Suveyda halkından Şam ve Moskova'ya sert tepki

Suriye’nin güneyindeki yerel gruplar ile 5. Kolordu arasında yaşanan çatışmalarda ölenlerin cenaze töreninde Şam ve Moskova'ya yönelik öfke hakimdi.

Suveyalılar dün, çatışmalarda ölenlerin cenaze törenine katıldılar. (Suwayda 24)
Suveyalılar dün, çatışmalarda ölenlerin cenaze törenine katıldılar. (Suwayda 24)
TT

Suveyda halkından Şam ve Moskova'ya sert tepki

Suveyalılar dün, çatışmalarda ölenlerin cenaze törenine katıldılar. (Suwayda 24)
Suveyalılar dün, çatışmalarda ölenlerin cenaze törenine katıldılar. (Suwayda 24)

Suriye’de nüfusu ağırlıklı olarak Dürzilerden oluşan Suveyda’da düzenlenen, kentin güneyinde Rusya’nın kurduğu ve rejim güçlerine bağlı olarak faaliyet gösteren 5. Kolordu ile yerel gruplar arasında salı günü yaşanan şiddetli çatışmalarda ölen 15 gencin cenazesinde ögke hakimdi. Dün sabah şehirdeki stadyumda düzenlenen cenaze töreninde rejime sert tepki gösterildi.
Söz konusu çatışmalar, 5. Kolordu’nun Suveyda’nın güneyindeki el-Kurayya beldesinde, tarım arazilerine saldırmasının ardından yerel grupların ele geçirilen yerleri geri almak için harekete geçmesi sonucu yaşandı.
Suveydalılar, rejime ve müttefiki Rusya’ya karşı öfkelerini gösterirken Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan yerel kaynaklar şehir sakinlerinin 5. Kolordu'nun altı ay önce kontrol altına aldığı el-Kurayya beldesinden çekilmesi konusunda Suveyda’nın önde gelenlerine verdikleri sözleri tutmamaları sebebiyle Ruslara öfkeli olduklarını aktardılar.  Kaynaklar bölge sakinlerinin rejime de 5. Kolordu’ya engel olmak yerine Suveydalı gençleri çatışmalara sürüklemek amacıyla bölgenin saldırılara uğramasına ve bölgede gerginliğin devam etmesine izin verdiği için öfkeli olduğunu vurguladılar. “Halk, rejim yetkililerini şehitlerin cenaze töreninden kovarak Şam’a olan öfkesini dile getirdi” ifadesini kullandılar.
‘Suwayda 24’ adlı yerel haber sitesine göre gençlerin cenaze töreni, Baas Partisi Genel Sekreteri ile diğer yetkilileri cenazeden kovan vatandaşların öfkelerinin uç noktalara çıktığı bir ortamda düzenlendi.
Diğer yandan Dürzilerin İsrail'de yaşayan ruhani lideri Şeyh Muvaffak Tarif, Suveyda’da son iki günde meydana gelen olayları ‘endişe ile takip ettiğini’ belirttiği açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Suveyda’daki saldırı, kaynağında ve arkasında kim veya kimler olursa olsun onlara düzenleyenlere pahalıya mal olacaktır. Bölgedeki güvenlik durumunun kötüleşmesine yol açacaktır.”
Resmi sayfasında yer alan açıklamada Tarif, Rusya destekli 5. Kolordu ve Ahmed el-Avde’nin el-Kurayya beldesi ve Suveyda kırsalı sakinlerine yönelik saldırıların durdurulmasını istedi.
Açıklamada Şeyh Tarif’in Rusya Federasyonu Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov ile yaptığı telefon görüşmesinde, ‘tüm dünya Dürzilerini temsil eden beldenin önemi ve tarihi konumu nedeniyle saldırıların devam etmesi halinde bunun, dikkatlerden kaçamayacağını’ vurguladığı aktarıldı. Açıklamada ayrıca Bogdanov'un Tarif'e verdiği yanıtta, haftalar önce Suriye'ye yaptığı ziyaret sırasında Esed ile Suriye'nin güneyindeki durumu ele aldığını, beldede ateşkese giden yolları aramaya ve ülkede faaliyet gösteren Rus kuvvetleriyle konuyu görüşeceğine dair söz verdiği kaydedildi.
29 Eylül salı günü, Suveyda'daki yerel silahlı gruplar ile Suriye'nin güneyindeki Dera ve Suveyda illeri arasındaki idari sınırlarda faaliyet gösteren Rusya destekli 5. Kolordu'nun kalesi konumundaki Busra eş-Şam’da şiddetli çatışmalar patlak verdi. Ardından Suveyda'nın batı kırsalındaki el-Kurayya beldesinde yerel gruplardan 15, Dera'nın doğusundaki Busra eş-Şam’da da Rusya destekli 5. Kolordu’dan bir unsur öldürüldü.
Yerel kaynaklar, çatışmaların iki taraf arasında ölümlere ve yaralanmalara neden olduğunu bildirirken bölgede halen gergin bir atmosferin hakim olduğunu kaydettiler. Tarafların bölgeye askeri yığınak yapmayı sürdürdüklerini aktardılar.
Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Busra eş- özel kaynaklar, Ulusal Savunma Kuvvetleri’ne bağlı Suveydalı silahlı bir grubun salı sabahı Suveyda’daki el-Kurayya beldesi ile Dera’daki Busra eş-Şam arasında kalan 5. Kolordu’ya ait mevzilerin bazılarına saldırı düzenlediğini bildirdiler. Kaynaklar, saldıran güçlerin Suveyda’daki el-Kurayya şehrine takviye kuvvetler getirdiğini, 5. Kolordu’nun ise hedef alınan noktalara ağır askeri teçhizat konuşlandırdığını belirttiler.
Kaynaklar, Suveydalı yerel silahlı gruptan dört unsurun öldürüldüğünü, bazılarının yaralandığını ve 5. Kolordu’dan da iki unsurun yaşamını yitirdiğini kaydettiler. Bununla birlikte Suveydalı gruplar, el-Menah, ed-Dilafe ve Buyut el-Bedv beldelerini 5. Kolordu’dan geri alırken Suveyda’daki el-Mucmir ve Berd beldelerine düzenlenen füzeli saldırılar ise bir sivilin yaralanmasına neden oldu.
Suveydalı kaynaklar, çatışmaların, Ahmed el-Avde liderliğindeki Busra eş-Şam'da konuşlu 5. Kolordu’ya bağlı 8. Tugay kuvvetlerinin el-Kurayya’da bölge sakinlerine ait tarım arazilerinden çekilmemesinin ardından patlak verdiğini aktardılar. 5. Kolordu'nun birkaç gün önce bölgeye takviye güçler getirdiğini ifade eden kaynaklar, Suveydalı grupların buna göre saldırı kararı aldıklarını belirttiler.
Diğer yandan Suveyda’daki ‘Onurlu Adamlar Hareketi’ olarak isimlendirilen yerel silahlı gruplar, el-Kurayya beldesindeki çatışmalarda unsurlardan bazılarının öldüğünü, bir kısmının da yaralandığını bildirdiler. El-Kurayya’daki çatışma bölgelerine yüzlerce savaşçının gönderildiğini aktardılar.
Diğer yandan geçen nisan ayında meydana gelen ilk anlaşmazlığın ardından 5. Kolordu ile el-Kurayya beldesinin önde gelenleri arasında yapılan müzakereleri yakından takip eden kaynaklar, 5. Kolordu unsurlarının Suveyda’daki çiftçilerin tarlalarındaki mahsullerini hasat etmelerini engellemediklerini, bölgeye birkaç aydır sakin bir havanın hakim olduğunu belirttiler.
Müzakerelere katılan heyet, bölgede iç barışı koruma sözü vermişti. Ancak saldırı, Busra eş-Şam ile el-Kurayya arasındaki 5. Kolordu’ya ait askeri noktalara yapıldı. Busra eş-Şam sınırları içinde yer alan bu noktaların hedef alınmasının bölgede yeni tartışmalara yol açması bekleniyor.
Güvenilir kaynakların açıklamalarına göre Suveydalı gruplar, 5. Kolordu’nun özellikle el-Kurayya beldesinin kontrolünü ele geçirdiğine ve bölgede askeri noktalar kurduğu görüşündeler. Oysa daha önce yapılan anlaşmada, 5. Kolordu tarafından kontrol edilen noktalara bitişik köy topraklarında Suriye ordusunun konuşlandırılması ve 5. Kolordu'nun Busra eş-Şam topraklarındaki askeri noktalarında kalması öngörülüyordu. Bu anlaşmaya, Deralı ve Suveydalı heyetlerin Rusya'nın gözetiminde gerçekleştirdikleri müzakere çabalarıyla varılmıştı.
El-Kurayya beldesinde ve Dera’nın doğu kırsalında meydana gelen bu son çatışmalar, 5. Kolordu ile Suveydalı yerel silahlı gruplar arasındaki ilk gerilim değildi. Güney bölgesi, Nisan 2020'nin başlarında da el-Kurayya beldesindeki bir gerilime tanık olmuştu. Söz konusu çatışmalarda el-Kurayya beldesine bağlı yerel gruplardan 15 unsur, 5. Kolordu’dan da 3 unsur öldürülmüştü. O dönem Onurlu Adamlar Hareketi bir bildiri yayınlayarak, çatışmaların çok sayıda ölüme ve yaralanmaya neden olduğunu öne sürmüş, bundan da Rusya destekli 5. Kolordu’yu sorumlu tutmuştu. Bildiride 5. Kolordu’nun doğrudan Suriye’deki Rus kuvvetlerinden emir aldıkları için onlar tarafından gerçekleştirilen ‘katliamların da Rus kuvvetlerinin sorumluluğunda olduğu, 5. Kolordu liderlerinden Ahmed el-Avde’den başlayarak ‘sivillere yönelik işlenen katliamın’ faillerine hesap sorulmasının da Rus kuvvetlerine düştüğü belirtildi.
Ancak söz konusu dönem Dera’nın ileri gelenleri tarafından oluşturulan bir heyetin Busra eş-Şam’a giderek 5. Kolordu liderleriyle müzakerelerde bulunması tansiyonu düşürmüş ve gerilimi sona erdirmişti. Yine aynı dönemde Rusya'nın Suriye'deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi müzakerelere dahil olarak Dera'daki Busra eş-Şam’a ve Suveyda’daki el-Kurayya beldesine heyet gönderdi. Heyetin çatışmanın taraflarıyla yaptığı müzakereler sonucu bölgeye askeri noktalar kurulması kabul edildi.



