Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Libya'nın doğusundaki iki ana aktörü Kahire’de ağırladı

Sisi, Halife Hafter ve Akile Salih ile cumhurbaşkanlığı sarayı el-İttihadiye’de görüştü. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi, Halife Hafter ve Akile Salih ile cumhurbaşkanlığı sarayı el-İttihadiye’de görüştü. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Libya'nın doğusundaki iki ana aktörü Kahire’de ağırladı

Sisi, Halife Hafter ve Akile Salih ile cumhurbaşkanlığı sarayı el-İttihadiye’de görüştü. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi, Halife Hafter ve Akile Salih ile cumhurbaşkanlığı sarayı el-İttihadiye’de görüştü. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Ahmed Abdulhakim
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya'nın doğusunu yöneten Tobruk Temsilciler Meclisi (TM) Başkanı Akile Salih ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) lideri Mareşal Halife Hafter’i Libya dosyasındaki gelişmeleri görüşmek Kahire'deki cumhurbaşkanlığı sarayı el-İttihadiye’de kabul etti. Cumhurbaşkanı Sisi tüm Libyalı taraflara, ülkeyi içinde bulunduğu krizden çıkarmak ve ulusun çıkarlarını korumak için bir araya gelme çağrısı yaptı. Sisi ayrıca Libya’nın doğusundaki ve batısındaki tüm tarafların krizi çözme mekanizmalarıyla olumlu ve elle tutulur bir şekilde ilgilenmelerine övgüde bulundu.

Mısır’dan Libya’daki siyasi çözüm çabalarına destek
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bessam Radi yaptığı açıklamada, Mısır Cumhurbaşkanı’nın ülkesinin Libya krizine siyasi bir çözüm bulunmasını destekleme konusundaki kararlı tutumunu vurguladığını, dış müdahaleleri kesin bir şekilde reddettiğini, ülkeyi sakinliğe, barışa, yeniden inşaya ve kalkınmaya götüren tüm olumlu adımlardan memnuniyet duyduğunu söylediğini aktardı. Radi ayrıca Sisi’nin son dönemde gerçekleştirilen uluslararası ve bölgesel görüşmelerin sonuçlarını memnuniyetle karşıladığını, barışın yeniden sağlanması ve kapsamlı bir siyasi çözüme giden yolların etkinleştirilmesi gerektiğini vurguladığını belirtti. Sisi'nin Libyalı yetkilileri, Libya'daki son gelişmeler, ilgili uluslararası etkileşimler, tüm tarafların ateşkesi uygulama ve sahadaki durumu istikrara kavuşturma adımları ile Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde Libya'da barış sürecini ilerletme çabaları hakkında bilgilendirdiğini kaydetti.
Diğer yandan Libyalı yetkililer, Mısır’ın Libya’da barışın temellerini sağlamlaştırmada, istikrarı sağlamada, Libya halkının zenginliklerini korumada ve iradelerini harekete geçirmede üstlendiği rolü takdir ettiklerini ifade ettiler. Libyalı yetkililer ayrıca Mısır’ın, Libyalı taraflara, terörist ve aşırılık yanlısı gruplarla mücadelelerinde ve Libya meselesiyle ilgilenen bölgesel ve uluslararası güçlerin katılımıyla siyasi sürecin yeniden başlatılmasındaki çabalarına verdiği desteğe övgüde bulundular.

