Racub: Fetih ile Hamas’ın anlaştığı seçimler yakında

Seçime hazır halen gelen Filistin Otoritesi, İngiltere’den Kudüs’te oylama yapılması için müdahalede bulunmasını istedi.

İstanbul’daki Filistin Konsolosluğu’nda bir araya gelen Fetih ve Hamas heyetleri. (Şarku’l Avsat)
İstanbul’daki Filistin Konsolosluğu’nda bir araya gelen Fetih ve Hamas heyetleri. (Şarku’l Avsat)
TT

Racub: Fetih ile Hamas’ın anlaştığı seçimler yakında

İstanbul’daki Filistin Konsolosluğu’nda bir araya gelen Fetih ve Hamas heyetleri. (Şarku’l Avsat)
İstanbul’daki Filistin Konsolosluğu’nda bir araya gelen Fetih ve Hamas heyetleri. (Şarku’l Avsat)

Fetih Merkez Komitesi Sekreteri Cibril Racub, Fetih ile Hamas arasında anlaşmaya varıldığını duyurdu. Şarku’l Avsat’ın dün verdiği haberi doğrulayan yetkili, varılan anlaşma gereği yakın zamanda Filistin’de yakında genel seçime gidileceğini belirtti. Seçimlerin altı ayı geçmeyecek temsil sisteminde düzenleneceği bilgisini paylaştı.
Racub, televizyonda yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’tan, son aşamaya ulaşmak için seçim ilkelerini belirlemek üzere Filistinli örgütlerin genel sekreterlerini çağırmasını bekliyoruz.”
İstanbul'daki Filistin Konsolosluğu'nda bir stratejik diyalog yürüttüklerini ve kısmi temsil sistemiyle seçim yapma ve ulusal ortaklık kurma mekanizmaları konusunda net bir vizyona ulaştıklarını ifade eden Racub, seçim sürecinin önce Yasama Konseyi, ardından başkanlık seçimleri ve sonrasında da Ulusal Konsey için oylama sırasıyla ilerleyeceğini bildirdi.
Şarku’l Avsat’ın perşembe günü verdiği haberde, İstanbul'da Fetih ile Hamas arasında kademeli kısmi seçim ile yasama ve başkanlık seçimleri, ardından da hükümetin kurulması konusunda varılan anlaşmanın içeriği yayınlamıştı. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın bugün Birleşmiş Milletler’deki konuşmasında bölünmeyi sona erdirmek ve Filistin kurumlarını birleştirmek için genel seçimler yapılması amacıyla bir başkanlık kararnamesi çıkaracağını duyurması bekleniyor. Yetkililer, Abbas’ın bugün ayrıca barış sürecinin ve Filistin hükümetinin akıbetini ortaya koyacağı, aynı zamanda uzlaşma ve yaklaşan seçimler konusuna da değineceğini aktardılar. Siyasi analistler bu konuşmayı “önemli” olarak nitelendiriyorlar.
Racub, İsrail’in ilhakı, “Yüzyılın Anlaşması”na karşı halk direnişi ve ulusal ortaklık kurma süreciyle ilgili mekanizmaların Filistinli örgütlerin genel sekreterleri tarafından konuşulacağı toplantının bir hafta içinde yapılması için çalışmaların sürdüğünü belirtti.
FKÖ Sekreteri, ulusal birliği inşa etmenin stratejik bir amacı olduğunu vurgulayarak "Yolumuz seçimlerdir ve demokratik süreç siyasi sistemimizi inşa etmenin tek yoludur” dedi.
