'Marmara Depreminde büyüklük 7.6 olabilir'

'Marmara Depreminde büyüklük 7.6 olabilir'
TT

'Marmara Depreminde büyüklük 7.6 olabilir'

'Marmara Depreminde büyüklük 7.6 olabilir'

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Aysun Aykan, beklenen Marmara Depremi için rakamsal değerlendirmelerde bulundu.
Aykan, depremin büyüklüğünün 7.6'ya çıkabileceğini söylerken, yaşanması muhtemel depremin 28 milyon insanı etkileyeceğini açıkladı. Aykan, geçtiğimiz gün Marmara Denizi'nde yaşanan 4.2'lik depremin çok riskli bir noktada meydana geldiğini ifade ederken, Balıkesir'e de özel bir uyarıda bulundu.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulu üyesi ve Balıkesir İl Sorumlusu Aysun Aykan, Marmara Depremi ile ilgili değerlendirmede bulundu. Aykan, "Marmara Denizinde meydana gelen son depremler, bize Marmara Denizinin deprem açısından aktif olduğunu, diri olduğunu, deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir. Marmara Denizinde 4.2 Büyüklüğünde Orta Marmara Çukurluğunda deprem meydana geldi. Depremin olduğu yer çok önemli bir yer. Beklediğimiz büyük bir depremin olduğu noktada meydana geldiği için de endişe vericidir. Kuzey Anadolu Fayının hemen üzerinde görünüyor. Geçen yıl 26 Eylülde meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremin yaklaşık 6-7 km güneybatısında meydana geldi ve bu deprem olduğunda da çok endişe duymuştuk çünkü uzun süre deprem olmayan fayda meydana geldiği için endişe duymuştu. 4.2 büyüklüğündeki bir deprem mutlaka etrafındaki diğer fayları da etkileyecektir ve faylara gerilim yükleyecektir. Buralarda an fay üzerinde depremler oldukça büyük bir depremin olma ihtimali artıyor fakat depremin ne zaman olacağını bilemiyoruz" dedi.

İtalya'dan Avusturya'ya kadar hissedildi
Aykan, Marmara Depremlerinin tarihsel akışından söz ederek konuşmasını sürdürdü: "En son burada 1766 tarihinde bir deprem olmuş ve aradan 254 yıl geçmiş bir deprem olmamış. 1766 yılında meydana gelen deprem, İtalya'dan Avusturya'ya kadar geniş bir coğrafyada hissedilmiş olup Tüm Marmara Bölgesinde tahribat oluşturdu Düşünün ki Avrupa dan hissedilmiş büyük bir depremin burada olduğunda Tüm Marmara Bölgesinin ne kadar etkilenebileceğini siz düşünebilirsiniz! Marmara Denizinde yapılmış olan Ulusal ve Uluslararası çalışmalar bize şunu gösteriyor; 1999 Depreminden sonra 30 yıl içerisinde büyük bir depremin beklendiğidir. Aradan 20 yıl geçti, 10 yıl içerisinde Marmara Denizinde 7'nin üzerinde Maksimum 7.6 Büyüklüğünde bir deprem bekliyoruz Buradaki deprem ile bu bölgenin diri olduğunu, aktif olduğunu görüyoruz ve bu depremi uyarıcı bir deprem olarak algılamamız gerekiyor ve depreme hazırlık anlamında eksiklerimizi tamamlamamız gerekiyor. Şuan yapılması gereken çalışmaların başında zararların azaltılması yönünde olmalıdır. Bu deprem fayın üzerinde meydana geldi ve ana faya fazla enerji yüklediği için bu yüzden depremin yeri çok riskli bir yerdedir"

