Trump ve Biden ilk münazaraya hazırlanıyor

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters-Arşiv)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters-Arşiv)
TT

Trump ve Biden ilk münazaraya hazırlanıyor

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters-Arşiv)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters-Arşiv)

ABD Başkanı Donald Trump, başkanlık seçimlerindeki Demokrat rakibi Joe Biden arasında yapılacak münazaralar için pratik yapmadığını söyleyerek, Salı günü yapılacak ilk münazaraya ‘sadece her zaman yaptığı şeyi yaparak’ hazırlandığını iddia etti.
Beyaz Saray Genel Sekreteri Mark Meadows ise “Başkan sürekli hazırlanıyor. Açıkçası, münazaralara iyi hazırlanacağız. Bunu hafife almıyoruz” dedi.
Los Angeles Times, Trump’ın, Biden’ın 2008 ve 2012’deki münazaralarda gösterdiği performansları inceleyerek, üstüne gidebileceği zayıflıkları bulmak istediğini iddia etti.
Delaware’de küçük bir danışman grubuyla bir araya gelen Biden ise,  Trump’ın liderliği ve tekrarladığı yalanlarına meydan okumayı ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) krizi sırasında kendi deneyimleri ile karşılaştırmayı planlıyor.
Ölümcül salgın, şiddetli bir durgunluk, iklim krizi, toplumsal huzursuzluk, kürtaj tartışması, Yüksek Mahkeme Yargıcı Ruth Bader Ginsburg’un ölümü ve koltuğunu doldurmak için devam eden çekişme konuları iki adayın münazarası öncesi gündemde zirveye çıktı.
Fox News programcısı Chris Wallace, 29 Eylül’de gerçekleşecek ve Yüksek Mahkeme, Kovid-19, ekonomi, ırkçılık ve polis, seçim bütünlüğü ve adayların sicili gibi 6 başlıkta 15’şer dakikalık bölümlere ayrılacak olan münazarayı yönetecek.
Trump’ın ekibi, 90 dakika sürecek münazaranın, birçok eyalette erken oylamanın başlamasıyla birlikte kamuoyu yoklamalarında gerileyen seçim kampanyasını kurtarmak için çok önemli bir fırsat olduğuna inanıyor.
Trump yardımcıları, Beyaz Saray muhabirlerine neredeyse her gün basın açıklaması yapan başkanın, aylardır tam bir basın toplantısı düzenlemeyen Biden’dan daha güçlü bir konumda olduğunu düşünüyor.
Biden’ın ekibi ise münazaralara büyük önem atfetmezken, Demokrat adayın anket sonuçlarına göre ileride görünmesinin salgının patlak vermesinden bu yana pek değişmediğini vurguluyor.
Kamuoyu yoklamaları, Trump’ın 200 binden fazla ABD’linin hayatına mal olan krizi ele almasıyla ilgili yaygın memnuniyetsizliği gösteriyor.
Trump, Biden’in ‘demans’ hastası olduğunu ve performans arttırıcı ilaçlar aldığını iddia ederken, Biden’in danışmanları bu eleştiri ve alaycı tavırları bir avantaj olarak görüyor.
 



İranlı aktivist Nergis Muhammedi: İsrail’in saldırıları demokrasi mücadelesine darbe vurdu

Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
TT

İranlı aktivist Nergis Muhammedi: İsrail’in saldırıları demokrasi mücadelesine darbe vurdu

Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)

İranlı aktivist Nergis Muhammedi, İsrail’le İran arasında 12 gün süren çatışmalar hakkında "Savaş demokrasi mücadelesine büyük darbe vurdu" dedi.

Çatışmalar sırasında Tahran’a yapılan bombardımandan saklanmak için başkente bağlı bir köye sığındığını söyleyen Muhammedi, Wall Street Jorurnal’a (WSJ) konuştu.

2023’te Nobel Barış Ödülü’nü alan aktivist, Tahran’ın muhaliflere baskıyı artıracağını savunarak şunları söyledi:

Sivil toplum aktivistleri, siyasi aktivistler ve özellikle de sosyal faaliyetlere katılan gençlerin durumundan derin endişe duyuyorum. Maalesef önümüzdeki günlerde baskının daha da yoğunlaşacağını düşünüyorum.

"İran halkı için durum şu anda savaş öncesinden daha tehlikeli” diyen Muhammedi, İsrail’in saldırılarının ülkedeki demokrasi mücadelesini gerilettiğini belirtti.

Tahran rejimine karşı yıllardır mücadele vermesine rağmen İran’daki yönetimin yabancı ülkelerin müdahalesiyle belirlenemeyeceğini vurgulayan aktivist, bu konuda söz hakkının sadece halka ait olduğunu söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çatışmalar sırasında İran halkına rejime karşı ayaklanma çağrısı yapmıştı. 53 yaşındaki muhalif, hem Netanyahu hem de Hamaney rejimine direnilmesi gerektiğini ifade etti:

İran'da cennet vaat ederken bizi cehenneme götüren Ali Hamaney liderliğindeki kadın düşmanı ve dinci bir hükümet var. Netanyahu da özgürlük ve demokrasi vaat ederken bizi cehenneme götürüyor.

Aktivist, İsrail’in başlattığı çatışmaların kendisine 1980-1988’deki İran-Irak savaşında geçen çocukluğunu hatırlattığını da sözlerine ekledi. Savaşın istenen dönüşümü kazanmak için bir yol olmadığının altını çizdi:

İran halkının aradığı köklü dönüşüm savaşla elde edilemez.

Guardian’ın 1 Temmuz’daki haberinde, İsrail’in saldırılarının İran’da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği yazılmıştı. İsrail ordusunun 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 mahkum öldürülmüştü. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği belirtilmişti.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edilmişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Guardian