Hafter ve Salih arasındaki görüş ayrılıkları
Mısırlı diplomatik kaynaklara göre Kahire’nin Libya kriziyle ilgili yoğun temasları, Libya’da yıllardır süren çatışmada hızlı ve kapsamlı bir çözüme ulaşmak istemesinden kaynaklanıyor. Mısır’ın Libya’nın doğusu ve batısı arasında, Fas ve Kahire’de yapılan müzakerelerin ardından çatışmanın tarafları ve tüm aktörler arasında nihai bir uzlaşıya ulaşmayı hedeflediğini belirten kaynaklar, Lahire yönetiminin Hafter ve Salih'in ziyaretleri öncesinde taraflar arasındaki belirli konular ve dosyalar üzerindeki görüş ayrılıklarını düzeltmeye çalıştığını aktardılar.
Kaynaklar, Kahire’nin Libyalı aktörler arasındaki herhangi bir yanlış anlaşılmayı ortadan kaldırmak istediğini ve böyle bir yanlış anlaşılmanın bazı ülkelerin başkentlerinde krizin çözümüne yönelik kapsamlı bir çözüm bulmak için gösterilen amansız uluslararası çabaları olumsuz etkilemesinden çekindiğini belirttiler. Hafter ve Salih'in dün Mısır Cumhurbaşkanı ile yaptıkları görüşmede söz konusu çekinceleri anlayışla karşıladıkları bilgisini veren kaynaklar ayrıca Hafter ve Salih'in Kahire'deki temaslarını, Libya dosyasıyla ilgilenen siyasi ve güvenlik alanlarından yetkililerle yaptıkları görüşmelerle tamamladıklarını bildirdiler.
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre, Hafter ve Salih, Kahire’yi son olarak Mısır’ın Libya ile ilgili ateşkes girişimini duyurduğu 6 Haziran’da ziyaret etmişlerdi.
Mısır’ın duyurduğu Kahire Bildirgesi’nde, 8 Haziran 2020'den itibaren yürürlüğe giren ateşkese ve uluslararası çabalara saygı gösterilmesi, Libya topraklarındaki tüm yabancı tarafların ve yabancı paralı askerlerin ülkeden çıkarılması yer alıyordu. Bildirgede ayrıca LUO’nun güvenlik güçleriyle iş birliği içinde ülkedeki askeri ve güvenlik sorumluluklarını ve görevlerini yerine getirebilmesi için silahlı grupların dağıtılması ve silahlarını teslim etmeye mecbur bırakılmaları, Cenevre'de BM himayesinde 5+5 formatındaki Ortak Askeri Komite’nin çalışmalarını tamamlaması ve sadece bir tane Libya Başkanlık Konseyi oluşturulması çağrısında bulunuldu. Mısır’ın girişimi, Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH)  ve onu destekleyen Türkiye dışında hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde memnuniyetle karşılandı.
Diğer yandan Mısır Cumhurbaşkanı Sisi salı akşamı BM Genel Kurulu’na yaptığı konuşmada “Mısır, Sirte ve Cufra’nın temsil ettiği Libya’da kırmızı çizgisini aşanların karşısında duracaktır” dedi.
Mısır’ın Libya'yı ‘teröre karşı verdiği savaşta ve bazı bölgesel aktörlerin müdahalesinde destekleyeceğini’ belirten Sisi, uluslararası kararları ihlal eden ülkelerin teröristleri Suriye ve Libya'ya taşıdıkları için sorumlu tutulması gerektiğini vurguladı. Sisi ayrıca Mısır'ın uluslararası barış ve güvenliği tesis etmeyi arzuladığını ve herkesi güvenlik ve istikrarı sağlayacak bir yaklaşım benimsemeye çağırdığını söyledi.



İsrail'in Gazze'nin güneyine düzenlediği hava saldırısı sonucu 3 kişi hayatını kaybetti, 15 kişi yaralandı

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırısı sonucu hayatını kaybedenlerin cenaze namazını kılan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırısı sonucu hayatını kaybedenlerin cenaze namazını kılan Filistinliler (Reuters)
TT

İsrail'in Gazze'nin güneyine düzenlediği hava saldırısı sonucu 3 kişi hayatını kaybetti, 15 kişi yaralandı

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırısı sonucu hayatını kaybedenlerin cenaze namazını kılan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırısı sonucu hayatını kaybedenlerin cenaze namazını kılan Filistinliler (Reuters)

İsrail savaş uçakları, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un doğusuna hava saldırısı düzenlerken, sivil savunma ekipleri kanlı bir günün ardından bölgeden üç ceset çıkardı ve 15 yaralıyı tahliye etti.

Filistin Enformasyon Merkezi, ‘işgal uçaklarının bu sabah erken saatlerde Han Yunus'un doğusunda, ağır topçu bombardımanı ile eşzamanlı olarak birkaç hava saldırısı düzenlediğini’ bildirdi.

