Avn’dan Lübnan’daki yasadışı göç ile mücadele çağrısı

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn (DPA)
TT

Avn’dan Lübnan’daki yasadışı göç ile mücadele çağrısı

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn (DPA)

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Lübnan topraklarını deniz yoluyla yasadışı bir şekilde terk etme sorununu güvenlik ve insani açıdan ele almaya çağırdı.
Lübnan resmi haber ajansı NNA’ya göre Avn, bugün başkanlık yaptığı güvenlik toplantısında bu kişilerin yasadışı yollarla Lübnan’ı terk etmesine neden olan sosyal sebeplerin ele alınması gerektiğini dile getirerek, söz konusu kişilerin denizde acı verici kazalara maruz kaldığına ve bu kazaların aile trajedilerine neden olduğuna dikkat çekti.
Lübnan kıyılarından Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne yasadışı yollarla insanları taşıma olaylarına değinilen toplantıda, katılımcılara askeri ve güvenlik teşkilatlarına sunulan raporlar ve bu ihlalleri kontrol etmenin yolları hakkında bilgi verildi.
Toplantıda, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yetkilileriyle iletişim kurma, göçmenlerin kurtarılması için gerekli prosedürleri belirleme ve insanları yasadışı yollardan kaçırmak için çalışan şebekeleri ortaya çıkarmak için istihbarat ve soruşturma çalışmalarını yoğunlaştırmak üzere Kamu Güvenliği Genel Müdürlüğü’nün görevlendirilmesine karar verildi.
Mevcut kabiliyetler dahilinde deniz devriyelerinin yoğunlaştırılmasına ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) liderliğiyle teknelerin tespiti, izlenmesi ve bu konuda bir işbirliği çerçevesi oluşturulması için koordinasyon sağlanması konusunda da mutabık kalındı.
Ordu yönetimine özel bir arama ve kurtarma merkezi kurmak için çalışma görevi verilen toplantıda, özellikle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ortaya çıkmasının ardından cezaevlerindeki koşullar da tartışıldı.
 



Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

TT

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Suveyda'da varılan ateşkes anlaşmasının, kendisi ve Şeyh Hamud el-Hanavi tarafından temsil edilen Dürziler ile Suveyda Vilayeti İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed ed-Dalati ve diğer yetkililer tarafından temsil edilen Suriye hükümeti arasında imzalandığını duyurdu.

Suriye hükümeti, son günlerde şehirde devam eden ve çok sayıda ölü ve yaralıya neden olan çatışmalara son vermek için dün Suveyda halkıyla ateşkes anlaşması imzaladı.

Şarku'l Avsat'ın incelediği anlaşma, tüm askeri operasyonların derhal durdurulmasını ve tüm tarafların güvenlik güçlerine ve kontrol noktalarına yönelik her türlü saldırıyı durdurma taahhüdünde bulunmasını öngörüyor.

Anlaşmaya göre, ateşkesin uygulanmasını denetlemek ve uyulmasını sağlamak için Suriye devleti ve Dürzi şeyhlerinden oluşan bir gözetim komitesi kurulması planlanıyor.

hyujı8o9
Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinde Şeyh Hikmet el-Hicri, Suveyda'da kendisini destekleyen ‘Askeri Konsey’ üyeleri ile birlikte (Arşiv)

Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Suriye'deki Dürzi Cemaati Meclisi’nin üç şeyhi, yani Şeyh Yusuf Carbu, Şeyh Hamud el-Hanavi ve Şeyh Hikmet el-Hicri'yi bünyesinde barındırdığını belirterek, Hikmet el-Hicri'nin ‘farklı bir yönelime sahip olduğu’ için ‘anlaşmanın tarafı olmadığını’ söyledi.

Anlaşmanın tüm taraflarca imzalanmadığını, çünkü Suveyda'daki güvenlik durumunun seyahat ve toplantılara izin vermediğini belirten Şeyh Yusuf Carbu, anlaşmanın ‘yazışmalar yoluyla’ kabul edildiğini belirtti. Anlaşmanın ardından iyimser olsa da, Şeyh Yusuf Carbu “Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor” ifadesini kullandı.

Şeyh Hikmet el-Hicri, çok geçmeden, ‘kendilerini sahte bir şekilde hükümet olarak adlandıran silahlı çetelerle herhangi bir anlaşma, müzakere veya yetki devri olmadığını’ teyit eden bir açıklama yayınladı. Bu ortak tutumdan sapan, tek taraflı iletişim veya anlaşma yapan herhangi bir kişi veya kuruluşun ‘istisnasız ve müsamahasız bir şekilde yasal ve toplumsal hesap verebilirliğe tabi tutulacağı’ uyarısında bulundu.