekte bulundu.
Aynı zamanda şu anda salgınla başa çıkmak ve etkilerini ele almak için uluslararası müdahale çabalarını ilerletmeye devam ediyor.
Suudi Arabistan, insani yardım ve kalkınma yardımı alanındaki en büyük bağışçılardan biri ve son 30 yılda 81 ülkenin yararlandığı 86 milyar dolardan fazla insani yardım sağladı. Bu yardım sağlama çabalarında kimseyi siyasi, etnik veya dini gerekçelerle ayırt etmedi.
Suudi Arabistan, bu örgütün kuruluşundan bu yana uluslararası barış ve güvenliği sağlamak isteyen ülkelerin ön saflarında yer almış, çatışmalara arabuluculuk yapmış ve barışçıl çözümlere ulaşmak, onlardan kaçınmaya çalışmak, güvenliği, istikrarı, büyümeyi ve refahı desteklemek için her zaman çalışmış ve çaba göstermiştir.
Bununla birlikte, Ortadoğu halkı güvenlik ve istikrarını tehdit eden büyük güvenlik ve siyasi zorluklara maruz kaldı ve bunu halen de yaşamaktadır.
Bölgemiz, halkların büyüme, refah ve barış özlemlerini göz ardı ederek, bölge ülkelerinin bugünü ve geleceğini yeniden biçimlendirmek için politika ve yönelimlerini empoze etmeye çalışan radikal güçlerden onlarca yıldır acı çekiyor.
Suudi Arabistan’da öncü bir ekonomiye sahip olmakla birlikte insanlığın ve medeniyetinin yükselişine etkin bir şekilde katkıda bulunan bir toplum olma hedefiyle 2030 Vizyonu ile geleceğe giden bir yol seçtik.
Ülkemiz İran’a barış için elini uzattı ve geçtiğimiz on yıllar boyunca ona olumlu ve açık bir şekilde hitap etti.
Birkaç kez iyi komşuluk ilişkileri ve karşılıklı saygı inşa etmenin yollarını tartışmak için liderlerini ağırladı ve İran’ın nükleer programını ele almak için uluslararası çabaları memnuniyetle karşıladı.
Fakat tüm dünya, İran rejiminin yayılmacı faaliyetlerini artırma, terör ağları kurma, terörizmi kullanma, İran halkının yetenekleri ve zenginliklerini, yalnızca kaos, radikalizm ve mezhepçilikle sonuçlanan yayılmacı projelerine ulaşmak için harcadığını tekrar tekrar gördü.
İran rejimi, bu agresif yaklaşım bağlamında geçtiğimiz yıl uluslararası yasaları açıkça ihlal ederek, uluslararası barış ve güvenliğe saldırarak, küresel ekonominin istikrarı ve küresel pazarlara petrol arzının güvenliğini umursamayan bir şekilde Suudi Arabistan’daki petrol tesislerini hedef aldı.
Vekilleri aracılığıyla da, BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2216 ve 2231 kararlarını açıkça ihlal ederek, sayısı 300’ü aşan balistik füze ve 400’den fazla silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile Suudi Arabistan’ı hedef almaya devam ediyor.
İran rejimiyle yaşadığımız deneyimler, bize kısmi çözümler ve yatıştırma girişimlerinin uluslararası barış ve güvenliğe yönelik tehditleri durdurmadığını öğretti.
İran rejiminin kitle imha silahları arayışına, balistik füze programını geliştirmesine, diğer ülkelerin içişlerine müdahalesine ve terör sponsorluğuna karşı kapsamlı bir çözüm ve sağlam bir uluslararası duruş olmalıdır.
İran rejiminin desteklediği Husi milislerin meşru otoriteye darbe yaparak Yemen’e müdahalesi, kardeş Yemen halkının siyasi, ekonomik ve insani bir kriz yaşamasına yol açtı ve bölge ülkeleri ve küresel ekonomi için hayati önem taşıyan su yollarının güvenliği için de bir tehdit kaynağı oldu.
Buna ek olarak milisler, Yemen halkına insani yardım ulaştırılmasını ve Yemen’de siyasi çözüme ulaşmak için her türlü çabayı da engelledi.
Suudi Arabistan’ın, ulusal güvenliğini savunmaktan geri kalmayacağını, tam egemenliğini ve İran hegemonyasından bağımsızlığını geri kazanana kadar kardeş Yemen halkını terk etmeyeceğini ve insani destek sağlamaya devam edeceğini bir kez daha vurguluyoruz.
Körfez inisiyatifi, kapsamlı Yemen ulusal diyaloğunun sonuçları ve 2216 sayılı BMGK kararı uyarınca BM Yemen Özel Temsilcisi’nin yürüttüğü çabalara desteğimizi de sürdüreceğiz.
