Şeyh Sabah el-Ahmed: Sade yaşamı ve hüzün dolu bir aile hayatı

Şeyh Sabah el-Ahmed (sağda), Veliaht Prens Şeyh Nevvaf es-Sabah ile bir gezisi sırasında
Şeyh Sabah el-Ahmed (sağda), Veliaht Prens Şeyh Nevvaf es-Sabah ile bir gezisi sırasında
TT

Şeyh Sabah el-Ahmed: Sade yaşamı ve hüzün dolu bir aile hayatı

Şeyh Sabah el-Ahmed (sağda), Veliaht Prens Şeyh Nevvaf es-Sabah ile bir gezisi sırasında
Şeyh Sabah el-Ahmed (sağda), Veliaht Prens Şeyh Nevvaf es-Sabah ile bir gezisi sırasında

Kuveytliler, Şeyh Sabah el-Ahmed el-Cabir es-Sabah'ı doğal ve sade yaşantısıyla hayat süren bir Kuveyt Emiri olarak uzun süre hatırlayacaklar. Şeyh Sabah, siyasi ve diplomatik çalışmalarla dolu bir hayata rağmen lüks ve resmiyetten uzak, sade bir hayatı tercih etmişti.
Sıradanlık ve samimiyet merhum Emir Şeyh Sabah’ın kişiliğinin önemli bir parçası haline gelmişti. Bu sayede halkının gönlüne girmeyi başaran Şeyh Sabah, protokol, zenginlik ve güç farkları gözetmeksizin sadeliği ve doğallığı ile halkın arasına karışıyordu.
Şeyh Sabah’ın bu yaklaşımı, divanları, evleri, cenaze evlerini ve düğün salonlarını resmi protokoller olmaksızın yaptığı ziyaretlerinde halkın sıkça şahit olduğu bir durumdu. Kuveytlilerin hafızasında, Şeyh Sabah’ın aniden bir cenaze evine girip ölenin yakınına başsağlığı dilemesi veya bir düğüne katılıp çiftlerin nikahlarında şahit olması gibi anlamlı hatıralar var. Ayrıca, özellikle Ramazan ayı boyunca çeşitli topluluk merkezlerine sık sık yaptığı ziyaretleriyle biliniyor. Bunlar arasında, kıraathaneler, el-Kalalif Topluluğu, Kuveyt Balıkçılar Federasyonu, popüler Kıble Kahvehanesi ve el-Vatiyye Balıkçılar Topluluğu gibi mesleklere ait meclislere yaptığı ziyaretler de yer alıyor.
Kuveyt Emiri, iktidardaki ailesinin üst düzey yetkililerine rağmen sık sık meclisteki eski bir arkadaşına veya ilmi ve edebi bir kişiye yaklaşarak ve hatıra fotoğrafları çektirerek bazı  protokollere uymuyordu. 
Şeyh Sabah’ın yaklaşımı sayesinde, iyi niyet ve uzlaşma koşulları henüz tamamlanmamış taraflar arasında samimi bir uyum ve anlaşma niyeti taşıyan pek çok açıklama yayınlandı. Kuveyt Emiri’nin bu yaklaşımı tarafların yumuşamasını sağlıyordu.
Dünyanın en zengin insanlarından biri olarak kabul edilen Kuveyt Emiri Şeyh Sabah, sadeliğe olan sevgisi ve lüksten kaçındığı için tatilini dünyadaki tatil beldelerinde lüks yaşamın koşuşturmacasından uzakta geçirerek tatil yeri olarak kendisine Somali'yi seçerdi. Kuveytli gazeteci Yusuf el-Casim’e (Kuwait Airways'in şu anki yönetim kurulu başkanı) verdiği televizyon röportajında, Somali'yi seçtiğini şu ifadelerle açıklıyor:
“Gösterişten uzak, bir bakan olsanız bile kandura (Körfez'de geleneksel bir erkek kıyafeti) giymek zorunda olmadan seçtiğiniz herhangi bir giysiyle gidebileceğiniz tek ülke. Ayrıca kimse size hesap soramaz.”
Şeyh Sabah, Somali'de güvenlik ve istikrarın çökmesinin ardından her yıl tatilinin birkaç gününü balık tuttuğu Salale yakınlarındaki küçük bir köyde geçirerek Umman sahiline doğru yola çıkardı.
Şeyh Sabah el-Ahmed’in oltayla balık tutmayı çok sevdiği biliniyor. Anlatılanlara göre, Şeyh Sabah bir gün açık denizde balık avlarken oltayı çektiğinde kancanın ucuna bir balık ağı takıldığını ve ağın balıkla dolu olduğunu farkediyor. Boş bir su şişesine bir miktar para koyarak sıkıca kapatıp sahiplerine tazminat olarak kafese koyduğu anlatılıyor.
Bir açıklamasında, hayattaki felsefesinin her zaman sade ve sağlıklı yaşamak olduğunu belirten Şeyh Sabah, "Ben her zaman bu yöntemi kullanıyorum ve kimseye parasının cazibesine kapılmamasını veya onun tarafından aldatılmamasını tavsiye ediyorum. Bütün bunlar ona hiçbir konuda yardımcı olmuyor. Ona fayda sağlayan şey, iyi niyetleri ve kendisi ve diğer insanlara karşı olan samimiyetidir” diyor.