6 milyon yapı stoğu var
Aysun Aykan, depremin Türkiye'nin birinci önceliği olması gerektiğini vurguladı. Aykan, "Deprem Türkiye'nin 1. Önceliği olmalıdır. Özellikle Marmara Bölgesi'nin 1. Önceliği olmalıdır. Çünkü bu deprem sadece İstanbul'u etkilemeyecek; Marmara Denizine kıyısı olan tüm illeri; İstanbul, Balıkesir, Bursa, Yalova, Çanakkale, Kocaeli, Tekirdağ ağır bir şekilde etkileyecektir. Bu deprem 28 milyonu etkileyecektir.. Aslında bu deprem, Tüm Türkiye'yi etkileyecektir, Marmara Bölgesi nüfus yoğunluğu, sanayi, ekonomi, ulaşım, tarihsel birikim bakımından en yoğun olan bölge olduğu için burada büyük bir depremin olması Türkiye'nin ekonomisine bir hayli zarar verecektir. Bu yüzden bu depremi çok fazla önemsememiz gerekiyor. Marmara Bölgesinde yaklaşık 6 milyon Yapı stoku var ve bu çok fazla bir yapı stoku. Marmara Denizinde olacak bir deprem 7'nin üzerinde maksimum 7.6 Büyüklüğünde olabilir. Bu yüzden bu depremin hem maliyeti hem kayıpları Gölcük Depreminden fazla olacaktır. Marmara Bölgesinde yeni binalar var fakat; eski ilçeler, eski semtler var, eski tarihi yapılar var kaçak yapılar var bu yüzden bu yapıların depreme hazır olduğunu söylememiz doğru değil. Buralarda Kentsel Dönüşüm uygulamamız gerekiyor, Bizim 6306 Sayılı Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanun yani kentsel dönüşüm kanunumuz var ve bu kanun ülke olarak aldığımız en önemli kararlardan bir tanesidir. Bunu fırsata çevirip bu kanunu buralarda uygulamamız gerekiyor" dedi.

“Balıkesirde 7.2 Büyüklüğünde Deprem Olabilir”
Jeoloji Mühendisleri Odası Balıkesir Temsilciliği görevini de yürüten Aysun Aykan, Balıkesir'in 7 ve üzerinde deprem yaşayabileceğini açıkladı. Aykan, "Balıkesir-Altıeylülde 10 Aralıkta 5 büyüklüğünde deprem ile başlayan ve artçı depremlerle devam eden bir deprem aktivitesi vardı. Bu depremlerin olduğu yer Gelenbe-Fay Zonunun kuzey ucunda oldu. 29 Ağustos'ta Balıkesir-Karesi'de 3.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Daha sonra 3.4 büyüklüğünde depremlerle devam etti. Balıkesir-Karesi de meydana gelen bu deprem, Balıkesir -Altıeylülde olan depremlerden farklı fay hattında meydana gelmiştir. Balıkesir-Karesi depremlerinin olduğu yer, Balıkesir Fay Zonunun deformasyon alanında meydana geldi. Bu deprem küçük bir depremde olsa 7.2 büyüklüğünde bir deprem üretme potansiyeline sahip, çok tehlikeli olan Balıkesir- Gökçeyazı Fay Segmentinin devamında olması endişe vericidir. Genel anlamda depremler birbirini etkiliyor. Bir yerde deprem olduğu zaman hemen ucundaki yada yakınındaki faya enerji transferi oluyor; enerji transfer olan yerde mutlaka eninde sonunda deprem meydana gelebiliyor. Bu yüzden buraya dikkat etmemiz gerekiyor. Edremit ile Balıkesir arasında Havran- Balıkesir Fay Zonu vardır. Zon, Havran-Balya ve Balıkesir Fayı olmak üzere 2 ana faydan oluşur. Balıkesir Fayı, Gökçeyazı ve Kepsut Segmenti olarak 2 fay segmentine ayrılır. Tarihsel döneme ait deprem kataloglarına baktığımız zaman, Balıkesir ve yakın çevresini etkileyerek yıkıma sebebiyet vermiş 3 önemli deprem göze çarpar. 1577, 1897 ve 1898 depremleridir. 1577 depremi, birçok evin yıkılmasına neden oldu, şehir merkezi ve köylerde insanlar öldü. Zağanos Paşa Camii ve Yıldırım Han Camii tahrip oldu. Kente ve köylerde 40 kişi hayatını kaybetti ve yıkımın daha çok şehir merkezinde yoğunlaşması da dikkat çekicidir. Şehir merkezini etkilemiş diğer önemli depremler ise 1897 ve 1898 depremleridir. Bu depremlerden 1898 depremi, Koca Zelzele olarak da biliniyor. Bu depremler Kepsut Fay Segmentinde olmuştur. 1953 yılındaki 7.2 büyüklüğündeki Yenice-Gönen depremi ve 1964 yılındaki 7 büyüklüğündeki Manyas depreminde can ve ekonomik kayıplar yaşanmıştır.
Edremit Fayında ve Havran-Balıkesir Fayında hendekler açılarak Paleosismolojik çalışmalar yapılmıştır. Paleosismoloji çalışmaları ile fayların geçmiş davranışlarını, hangi tarihsel depremleri ürettikleri, depremlerin tekrarlama periyotları bilinmeye çalışıldı. Devletimiz bu çalışmalara önem verdi; Afet ve Acil durum Yönetimi Başkanlığı'nca oluşturulan UDSEP-2023 planında yer alan Türkiye Paleosismoloji Projesi 2012 yılında, pilot bölge olarak Güney Marmara'da başlatıldı. MTA diri fay haritaları serisi içinde gösterilen Edremit Fayında, Havran-Balıkesir Fayında hendekler açılarak, hendek tabanlı paleosismolojik çalışmalar yürütülmüştür. Balıkesir Gökçeyazı Fay Segmenti üzerinde yapılan paleosismolojik çalışmalara göre; bu fayda MÖ 850'ye kadar 4 Paleodepremin geliştiği saptanmış, deprem tekrarlama periyodunun yaklaşık 1000 yıl olduğu ve son depremin üzerinden 2000 yıl gibi uzun bir süre geçtiği tespit edilmiştir. Bu yüzden burada deprem bekliyoruz. Bu çalışmalara göre; Bu fay kırıldığında 6.5'den büyük 7.2 büyüklüğe kadar deprem üretme potansiyeline sahiptir. Şuan burada büyük bir depremin olması bizi şaşırtmaz. Balıkesir- Gökçeyazı Fayının tehlikesine dikkat çekmemiz gerekiyor" dedi.



ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
TT

ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)

ABD uyuşturucu kaçakçılığını önleme gerekçesiyle Venezuela’ya baskıyı artırırken, Donald Trump’ın asıl hedefinin ülkedeki petrol yatakları olduğu belirtiliyor. 

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC+) üyelerine ve Genel Sekreter Heysem el-Gays’a pazar günü gönderdiği mektupta, ABD’nin petrol kaynaklarını ele geçirmek istediğini söylemişti. 

Maduro yönetimi, ABD’nin eylemlerinin ülkeyi "istikrarsızlaştırmayı" ve ihracat kapasitesini zayıflatmayı amaçladığını savunuyor. 

Mektupta, bu gerilimin devam etmesi halinde Venezuela’nın petrol üretiminin ve dünya piyasasının istikrarının "ciddi şekilde tehlikeye girebileceği" belirtilerek OPEC+ üyelerine dayanışma çağrısı yapılmıştı.

Kolombiya lideri Gustavo Petro da Trump’ın "uyuşturucuyla mücadeleyi bahane ederek Venezuela’daki petrol kaynaklarını ele geçirmeye çalıştığını" söylemişti. 

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Karayipler’deki askeri yığınağın uyuşturucu kaçakçılığını ve düzensiz göçmen akışını engelleme amacı taşıdığını, Venezuela’nın petrol kaynaklarıyla ilgisi olmadığını savunmuştu. 