Terör ve aşırılık yanlısı ideoloji tüm dünyanın karşı karşıya olduğu büyük bir meydan okumadır.
Uluslararası koalisyonun çabalarıyla DEAŞ’ın Irak ve Suriye’de hezimete uğratılması ve Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu’nun Yemen’deki DEAŞ ve El-Kaide’ye önemli darbeler vurması gibi geçtiğimiz birkaç yıl içinde, radikal örgütlerle mücadelede önemli başarılar elde etmeyi birlikte başardık.
Terör ve radikalizme karşı savaşımızda başarıya ulaşmak için bu zorlukla terörün finansmanı ve radikal ideolojle mücadeleyi ele alan kapsamlı bir şekilde yüzleşerek ortak çabalarımızın yoğunlaştırılması gerekir.
Suudi Arabistan, bu zorluğun üstesinden gelmek için ortak çabaları desteklemeye katkıda bulunan bir takım uluslararası kurumu desteklemiştir.
BM Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi’ne 110 milyon dolarlık destek sağlayan Suudi Arabistan, ‘İtidal’ Uluslararası Radikal Düşünceyle Mücadele Merkezi’ni kurdu.
Suudi Arabistan aynı zamanda, Uluslararası Terörün Finansmanı ile Mücadele Merkezi’ne de ev sahipliği yapmaktadır.
Suudi Arabistan’da İslam dünyasındaki konumumuza dayanarak, hoşgörülü İslami inancımızı terör örgütleri ve radikal grupların tahrif etme girişimlerinden korumak olan özel ve tarihi bir sorumluluk üstleniyoruz.
Tek bir insan canının öldürülmesini tüm insanları öldürme suçuna eşit kılan İslam, terör ve radikal güçler tarafından kendi adına işlenen tüm iğrenç suç ve zulümlerden şüphesiz ki beridir.
Terörist ve radikal örgütler, mezhep ayrılıklarının ortaya çıkması ve yayılması, devlet kurumlarının zayıflığı ve çöküşü için verimli bir ortam buluyor.
Teröre karşı savaşı kazanmak istiyorsak, terörizm ve mezhepçiliğe destek veren devletlere karşı kayıtsız kalmamalı ve çoğu zaman radikal fikirlerini sahte siyasi sloganlarla örtmeye çalışan, ulus ötesi radikal ideolojileri destekleyen ülkelere karşı durmalıyız.
Ortadoğu’da barış stratejik seçimimizdir ve görevimiz, bölgenin tüm halkları arasında barış, istikrar, refah ve bir arada yaşamanın hakim olduğu parlak bir geleceğe ulaşmak için birlikte çalışmak için hiçbir çabadan kaçınmamaktır.
Barış sürecini ilerletmeye yönelik tüm çabaları destekleyen Suudi Arabistan, 1981’den beri barış girişimleri önermektedir.
Arap Barış İnisiyatifi, Arap-İsrail çatışmasına kapsamlı ve adil bir çözümün temellerini içerdiği gibi kardeş Filistin halkının, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız devletlerinin kurulması başta olmak üzere meşru haklarını elde etmesini de sağlayacak.
Mevcut ABD yönetiminin adil ve kapsamlı bir anlaşmaya varmak için Filistin ve İsrail’i müzakere masasına oturtarak Ortadoğu’ya barış getirme çabalarını da destekliyoruz.
Libya’daki gelişmeleri kaygıyla takip ederken, Libya'nın birlik ve bütünlüğünü korumak için tüm Libyalı kardeşleri müzakere masasına oturmaya ve birlikte durmaya çağırıyor, Libya’daki dış müdahaleyi kınıyoruz.
Suriye’de de barışçıl çözümü, milis ve paralı askerlerin çıkışını ve Suriye toprağının birliğinin korunmasını destekliyoruz.
Beyrut Limanı’ndaki patlama nedeniyle insani bir felaket yaşayan kardeş Lübnan halkının da yanındayız.
Bu olay, İran’a bağlı Hizbullah terör grubunun anayasal devlet kurumlarının bozulmasına yol açan, Lübnan’daki karar alma sürecine silah zoruyla hakim olmasının bir sonucudur.
Kardeş Lübnan halkının arzuladığı güvenlik, istikrar ve refahın sağlanması için bu terörist partinin silahsızlandırılması gerekiyor.
Bu platformdan, iklim değişikliği, yoksulluk, organize suçla mücadele, salgın hastalıkların yayılması gibi insanlığın karşılaştığı büyük zorluklarla yüzleşmek ve gelecek nesillerin güvenlik ve istikrar içinde yaşayacağı parlak bir gelecek için çabaları yoğunlaştırmak ve ortak uluslararası eylem için çağrıda bulunuyoruz.
Sayın Başkan’a teşekkürlerimle.
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.”



