Yürüyüş devam ediyor... Kuveyt bir Emir’ini son yolculuğuna uğurlarken diğer Emir’ini karşılıyor

Kuveyt Emiri dün Ulusal Meclis merkezinde yemin etti (Reuters)
Kuveyt Emiri dün Ulusal Meclis merkezinde yemin etti (Reuters)
TT

Yürüyüş devam ediyor... Kuveyt bir Emir’ini son yolculuğuna uğurlarken diğer Emir’ini karşılıyor

Kuveyt Emiri dün Ulusal Meclis merkezinde yemin etti (Reuters)
Kuveyt Emiri dün Ulusal Meclis merkezinde yemin etti (Reuters)

Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, vatandaşlarına ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklarla mücadelede birlik olma çağrısında bulundu. Şeyh Nevvaf’ın bu çağrısı salı günü akşamı ABD’de hayatını kaybeden Kuveyt’in bir önceki Emiri Sabah el-Ahmed el-Cabir es-Sabah’ın naaşının ülkeye getirilip Suleybihat Kabristanı’na defnedilerek son yolculuğuna uğurlandığı sırada geldi.
Şeyh Nevvaf el-Ahmed ülkenin kalkınması, istikrarı ve güvenliği için çalışacağına dair taahhütte bulundu. Yeni Kuveyt Emiri anayasa hükümleri uyarınca Ulusal Meclis’in önünde yemin ettikten sonra yaptığı açıklamada “Kuveyt uzun tarihi boyunca büyük zorluklara ve şiddetli sıkıntılara maruz kaldı ve biz bunların hepsini işbirliği ve dayanışma içerisinde aşmayı başararak Kuveyt gemisini güvenli bir şekilde yürüttük” ifadelerini kullandı.
Şeyh Nevvaf “Kıymetli vatanımız bugün hassas koşullar ve ciddi zorluklarla karşı karşıya. Kuveyt’in ve sadık halkının iyiliği ve yükseltilmesi için bunları ancak safları birleştirip hep birlikte samimiyetle çaba göstererek aşıp sonuçlarından kurtulabiliriz” dedi.
Şeyh Nevvaf Ulusal Meclis’in önünde yaptığı konuşmanın devamında şu ifadeleri kullandı:
“Ebedi sembollerimizden yüce sembolümüz ahiret diyarına göçtü. Vatanına, halkına ve ümmetine çok şey sundu. Arkasında yerel, Arap, İslami ve uluslararası düzeyde unutulmaz başarılar ve işlerle dolu zengin bir miras bıraktı. Kıymetli Kuveyt’imize ve Kuveyt’in şerefli halkına duyduğu sevgiyi yansıtan, bizim için yol gösterici bir ışık ve sağlam bir yol olmaya devam edecek olan isabetli yönlendirmelerini ve babacan tavsiyelerini tüm gurur ve ilgiyle anıyoruz. Anayasamız ve demokratik yaklaşımımızla gurur duyduğumuzu ve hukuk devleti olarak Kuveyt’imiz ve kurumlarımızla iftihar ettiğimizi vurguluyoruz. Kuveyt toplumumuzun aşina olduğu tek aile ruhunu ve köklü ilkesel değerlerimize bağlılığımızı somutlaştırmak istiyoruz. Umutlu ve hırslı bir şekilde büyük sorumluluğu üstlendiğim sırada Kuveyt’in ve şerefinin yüceliğini korumak, ülkenin güvenliğini ve istikrarını sağlamak ve halkın haysiyeti ile refahını garanti altına almak için Kuveyt’in sadık halkının desteği ile donatılmış bir şekilde elimden gelen her şeyi yapacağıma dair Allah’a, Kuveyt halkına ve sizlere söz veriyorum.”
Diğer taraftan Kuveyt Ulusal Meclis Başkanı Merzuk Ali el-Ganim, merhum Emir Şeyh Sabah el-Ahmed’i “Kuveyt gemisinin mahir kaptanı ve Kuveyt Devleti’nin dengesini ve sağduyusunu koruyan ve ağır siyasi kasırgalar ve bunların peş peşe gelen dalgalarından etkilenmeden konumunu ve ağırlığını güçlendiren bir komutan” olarak nitelendirdi.
Şeyh Nevvaf’ın Ulusal Meclis önündeki yemin töreni sırasında konuşma yapan Ganim “Dün, babamız, liderimiz ve anayasamızın koruyucusu olan emirimizin ölüm haberini almak bizleri perişan etti. Onun ölüm haberi Kuveyt’i kalbinden vuran ve temellerinden sarsan bir deprem haberiydi” dedi.
Ganim merhum Emir’i “eylem anında sakinliğini koruyan, sabır gösterilmesi gereken bir zamanda acele etmeyen, kararlılık gösterilmesi gereken zamanlarda ise işi ağırdan almayan, olayların yaralarını olgunluk ve tecrübeyle saran, büyük problemlerle ihtiyatlı bir şekilde baş eden ve artan gelişmeleri sakin ve güvenle özdeşleştiren bir lider” olarak tanımladı.
Ganim Kuveyt’in yeni Emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed’e hitaben “Kuveytliler seni biliyor… Sağduyu ile tevazu ve kararlılık ile büyük kalp arası bir karışım” dedi.
Ganim konuşmasında şunları kaydetti:
“Burada, halkın temsilcileri önünde anayasa yemininin ardından, hayırlı döneminizin açılışını yapıyorsunuz. Bu; sizlerden önce gelenlerin inşa ettiği adalet, akıl ve fikir yolunu tamamladığınız bir dönem, Kuveytlilerin adalet, özgürlük, refah ve kalkınmanın tadını çıkardığı bir dönem, yasanın büyükler ve küçükler için geçerli olduğu bir dönem, ne yozlaşmış bir kimsenin yolsuzluğunun ne üçkâğıtçı birinin yaptıklarının ne de vatanın aleyhine kazanç sağlayan bir kişinin kazançlarının tadını çıkardığı bir dönem.”