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, ‘işgal güçlerinin Han Yunus'un doğusundaki Beni Suheyla bölgesinde bir evi bombalamasının ardından üç şehit çıkarıldığını ve 15 yaralı tahliye edildiğini’ duyurdu.

Gazze Şeridi'ndeki hastanelerin sağlık kaynakları dün, ‘İsrail ordusunun 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasını açıkça ihlal ederek, Gazze ve Han Yunus şehirlerinde 17'si çocuk ve kadın olmak üzere 28 kişiyi öldürdüğünü’ bildirdi.

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım bugün yaptığı açıklamada, İsrail’i Gazze anlaşmasını ihlal etmekle suçladı. Kasım, İsrail’in aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu çok sayıda kişiyi öldürdüğünü ve yaraladığını belirterek, Mısır, Katar, Türkiye ve ABD’yi bu ‘ihlalleri’ derhal durdurmak için harekete geçmeye çağırdı.

Kasım, İsrail ordusunun ‘anlaşmanın varlığına rağmen Gazze’de büyük bir katliam gerçekleştirdiğini’ ve bu tutumun, İsrail hükümetinin arabulucular ve garantör ülkeler nezdindeki açık saygısızlığını yansıttığını söyledi. Kasım ayrıca, bu ülkelerin işgalci güçlerin Gazze’ye yönelik saldırılarını durdurmakta yetersiz kaldığını ifade etti.

dwef
İsrail'in düzenlediği hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Filistinliler (Reuters)

Kasım, “Şarm eş-Şeyh'te anlaşmayı imzalayan tüm tarafları, özellikle Mısır, Katar, Türkiye ve ABD'yi, sorumluluklarını yerine getirmeye ve işgalin saldırganlığını ve Gazze'deki savaşı sona erdirmek için yapılan anlaşmanın ihlallerini durdurmak için acil önlemler almaya çağırıyoruz” dedi.


Gazze Anlaşması... Silahsızlanma konusundaki anlaşmazlıklar BM kararını zorluyor

Gazze şehrindeki yerinden edilmiş kişiler için kurulan kampta kışın ilk yağmurları yağarken çadırlarını kurmaya çalışan Filistinliler (AFP)
Gazze şehrindeki yerinden edilmiş kişiler için kurulan kampta kışın ilk yağmurları yağarken çadırlarını kurmaya çalışan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze Anlaşması... Silahsızlanma konusundaki anlaşmazlıklar BM kararını zorluyor

Gazze şehrindeki yerinden edilmiş kişiler için kurulan kampta kışın ilk yağmurları yağarken çadırlarını kurmaya çalışan Filistinliler (AFP)
Gazze şehrindeki yerinden edilmiş kişiler için kurulan kampta kışın ilk yağmurları yağarken çadırlarını kurmaya çalışan Filistinliler (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin, ABD Başkanı Donald Trump’ın barış planının uygulanmasına ve uluslararası güçlerin konuşlandırılmasına zemin hazırlayan Amerikan kararını onaylamasının ardından, Gazze Şeridi’nde yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının geleceğine ilişkin farklı değerlendirmeler gündeme geldi. Bu farklılıkların başında silahsızlanma meselesi bulunuyor.

Filistin taraflarının karar hakkındaki tepkileri değişkenlik gösterirken, uzmanlar bu adımın ‘diplomatik bir ivme’ yarattığını, ancak sahada somut bir uygulamaya dönüşmeden önce ciddi engellerle karşılaşacağını belirtiyor. Uzmanlara göre bu durum, özellikle ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile Hamas yöneticilerinden Halil el-Hayye arasında İstanbul’da gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılan görüşme nedeniyle, anlaşmanın ikinci aşamasını belirsizlik içinde bırakıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkesin ikinci aşamasını oluşturan güvenlik ve idari düzenlemeler, İsrail’in rehinelerin tümünün cenazelerinin iade edilmesinde ısrarcı olması ve Gazze Şeridi’ni yönetecek komitenin henüz açıklanmaması nedeniyle ilerleyemiyor.

Çelişkili haberler

İsrail medyasında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile Hamas yöneticisi Halil el-Hayye arasında Türkiye’de yapılması planlanan toplantıya ilişkin bilgiler çelişkili şekilde yer aldı. Söz konusu görüşme, cuma günü New York Times tarafından ortaya çıkarılmıştı.