KİK Genel Sekreteri ve AB Körfez bölgesi Özel Temsilcisi Körfez vatandaşlarının Schengen vizesinden muaf tutulması hakkında görüştü

KİK Genel Sekreteri Cassim el-Budeyvi ve AB Körfez bölgesi Özel Temsilcisi Luigi Di Maio Brüksel’de (KİK)
KİK Genel Sekreteri Cassim el-Budeyvi ve AB Körfez bölgesi Özel Temsilcisi Luigi Di Maio Brüksel’de (KİK)
TT

KİK Genel Sekreteri ve AB Körfez bölgesi Özel Temsilcisi Körfez vatandaşlarının Schengen vizesinden muaf tutulması hakkında görüştü

KİK Genel Sekreteri Cassim el-Budeyvi ve AB Körfez bölgesi Özel Temsilcisi Luigi Di Maio Brüksel’de (KİK)
KİK Genel Sekreteri Cassim el-Budeyvi ve AB Körfez bölgesi Özel Temsilcisi Luigi Di Maio Brüksel’de (KİK)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Cassim el-Budeyvi, Avrupa Birliği’nin (AB) Körfez bölgesi Özel Temsilcisi Luigi Di Maio ile dün Brüksel’de bir araya geldi.

Görüşmede, KİK ülkelerinden vatandaşların Schengen vizesinden muaf tutulması da dahil olmak üzere, ikili ilişkilere ilişkin konularda görüş alışverişinde bulunuldu.

Toplantıda, Nisan ayında yapılması planlanan ‘bölgesel güvenlik ve KİK ile AB arasındaki işbirliğine’ ilişkin üst düzey forumun hazırlıkları da dahil olmak üzere birçok konu tartışıldı.

Görüşmede ayrıca, Gazze Şeridi’ndeki vahim durum başta olmak üzere, forum sırasında tartışılacak gündem maddeleri de ele alındı.

Budeyvi, KİK ülkelerinin bölge ve dünyada istikrar ve kalkınmayı desteklemek ve geliştirmek için AB ile iş birliğini güçlendirmeyi sabırsızlıkla beklediklerini belirtti.

Mevcut zorlukların üstesinden gelmek ve her iki tarafın çıkarlarına hizmet eden işbirliğini geliştirmek için ortaklıkları geliştirmenin gerekliliğini de vurguladı.

fevdfe
Cassim el-Budeyvi Brüksel’de Hannah Newman ile görüşmesi sırasında (KİK)

KİK Genel Sekreteri ayrıca, AB’nin Arap Yarımadası ile ilişkilerden sorumlu misyon başkanı Hannah Newman ile görüştü.

Görüşmede, taraflar arasındaki ilişkileri geliştirme yollarının yanı sıra bölgesel ve uluslararası konulardaki son gelişmeler ele alındı.

Budayvi, KİK ile AB kurumları arasındaki birçok konudaki bakış açılarını birbirine yakınlaştırmayı ve her iki taraf için ortak hedeflere ulaşmayı amaçlayan ilişki ve koordinasyon düzeyine övgüde bulundu.


Suudi Arabistan ve Fransa kültürel iş birliğini geliştirmeyi görüştü

 Suudi Kültür Bakanı Prens Bedir bin Abdullah bin Farhan, Fransa'nın Kültür Bakanı Rachida Dati (SPA)
Suudi Kültür Bakanı Prens Bedir bin Abdullah bin Farhan, Fransa'nın Kültür Bakanı Rachida Dati (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve Fransa kültürel iş birliğini geliştirmeyi görüştü

 Suudi Kültür Bakanı Prens Bedir bin Abdullah bin Farhan, Fransa'nın Kültür Bakanı Rachida Dati (SPA)
Suudi Kültür Bakanı Prens Bedir bin Abdullah bin Farhan, Fransa'nın Kültür Bakanı Rachida Dati (SPA)

Suudi Kültür Bakanı Prens Bedir bin Abdullah bin Farhan, bugün (Salı) Krallık’ı ziyaret eden Fransız mevkidaşı Rachida Dati ile bir araya geldi. Prens Bedir bin Abdullah bin Ferhan, iki ülke arasındaki güçlü kültürel ilişkilere ve son dönemde tanık olunan gelişmelere övgüde bulunarak, Suudi liderliğinin ilişkileri sürdürme konusundaki kararlılığını vurguladı.

İki taraf, başta müzeler, tiyatro ve sahne sanatları, görsel sanatlar, kütüphaneler, müzik, moda, mimari ve tasarım, sinema ve tarihi miras olmak üzere çeşitli kültürel alanlarda iş birliği konusunda karşılıklı ilişkileri geliştirmenin yollarını ele aldı.


