Turistler maske ve sosyal mesafe konusunda duyarsız

Turistler maske ve sosyal mesafe konusunda duyarsız
TT

Turistler maske ve sosyal mesafe konusunda duyarsız

Turistler maske ve sosyal mesafe konusunda duyarsız

Turizm kenti Antalya’ya tatil için gelen bazı turistlerin maske takmadığı, takanların da hatalı taktığı görüldü. Kentin en işlek caddelerinde maskesiz gezen turistlerin, kendilerini görüntüleyen gazetecileri fark ettikten sonra maskelerini taktıkları gözlemlendi.
Yeni tip korona virüs (Kovid-19) döneminde en çok tercih edilen turizm şehirlerinden biri olarak öne çıkan Antalya'ya, günlük 40 bin yabancı turist geliyor. Şehrin farklı bölgelerinde tatil yapan turistlerden bazılarının maske takmadığı, takanların da hatalı taktığı görülüyor. Kent merkezinde kalabalık gruplar halinde gezen turistlerin rahat tavırları dikkat çekiyor. Maske konusunda Antalya'da yerleşik olarak yaşayan yabancı uyruklu misafirlerin ise daha dikkatle olduğu göze çarpıyor.

Türkiye geneli maske takma zorunluluğu getirilmesinin ardından denetimler de arttırıldı. İşlek caddelerde polis ekipleri tarafından denetim yapılırken, takmayan vatandaşlara Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 282'nci maddesi uyarınca 900 TL idari para cezası uygulanıyor. Vatandaşlar gibi maske takma hassasiyeti göstermeyen turistlerin, büyük bölümünün maskesiz gezmeye devam ettikleri ya da maskeyi çenelerinin altına taktıkları görüldü. Sosyal mesafe kuralına da uymadıkları gözlenen turistler, yapılan uyarıları da dikkate almıyorlar. Aynı zamanda maskesiz bazı turistlerin, kendilerini görüntüleyen gazetecileri fark ettikten sonra çenelerindeki maskeyi yüzlerine geçirdikleri, bazılarının da ceplerindeki maskeyi çıkartıp taktıkları görüldü.

Yılbaşından bu yana gelen turist sayısı 2 milyonu geçti
Antalya'da pandemi nedeniyle mart ayından itibaren duran turizm hareketliliği, 1 Temmuz'dan sonra yeniden hız kazanmıştı. 1 Ocak'tan itibaren Antalya'ya gelen toplam turist sayısı 2 milyonu geçti. Turizmdeki hareketliliğin kasım ayının ortasına kadar devam edeceği öngörülüyor.

Antalya'ya sadece Eylül ayı içinde ise toplam 600 bin yabancı turist geldi. 1-18 Eylül tarihleri arasında gelen 600 bin turistin 320 bin 973'ü Rus uyruklu oldu. Rusya'yı 96 bin 373 turistle Ukrayna, 53 bin 535 turistle İngiltere, 51 bin 789 turistle Almanya, 15 bin 869 turistle Romanya, 14 bin 782 turistle Polonya ve 12 bin 499 turistle Kazakistan takip etti. Belarus, Moldova, İsviçre, Sırbistan, Makedonya, Kosova, Hollanda, Avusturya, Bosna, Arnavutluk, İsrail, Fransa, İsveç, Bulgaristan, Danimarka, Norveç, Kırgızistan, Katar, Ürdün, Özbekistan da Antalya'ya turist gönderen ülkeler arasında yer aldı. Gelen turistlerin yüzde 85'i de Rus, Alman, İngiliz ve Ukraynalı turistlerden oluşuyor.



Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
TT

Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)

Bilim insanları primat türlerinde alfa erkek olgusunun pek de gerçek olmadığını tespit etti. Geniş kapsamlı araştırma, dişi ve erkekler arasındaki hiyerarşik ilişkinin daha karmaşık olduğuna işaret ediyor.