Sadr, Irak’ta iki ilde askeri kanadını dondurdu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Sadr, Irak’ta iki ilde askeri kanadını dondurdu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Irak’ta Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, Salı günü yaptığı açıklamada, hareketin askeri kanadı olarak bilinen “Seraya es-Selam”ın Basra ve Vasıt (Kût) vilayetlerinde faaliyetlerinin dondurulmasına karar verdiğini duyurdu. Açıklama, hareket mensuplarının bir kamu görevlisini darp ettiği görüntülerin sosyal medyada yayılmasının ardından geldi.

Irak makamları zaman zaman, belediye mevzuatına aykırı biçimde inşa edilen yapıları yıkım kararıyla kaldırıyor. Yerel halk arasında “tecevüz” olarak bilinen bu kaçak yapılar sorunu, çoğu zaman siyasi ve toplumsal gerilimlere neden oluyor.

Son olarak, sosyal medyada paylaşılan videoda Sadr Hareketi’ne bağlı kişiler olduğu belirtilen bir grup, Basra’nın merkezinde kaçak yapıların yıkımından sorumlu Makal Belediyesi Müdürü Esir el-Ubeydi’yi darbediyor. Görüntülerde, Ubeydi’nin, hareket mensuplarına ait olduğu öne sürülen kaçak bir evi yıktığı için hedef alındığı belirtiliyor. Video ülkede geniş yankı uyandırdı ve tepkiye yol açtı.