Hüzünle dolu bir aile hayatı
Şeyh Sabah el-Ahmed 16 Haziran 1929'da başkent Kuveyt'in kuzeybatısındaki el-Cehra şehrinde doğdu ve çocukluğunu dayıları Al el-Ayyar'ın himayesinde bir çiftçi köyü olan Cehra'da geçirdi. Annesi Münire Osman es-Said el-Ayyar tek kardeşti ve yetim kaldığı için amcası Mübarek el-Hamad el-Ayyar’ın himayesinde büyümüştü.
Şeyh Sabah, dört yaşındayken başkent Kuveyt'teki Seyf Sarayı'na taşındı ve burada kardeşi Şeyh Cabir el-Ahmed ile Şeyh Cabir'in annesi Şeyha Bibi es-Salim es-Sabah'ın gözetiminde büyüdü. Gençliğinin ilk yıllarında, yirminci yüzyılın kırklı yıllarında, babasının amcası Ahmed el-Cabir es-Sabah'ın kızı Şeyha Fettuh es-Selman el-Hamud es-Sabah ile evlendi.
Karısı Irak'ın Kuveyt'i işgalinden önce öldü. Şeyh Sabah karısının ölümünden sonra bir daha evlenmedi. Şeyha Fettuh’tan olan kızı Selva, 2002 yılında meme kanserinden öldü. Ayrıca Şeyh Sabah’ın, en büyüğü Şeyh Nasır, ardından Hamad ve 1969'da bir kazada genç yaşta ölen Ahmed olmak üzere üç oğlu vardı.
Merhum Emir Şeyh Sabah, önce annesini erken yaşta kaybetti. Ardından onu yetiştiren ikinci annesinin ölümü ve eşi Şeyha Fattuh es-Selman'ın ölümü onu büyük bir hüzne boğdu. Eşinin ardından evlenmeyen Şeyh Sabah, daha sonra sonra oğlu Ahmed'in ölümü ve arkasından tek kızı olan Selva’nın ölümüyle sarsıldı.



Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

TT

Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Katar'ın el-Udeyd Hava Üssü’ne yönelik füze saldırılarına rağmen Katar'ın İran ve İsrail arasında ateşkes anlaşmasına varılması için yoğun çaba sarf ettiğini açıkladı.

Doha'yı ziyaret etmekte olan Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Al Sani şu ifadeleri kullandı: “Ateşkes konusuyla ilgili olarak Katar devleti, ateşkesin istikrarını sağlayacak bir anlaşmaya varmak için Katar Emiri Şeyh Temim'in hem ABD tarafı hem de İran Cumhurbaşkanı ile gerçekleştirdiği temaslar aracılığıyla büyük çaba sarf etti… Bu sürecin başarısı nihayetinde ilgili tarafların iradesine ve kararlılığına bağlıdır.”