Muhammed bin Selman’dan Putin'e tebrik telefonu

Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Salman ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Şarku'l Avsat)
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Salman ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman’dan Putin'e tebrik telefonu

Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Salman ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Şarku'l Avsat)
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Salman ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman bin Abdülaziz, bugün (Salı) Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir telefon görüşmesi yaptı Görüşmede Veliaht Prens yeniden seçilen Putin’i tebrik etti. Rusya Devlet Başkanı, Suudi Veliaht Prens'e iyi dileklerinden dolayı teşekkürlerini iletti.

Görüşmede ayrıca iki ülke arasındaki seçkin ikili ilişkilere vurgu yapılarak, bunun çeşitli alanlarda geliştirmesi temennisinde bulunuldu.


Muhammed bin Selman ve Guterres Gazze'deki gelişmeleri değerlendirdi

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres  (SPA)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres  (SPA)
TT

Muhammed bin Selman ve Guterres Gazze'deki gelişmeleri değerlendirdi

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres  (SPA)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres  (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman bin Abdülaziz, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile , bugün (Salı) telefonda görüştü..

Görüşmede, Gazze ve çevresinde yaşananlar başta olmak üzere son gelişmelerle barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik çabalar değerlendirildi.


Mekke’de düzenlenen ‘İslam Mezhepleri Arasında Köprü Kurmak’ adlı konferansta ortak çıkarların güçlendirilmesi konusundaki kararlılık vurgulandı

İslam Mezhepleri Arasında Köprü Kurmak adlı konferansın katılımcıları (Fotoğraf: Adnan Mahdali)
İslam Mezhepleri Arasında Köprü Kurmak adlı konferansın katılımcıları (Fotoğraf: Adnan Mahdali)
TT

Mekke’de düzenlenen ‘İslam Mezhepleri Arasında Köprü Kurmak’ adlı konferansta ortak çıkarların güçlendirilmesi konusundaki kararlılık vurgulandı

İslam Mezhepleri Arasında Köprü Kurmak adlı konferansın katılımcıları (Fotoğraf: Adnan Mahdali)
İslam Mezhepleri Arasında Köprü Kurmak adlı konferansın katılımcıları (Fotoğraf: Adnan Mahdali)

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in himayesinde, İslam mezhepleri arasında anlayış ve işbirliğini geliştirmeyi amaçlayan ‘İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak’ adlı konferans dün Mekke’de düzenlendi.

Dünya İslam Birliği (Rabıta) tarafından düzenlenen, müftüler ve çeşitli İslam mezheplerinden üst düzey alimlerin katıldığı konferansta, İslam alimlerinin ortak çıkarları birleştirme konusundaki kararlılığına tanık olundu.

Rabıta Genel Sekreteri ve Müslüman Alimler Birliği Başkanı Şeyh Dr. Muhammed El-İsa, konferansta ‘İslam Mezhepleri Arasında Köprü Kurma Belgesi’nin kabul edildiğini bildirdi.

xs vdsf
Konferansta Rabıta ile İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) arasında iki mutabakat zaptı imzalandı (Fotoğraf: Adnan Mahdali)

Açılış konuşmasını yapan, Suudi Arabistan Başmüftüsü ve Kıdemli Alimler Konseyi Başkanı Şeyh Abdulaziz Al eş-Şeyh, tefrika ve ihtilafa karşı uyarıda bulunarak, Peygamber’in sünnetinde, Müslümanların sözlerini bir araya getirecek, aralarında kırgınlık ve nefrete sebep olan her türlü sebebi ortadan kaldıracak sebepler olduğuna işaret etti.

Başmüftü, kendisi adına Kıdemli Alimler Konseyi Genel Sekreteri Dr. Fahd el-Macid tarafından yapılan konuşmada, Müslümanları birleştirmek için her türlü davayı yürütmeye ve onları bölecek her şeyden uzak durmaya çağıran İslam’ın getirdiği büyük prensibi vurguladıklarını söyledi.

Aş eş-Şeyh ayrıca, konferansı himayesi nedeniyle Kral Selman ve güçlü ve güvenilir desteği için de Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a teşekkür etti.

Başmüftü ayrıca, Rabıta’ya bu asil amaç doğrultusunda düzenlediği konferans ve İslam ile Müslümanlara hizmet etme yönündeki sürekli çabalarından dolayı teşekkür etti.

sdfv df
Dr. İsa, mezhep farkı gözetmeksizin tüm Müslümanların İslam’ın sancağı altında olduğunu vurguladı (Fotoğraf: Adnan Mahdali)

Dr. İsa ise konuşmasında, Mekke Belgesi’nin içeriğinin bir uzantısı olan konferansın, İslam ümmetinin iyi durumda olduğunu ve alimlerin iyi rol modelleri olduğunu teyit ettiğini söyledi.