Basra’daki kaynaklara göre, yıkılan ev Sadr Hareketi’ne bağlı din adamı Şeyh Kusay el-Esedi’ye ait. El-Esedi’nin dinî eğitim gören, cuma imamı ve Seraya es-Selam’da görevli bir isim olduğu aktarılıyor. Ev, kentin en değerli bölgelerinden birinde izinsiz olarak kullanılıyordu.

Sadr’a yakınlığıyla bilinen ve X platformunda açıklama yapan “Salih Muhammed el-Iraki” isimli hesap, Seraya es-Selam’ın Basra ve Vasıt’ta altı ay süreyle “dondurulması ve tüm merkezlerin kapatılması” talimatını duyurdu. Açıklamada, kararın, “Seraya es-Selam’ın adını kirleten ihlallerin ve hakaretlerin önüne geçmek amacıyla” alındığı belirtildi.

Iraki mesajında, söz konusu davranışların “harekete karşı dış çevreler tarafından kasıtlı olarak yapılmış olabileceğini” öne sürerek “Seraya es-Selam’ın itibarı benim için varlıklarından daha önemlidir” ifadelerini kullandı.

Seraya es-Selam mensupları, 2014’ten bu yana özellikle Samarra kentinde yoğun şekilde konuşlanmış durumda. Kentte, 2006’da El Kaide tarafından bombalanan İmam Ali el-Hadi ve İmam Hasan el-Askeri türbeleri bulunuyor ve saldırının ardından bölgede mezhepsel çatışmalar patlak vermişti.

Örgütün ayrıca Bağdat ve Şii nüfusun çoğunlukta olduğu orta ve güney vilayetlerinde yaygın merkezleri bulunuyor. Hareket mensupları geçmişte de sosyal medyada Sadr’a yönelik sert eleştiriler yapan kişilere saldırmakla gündeme gelmişti.

sdvfg
Irak'ın güneyindeki Basra kentinde bulunan Şatt el-Arab sahil şeridinin önünden araçlar geçiyor (AFP)

Sadr hareketi, son hükümette ve parlamentoda temsil gücünü kaybetmiş olsa da, Seraya es-Selam ve hareket tabanı pek çok bölgede hâlâ ciddi nüfuza sahip.

Basra Valisi Esad el-İydani, saldırı sonrasında Sadr ile iletişime geçtiğini açıklayarak, “Sadr bu ihlali reddetti ve sorumluların cezalandırılacağını söyledi” dedi.

‘Mutsuz bir durumdayım’

Saldırıya uğrayan belediye yetkilisi Esir el-Ubeydi, yaşananları “mutsuz ve trajik bir durum” olarak tanımladı. Basra valisine gönderdiği ses kaydında, “Bu muameleyi hak edecek ne yaptığımı bilmiyorum” ifadelerini kullanarak korunma talep etti.

Ubeydi, görevini güvenlik güçleri ve yıkım ekipleri eşliğinde yürüttüğünü belirterek, evinin iki gündür akrabaları tarafından korunmak zorunda kaldığını anlattı. Yaptığı açıklamada, “Dört gündür uyuyamıyorum. Şikâyet için karakola gittiğimde bile hareket mensupları benden önce oradaydı” dedi.

Basra’da kaçak yapıların sayısına ilişkin net veri bulunmasa da, kentte nüfus artışı ve çarpık kentleşme nedeniyle sorun giderek büyüyor. Yerel yönetim son dönemde çok sayıda kaçak yapıyı yıktı ancak bu operasyonlar çoğu zaman bölgede gerginliklere yol açıyor.