Merhum Emir son yolculuğuna uğurlandı
Kuveytliler dün 91 yaşında hayatını kaybeden Emirleri Şeyh Sabah el-Ahmed’in naaşının ABD’den uçakla ülkeye getirilişini izledi. Şeyh Sabah geçtiğimiz Temmuz ayından beri ABD’deki hastanelerden birinde tedavi görüyordu. Merhum emirin Kuveyt bayrağı ile kaplı naaşı havaalanında uçaktan indirildi. Burada ülkenin yeni emiri tarafından karşılanarak kabul edildi. Görevliler tarafından taşınan naaşı daha sonra ambulansa yerleştirildi.
Bunun ardından Bilal bin Rabah Camisi’nde cenaze namazı kılındı ve naaşı defnedilmek üzere Suleybihat Kabristanı’na götürüldü.
Cenaze töreni, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) yüzünden alınan önlemler eşliğinde gerçekleştirildi. Törene katılanlar maske takmaya özen gösterdi ve cenaze namazı sosyal mesafe kuralına uygun bir şekilde kılındı. Cenaze törenine katılanlar merhum Emir’in ailesi ile sınırlandırıldı.
Cenaze törenine bir dizi akrabanın yanı sıra Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Şeyh Seyf bin Zayed Al Nahyan da katıldı.
Şeyh Sabah, 2006 yılında Kuveyt’i yönetmeye başlamıştı ve 50 yıldan fazla bir süre ülkenin dış politikasına liderlik etmişti. Şeyh Sabah el-Ahmed Temmuz ayında Kuveyt’te ameliyat olduktan sonra tedavi görmek üzere yine aynı ay içerisinde ABD’ye gitmişti.

Şeyh Nevvaf… Yürüyüşün tamamlanması
Kuveyt’in yeni Emiri’ne gelince, Şeyh Nevvaf el-Ahmed merhum kardeşine oldukça bağlıydı. Şeyh Nevvaf el-Ahmed, merhum Emir’in 7 Şubat 2006 tarihinde çıkardığı bir kararla 14 yıl boyunca Veliaht Prens olarak görev yaptı.
Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, 25 Haziran 1937 yılında Kuveyt’in Feric eş-Şuyuh (şu anda Müsenna Kompleksi) bölgesinde doğdu. Kuveyt’in 10’uncu lideri Şeyh Ahmed el-Cabir el-Mübarek es-Sabah’ın (1921 ile 1950 yılları arasında Kuveyt’i yönetti) altıncı oğlu ve Kuveyt hükümdarlarından ikisinin de üvey kardeşidir. Şeyh Cabir el-Ahmed 1977 - 2006 yılları arasında Kuveyt’in 13’üncü Emiri, Şeyh Sabah el-Ahmed de 2006 ve 2020 yılları arasında Kuveyt’in 15’inci Emiri olarak görev yapmışlardı.
Şeyh Nevvaf, Desman Sarayı Hükümet Konağı’nda yaşadı ve büyüdü. Hamada, Şark, En-Nekra ve ardından Eş-Şarkiyye El-Mübarekiyye gibi Kuveyt’in farklı okullarında eğitim gördü.
Siyasi çalışmaları, Kuveyt’in bağımsızlığını ilan ettiği 1960’lı yılların başında başladı. Merhum Şeyh Abdullah es-Salim, Şeyh Nevvaf’ı 21 Şubat 1961 yılında Havalli valisi olarak atadı. Nevvaf bu pozisyonda 19 Mart 1978’e kadar 16 sene boyunca çalıştı. 1978 yılında Şeyh Nevvaf İçişleri Bakanı olarak atandı ve bu mevkide de 10 sene boyunca kaldı. Şeyh Nevvaf el-Ahmed modern hali ve farklı yönetimiyle Kuveyt İçişleri Bakanlığı’nın asıl kurucusu sayılıyor. 1978 yılının Mart ayından 1988 yılının Ocak ayına kadar ve 2003 yılından 2006 yılının Şubat ayına kadar olmak üzere iki defa İçişleri Bakanlığı görevini yürüttü. Şeyh Nevvaf, İçişleri Bakanı olarak görev yaptığı süre boyunca bu kurumu ülkenin karşı karşıya olduğu güvenlik zorluklarını aşmak için modernize etti.
Şeyh Nevvaf el-Ahmed 1988-1991 yılları arasında Savunma Bakanı olarak görev yaptı. Görev yaptığı sırada Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesine (2 Ağustos 1990 - 28 Şubat 1991) tanıklık etti.
Kuveyt özgürlüğüne kavuştuktan sonra ilk hükümetin kurulmasıyla birlikte Şeyh Nevvaf, 1991 yılının Nisan ayında Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı’na atandı. Daha sonra 1994’te Ulusal Muhafızlar Başkan Yardımcısı oldu ve 2006’da veliaht prens olana dek 2003 yılında tekrar İçişleri Bakanlığı’nda çalışmaya başladı.
Şeyh Sabah el-Ahmed, 29 Ocak 2006 tarihinde sağlık durumu kötüleştiği için görevden ayrılan Şeyh Saad el-Abdullah es-Salim es-Sabah’ın yerine göreve geldikten sonra 7 Şubat 2006’da bir kararname çıkararak Şeyh Nevvaf el-Ahmed’i veliaht prens olarak atamıştı. 20 Şubat 2006 yılında Ulusal Meclis Şeyh Nevvaf’ı veliaht prens olarak kabul etmişti.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.