Times of Israel, toplantının gerçekleştiğini öne sürerken, İsrail Kamu Yayın Kurumu KAN görüşmenin ‘İsrail’in baskısı nedeniyle’ yapılmadığını aktardı.

Israel Hayom ise Washington’ın, BM Güvenlik Konseyi’nde ABD kararına karşı Arap desteği toplama girişimi nedeniyle Hamas’a tepki gösterdiğini yazdı. Gazete, bu girişimin Trump yönetiminin anlaşmanın bir sonraki aşamasına ilerleme çabalarını fiilen yavaşlattığını ifade etti.

fgt
Gazze şehrinin Suk Faras mahallesindeki bir çöp döküm alanının yanından geçen çocuklar (AFP)

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal, söz konusu görüşmenin yapılıp yapılmadığına dair çelişkili haberlerin, bazı çevrelerin BM Güvenlik Konseyi kararını ‘ileriye dönük bir adım’ olarak görmesine rağmen Hamas’ın kararı reddetmesiyle birlikte, özellikle silahsızlanma konusunda ciddi görüş ayrılıklarına işaret ettiğini belirtiyor. Nazzal’a göre bu durum, İsrail’in Hamas’a herhangi bir meşruiyet tanımama yönündeki baskılarıyla da bağlantılı.

Nazzal, “Eğer toplantı sadece ertelendiyse, bu anlaşmanın karşılaştığı engelleri aşmak için bir fırsat olabilir. Ancak tamamen iptal edilmişse, bu durumda Hamas tutumunu sertleştirecek ve özellikle silahsızlanma maddesi başta olmak üzere alınan kararlara yaklaşımı olumsuz yönde etkilenecektir” dedi.

BM Güvenlik Konseyi’nin 13 üyenin desteğiyle kabul ettiği karar, Gazze Şeridi’nde ‘geçici uluslararası istikrar gücü’ kurulmasına izin veriyor. Ancak kararın son versiyonunda, Gazze’de silahsızlanmaya yönelik ifadelerin yer alması, silahların toplanması ve askeri altyapının imhası gibi maddelerin olması, uygulanabilirliğe ilişkin yeni endişeleri gündeme getirdi.

Tarafsızlık niteliği

Hamas, kararın kabul edilmesinin ardından yaptığı açıklamada, uluslararası gücün Gazze Şeridi içinde üstlenmesi öngörülen görevler arasında yer alan silahsızlanma maddesinin, bu gücün ‘tarafsızlık niteliğini ortadan kaldıracağını ve onu çatışmada işgalin tarafına dönüştüreceğini’ belirtti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise kararı memnuniyetle karşıladı. X platformunda İngilizce yaptığı paylaşımda, “Başkan Trump’ın planının barış ve refah getireceğine inanıyoruz; çünkü plan Gazze’nin tamamen silahsızlandırılmasına, askeri kapasitesinin ortadan kaldırılmasına ve aşırılığın kökünün kazınmasına vurgu yapıyor” ifadelerini kullandı.

Mısırlı İsrail uzmanı Said Ukkaşe, kararın anlaşmaya yalnızca ‘diplomatik bir ivme’ kattığını, ancak sahada çok sayıda engel bulunduğunu söyledi. Ukkaşe’ye göre İsrail, yeniden inşa ve çekilmeden önce silahsızlanmada ısrar ederken, Filistinli gruplar tam tersini talep ediyor.

Uzman, İsrail’in, karar metninde ileride Filistin devletine ilişkin istişare çağrısının yer almasına rağmen kararı olumlu karşılamasının, ‘fraksiyonların tutumunu bildiği için yapılmış bir siyasi manevra’ olabileceğini, bunun daha sonra anlaşmayı durdurmak için bir gerekçeye dönüştürülebileceğini ifade etti.