Gazze’de hava koşullarına bağlı olumsuzluklar nedeniyle 4’ü çocuk 17 Filistinli hayatını kaybetti

32 yaşındaki Rafet Alvan (sağda) ve ailesi, Gazze şehrinde soğuk bir sabah, sahilde kurulan geçici mülteci kampında çadırlarının önünde dururken, giysileri plastik bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmış durumda. (AP)
32 yaşındaki Rafet Alvan (sağda) ve ailesi, Gazze şehrinde soğuk bir sabah, sahilde kurulan geçici mülteci kampında çadırlarının önünde dururken, giysileri plastik bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmış durumda. (AP)
TT

Gazze’de hava koşullarına bağlı olumsuzluklar nedeniyle 4’ü çocuk 17 Filistinli hayatını kaybetti

32 yaşındaki Rafet Alvan (sağda) ve ailesi, Gazze şehrinde soğuk bir sabah, sahilde kurulan geçici mülteci kampında çadırlarının önünde dururken, giysileri plastik bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmış durumda. (AP)
32 yaşındaki Rafet Alvan (sağda) ve ailesi, Gazze şehrinde soğuk bir sabah, sahilde kurulan geçici mülteci kampında çadırlarının önünde dururken, giysileri plastik bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmış durumda. (AP)

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, bölgede etkili olan şiddetli yağışların başlamasından bu yana 17’den fazla binanın tamamen çöktüğünü açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin Safa Haber Ajansı’ndan aktardığına göre Basal, hava koşullarına bağlı olumsuzluklar nedeniyle 4’ü çocuk olmak üzere 17 kişinin aşırı soğuktan hayatını kaybettiğini, diğer can kayıplarının ise bina çökmeleri sonucu meydana geldiğini belirtti.

erf
Gazze şehrinde yağmurlu bir günün ardından su basmış bir çadırda ağlayan yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Basal, 90’dan fazla konut binasında tehlikeli düzeyde kısmi çökmeler yaşandığını, bunun da binlerce kişinin hayatı için doğrudan tehdit oluşturduğunu söyledi. Basal ayrıca, Gazze Şeridi’ndeki barınma merkezlerinin yaklaşık yüzde 90’ının, sel suları ve yağmur nedeniyle tamamen sular altında kaldığını ifade etti.

Tüm bölgelerde vatandaşlara ait çadırların zarar gördüğünü ve su bastığını kaydeden Basal, bunun binlerce ailenin geçici barınaklarını kaybetmesine yol açtığını; giysi, yatak, döşek ve battaniyelerin zarar görerek halkın insani sıkıntılarını daha da artırdığını vurguladı.

sd
Gazze şehrindeki sahilde kurulan geçici mülteci kampında, annesi çamaşır yıkarken, bir Filistinli çocuk annesinin yanında duruyor. (AP)

Basal, alçak basınç sistemlerinin başlamasından bu yana sivil savunma ekiplerinin vatandaşlardan 5 binden fazla yardım ve imdat çağrısı aldığını aktardı.

sdv
Yoğun yağışlar nedeniyle Gazze'nin merkezindeki ez-Zevayide mahallesinde kısmen suya batmış bir araba (AP)

Uluslararası topluma bir kez daha acil çağrıda bulunan Basal, vatandaşlara yardım ulaştırılması ve acil insani ihtiyaçların karşılanması için derhal harekete geçilmesi gerektiğini söyledi. Çadırların yetersiz kaldığını belirten Basal, ilgili kurum ve uluslararası kuruluşlardan çadır gönderilmemesini talep ederek, derhal ve acil şekilde yeniden imar sürecinin başlatılması, insan onurunu koruyan ve hayatı güvence altına alan kalıcı ve güvenli konutların sağlanması çağrısında bulundu.


Sarı hat, Mısır ile İsrail arasında gerilim yaratıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
TT

Sarı hat, Mısır ile İsrail arasında gerilim yaratıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)

İsrail medyasında, Binyamin Netanyahu hükümetinin Gazze Şeridi’ndeki uygulamaları nedeniyle Mısır ile İsrail arasındaki gerilimin son dönemde arttığına dair haberler yer alırken, Mısırlı üst düzey bir yetkili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Mısır makamları İsrail’in Şarm eş-Şeyh Anlaşması’nı ihlal eden uygulamalarını tespit etti, bunlara ilişkin bir dosya hazırladı ve Washington’ı bilgilendirdi” dedi.

