Katyuşa saldırıları ve türevleri açıktan kınanıyor, gizlice destekleniyor

Katyuşa saldırıları ve türevleri açıktan kınanıyor, gizlice destekleniyor
TT

Katyuşa saldırıları ve türevleri açıktan kınanıyor, gizlice destekleniyor

Katyuşa saldırıları ve türevleri açıktan kınanıyor, gizlice destekleniyor

Irak’ın başkenti Bağdat’ın batısındaki Rıdvaniyye bölgesinde önceki gün bir aileden 5 kişinin hayatını kaybettiği bombalama başta olmak üzere İran destekli silahlı grupların düzenlediği rastgele saldırılar ve bombalama eylemleri düzenliyor. Saldırılara yönelik halkın ve resmi makamların dile getirdiği memnuniyetsizliğe ve öfkeye rağmen, bu gruplar haydutça eylemlerine birçok yerde devam ediyor. Iraklı yetkililer ise bu grupları caydırma ve Ağustos ile Eylül aylarında zirveye ulaşan eylemlerine son verme noktasında yetersiz kalıyor.
Bazı güvenlik kaynakları, bu grupların katyuşa füzeleri ile Yeşil Bölge’ye ve ordu üslerine, el yapımı patlayıcıyla da uluslararası koalisyona ait lojistik destek konvoyuna düzenlediği saldırılar gibi en az 100 eylem gerçekleştirdiğini belirtiyor. Iraklı kaynaklar, Şii partiler arasında saldırıları destekleyenlerle karşı çıkanlar arasında açık bir bölünme yaşandığını, bazılarının açıktan bu saldırıları kınamasının da bu iddiayı desteklediğine dikkat çekiyorlar.
Kaynaklar, neredeyse her gün yabancı büyükelçiliklere, Bağdat Havalimanı’na ve uluslararası koalisyon konvoylarına saldırılar düzenleyen ‘kimliği belirsiz’ grupların saldırılarının, etkili Şii siyasi gruplarda ve Şiilerin büyük bir kesiminde, ülkeyi tehlikeye attığı ve Irak’ın bölgesel ve uluslararası ilişkilerini tehdit ettiği konusunda görüş birliği olduğunu belirtiyorlar.
Geçtiğimiz haftalarda Şii siyasi gruplardan Davet, Sadr Hareketi, Fazilet ve hatta Haşdi Şabi çatısı altında İran ile bağlantılı birçok grubu bulunan Fetih Koalisyonu, özellikle Washington’un Bağdat’taki Büyükelçilik çalışmalarını durdurmasından bahsetmesinin ardından kontrol dışı grupların saldırıları için kınama mesajları yayınladılar.
Iraklı yetkililerin bu saldırıları hangi grupların gerçekleştirdiğini halen bilmemesi ve Şiilerin bu gruplara karşı açık bir şekilde pozisyon alması, belki muğlak Irak sahnesiyle ilgili soru işaretlerine yol açabilir. Ancak halkın büyük çoğunluğu Iraklı yetkililerin ve Şii siyasi grupların, bu eylemlerin kimler tarafından gerçekleştirdiğini çok iyi bildikleri hususunda şüphe duymuyor. Bu gruplar ise genellikle İran dini lideri Ali Hamaney’e ideolojik ve eylem yönünden bağlı ve ‘velayet’ grupları ile bağlantılı “hedefleri, yönelimleri ile bilinen gruplardır.”
Bazıları ise, “Katyuşa füzesi ve el yapımı patlayıcıyla saldırı düzenleyen bu grupların, Meclis’te az sayılamayacak ölçüde temsil hakkı bulunan milislerin ve siyasi güçlerin ön cephesi konumunda” olduğundan şüphe etmediklerini belirtiyorlar.
Buradan hareketle, İslamcı Şii gruplar arasında katyuşa ve türevi saldırılara karşı tavır alma konusunda açık bir şekilde görüş birliğinin oluşması, muhtemelen İran tarafından sınırları özenle çizilen ve ABD’yi Irak’ı terk etmeye zorlamayı hedefleyen rol değişiminde “bardağın dolu” kısmını temsil ediyor.
Bağdat Havalimanı’na yönelik haftalardır tekrarlanan saldırılar kapsamında, haydut grupların Bağdat Havalimanı yoluna tuzakladıkları el yapımı patlayıcı, dün Yeşil Bölge istikametinde giden sivil bir beyaz aracın geçişi sırasında infilak etti. Olayda can kaybı yaşanmazken, araçta maddi hasar meydana geldi.
Havalimanı haberini duyuran Güvenlik Medya Ağı’nın açıklamasında göre, önceki gün bu gruplar, ülkeden çekilen uluslararası koalisyona ait teçhizatları taşıyan, Iraklı nakliye şirketlerine ait ve Iraklı vatandaşların kullandığı tırlardan oluşan konvoyu hedef aldı.
Açıklamada, bir başka konvoy ise Babil Emniyeti’nin bölgesinde bulunan 15 ve 16’ıncı köprülerin arasındaki alanda saldırıya uğradı. Can kaybına ilişkin bilgi verilmezken, konvoyun belirlenen güzergaha doğru seyir halinde olduğu belirtildi.
Füze ve el yapımı patlayıcılarla düzenlenen saldırılar son günlerde kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor. Halk bu tür saldırıları “terör örgütü DEAŞ’ın düzenlediği eylemlerden daha az tehlikeli olmayan açık bir terör eylemi” şeklinde nitelendiriyor. Ayrıca bu grupların, Irak’taki ABD-İran çatışma mekanizmasıyla bağlantılı oldukları açıktan dile getiriliyor.