ABD Enerji Enformasyon Dairesi’ne göre Venezuela, dünyadaki ham petrol rezervlerinin neredeyse beşte birine sahip. Yaklaşık 303 milyar varil ham petrole denk gelen bu miktar, dünyadaki en büyük ham petrol rezervini oluşturuyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi gerek ABD’nin uyguladığı yaptırımlar gerek de ekipman eksikliği nedeniyle bu potansiyeli gerçek anlamda kullanamıyor. Latin Amerika ülkesi günde yaklaşık 1 milyon varil petrol üretiyor. Bu yüksek bir rakam olmasına rağmen küresel ham petrol üretiminin sadece yüzde 0,8'ini oluşturuyor.

CNN’in analizinde, ABD’nin benzin üretimine uygun hafif ham petrol çıkardığına ancak Venezuela’daki gibi ağır ham petrole sahip olmadığına dikkat çekiliyor. Ağır ham petrol üretimi dizel, asfalt ya da fabrikalarla diğer ağır ekipmanlarda kullanılıyor. 

Trump yönetiminin, bu petrol kaynaklarına ulaşmak için Maduro’yu devirip yerine "Batı yanlısı" bir lider getirmeyi deneyebileceği yorumu yapılıyor. Böyle bir senaryoda Karakas yönetimine uygulanan ağır ekonomik yaptırımları hafifletilebileceği ve Amerikan petrol şirketlerinin ülkede daha yoğun faaliyet gösterebileceği belirtiliyor.

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını bu ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu tuttuğu Güneşler Karteli'ni (Cartel de los Soles) terör örgütü ilan etmiş, liderinin Maduro'nun olduğunu öne sürmüştü.

Bölgede eylülden bu yana en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, CNN, Fox News


55 kartel lideri gizlice gönderildi: Amerika’ya hoş geldiniz!

Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
TT

55 kartel lideri gizlice gönderildi: Amerika’ya hoş geldiniz!

Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)

Meksika gizli operasyonlarla yakaladığı kartel liderlerini Donald Trump'ın baskısıyla ABD'ye teslim etti. 

Wall Street Journal'ın haberinde, çete liderlerinin gönderildiği operasyonlardan ilkinin 9 ay önce gerçekleştiği belirtiliyor. Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi'nin (DEA) eski direktörü Derek Maltz'ın mahkumları "Amerika'ya hoş geldiniz!" diye karşıladığı aktarılıyor. 

İkinci operasyonsa ağustosta yapıldı. Meksika yönetiminin, ABD Başkanı Donald Trump'ın baskısıyla toplamda 55 kartel liderini gönderdiği belirtiliyor. 

Mahkumlar arasında Meksika'nın en büyük suç örgütleri olan Sinaloa, Jalisco Yeni Nesil Karteli ve Zetas çetelerinden üst düzey isimlerin yer aldığı ifade ediliyor. 

ABD'ye iade edilenlerden biri de 1985'te DEA ajanı Enrique "Kiki" Camarena'yı öldürmekle suçlanan Rafael Caro Quintero. 

Amerikalı yetkililer, mahkumların çoğunun Meksika'daki uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ağına dair ilk elden bilgiler paylaşabileceğini bekliyor. Kara para aklama operasyonlarından uyuşturucu kaçakçılığında rüşvet alan siyasetçiler, ordu görevlileri ve finans sektörü yetkililerinin adlarının öğrenilebileceği ifade ediliyor.  

Tutukluların, ceza indirimi veya daha rahat hapishane koşulları karşılığında işbirliğine yanaşabileceğine dikkat çekiliyor.

55 kartel liderinin ABD'ye teslim edilmesi için yürütülen gizli operasyonlarda binlerce Meksikalı özel harekatçının görev yaptığı aktarılıyor. 

20 Ocak-2 Mayıs'ta DEA'in direktörlüğünü geçici olarak üstlenen Maltz, "Ajansımızın tarihinde hiç bu kadar çok sayıda kötü adamın Meksika'dan çıkarıldığını görmemiştik" diyor. ABD'ye teslim edilenler arasında paramiliter Zetas uyuşturucu çetesinin liderleri Miguel Angel ve Omar Trevino kardeşlerin de yer aldığını belirtiyor. 