Mısır’da görev yapmış bazı eski askeri yetkililere göre ise Kahire, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki adımlarını, üzerinde uzlaşılan Trump planından kaçınma girişimi ve sarı hat olarak bilinen bölgede kalıcı bir İsrail askeri varlığı tesis etme çabası olarak değerlendiriyor. Bu durumun Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit ettiği ifade ediliyor.

Sarı hat, 10 Ekim’de Şarm eş-Şeyh’te ABD Başkanı Donald Trump’ın katılımıyla imzalanan ve Gazze savaşını sona erdirmeyi amaçlayan barış planı kapsamında, Gazze Şeridi’ni iki bölüme ayıran bir ayrım hattı olarak tanımlanıyor. Buna göre hat, Filistinlilerin kontrolündeki batı bölgesindeki toprakların yüzde 47’sini, İsrail’in kontrolü altındaki Gazze’nin yüzde 53’ünden ayırıyor. Gazze’deki Filistinlilerin neredeyse tamamının, bu hattın batısındaki bölgeye göç etmek zorunda kaldığı belirtiliyor.

xsdf
ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında Gazze barış planını görüşmek üzere bu ayın sonlarında bir zirve yapılması bekleniyor. (AFP)

İsrail Kanal 14 televizyonunun yayımladığı bir raporda, İsrail ordusunun sarı hat olarak bilinen bölgede faaliyet yürüttüğü ve Gazze Şeridi’nin coğrafi yapısını değiştirdiği öne sürüldü. Kanalın aktardığına göre Kahire, bu durumu ‘bölgesel çıkarlarına yönelik doğrudan bir tehdit’ olarak değerlendiriyor. Raporda, söz konusu faaliyetlerin Mısır’ı öfkelendirdiği ve Kahire’nin, Gazze Şeridi’ni ikiye bölmeye, bölgenin demografik ve coğrafi yapısını değiştirmeye çalıştığı gerekçesiyle İsrail’i ABD’ye şikâyet ettiği belirtildi.

Rapora göre Kahire, özellikle İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in sarı hata ilişkin açıklamalarının ardından Gazze’de yaşananları büyük bir endişeyle izliyor. Zamir’in bu hattı yeni bir savunma ve saldırı hattı olarak nitelemesine dikkat çekilirken, İsrail ordusunun kontrolü altında bulunan bölgede tünel altyapısını tahrip etme ve evleri yıkma gibi faaliyetlerinin, Kahire’de Gazze’de uzun vadeli bir askeri varlık tesis edilmesine yönelik hazırlık olarak yorumlandığı ifade edildi. Bu durumun, Mısır’ı Washington nezdinde acil diplomatik girişimlerde bulunmaya sevk ettiği kaydedildi.

Mısır Askerî İstihbaratı eski Başkan Yardımcısı ve İstihbarat Dairesi eski Başkanı Korgeneral Ahmed Kâmil ise Mısır’ın İsrail’in üzerinde uzlaşılan barış planından kaçınma girişimlerine karşı büyük bir öfke duyduğunu belirtti. Kâmil, İsrail’in sarı hattaki hamlelerinin Gazze’de ve Mısır sınırına yakın bölgelerde kalıcı bir askeri varlık oluşturma niyetine işaret ettiğini, bunun da Mısır’ın ulusal güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.

uı
Kaynaklar, Mısır'ın Sisi ve Netanyahu arasında bir zirve düzenlenmesi için şartlar belirlediğini bildiriyor. (İsrail medyası)

Kâmil, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun ulusal güvenliği ilgilendiren bir dizi temel konuda açık, net ve değişmez olduğunu söyledi. Kâmil, bu tutumun, barışın Mısır dış politikasının temel ve stratejik hedefi olması, Kahire’nin İsrail tarafıyla imzalanan anlaşmalara bağlılığı ve İsrail’in iki taraf arasında imzalanan anlaşmalara saygı göstermesi gerekliliğine dayandığını ifade etti.