Fetih ve Hamas heyetleri dün de Katar’a gitti. Heyetin daha sonra Mısır’a geçmesi bekleniyor. Fetih Hareketi’nin medya sorumlusu olan Münir el-Cağub, anlaşmanın ayrıntıları hakkında bilgilendirme yapmak için Katar ve Mısır'a gideceğini aktardı.
Fetih ve Hamas delegasyonları anlaşmanın ciddiyetini doğrulayan ortak bir bildiri yayınladılar. Bildiride "Halkımızın hak ve çıkarlarını savunmak için ortak çalışma ve başkenti Kudüs olan tam bağımsız Filistin devletine ulaşılıncaya kadar tüm komplolarla yüzleşmek için birlikte çalışma sözü veriyoruz” denildi.
Açıklamada sürece dair bilgi verildi. Söz konusu açıklamaya göre İstanbul’da Filistin Başkonsolosluğu’nda toplanan Hamas ve Fetih liderleri, genel sekreterler toplantısının sonuçlarına dayanarak ulusal diyalog çerçevesinde anlaştılar. Filistinli örgütlerin genel sekreterleri tarafından yapılan toplantılar bu ay içinde Ramallah ve Beyrut’ta gerçekleşmişti. Sonucun resmi olarak ilanı Mahmud Abbas başkanlığında ekim ayında düzenlenecek genel sekreterler toplantısında yapılacak. Anlaşma söz konusu toplantıdan hemen sonra uygulanmaya başlanacak.
Fetih ve Hamas yetkilileri, anlaşmanın uzlaşma yolunda çok önemli bir adım olduğunu vurguladılar. Fetih Merkez Komitesi üyesi Hüseyin el-Şeyh, Twitter'dan yaptığı açıklamada, Türkiye'de Fetih ile Hamas arasında olumlu, verimli ve yapıcı bir diyalog gerçekleştiğini, uzlaşma ve ortaklık yolunda önemli bir adım ve ulusal davamız için tüm tasfiye projelerini reddetmeye dayalı Filistin pozisyonunun birliğini teşkil etiğini kaydetti.
Hamas Sözcüsü Fevzi Berhum da İstanbul’da yapılan toplantıda, Filistinlilerin karşılaştığı zorluklara karşı mücadele etmek ve Filistin’in iç sorunlarının nasıl çözüleceği üzerinde durmak ve mevcut aşamanın gerekliliklerini yerine getirmek konularına odaklanıldığını belirtti.
Fetih Merkez Komitesi üyesi ve Ulusal İlişkilerden Sorumlu Komiseri Azzam el-Ahmed bu ayın başında Ramallah ve Beyrut’ta yapılan genel sekreterler toplantısında alınan kararların sonuçlarının uygulanmasını takip etmek için görüşmelere devam edeceklerini söyledi. El-Ahmed, FKÖ gruplarına yapılan görüşmelerde kısmi temsil sistemine dayalı dereceli seçim üzerinde anlaşıldığını aktardı.
Diğer yandan Filistin hükümeti yaptığı açıklamada seçimleri uygulamaya hazır olduğunu bildirdi. Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, “Fetih  ve Hamas hareketleri arasındaki olumlu diyalog, Filistin'in demokratik ışıltısını yeniden tesis etme, bölünmeyi sona erdirme ve ulusal birliği yeniden tesis etme sonrasında seçimlerin başarılı olması için tüm imkanları sağlamaya hazırdır” ifadesini kullandı. Iştiyye, İngiltere’nin Filistin Konsolosu Philip Hall'u Ramallah'taki ofisinde kabul etti. Londra yönetiminden oylamanın denetlenmesine ve Kudüs’te de seçim yapılmasının sağlanmasına yardımcı olmasını istedi.