Trump'ın uyuşturucuyla mücadele önlemlerinin artırılmaması halinde gümrük tarifelerini yükseltme tehdidinin, Meksika'nın mahkumları iade etmesinde önemli rol oynadığı yazılıyor. 

Meksikalı yetkililer, devlet başkanı Claudia Sheinbaum'un bu hamleyle "ABD müdahalesinden kurtulduğunu" söylüyor. Uyuşturucuyla mücadele operasyonlarının artırılmaması durumunda Amerikan ordusunun, Meksika'daki fentanil tesislerini ya da kartel liderlerini hedef alan drone saldırıları düzenleyerek ülkeyi "kaosa sürükleyeceğinden" endişelenildiği belirtiliyor.

Kaynaklar, ABD ve Meksika arasında üçüncü bir mahkum transferiyle ilgili görüşmelerin devam ettiğini de bildiriyor. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, New York Times


Sağlığının sorulmasından şikayet eden Trump, elinde iki yara bandıyla görüldü

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Sağlığının sorulmasından şikayet eden Trump, elinde iki yara bandıyla görüldü

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD Başkanı Donald Trump, salı günü yapılan kabine toplantısında medyanın genel sağlık durumunu sorgulamasından duyduğu rahatsızlığı dile getirirken, sağ elinde iki büyük yara bandıyla göründü.

Sağ elinde sürekli görülen morluğu bandaj ve makyajla kapatan başkan, toplantıda medya mensuplarını yönetimi hakkındaki haberleri görmezden gelip fiziksel sağlığıyla ilgili haberler yapmakla suçladı.

Eylül ayındaki manşetlerle alay ettiği anlaşılan Trump "Bir gün basın toplantısı yapmadım. 'Başkanla ilgili bir sorun mu var?' diye yazdınız" dedi. O dönemde internette pek çok kişi başkan günlerce ortalıkta görünmediği için başına kötü bir şey geldiği teorisini ortaya atmıştı.

Dağınık konuşmalarında eski Başkan Joe Biden'dan sık sık bahseden Trump, medyanın Biden'ın olası sağlık sorunlarını haber yapmadığını ve sağlığıyla ilgili endişeleri görmezden geldiğini asılsız şekilde ima etti.

Trump, "Siz delisiniz" diye ekledi.

Bir sorun olduğunda sizde haber veririm. Bir gün olacak, bu hepimizin başına gelecek. Ancak şu anda zihnimin 25 yıl öncesine göre daha açık olduğunu düşünüyorum ama kim bilir.

79 yaşındaki başkan daha sonra, "genel sağlık durumunun mükemmel" olduğunu gösteren son muayene sonuçlarıyla övündü.

Trump, "Bu arada fiziksel muayeneden geçtim, hepsi A, hepsi" diye söze başladı ve ardından mükemmel puan aldığı bilişsel teste girmeyi neden seçtiğini açıkladı.

Trump açıklamalarını yaparken, kabine toplantısının çoğunda yaptığı gibi ellerini masanın altında sakladı.

Ancak ellerini kaldırdığında, makyaj gibi görünen şeyin üzerinde iki büyük yara bandı olduğu görüldü.

Bu yıl Beyaz Saray, halk arasında endişelere yol açmasının ardından Trump'ın elindeki yaygın morlukları açıklamak zorunda kalmıştı.

dfrgt

Başkanın doktoru Dr. Sean Barbabella, bunun aspirin tedavisinin "iyi bilinen ve zararsız bir yan etkisi" olduğunu, tedavinin morarmayı daha belirgin hale getirebileceğini söylemişti.

Barbabella, "Bu durum, sık sık el sıkışma ve standart bir kardiyovasküler hastalık önleme rejiminin parçası olarak alınan aspirinden kaynaklanan hafif yumuşak doku tahrişiyle tutarlı" demişti.

Beyaz Saray ayrıca temmuzda başkana, bacaklardaki damarların kalbe kan göndermede sorun yaşaması ve alt ekstremitelerin şişmesine neden olan bir durum olan "kronik venöz yetmezlik" teşhisi konduğunu açıklamıştı.

Independent Türkçe