Mezhep farkı gözetmeksizin, tüm Müslümanların İslam’ın sancağı altında olduğunu dile getiren Dr. İsa, mezhepçi ve partizan sloganların çatışma ve mezhep çatışmasını kışkırttığına ve bu durumun birçok ülke için sorun yarattığına dikkat çekti.

Dr. İsa konuşmasının sonunda, Kral Selman ve Veliaht Prens’e ülkenin üstlendiği büyük İslami çabalar için teşekkür ve şükranlarını dile getirdi.

ds vfd
İslami mezhep temsilcilerinin geniş katılımıyla gerçekleşen konferanstan bir kesit (Fotoğraf: Adnan Mahdali)

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Hüseyin Taha ise, bu konferansın İslam mezhepleri arasındaki yakınlaşmanın temellerini oluşturulmaya katkı sağlayacağını dile getirdi.

Taha, Rabıta’nın yorulmak bilmeyen faaliyetini ve dünyanın çeşitli yerlerinde İslam ve Müslümanlara hizmet etmedeki aktif varlığına övgüde bulundu.

Konferansta ayrıca Rabıta ile İİT arasında iki mutabakat zaptı imzalandı.

Mutabakat, birlik ve hoşgörünün sembolü olan ‘İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak’ konferansında alınan kararların hayata geçirilmesi için ortak işbirliğini öngörüyor.


Katar Emiri, Belçika Başbakanı ile Gazze'yi görüştü

Katar Emiri Temim bin Hamed Al Sani (AA)
Katar Emiri Temim bin Hamed Al Sani (AA)
TT

Katar Emiri, Belçika Başbakanı ile Gazze'yi görüştü

Katar Emiri Temim bin Hamed Al Sani (AA)
Katar Emiri Temim bin Hamed Al Sani (AA)

Katar Emiri Temim bin Hamed Al Sani, Belçika Başbakanı Alexander De Croo ile İsrail'in aylardır saldırı düzenlediği abluka altında tutulan Gazze Şeridi'ndeki gelişmeleri görüştü.

Katar resmi ajansı QNA'da yer alan habere göre Emir Temim, ülkesini ziyaret eden Belçika Başbakanı De Croo'yu başkent Doha'daki Lusail Sarayı'nda kabul etti.

İkili ilişkilerin ve çeşitli alanlarda işbirliğini geliştirme yollarının masaya yatırıldığı görüşmede, Gazze'deki gelişmeler de ele alındı.

Belçika Başbakanı De Croo daha sonra Katarlı mevkidaşı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir araya geldi.

Gazze'deki gelişmeleri görüşen ikili, insani yardımların engelsiz bir şekilde ulaştırılması konusunda çabaların arttırılması gerektiğini vurguladı.


Suudi Arabistan BM’nin ‘İslamofobi’ ile mücadele kararını memnuniyetle karşıladı

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bir toplantı (AFP)
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bir toplantı (AFP)
TT

Suudi Arabistan BM’nin ‘İslamofobi’ ile mücadele kararını memnuniyetle karşıladı

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bir toplantı (AFP)
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bir toplantı (AFP)

Suudi Arabistan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun "İslamofobiyle mücadeleye yönelik tedbirler" konulu bir karar almasını ve "İslamofobiyle" mücadeleyle ilgili örgütün özel bir temsilci atamasını memnuniyetle karşıladı.

Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'ın aşırı fikirlerle mücadele etmeyi ve fonlarını kesmeyi amaçlayan tüm uluslararası çabalara verdiği destek yinelendi ve Riyad'ın dinlerin ve medeniyetlerin takipçileri arasında barış ve diyalog değerlerini teşvik ettiği ve benimsediği kaydedildi.

Bakanlık, Suudi Arabistan'ın din, mezhep ve mezhep mensupları arasında karşılıklı saygı kültürünün oluşturulmasına ve tüm dünyada barış ve refahın sağlanması amacıyla halklar arasında bir arada yaşama kültürünün teşvik edilmesine yönelik kalıcı desteğini vurguladı.


KİK ülkeleri, Gazze Şeridi'ndeki gıda güvensizliği konusunda endişeli

AA
AA
TT

KİK ülkeleri, Gazze Şeridi'ndeki gıda güvensizliği konusunda endişeli

AA
AA

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri, İsrail'in aylardır süren saldırılarının yanı sıra yardım girişine izin vermeyerek kıtlığa sürüklediği Gazze Şeridi'nde gıda güvensizliği konusunda endişelerini ifade etti.

