Irak Dışişleri Bakanı, İran’a ABD’nin tehdidini iletti

Irak Dışişleri Bakanı, İran’a ABD’nin tehdidini iletti
TT

Irak Dışişleri Bakanı, İran’a ABD’nin tehdidini iletti

Irak Dışişleri Bakanı, İran’a ABD’nin tehdidini iletti

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, 27 Eylül’de sona eren Tahran ziyareti sırasında İranlı yetkililerle ikili ilişkiler ve ABD tehditleri konularını ele alırken, İran Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkan Yardımcısı da Bağdat’ta Iraklı yetkililerle aynı meseleleri görüştü. Hüseyin’in İran liderliğine ‘Irak’ın bu koşullarda sükunet talebiyle birlikte ABD’nin büyükelçiliği kapatma tehdidini ilettiğini’ belirtti.
İki ülke arasındaki görüşmeler, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Iraklı yetkililere, ‘İran’a sadık silahlı gruplar tarafından füze saldırılarına maruz kalması nedeniyle Bağdat’taki Washington Büyükelçiliğini kapatma olasılığı ve Iraklı yetkililerin saldırıların faillerini tutuklamak üzere bir kampanya başlatma imkanı’ hakkında bilgi vermesinin ardından gelişti.
Dışişleri Bakanı’nın Tahran ziyaretinin ayrıntılarını hakim Iraklı kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Hüseyin’in İran liderliğine ‘Irak’ın bu koşullarda sükunet talebiyle birlikte ABD’nin büyükelçiliği kapatma tehdidini ilettiğini’ belirtti.
Kaynağa göre görüşme aynı zamanda, dostça ve açık şekilde yürütüldü ve İran’ın konu hakkında bir anlayışı mevcuttu. Ancak Tahran, İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’nin intikamını almaktan geri adım atmayacağını da vurguladı. Süleymani, Ocak ayının başlarında Bağdat Havalimanı yakınlarında düzenlenen bir ABD saldırısında hayatını kaybetmişti. Hüseyin, Irak- ABD mesajını ‘sessizce’ İran tarafına iletirken, üst üste beşinci günde de Yeşil Bölge’ye füze saldırısı düzenlenmedi. Irak Savunma Bakanı Cuma Hüseyin, 27 Eylül’de İran askeri yetkilisi General Kadir Nizami ile ‘iki ülke arasında askeri alanlarda ortak işbirliği ve koordinasyon umutlarını’ ele aldı. Savunma Bakanı, kriz şartlarında değil, normal koşullarda ülkeler arasında tartışma konusu olabilecek bu ifadelerden başka açıklamada bulunmadı.
Görevlerinden birinin de ‘Irak’ta İran’a yakın olan tarafları sakin ve itidalli olmak için bilgilendirme’ olduğunu söyleyen İranlı askeri yetkili İran’ın Irak’a verdiği mesaja ise değinmedi. Aksine mesaj,  İran Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani aracılığıyla Tahran’dan geldi.
Genel Sekreter Ali Şemhani, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Irak Dışişleri Bakanı ile yapılan görüşmelerde, Irak’ta istikrarın ve kalıcı güvenliğin sağlanmasının, dini otoritenin yönelimlerinin desteklenmesinin, İran İslam Cumhuriyeti’nin Irak’a yönelik kalıcı ve tutarlı politikası olduğu belirtildi” dedi.
Şemhani, yabancı güçleri Irak’tan kovmanın, Suleymani’nin ölümünden sorumlu olanlar için en az ceza olduğunu vurguladı. İran’da hükümet ajansı olan İran Öğrenci Haber Ajansı’nın (ISNA) haberine göre görüşmelerde, ikili bölgesel ve uluslararası meseleler ele alındı. Şemhani, Irak’a ‘ikili anlaşmaların etkinleştirilmesini hızlandırma’ çağrısı yaparken, kapsamlı bir işbirliği yolunda başarılı bir model sunmak için ilişkiler düzeyini geliştirmenin yanı sıra stratejik önemin ele alındığını vurguladı.
Şemhani, Süleymani’nin öldürülmesini ‘devlet terörizminin açık bir örneği’ olarak nitelerken, ‘Süleymani’yi öldürmekten sorumlu olanlar için en az cezanın Irak başta olmak üzere, bölgeden derhal çıkış’ olduğunu ifade etti. ABD güçlerine atıfta bulunan Ali Şemhani, “Bölge ülkeleri için istikrar endüstrisinin harekete geçirilmesi, bölge dışından gelen kuvvetlerin müdahalesi olmaksızın diyaloğa ve bölgesel işbirliğine tabidir. Irak hükümetinden en az beklediğimiz şey, uluslararası forumlarda suikastı ciddi şekilde takip etmektir” ifadelerini kullandı.
Diğer taraftan Yeşil Bölge’deki ABD Büyükelçiliği yakınlarında füze saldırıları durgunluk yaşarken, ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonun konvoyları hedef alınmaya devam etti. Irak Güvenlik Basın Odası, 27 Eylül’de Irak’ın güneyindeki Dikar bölgesinde ABD önderliğindeki DEAŞ örgütüne karşı uluslararası koalisyon güçlerinin askeri konvoyunu hedef alan bombalı bir saldırı gerçekleştirildiğini duyurdu.
Hücre, yaptığı açıklamada “Uluslararası Koalisyon güçlerinin ekipmanlarını taşıyan bir konvoy, Irak’ın güneyindeki Dikar bölgesinin el-Batha kasabasında bir patlamaya maruz kaldı” diyerek, ‘patlamanın, konvoyun tekerleklerinden birine zarar verdiğini, ancak konvoyun amaçlanan yöne doğru ilerlemeye devam ettiğini’ söyledi.
ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği, gelecek iki gün boyunca neden olacağı gürültü dolayısıyla ‘Yeşil Bölge’ kapsamında kalan çevre alanlardaki gelişmeler dolayısıyla şimdiden özür diledi. Büyükelçilik, yayınladığı bir bildiride, ‘”Gelecek iki gün boyunca ABD Büyükelçiliği, acil durum ekipmanları ve prosedürlerini içeren bir dizi test gerçekleştirecek. Bu tatbikatlar yapılırken büyükelçiliğin çevresindeki alanlarda yaşayan sakinler tarafından tehlike uyarıları, sirenler ve diğer gürültü türleri duyulacaktır. Bu nedenle, büyükelçilik oluşabilecek rahatsızlıklardan dolayı özür diler” ifadelerine yer verdi.