Al Sani, Katar Emiri'nin İran Cumhurbaşkanı ile yaptığı bir telefon görüşmesini de açıklayarak şunları söyledi: “Sayın Emir, İran Cumhurbaşkanı ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve bu görüşmede Katar'ın komşu bir ülke olarak her zaman bölgenin güvenlik ve istikrarını korumaya çalıştığını vurguladı.”

sdfrgt
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani (DPA)

Al Sani, “Durumu alevlendirmeyi amaçlayan tüm girişimlere rağmen Katar olayları akıllıca ele almaya devam edecektir” dedi.

Bununla birlikte, İran'ın Katar'a yönelik füze saldırısının ülkenin egemenliğinin ihlali olduğunu vurguladı. Al Sani, “Yaşananlar Katar devletinin egemenliğinin ihlalidir ve bu kabul edilemez; ülkenin güvenliğini ve egemenlik haklarını korumak için uluslararası hukuk ve kabul edilen sözleşmeler uyarınca gerekli hukuki ve siyasi tedbirler alınacaktır” şeklinde konuştu.

Al Sani, İran ile İsrail arasındaki ateşkesin önemini vurgulayarak, ABD ve İran'ı müzakere masasına geri dönmeye çağırdı. Al Sani, “Ateşkesin kararlaştırıldığı şekilde devam edeceğini umuyor ve Katar devletinin her zaman istediği kapsamlı bir diplomatik çözüme ulaşmak için ABD ve İran taraflarını müzakere masasına dönmeye çağırıyoruz” ifadesini kullandı.

Al Sani sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm tarafların çıkarlarını garanti altına alan adil bir anlaşma çerçevesinde, nükleer silahlardan arındırılmış, güvenli ve istikrarlı bir bölge için çalışmanın önemine inanıyoruz. İran'ın da komşu bir ülke olarak anlayış ve yapıcı bölgesel iş birliği çerçevesinde güvenlik, istikrar ve büyüme arzusunda olduğunu yineliyoruz.”

Al Sani, “Bölgedeki olayları her zaman sorumluluk ruhu ve bilgelik gözüyle ele almalıyız. İsrail'in bölgeye ve İran'a yönelik tekrarlanan saldırganlığı gerilimin daha da artmasına yol açmakta ve bölgedeki istikrarsızlık durumunu daha da kötüleştirmektedir. Bu düşmanca yaklaşımın devam etmesi bölgeyi daha karmaşık ve tehlikeli yollara sürüklemekte ve bölgesel barış ve güvenliği önemli ölçüde tehdit etmektedir” ifadelerini kullandı.

Katar'ın hava savunma sistemlerinin İran füzelerine karşı gösterdiği başarı konusunda ise Al Sani şunları söyledi: “Katar'ın bugün açıkça teyit ettiği mesaj, güvenliğini korumak, topraklarını ve halkını savunmak için tam kapasiteye sahip olduğudur. Katar Silahlı Kuvvetleri etkinliğini ve yüksek hazırlık düzeyini kanıtlamış ve herkese Katar devletinin kendisini, vatandaşlarını ve topraklarında yaşayanları tam güç ve yeterlilikle savunabileceği yönünde güçlü bir mesaj göndermiştir.”

Katar Silahlı Kuvvetleri’nin ‘söz konusu saldırıya karşı koymada kahramanca bir hareket’ sergilediğini ve düşman füzelerinin biri hariç hepsini durdurup düşürdüğünü belirten Al Sani, “Bu performans silahlı kuvvetlerimizin sahip olduğu yüksek hazırlık ve profesyonellik düzeyini yansıtmakta ve anavatanın güvenlik ve egemenliğini yetkinlikle koruma kabiliyetlerini teyit etmektedir” dedi.

Al Sani ayrıca, İsrail'in Lübnan topraklarına yönelik saldırılarını da kınayarak şunları söyledi: “İsrail'in ateşkesi sürekli ihlal etmesini ve Lübnan'ın egemenliğine yönelik saldırılarını açık ve kesin bir dille kınıyoruz… Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ni sorumluluklarını yerine getirmeye ve İsrail'in bölgenin istikrarını tehdit eden bu sorumsuz hareketlerini durdurmaya çağırıyoruz.”