Katar resmi ajansı QNA'da yer alan habere göre, Katar'ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Hind el-Muftah, Cenevre'de BM İnsan Hakları Konseyi'nin 55. oturumu çerçevesinde "Gıda Hakkı Konusunda İnteraktif Diyalog" programında Körfez Grubu Başkanı sıfatıyla KİK ülkeleri adına açıklama yaptı.

Muftah, "Gazze Şeridi'nde İsrail'in saldırıları ve haksızca uygulanan abluka nedeniyle oluşan gıda güvensizliğinin daha da kötüleşmesiyle ilgili derin endişelerini" ifade etti. Muftah, katliam ve soykırım suçlarının yanı sıra İsrail'in kasten tarım arazilerini buldozerlerle tahrip ettiğini, mahsulleri yaktığını ve deniz yaşamını ortadan kaldırdığını belirtti.

İsrail bombardımanlarının kanalizasyon şebekesini tahrip ederek yer altı, yer üstü suları ile tarım arazilerinin kirlenmesine yol açtığını vurgulayan Muftah, bunun Filistin topraklarında yaşamı neredeyse imkansız hale getiren bir çevre suçu olduğuna dikkati çekti.

İsrail Gazze'yi kıtlığa sürüklüyor

İsrail, 7 Ekim 2023'ten bu yana saldırdığı Gazze'de yaşayan 2,3 milyon Filistinliyi açlığa mahkum ediyor.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), 10 Mart'taki açıklamasında, İsrail'in 17 yıldır kuşatma altında tuttuğu Gazze Şeridi'nde "açlığın her yerde olduğunu" belirtmişti.

BM, İsrail'in yoğun saldırısı altındaki Gazze Şeridi'nde 2,2 milyon kişinin kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunmuştu.

BM'ye göre, Gazze'de 378 bin kişi Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) ölçeğine göre "felaket" olarak adlandırılan 5. seviye, 939 bin kişi de "acil durum" olarak bilinen 4. seviye açlıkla karşı karşıya bulunuyor.

Özellikle Gazze'nin kuzeyinde yaşayan Filistinlilerin un bulamadıkları için hayvan yemlerini öğütmeye başladığı bildiriliyor.

Gazze Şeridi'nde kıtlık ve yetersiz beslenme nedeniyle ölenlerin sayısının 27'ye yükseldiği bildirilmişti.


Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suriyeli mevkidaşı ile ikili ilişkileri geliştirme yollarını görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Suriye Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Dr. Faysal Mikdad (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Suriye Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Dr. Faysal Mikdad (SPA)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suriyeli mevkidaşı ile ikili ilişkileri geliştirme yollarını görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Suriye Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Dr. Faysal Mikdad (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Suriye Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Dr. Faysal Mikdad (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, bugün bakanlığın Riyad’daki genel merkezinde Suriye Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Dr. Faysal Mikdad ile bir araya geldi.

Görüşmede ikili ilişkileri güçlendirme yolları ele alındı ​​(SPA)
Görüşmede ikili ilişkileri güçlendirme yolları ele alındı ​​(SPA)

Görüşmede, ikili ilişkileri güçlendirme yolları ve ortak ilgi alanlarına ilişkin konular ele alındı.

Söz konusu görüşmeye, Suudi Arabistan Siyasi İşler Müsteşarı Dr. Saud es-Sati ve Dışişleri Bakanı Danışmanı Muhammad el-Yahya da katıldı.


İran kamuoyu, iki ülke arasındaki ilişkilerin Mart 2023'te yeniden tesis edilmesinin ardından Suudi modelinden olumlu etkilendi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'daki Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Ortak Zirvesi’nin oturum aralarında İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'yi kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'daki Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Ortak Zirvesi’nin oturum aralarında İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'yi kabul etti. (SPA)
TT

İran kamuoyu, iki ülke arasındaki ilişkilerin Mart 2023'te yeniden tesis edilmesinin ardından Suudi modelinden olumlu etkilendi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'daki Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Ortak Zirvesi’nin oturum aralarında İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'yi kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'daki Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Ortak Zirvesi’nin oturum aralarında İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'yi kabul etti. (SPA)

Yakın zamanda yapılan bir çalışma, yaşanan birçok önemli gelişme ve Suudi Arabistan’ı bölgesel ve uluslararası alanda önemli bir konuma getiren gösterge ve rakamlar göz önüne alındığında, Suudi kalkınma modelinin bölgesel ve uluslararası alanda resmen ilgi görmeye başladığını ortaya koydu.

Çalışmaya göre İran, Mart 2023'te iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edilmesinin ardından, özellikle İran kamuoyunun seçkinleri ve geniş bir kesimi arasında Suudi modelinin etkisinin ortaya çıktığı ülkelerden biri.