DEAŞ saldırında 2 subay hayatını kaybetti
Öte yandan, DEAŞ’a karşı zafer ilanının üzerinden 3 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, örgüte karşı savaş halen devam ediyor. DEAŞ, güvenlik güçlerine saldırılar düzenlediği gibi Iraklı kuvvetler de terör örgütüne yönelik operasyonlarını sürdürüyor. Güvenlik Medya Ağı’nın dünkü açıklamasında, ülkenin batısındaki Anbar vilayetinde yer alan Es-Sarsar Vadisi’nde el yapımı patlayıcıyla düzenlenen saldırıda alay komutanı ve yüzbaşı rütbesi taşıyan bir subay hayatını kaybetti.
El yapımı patlayıcının, Selahaddin vilayeti 12’inci Acil Alay komutanına ait aracın geçişi sırasında infilak ettiği belirtilen açıklamada, saldırı sonucu alay komutanı, yüzbaşı rütbesinde bir subay ve bir komiserin hayatını kaybettiği ve aracın tamamen tahrip olduğu bilgisine yer verildi.

DEAŞ’a yönelik operasyonlar
Güvenlik Medya Ağı’nın açıklamasına göre, Selahaddin, Ninova’nın batısı ve El-Cezire bölgelerinde terör örgütü DEAŞ unsurlarının yönelik arama tarama operasyonları başlatıldı. Ordunun çeşitli birimlerinin yanı sıra Haşdi Şabi güçlerinin de katıldığı operasyonlara, Hava Kuvvetleri, uluslararası koalisyon ve orduya ait uçaklar da destek verdi.
Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Sözcüsü Yahya Resul, dün yaptığı açıklamada, Diyala vilayetinde DEAŞ’ın bir yöneticisinin yakalandığını ve örgüte ait sığınak ve mağaraların imha edildiğini bildirdi.
Resul, açıklamasında, “Terörle Mücadele Servisi, önceki gün DEAŞ çetelerinin bazıları inşa aşamasında olan gizli karargahlarını hedef alan geniş kapsamlı askeri operasyonlar başlattı. Bazı sığınak ve mağaralar ile tünel açmada kullanılan bir aracın yanı sıra yüksek riskli patlayıcı madde bulunan depolar imha edildi. DEAŞ terör çetelerinin bir yöneticisi, operasyon bölgesinden kaçmaya çalıştığı esnada yakalandı. Zira hava indirmesiyle yöneticinin etrafı kuşatıldı. Operasyon, Diyala vilayetindeki Narin nehrinin yakınlarında gerçekleşti” ifadelerini kullandı.