İnsani krizler karşısında Sudan'ı desteklemeye yönelik uluslararası çabaların artırılması

Uluslararası yardımların bir parçası (Şarku’l Avsat)
Uluslararası yardımların bir parçası (Şarku’l Avsat)
TT

İnsani krizler karşısında Sudan'ı desteklemeye yönelik uluslararası çabaların artırılması

Uluslararası yardımların bir parçası (Şarku’l Avsat)
Uluslararası yardımların bir parçası (Şarku’l Avsat)

Sudan'da devam eden insani kriz ve ülke içinde ve komşu ülkelerde nüfusun artan temel ihtiyaçları ışığında, 2023 yılında çatışmaların patlak vermesinden bu yana devam eden zor durumunda Sudan halkına destek sağlamaya yönelik uluslararası çabaların önemi artıyor.

Raporlar, Sudan'ın, özellikle ülke içinde ve dışında savaştan etkilenen insanların ve mültecilerin sayısının artmasıyla birlikte gıda, sağlık, barınma ve eğitim dahil olmak üzere acil insani yardıma ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.

İnsani yardım kuruluşları

Geçtiğimiz yıl boyunca insani yardım kuruluşları Sudan genelinde 15,6 milyondan fazla insana 1,8 milyar dolarlık destekle ulaştı. Sağlanan yardımlar arasında 13 milyondan fazla insan için gıda ve geçim desteğinin yanı sıra su, sanitasyon, hijyen, sağlık, beslenme ve barınma yardımı da yer aldı.

Komşu ülkelerde faaliyet gösteren insani yardım kuruluşları bir milyondan fazla kişiye gıda, yarım milyon kişiye tıbbi destek ve 800 binden fazla kişiye koruma hizmetleri sağlayarak hayat kurtarıcı yardımlarda bulundu.

Kötüleşen koşullar

Bu bağlamda Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), insani krizin başlangıcından bu yana Sudan'a destek sağlıyor. Suudi Arabistan, Nisan 2023'te krizin patlak vermesinden önce daha sürdürülebilir müdahaleler uygulamaya yönelen Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi'nin (KSrelief) çabalarının bir parçası olarak, birçok coğrafi alana ve insani sektöre dağıtılan 132 milyon dolarlık insani yardım da dâhil olmak üzere Sudan'a 3 milyar dolardan fazla destek sağladı.