 Tony Blair, Gazze Barış Konseyi üyelik adayları listesinden çıkarıldı

Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair (Arşiv- AFP)
Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair (Arşiv- AFP)
TT

 Tony Blair, Gazze Barış Konseyi üyelik adayları listesinden çıkarıldı

Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair (Arşiv- AFP)
Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair (Arşiv- AFP)

Financial Times gazetesi, güvenilir kaynaklara dayandırdığı haberinde, İngiltere eski Başbakanı Tony Blair'in Arap ve İslam ülkelerinden gelen itirazlar sonrasında Gazze Barış Konseyi üyeliğine aday listesinden çıkarıldığını bildirdi.

Blair, ABD Başkanı Donald Trump'ın eylül ayı sonlarında İsrail ile Hamas arasındaki savaşı sona erdirmek için 20 maddelik planını açıkladığı sırada konsey üyeliği için belirlenen tek isimdi. Trump, Blair'i "çok iyi bir adam" olarak tanımlamıştı.

Şarku’l Avsat’ın Financial Times’ten aktardığına göre, Blair o dönemde planı "cesur ve akıllıca" olarak nitelendirdi ve ABD başkanının başkanlık edeceği konseye katılmaktan memnuniyet duyacağını ifade etti.

Ancak bazı Arap ve Müslüman ülkeler, kısmen 2003 yılında ABD öncülüğündeki Irak işgaline verdiği güçlü desteğin Ortadoğu'daki itibarına verdiği zarar nedeniyle plana karşı çıktı.

Financial Times, Blair'in bir müttefikinin, eski başbakanın Barış Konseyi üyesi olmayacağını söylediğini aktardı. Müttefik, "Bu konsey mevcut dünya liderlerinden oluşacak ve altında daha küçük bir yürütme kurulu bulunacak" dedi.

Kaynak, Blair'in, Trump'ın damadı Jared Kushner ve ABD başkanının kıdemli danışmanlarından Steve Witkoff'un yanı sıra Arap ve Batı ülkelerinden üst düzey yetkililerle birlikte yürütme kurulunda yer almasının beklendiğini de ifade etti.


Netanyahu, yeni Suriye’yi diplomasiyle değil bombalarla karşılıyor: İsrail, yeni Şam yönetimini barış ortağı değil kontrol edilmesi gereken hedef olarak kodluyor

Başbakan Binyamin Netanyahu, 19 Kasım'da Suriye ile olan tampon bölgeyi, savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti (İsrail Başbakanlık Ofisi)
Başbakan Binyamin Netanyahu, 19 Kasım'da Suriye ile olan tampon bölgeyi, savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti (İsrail Başbakanlık Ofisi)
TT

Netanyahu, yeni Suriye’yi diplomasiyle değil bombalarla karşılıyor: İsrail, yeni Şam yönetimini barış ortağı değil kontrol edilmesi gereken hedef olarak kodluyor

Başbakan Binyamin Netanyahu, 19 Kasım'da Suriye ile olan tampon bölgeyi, savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti (İsrail Başbakanlık Ofisi)
Başbakan Binyamin Netanyahu, 19 Kasım'da Suriye ile olan tampon bölgeyi, savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti (İsrail Başbakanlık Ofisi)

Kasım 2025’in yağmurlu bir gecesinde, İsrail ordusunun Ramallah’ın kalbine yönelik baskını sürerken, başkanlık binasına birkaç metre mesafedeki bir noktada oturan üst düzey bir Filistinli yetkili acı bir tebessümle şunu söyledi:
“Şu an Filistin hakkında konuşmak istemiyorum. İsrail’i sömürgeci bir devlet olarak tanımlayan ezber cümleleri de tekrar etmeye niyetim yok. Şu anda konuşmak istediğim şey Suriye.”

Yetkiliye göre Suriye, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yalnızca gerçek bir barışı istemediğinin değil, komşu devletleri de görmek istemediğinin en açık kanıtı haline geldi. Zira Şam’daki yeni siyasi liderlik, İsrail’e karşı savaş ya da düşmanlık istemediğini açıkça ilan etmiş olmasına rağmen, İsrail Suriye topraklarını son derece sert askerî operasyonlarla ihlal etmeyi sürdürüyor.
Filistinli yetkili şöyle devam ediyor:
“Hamas 7 Ekim 2023’te savaşı başlattı, Hizbullah İsrail’i vurdu, Husiler İran’ın teşvikiyle ‘destek savaşına’ katıldı… Fakat Suriye tam tersine çatışmanın dışında kalmayı seçti; hatta çok daha fazlasını yaptı.”

“İsrail için bir tehdit yok”

Saldırganlığı caydırma operasyonlarının sonrası Şam’da kontrolü devralan yeni yönetim, İsrail dahil komşu hiçbir ülkeye tehdit oluşturmadığını açıkladı.
Bununla birlikte Beşşar Esed rejiminin çökmesi ve İran ekseninin bölgedeki en stratejik üssünü kaybetmesi, Suriye ile İsrail arasında çıkarların kesiştiği yeni bir dönemi mümkün kılabilirdi.

Filistinli yetkili, “İsrailliler sanki bu gerçekleri unuttu. Suriye artık İran milislerinin oyun alanı değil” diyor.