Arap diplomatik kaynak: Şara, cumartesi günü Bağdat'ta yapılacak Arap Zirvesi'ne katılmayacak

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile Irak istihbarat şefi Hamid el-Şatri arasındaki bir görüşme (Arşiv-AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile Irak istihbarat şefi Hamid el-Şatri arasındaki bir görüşme (Arşiv-AFP)
TT

Arap diplomatik kaynak: Şara, cumartesi günü Bağdat'ta yapılacak Arap Zirvesi'ne katılmayacak

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile Irak istihbarat şefi Hamid el-Şatri arasındaki bir görüşme (Arşiv-AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile Irak istihbarat şefi Hamid el-Şatri arasındaki bir görüşme (Arşiv-AFP)

-Arap diplomatik kaynaklar, dün, Suriye'nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın cumartesi günü Bağdat'ta düzenlenecek Arap zirvesine katılmayacağını açıkladı. Eş-Şara’ya gönderilen resmi davet, İran yanlısı Iraklı siyasetçiler ve destekçileri tarafından sert eleştirilere maruz kalmıştı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre kaynak yaptığı açıklamada, “Suriye Arap Cumhuriyeti Geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, 17 Mayıs'ta Irak'ın başkenti Bağdat'ta düzenlenecek 34. Arap Zirvesi'ne katılmayacak” dedi. Kaynak, “Suriye’yi zirvede Dışişleri Bakanı Esad Şeybani'nin temsil edeceğini” belirtti.

Bağdat, yakın müttefiki Beşşar Esed'in devrilmesinden bu yana komşusu ile yakın ilişkiler kurmak isteyen Şam'a karşı temkinli davranıyor. Ulusal İstihbarat Servisi Başkanı Hamid eş-Şatri başkanlığındaki Irak heyeti, geçen ayın sonlarında Şam'ı ziyaret ederek, güvenlik, ticaret ve terörle mücadele konularında iş birliği konularını görüşmek üzere eş-Şara ve hükümet yetkilileriyle bir araya geldi.

Esed'e en büyük destek Rusya, İran ve Hizbullah'tan gelirken, İran yanlısı Iraklı milisler de Esed'in demokrasi yanlısı protestoları bastırmak için başlattığı kanlı kampanyanın sürdüğü 13 yıllık savaşta rejimi savunmak için mücadele etti. Bu gruplar, sosyal medyadaki destekçileriyle birlikte Şeriat yasalarına karşı sert söylemlerini sürdürüyor.

xsdfrgt

Irak güvenlik kaynakları AFP'ye yaptığı açıklamada, Eş Şara'nın Irak'ta, eski bir tutuklama emri olduğunu ve bu emrin, Şara'nın El Kaide örgütü saflarında ABD ve müttefiklerine karşı savaştığı ve ardından Irak'ta yıllarca hapis yattığı döneme ait olduğunu söyledi.

sdfgthy
Şam sokaklarında devrik Başkan Esed ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in afişi, Mart 2022 (Arşiv-Reuters)

İçişleri Bakanı Abdul Emir el-Şammari, geçen hafta El-Hadath televizyonuna verdiği röportajda, 40 yıllık çatışma ve savaşın ardından göreceli bir istikrara kavuşan Irak'ın, zirveye katılan ileri gelenleri korumak için "kapsamlı güvenlik planları" uygulamaya koyduğunu doğruladı. Irak'ın Şara'nın katılımı için güvenlik garantisi vermesinin istenip istenmediği sorusuna El-Şammari, "Bizden herhangi bir güvenlik garantisi istenmedi ve güvenlik önlemlerimiz herkesi kapsıyor. Bütün konuklar eşit derecede önemlidir" yanıtını verdi.

Zirve ile eş zamanlı olarak Irak İçişleri Bakanlığı cumartesi günü, “11 Mayıs'tan 20 Mayıs'a kadar” gösterilerin yasaklandığını ve “gösteriye yapmaya çalışanların tutuklanacağını” duyurdu.