İnsanların da içinde yer aldığı primat grubunda ya erkeklerin ya da dişilerin popülasyondaki hakim cinsiyet olduğu düşünülüyordu. Genellikle erkeklerin gruptaki hakimiyeti elinde tuttuğuna inanılıyordu.

Ancak hakemli dergi PNAS'te dün (7 Temmuz) yayımlanan çalışmada durumun sanıldığı kadar net olmadığı ve beklendiğinden daha fazla popülasyonda dişilerin egemen olduğu ortaya çıktı.

Araştırmacılar maymunlar, lemurlar, tarsiyerler ve lorisler gibi 121 primat türüne ait 253 popülasyondan 5 yıl boyunca veri topladı. Ekip varsayımların ötesinde daha net bilgi edinmek adına ayrıntılı davranış kayıtları toplayıp grup içindeki kavgaları ve kazananları derledi.

Çalışmada karşı cinsler arasındaki kavga ve tartışmaların sanılandan çok daha sık yaşandığı saptandı. Bir grup içindeki anlaşmazlıkların ortalama yarısı dişi ve erkekler arasında geçti. 

Araştırma genelinde incelenen kavgaların yaklaşık yüzde 90'ını erkekler kazandığı için bu açıdan net bir erkek hakimiyeti olduğu söylenebilir.

Öte yandan araştırmacılar popülasyonların sadece yüzde 17'sinde bu durumun gözlemlendiğini söylüyor. İnsanların en yakın akrabalarından şempanze ve bonobolar bu kesimde yer alırken, lemur ve bonoboların da olduğu primat popülasyonlarının yüzde 13'ünde net bir dişi egemenliği vardı.

Geri kalan yüzde 70'lik kısımdaysa bir cinsiyetin diğeri üzerindeki hakimiyet ya orta düzeydeydi ya da hiç yoktu.

Fransa'daki Montpellier Üniversitesi'nden çalışmanın başyazarı Dr. Élise Huchard, "Sıkı bir erkek egemenliği gerçekten azınlıkta" diyerek ekliyor: 

Bunun çoğunluk olmasını beklemiyorduk çünkü literatürü iyi biliyoruz ancak yüzde 20'nin altında kalmasını pek beklemezdik.

Erkek egemenliğinin daha net olduğu gruplarda, bu cinsiyetin vücut veya dişlerinin daha büyük olduğu gözlemlendi. Ayrıca dişilerin kaçıp ağaçlara tırmanamadığı popülasyonlarda da benzer bir durum vardı.

Öte yandan dişiler hakimiyetini, üremeden gelen güçleriyle kazanıyordu. Dr. Huchard, "Bir dişi çiftleşmek istemiyorsa, erkek bu konuda hiçbir şey yapamaz" diye açıklıyor: 

Dişiler üremeyi kontrol ettiklerinde, bunu erkeklere karşı bir güç mekanizması olarak kullanabiliyorlar.

Bilim insanları ayrıca dişilerin birbirleriyle rekabet ettiği ve erkeklerin yavrulara daha fazla baktığı gruplarda da dişi egemenliğinin daha yaygın olduğunu gözlemledi. Bu türlerde dişiler ya genellikle yalnız oluyor ya da sadece erkek-dişi çiftleri halinde yaşıyorlar. Bu durum tek eşliliğin dişi hakimiyetiyle bağlantılı olduğu anlamına gelebilir.

Araştırmacılar bu sonuçların doğrudan insanlara uygulanamayabileceğini ancak yakın akraba türlerdeki cinsiyet rollerinde şaşırtıcı bir esnekliğe işaret ettiğini söylüyor. 

Dr. Huchard, "Bu sonuçlar, insanlık tarihinde daha sonra ortaya çıkan tarım toplumlarına kıyasla daha eşitlikçi olan avcı-toplayıcılar arasındaki kadın-erkek ilişkileri hakkında bildiklerimizle epey örtüşüyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, BCC Science Focus, PNAS