Riyad merkezli Uluslararası İran Araştırmaları Enstitüsü'nün (Rasanah) kurucusu ve başkanı Dr. Muhammed es-Sulemi tarafından yürütülen çalışma, ilişkilere ideolojik ya da mezhepsel bir perspektiften bakan bazı ‘sert’ seslere rağmen, İranlı elitler ve kamuoyu arasında Suudi Arabistan hakkında olumlu bir kanaat oluştuğu sonucuna vardı.

Es-Sulemi, son on yılda Suudi modelinin, ülkenin iç kalkınma yolunda niteliksel değişimler gerçekleştirmesi ve bölgesel ve küresel statü ve varlığını teyit etmesinin ardından İran da dahil olmak üzere büyük bir bölgesel ilginin odağı olduğunu açıkladı.

Es-Sulemi'ye göre gelecekte, Suudi Arabistan’ın bypass edilemeyen bölgesel bir güç, uluslararası bir hedef ve küresel güçlerin çıkarlarının kesiştiği bir istasyon olarak gelecekteki katılımcılara sunduğu gerçek bir modelin varlığı sonucunda, İran sahnesindeki Suudi varlığının ivmesinin devam etmesi bekleniyor.

FOTO: Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, 10 Mart 2023 tarihinde anlaşma belgesi imzalandıktan sonra Suudi Arabistan ve İran müzakere heyetlerinin başkanları Dr. Musaid el-Ayban ve Ali Şemhani ile birlikte poz veriyor. (Reuters)
 Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, 10 Mart 2023 tarihinde anlaşma belgesi imzalandıktan sonra Suudi Arabistan ve İran müzakere heyetlerinin başkanları Dr. Musaid el-Ayban ve Ali Şemhani ile birlikte poz veriyor. (Reuters)

Çalışmada ayrıca, İranlı gençlerin turist vizesiyle Suudi Arabistan’ı ziyaret etmelerine izin verilmesi ya da sosyal medya platformlarındaki bazı İranlı fenomenlerin Riyad Mevsimi gibi eğlence etkinliklerine katılmaya yahut tarihi el-Ula şehrini ziyaret etmeye davet edilmesi halinde, İran toplumunun bazı kesimlerinin Suudi Arabistan'a yönelik tutumlarında daha büyük bir değişiklik olacağı öngörülüyor.

Suudi Arabistan imajı

Çalışma, Suudi Arabistan-İran ilişkilerinin yeniden tesis edilmesinin ardından Suudi Arabistan'ın İran'daki imajında önemli değişiklikler olduğunu, Krallığın İranlı elitler ve kamuoyu arasında daha olumlu bir şekilde tartışılan bir konu haline geldiğini belirtiyor.

Bu değişimler, Suudi diplomasisinin uluslararası çatışmalardaki rolü aracılığıyla Suudi Arabistan'ın içeride ve dışarıdaki siyasi performansına yönelik İranlı elitler ve kamuoyunda artan hayranlık düzeyinde kendini gösterdi. Zira İran kamuoyunun seçkinleri ve geniş bir kesimi, Suudi Arabistan'ın ulusal projesine hizmet etmek için uluslararası arenada çeşitli ilişkilere yatırım yapmayı başardığına ve bunun Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından temsil edilen Krallığın genç liderliğinin vizyonundan kaynaklandığına inanıyor.

Çalışmaya göre İranlı seçkinler, Suudi diplomasisini, uluslararası çatışmaların çözümündeki önemli rolünü ve Suudi Arabistan'ın Cidde kentinin ev sahipliğinde düzenlenen ve aralarında Brezilya, İngiltere, Hindistan, Çin, ABD, Türkiye, Güney Afrika ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin de bulunduğu yaklaşık 40 ülkeden temsilcilerin katıldığı Ukrayna krizinin çözümüne yönelik barış toplantısında İran yönetiminin tutumunu övdü.

İran'ın eski Suudi Arabistan Büyükelçisi Muhammed Huseyni, Cidde toplantısının Rusya-Ukrayna krizini durdurmayı başaramamış olsa da Suudi Arabistan için büyük bir zafer olduğunu söyledi. Çin gibi büyük bir gücü ve Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika gibi uluslararası sistemdeki yükselen güçleri pasif tarafsızlıktan çıkarıp tarafsız olumlu aktörler haline getirmeyi başaran toplantı, özellikle Çin'i katılmaya ikna ettikten sonra Suudi Arabistan için küresel bir statü yarattı.