Kâmil, Mısır’ın İsrail ile gerilimin düşürülmesine yönelik şartlarının, Gazze anlaşmasının ABD Başkanı Donald Trump’ın girişimi doğrultusunda tüm aşamalarıyla uygulanmasını kapsadığını belirtti. Buna göre, herhangi bir engelleme ya da geçersiz gerekçeler olmaksızın ikinci aşamaya derhal geçilmesi, kalıcı ateşkesin tesis edilmesi ve barış sürecine geçilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca İsrail’in anlaşmayı eksiksiz uygulaması, mutabık kalınan miktarlarda insani yardımların girişine izin vermesi ve Refah Sınır Kapısı’nın iki yönde açılması şartlarını sıraladı.

Kâmil’e göre diğer şartlar arasında, Mısır’ın Gazze Şeridi sakinlerinin zorla ya da gönüllü göçe zorlanmasını kesin olarak reddetmesi, İsrail’in Batı Şeria’da yerleşim kurulmasına ve bölgenin İsrail’e ilhakına yönelik adımlarına karşı çıkılması, İsrail ordusunun Philadelphia Koridoru da dahil olmak üzere Gazze Şeridi’nin tamamından çekilmesi ve 7 Ekim 2023 sınırlarına dönülmesi yer alıyor. Kâmil, mevcut İsrail varlığının, anlaşmanın aşamalarının uygulanmasına bağlı geçici bir durum olduğunu, sarı hat da dahil olmak üzere tüm hatların fiili ve hukuki geçerliliği olmayan, varsayımsal çizgiler olduğunu ifade etti.

Dördüncü şartın ise Netanyahu ve hükümetinin, Arap Barış Girişimi kapsamında yer alan açık Arap taleplerine ne ölçüde yanıt verdiğiyle ilgili olduğunu belirten Kâmil, bunun; işgal altındaki Arap topraklarından çekilme, iki devletli çözüme onay verilmesi ve Filistinlilerin Gazze ya da Batı Şeria’dan zorla yerinden edilmesinin reddedilmesi gibi başlıkları içerdiğini söyledi. Ayrıca İsrail’in iyi komşuluk ve saldırmazlık yönünde iyi niyet göstermesi, nükleer silah tehdidinden arındırılmış bir bölge oluşturulmasına ilişkin uluslararası taleplerle uyumlu adımlar atması ve bu alandaki uluslararası anlaşmalara katılması gerektiğini vurguladı.

d
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Arşiv – Reuters)

Mısır’ın, ABD ve İsrail’in Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında bir görüşme düzenleme girişimlerine, İsrail’in barış ve bölgesel istikrara dair açık ve uygulanabilir bir girişimde bulunmadan yanıt vermeyeceği değerlendiriliyor.

İsrail medyasının aktardığına göre ABD, Sisi, Netanyahu ve Trump’ın katılımıyla Washington’da üçlü bir zirve düzenlemeyi denedi. Ancak bu girişim, Mısır’ın şartları nedeniyle İsrail açısından ‘kabul edilemez’ bulundu. Aynı raporlarda, Kahire’nin, Trump’ın bu ay sonunda Florida’da Netanyahu ile yapacağı görüşmede İsrail’e yönelik baskı yaparak Gazze’deki adımlarını sınırlaması yönünde rol oynayacağını beklediği kaydedildi.

Mısırlı strateji uzmanı Tümgeneral Semir Ferec, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Trump-Netanyahu zirvesinin sonuçlarına büyük önem atfedildiğini ve Trump’ın, adını taşıyan Gazze Barış Planı’nın uygulanması konusunda Netanyahu üzerinde kesinlikle baskı kuracağını söyledi.

Ferec, Mısır’ın pozisyonunun, Trump-Netanyahu zirvesinin sonuçlarına bağlı olarak değerlendirileceğini, ancak aynı zamanda İsrail’in sarı hat ya da Gazze’nin herhangi bir bölgesinde kalıcı askeri varlık tesis etmesini asla kabul etmeyeceğinin açık ve net olduğunu vurguladı. Ferec’e göre Mısır, Netanyahu hükümetinin tüm hareketlerinin, İsrail ordusunun Gazze’nin tamamından çekilmesini öngören barış planını engellemeye yönelik girişimler olduğunun farkında.