KSrelief, çatışma nedeniyle kötüleşen insani durumun bu kazanımları heba ettiğini, bunun da KSrelief’i acil yardım sağlamak için geri dönmeye zorladığını ve Nisan 2023'ten bu yana Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer insani yardım kuruluşlarıyla iş birliği içinde 73 milyon dolardan fazla maliyetle 70'ten fazla insani yardım projesi uyguladığı Sudan'daki ihtiyaç alanlarındaki çabalarını iki katına çıkardığını açıkladı.

Kalkınma projeleri

BAE Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan son istatistikler, BAE'nin 2014-2025 yılları arasında 3,5 milyar dolar değerinde insani yardım ve kalkınma yardımı sağladığını ortaya koyarken, 2023'te çatışmanın patlak vermesinden bu yana 600,4 milyon dolar tahsis edildi. Bu yardımlardan iki milyondan fazla kişi doğrudan faydalandı.

defd
Sudan'a yönelik Suudi yardımı hava yoluyla ulaştırıldı. (Şarku’l Avsat)

Bu çabaların bir parçası olarak BAE, Şubat 2025'te Addis Ababa'da düzenlenen Sudan için Üst Düzey İnsani Yardım Konferansı'nda 200 milyon dolar taahhüt etti. BAE ayrıca 162 uçak ve bir deniz sevkiyatı aracılığıyla, 6 bin 388 tonu Sudan içinde ve 280 tonu tıbbi yardım olmak üzere 12,6 bin ton gıda, sağlık ve yardım malzemesi dahil olmak üzere yardımların ulaştırılmasına katkıda bulundu.

Sudanlı mültecileri desteklemek üzere Çad'a 6 bin ton ve Uganda'ya 200 ton gönderildi. Ayrıca bir sağlık merkezine destek sağlandı, 3 su kuyusu açıldı ve 10 sağlık tesisi inşa edildi. BAE ayrıca, Güney Sudan'daki mültecilere 300 ton yardım sağladı.

Sağlık sektörü

Sağlık sektöründe BAE, Çad'da 90 bin 889'dan fazla hastaya tıbbi hizmet sağlayan iki sahra hastanesi kurdu ve Güney Sudan'ın Bahr el-Gazal eyaletinde bir hastane açtı. Ayrıca 14 Sudan eyaletinde 127 sağlık tesisi desteklendi.

İstatistikler, BAE'nin Sudan'da faaliyet gösteren BM kurum ve kuruluşlarına 70 milyon dolar, komşu ülkelerdeki Sudanlı mültecilere de 30 milyon dolar sağladığını gösterdi. Buna Dünya Gıda Programı (WFP) için sağlanan 25 milyon dolar da dahil.

csdvfgt
BAE yardımı, Sudan'da mağdur olanlara yardım etmek için çeşitli kalemler içeriyor. (WAM)

Söz konusu mali katkılar şöyle: WFP’ye 25 milyon dolar, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (UNHCR) 20 milyon dolar, Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) 8 milyon dolar, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) 7 milyon dolar, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) yaklaşık 5 milyon dolar ve Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’ne (OCHA) yaklaşık 5 milyon dolar.

Ek destek

BAE ayrıca, krizden etkilenen Sudanlı mülteci kadınlar için WHO’ya 3 milyon dolar, UNHCR'ye 3 milyon dolar, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'na (UNFPA) 2 milyon dolar, Kadın Barış ve İnsani Yardım Fonu'na 2 milyon dolar ve Çad'daki Toplumsal Cinsiyete Dayalı Müdahale Programı'na 250 bin dolar olmak üzere 10,25 milyon dolar değerinde ek destek sağladı.

Eğitime destek bağlamında BAE, UNICEF ile Çad'daki Sudanlı mültecilerin eğitimine 4 milyon dolar destek sağlamak üzere bir anlaşma imzaladı.

Bu çabalar, Sudan'ın hem ülke içinde hem de mülteci kamplarında milyonlarca insanın yaşam koşullarının kötüleştiği bir ortamda, insani krizi hafifletmek için daha koordineli bir uluslararası desteğe ihtiyacı olduğunu vurguluyor.