Bu süreçte ABD, Türkiye ve Azerbaycan, iki taraf arasında arabuluculuk yapmaya hazır olduklarını bildirerek, sınırların tamamen güvenli hâle gelmesini sağlayacak güvenlik düzenlemeleri için müzakerelere davet etti. İsrail’in çekincelerine rağmen Suriye, doğrudan görüşmelere dahi razı oldu. Nitekim Dışişleri Bakanı Esad el-Şeybani ile İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer arasında altı toplantı gerçekleştirildi.

İsrail kaynaklarına göre Şam, kapsamlı bir anlaşmaya ulaşmak adına büyük esneklik gösteriyor. 1967 ve 2024’te işgal edilen tüm toprakların iadesi karşılığında tam barış anlaşmasına hazır; fakat ara formüller de değerlendiriliyor. Bunlar arasında Golan’ın 15 yıla kadar İsrail’e kiralanması veya 1974 sınırlarına dönüşü öngören bir güvenlik mutabakatı da var.

Aynı kaynaklar,  yeni yönetiminin “İbrahim Anlaşmaları”na katılmaya da sıcak baktığını, bunun İsrail’in 1948’den bu yana hayalini kurduğu tarihi bir açılım olacağını belirtiyor.

İsrail’in karşılığı: İşgal ve hava saldırıları

Tehdit politikasını seçen İsrail, Aralık 2024’ten bu yana yeni yönetimin nefes almasına fırsat vermeden askerî havaalanları ve üsleri hedef alan yaklaşık 500 hava saldırısı düzenledi. Suriye’nin savunma kapasitesinin yüzde 85’ini yok eden İsrail, 450 km²’lik Suriye toprağını işgal ederek genişliği 7 km’yi aşan hat boyunca, Şeyh Cebel'den Dera’ya kadar ilerledi. Bazı bölgelerde 20 km derinliğe kadar kara harekâtı yürüten İsrail 9 askerî üs kurdu.

frgt
Netanyahu, Salı günü Suriye'deki tampon bölgedeki İsrail güçlerini denetledi (AP)

İsrail ayrıca, “Dürzi müttefikleri koruma” gerekçesiyle iç çatışmaları körükledi. Oysa İsrail’deki Dürzi vatandaşlar bizzat İsrail hükümetleri tarafından ayrımcılığa maruz kalıyor.
Tel Aviv yönetimi, Şam’ın yeni liderliğini Nusra Cephesi bağlantıları üzerinden karalamaya çalışsa da, geçen yıllarda bizzat İsrail ordusuna bağlı sahra hastaneleri ve Safed, Hayfa, Tel Aviv’deki çeşitli merkezlerin çok sayıda Nusra üyesini tedavi ettiği biliniyor.

Netanyahu’yu kim durdurabilir?

Son günlerde İsrail’de ortaya çıkan bilgiler, ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail’e ve Netanyahu’ya “Suriye politikasındaki yanlışları” nedeniyle sert bir uyarıda bulunduğunu gösteriyor.
Trump’ın, Suudi Arabistan ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın talebi üzerine, Şam’daki yeni yönetimle daha olumlu bir yaklaşım benimsemeye yöneldiği ifade ediliyor.

frgt
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Eş-Şara'nın Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasını görüşmek üzere Riyad'da geçen mayıs ayında gerçekleştirdiği toplantıdan bir kare (SPA)

Trump, İsrail’in attığı adımların “yanlış ve mantıksız” olduğunu düşünürken, birçok analist Netanyahu’yu dizginleyebilecek tek gücün Trump yönetimi olduğuna inanıyor.
Ancak bunun sahadaki sonuçlarının görülmesi zaman alabilir. Bu arada şu soru giderek daha sık soruluyor: “İsrail, Suriye ile böyle bir şekilde davranarak bölgesine nasıl bir mesaj veriyor?”


