La Casa de Papel: Lizbon neden İspanya Merkez Bankası'ndaki ekibe katıldı?

Lizbon daha önce ekibin planlarını çözmeye çalışan bir polis memuruydu (IMDb)
Lizbon daha önce ekibin planlarını çözmeye çalışan bir polis memuruydu (IMDb)
TT

La Casa de Papel: Lizbon neden İspanya Merkez Bankası'ndaki ekibe katıldı?

Lizbon daha önce ekibin planlarını çözmeye çalışan bir polis memuruydu (IMDb)
Lizbon daha önce ekibin planlarını çözmeye çalışan bir polis memuruydu (IMDb)

Netflix’in sevilen dizisi La Casa de Papel’in 4. sezonunda Lizbon ya da Raquel Murillo polis nezaretinden kurtulduktan sonra kaçmaya çalışmak yerine soygun ekibine katılarak dizinin hayranlarını şaşırtmıştı.
Kendini büyük bir ateşe atmış gibi görünse de Lizbon’nun bunun için bazı iyi gerekçeleri vardı. Esasen bu Profesör’ün başından bu yana planladığı bir şeydi. Raquel dizinin birinci ve ikinci sezonunda ekibin karşısında yer alıyordu ve soygunu çözmeye çalışıyordu. Daha sonra yakalamaya çalıştığı Profesör’e aşık olunca darphane soygunu bittiğinde onunla kalmaya karar verir. 
Raquel kendisini Lizbon olarak yeniden tanımlayarak Profesör’ün sonraki planlarına dahil oldu. Alicia Sierra’nın kurnaz liderliği sayesinde polis çiftin izini sürdü ve Lizbon resmen tutuklanmadan önce bir süre gizli tutuldu. Lizbon daha sonra kurtarıldı, peki ama bunca çaba ne içindi?
Screen Rant'in haberine göre Lizbon’un (ya da yakalanan başka bir ekip üyesinin) bankaya kaçırılması soygun başlamadan önce düşünülen bir plandı. "Paris Planı" olarak adlandırılan planı Lizbon ve Profesör’ün daha önce tartıştığı gösterilmişti. Profesör, soygun başlamadan önce tam da planın işlemesi için karaborsadan askeri helikopter almıştı. Dolayısıyla Lizbon’u İspanya Merkez Bankası’na getirmek ani bir karar değildi. 
Hayranlar Lizbon’un kaçmasını ya da Profesör’le yeniden bir araya gelmesini bekliyor olabilir ama bu tam oalrak polisin de beklentisiydi. Ancak helikopter planı iyi işledi. Ve Lizbon'un yanı sıra ekibe başka bir üyenin eklenmesiyle iç tehditlerle başa çıkmak için daha donanımlı olacaklar. 
 
Independent Türkçe, Screen Rant



İlk kuşların nasıl uçmaya başladığı tartışması noktalandı

UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
TT

İlk kuşların nasıl uçmaya başladığı tartışması noktalandı

UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)

Dinozorlar ve kuşlar arasındaki bağlantıyı ortaya koyan Arkeopteriks cinsine ait fosil, uzun zamandır devam eden bir tartışmayı noktaladı. Bilim insanları Arkeopteriks'in uçabildiğini tespit etti. 

İlk örnekleri 1861'de Almanya'da keşfedilen Arkeopteriks, tüyleri nedeniyle ilk başta kuş sanılmıştı. Ancak keskin dişlere sahip çenesi ve uzun kemikli kuyruğu gibi dinozorlara benzeyen özellikleri de vardı. 

"İlk kuş" diye de bilinen bu cins, kuşlar ve dinozorlar arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmasıyla tanınıyor. 

Öte yandan yaklaşık 150 milyon yıl önce yaşayan Arkeopteriks'in uçup uçamadığı uzun zamandır tartışma konusuydu. Bilim insanları bu dinozora ait fosilleri inceleyerek kuşların ilk nasıl uçmaya başladığını anlamaya çalışıyordu. 

ABD'nin Şikago kentindeki Field Müzesi'nde tutulan son derece iyi korunmuş fosil örneği, bu soru işaretinin giderilmesini sağladı. Yıllarca özel koleksiyoncuların elindeki örnek 2022'de müze tarafından alınmıştı. 

Müzede çalışan Dr. Jingmai O'Connor ve ekip arkadaşları, bilgisayarlı tomografiyle fosili tarayarak iskeletin dijital bir haritasını oluşturdu. Araştırmacılar UV ışığı kullanarak yumuşak doku kalıntılarını açığa çıkarmayı da başardı.

Diğerlerinin aksine bu örnekteki kemiklerin üç boyutlu olarak korunması sayesinde hayvanın kafatası daha detaylıca incelendi. Ekip böylece tarih öncesi kuşların kafatasından modern kuşlarınkine geçişin ilk işaretlerini saptadı.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (14 Mayıs) yayımlanan çalışmadaki en kritik bulguysa Arkeopteriks'in kanatlarında gizliydi. 

Cinsin önceki örneklerinde sadece iki kat kanat tüyü varken, bu örnekte üç kat vardı. Üst kol kemiği üzerindeki bu tüyler kanattan vücuda doğru düzgün bir aerodinamik hat oluşturarak modern kuşların uçmasını sağlıyor. 

Bilim insanları uçamayan tüylü dinozorlarda olmayan bu tüylerin, Arkeopteriks'in uçmasını sağladığını belirtiyor. 

Dr. O'Connor "Arkeopteriks tüyleri olan ilk dinozor ya da 'kanatları' olan ilk dinozor değil. Ancak tüylerini uçmak için kullanabilen bilinen en eski dinozor olduğunu düşünüyoruz" diyerek ekliyor:

Kuşlarla yakın akraba olan ancak tam olarak kuş olmayan tüylü dinozorlarda bu tüyler eksik. Onların kanat tüyleri dirsekte bitiyor. Bu da bize kuş olmayan bu dinozorların uçamadığını, ancak Arkeopteriks'in uçabildiğini gösteriyor.

Öte yandan hayvanda göğüs kemiğinin olmamasından dolayı çok iyi uçamadığı düşünülüyor. Araştırmacılar Arkeopteriks'in tavuklar gibi kısa süren uçuşlar yaptığını ancak çoğunlukla yerde kaldığını tahmin ediyor.

Bilim insanları iyi korunmuş son örnek üzerine çalışmayı sürdürerek Arkeopteriks hakkında daha fazla bilgi edinmeyi planlıyor.

O'Connor "Vücudun koruduğumuz hemen hemen her parçasından heyecan verici ve yeni bir şeyler öğreniyoruz. Ve bu çalışma gerçekten de buzdağının sadece görünen kısmı" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, New York Times, Guardian, Nature