Modernist model

Çalışmada ayrıca, İranlı elitlerin bakış açısına göre Suudi Arabistan'ın petrol gelirlerini kalkınma ve modernizasyon için kullanmayı başardığı, İran'ın ise devasa petrol kaynaklarından yararlanamadığı ve önemli fırsatları kaçırdığı belirtiliyor.

Eski milletvekili, eski tarım bakanı yardımcısı ve Tarbiat Modares Üniversitesi öğretim üyesi Ali Kanberi şu ifadeleri kullandı: “Komşu ülkelerin 15 yıl gerisindeyiz, en iyi ihtimalle 10 yıl gerisindeyiz. En gerçekçi durumda Suudi Arabistan, Türkiye ve diğerleri gibi çevre ülkelerin 15 yıl gerisindeyiz.”

Çalışmaya göre İranlılar, Suudi Arabistan'ın dengeli dış politikasına ve Doğu ile Batı arasında gidip gelmesine, tüm uluslararası taraflarla çeşitli ve olumlu ilişkilere sahip olmasına ve tüm taraflarla etkili ilişkiler sürdürmek de dahil olmak üzere siyasi ve ekonomik destek kaynaklarını çeşitlendirmesine olumlu bakmaya başladı.

Çalışmada eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin danışmanı ve Beheşti Üniversitesi'nde siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü olan Dr. Mahmud Seri el-Kalem'in şu sözlerine yer verildi: “Altı ülke (Brezilya, Suudi Arabistan, Hindistan, Güney Afrika, Türkiye ve Endonezya) merkez güçler arasında önemli bir konuma ulaştı. Bu altı ülke Doğu ve Batı ile birlikte çalışıyor ve hepsi de Rusya ile iyi ilişkiler sürdürüyor.”

İran'ın Doğu'ya odaklanarak ve Batı'dan uzaklaşarak başlayan ve İran'ın sorunlarını ve krizlerini çözmede başarılı olamamış gibi görünen dış politikasıyla spontane bir karşılaştırma yapan el-Kalem sözlerini şöyle sürdürdü:

“Suudi Arabistan diplomatik faaliyetlerini ve hareket alanını genişletirken ve mevcut uluslararası sistemde aktif bir taraf olarak yer alırken, İran bu sisteme ve onun değerlerine, kurallarına ve ilkelerine karşı olan dar ve sınırlı bir çerçevede hareket ediyor. Bu nedenle Suudi Arabistan en önemli çatışmalarda bir arabulucu, G20'de bir aktör ve Rusya ve Çin'in gruplarına dahil etmek istediği bölgesel bir aktör olarak görünürken, benim cumhurbaşkanım bazı Latin Amerika ülkelerine ve bazı Afrika ülkelerine izolasyon, baskı ve yaptırımlarla yüzleşmek için gidiyor.”

Sıfır sorun

Bölgesel düzeyde ise çalışma, Suudi Arabistan'ın sorunları sıfırlama, sükûnet ve iş birliği politikasını benimsemesi sayesinde İran açısından en önemli bölgesel oyuncu haline geldiğini gösteriyor. Arman Meli gazetesinin uluslararası ilişkiler uzmanı Ali Bigdli'ye göre, Suudi Arabistan bölgede çeşitlilik ve çoğulculuk yaratmanın yanı sıra bölgedeki ilişkilerde de değişiklik yaratmaya çalışıyor.

Eski İranlı diplomat Kuruş Ahmedi de Suudi Arabistan'ın Arap dünyasına açılan bir kapı haline gelmek için gerekli koşullara sahip olduğuna ve bu sayede Ortadoğu'da doğrudan ve dolaylı nüfuz için benzeri görülmemiş bir fırsat bulduğuna inanıyor.

FOTO: Uluslararası İran Araştırmaları Enstitüsü (Rasanah) Başkanı Dr. Muhammed es-Sulemi (Şarku’l Avsat)
Uluslararası İran Araştırmaları Enstitüsü (Rasanah) Başkanı Dr. Muhammed es-Sulemi (Şarku’l Avsat)

Es-Sulemi'ye göre İranlı seçkinler, Suudi Arabistan'ın yumuşak güç konusundaki çabalarını ve bu amaca hizmet etmek için tüm yetenekleri seferber etmesini hayranlıkla izliyor.

Ali Feriduni'nin Sitâre Subh gazetesinde belirttiği gibi, gündeme gelen konular arasında, yıldızları çekmeye ve uluslararası spor etkinlikleri düzenlemeye dayanan spor ve eğlence diplomasisi de yer alıyor. Feriduni, “Suudiler, krallığı Arap Körfezi bölgesinde önde gelen bir spor-eğlence merkezi haline getirmek için komşu ülkelerle yarışıyor. Suudiler sporu, özellikle de futbolu dünya ile diplomasi kurmak için bir araç olarak kullanmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.