Suriye Dışişleri Bakanlığı SDG'nin, kontrolü altındaki bölgelerde kurtuluş kutlamalarını engellemesine tepki gösterdi

Yerel halkın, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed döneminde eski bir güvenlik merkezi olduğunu söylediği Kamışlı'daki bir kafeterya (Reuters)
Yerel halkın, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed döneminde eski bir güvenlik merkezi olduğunu söylediği Kamışlı'daki bir kafeterya (Reuters)
TT

Suriye Dışişleri Bakanlığı SDG'nin, kontrolü altındaki bölgelerde kurtuluş kutlamalarını engellemesine tepki gösterdi

Yerel halkın, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed döneminde eski bir güvenlik merkezi olduğunu söylediği Kamışlı'daki bir kafeterya (Reuters)
Yerel halkın, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed döneminde eski bir güvenlik merkezi olduğunu söylediği Kamışlı'daki bir kafeterya (Reuters)

Suriye Dışişleri Bakanlığı'nda Amerikan işlerinden sorumlu yetkili Kuteybe İdlibî, Suriyelilerin, Esed rejiminden kurtuluşunun ve devrilmesinin birinci yıl dönümü dolayısıyla kutlamalar yapmasını, kontrolü altındaki bölgelerde engelleyen Suriye Demokratik Güçleri’ne tepki gösterdi.

İdlibi, Suriyelilerin ulusal tarihlerinde önemli bir anı kutlamalarını engelleyen herhangi bir yapının, demokratik olduğunu veya halkı temsil ettiğini güvenilir bir şekilde iddia edemeyeceğini savundu. Meşru sevinç ifadesinden korkan bir yapı, onlar adına konuştuğunu iddia edemez; özgürlük bölünemez.

SDG cumartesi günü yayınladığı genelgeyle, "Saldırganlığı Caydırma " savaşının zaferinin ve Esad rejimi ile ona bağlı güvenlik ve askeri teşkilatının devrilmesinin birinci yıldönümü olan 7 ve 8 Aralık tarihlerinde zaferin yıldönümü dolayısıyla yapılacak toplantı ve kutlamaları yasakladı.

sdfgr
Suriye Demokratik Güçleri'nin, kontrolü altındaki Suriye bölgelerinde halk kutlamalarını yasaklama kararı

Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin el-Baba, SDG'nin rejimin devrilmesini anma kutlamalarını iptal etme kararını eleştirdi. Medya açıklamalarında, yasağın SDG'nin Suriye hükümetine karşı oynadığını iddia ettiği rolü, yani DEAŞ ile mücadeleyi yerine getirmedeki başarısızlığını gösterdiğini belirtti. Baba, SDG'nin "ülkenin kuzeydoğusundaki ulusal gruplardan endişe duyduğunu ve bu kutlamanın, adaletsiz yasalarına ve oradaki Suriyelilere yönelik sınırsız uygulamalarına karşı bir isyana dönüşebileceğinden korktuğunu" ifade etti.

Kararı, "İran ve PKK unsurlarının milisler içinde karar alma süreçlerindeki hakimiyetinin göstergesi" olarak nitelendirdi.

Aktivistler tarafından yayınlanan fotoğraflarda, SDG güçlerinin, kutlama yürüyüşlerini engellemek için Suriye'nin kuzeyindeki Rakka meydanlarına orta menzilli silahlar ve keskin nişancılar konuşlandırdığı görülüyor.

Suriye devriminin başlangıcında kurulan "Rakka Sessizce Katlediliyor" hesabı, SDG'nin dün Rakka ilinin batısındaki Tabka kentinde 13 çocuğu gözaltına aldığını bildirdi. Çocukların çoğu 15 yaş ve altındaydı ve gözaltına alma sebebinin şehir duvarlarına SDG karşıtı yazılar yazılması nedeniyle yapıldığı bildirildi. Hesapta, göz altıların SDG tarafından şehrin çeşitli mahallelerinde düzenlenen bir dizi baskınla eş zamanlı olarak yapıldığı belirtildi.

Aynı bağlamda, sosyal medyadaki Suriye hesapları, SDG'nin son saatlerde Suriye Cezire bölgesinin çeşitli yerlerinde, Haseke ve Kamışlı'da "Suriye hükümetine destek verdikleri ve yabancı kuruluşlarla iş yaptıkları" suçlamasıyla 17 kişiyi hedef alarak yaygın gözaltı operasyonları yürüttüğünü ifade etti.