Nizar Nazzal da Hamas’ın önce İsrail’in çekilmesini isteyeceğini, İsrail’in ise önce Hamas’ın silahsızlanmasını talep edeceğini belirtti. Nazzal, “Bu karşılıklı talepler sahada yeni engeller yaratacak ve anlaşmanın ikinci aşamasını daha da geciktirecek” dedi. Ayrıca, “ABD, sahadaki tüm zorluklara rağmen anlaşmayı uluslararası meşruiyete kavuşturmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Washington'un baskısı

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, çarşamba günü Fransız mevkidaşı Jean-Noel Barrot ile yaptığı telefon görüşmesinde, BM Güvenlik Konseyi’nin Gazze’ye ilişkin son kararının uygulanmasının önemine vurgu yaptı. Abdulati, uluslararası istikrar gücünün BM Güvenlik Konseyi tarafından kendisine verilen görevleri yerine getirebilmesi gerektiğini söyledi.

Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre Abdulati, görüşmede Şarm eş-Şeyh Anlaşması’nın korunması ve tüm maddelerinin uygulanması için Kahire’nin yürüttüğü çabalar hakkında da bilgi verdi.

Rusya’nın BM Daimî Temsilcisi Vasiliy Nebenziya ise ülkesinin çekimser kalmasının ardından yaptığı konuşmada, BM Güvenlik Konseyi’nin ‘Washington’ın vaatlerine dayanarak Amerikan girişimine onay verdiğini’ söyledi. Nebenziya, Gazze’nin tam kontrolünün Barış Konseyi ve uluslararası istikrar gücüne bırakılmasını öngören bu planla ilgili olarak, “Bu güçlerin nasıl çalışacağına dair hâlâ hiçbir bilgiye sahip değiliz” dedi.

Böylesi çekinceler ve diplomatik hareketlilik ışığında, Ukkaşe’ye göre kararın geleceği büyük ölçüde Washington’ın İsrail üzerindeki baskısına bağlı olacak. Ukkaşe, uygulanma yönteminin netleşmemesi durumunda anlaşmanın yeniden tıkanacağını ve ikinci aşamaya kısa sürede geçilemeyeceğini belirtti.

Nizar Nazzal ise kararın geleceğini ABD’nin belirleyeceğini düşünüyor. Nazzal, Washington’ın Hamas ile uzlaşı arayışına yönelebileceğini söyleyerek, “ABD isterse bu anlaşmayı ileriye taşıyabilir. Önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler, anlaşmanın nasıl bir yöne evrileceğini ortaya koyacak” değerlendirmesinde bulundu.


SDG'nin Suriye ordusu mevzilerine saldırısının ardından Rakka'nın doğusunda şiddetli çatışmalar patlak verdi

Haseke'de SDG’nin gerçekleştirdiği güvenlik operasyonundan bir kare (Arşiv - Facebook)
Haseke'de SDG’nin gerçekleştirdiği güvenlik operasyonundan bir kare (Arşiv - Facebook)
TT

SDG'nin Suriye ordusu mevzilerine saldırısının ardından Rakka'nın doğusunda şiddetli çatışmalar patlak verdi

Haseke'de SDG’nin gerçekleştirdiği güvenlik operasyonundan bir kare (Arşiv - Facebook)
Haseke'de SDG’nin gerçekleştirdiği güvenlik operasyonundan bir kare (Arşiv - Facebook)

Suriye'nin devlet televizyon kanalı El-İhbariye dün akşam, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Rakka'nın doğusundaki Ma’adan çevresinde Suriye ordusu mevzilerine ani bir saldırı düzenlemesinin ardından bölgede şiddetli çatışmaların patlak verdiğini bildirdi.

SDG bu haftanın başlarında, Rakka'nın doğusunda Suriye güçlerinin saldırısını engellediğini duyurmuş ve çatışmanın tırmanmasını önlemek için orantılı bir yanıt verdiklerini açıklamıştı.

SDG, Suriye'nin kuzeyinin ve doğusunun büyük bir bölümünü kontrol ediyor.

Suriye Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra geçtiğimiz ay yaptığı bir açıklamada, başkent Şam'da SDG lideri Mazlum Abdi ile görüştüğünü ve ülkenin kuzeyindeki ve kuzeydoğusundaki tüm askeri konuşlanma noktalarında derhal kapsamlı bir ateşkes üzerinde anlaştıklarını söyledi.