İranlı yetkili Avrupalıları ‘Hitler’in torunları’ olarak tanımladı

İranlı yetkili Avrupalıları ‘Hitler’in torunları’ olarak tanımladı
TT

İranlı yetkili Avrupalıları ‘Hitler’in torunları’ olarak tanımladı

İranlı yetkili Avrupalıları ‘Hitler’in torunları’ olarak tanımladı

İran’da güreşçi Navid Afkari’nin idam edilmesinin ardından İran’a yönelik artan insan hakları eleştirilerinin ortasında İran Yargı Erki İnsan Hakları Komitesi Sekreteri Ali Bakıri Keni, Avrupa ülkelerini ‘Hitler'in torunlarına’ benzetti ve onları İran'ın ilaç ithal etmesini engelleyerek savaş yasalarını görmezden gelmekle suçladı.
İranlı yetkili, engelli çocukların eğitildiği bir merkeze yaptığı ziyarette “İnsan haklarını müdafaa eden Avrupa ülkeleri, savaş kanunlarına bile uymuyor. Zira savaş zamanlarda tıbbı ihtiyaçlar dokunulmazdır” dedi.
Geçtiğimiz günlerde İranlı bir yetkili, ABD’nin İran’la yapılan nükleer anlaşmadan çekildikten sonra İran rejimini değiştirmek için yeniden yaptırım uygulamasını “ekonomik savaş” olarak nitelendirmişti.
Buna karşılık ABD yönetimi ise sağlık da dahil olmak üzere insani ihtiyaçların boykota konu olmadığını ve insani yardım koridoru oluşturarak İranlıların ihtiyaçlarını karşılamak üzere İsviçre’ye izin verildiğini açıkladı. Ancak Bakıri, Avrupalıların ilaç ithalini önlediklerini ve böylelikle insan haklarını ihlal ettiklerini ifade etti.
Öte yandan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani tüm ülkelerin sağlık konusunda birbirine ihtiyaç duyduğu bir zamanda, İran ile Danimarka işbirliğiyle açılan tıp merkezinin önemine işaret etti.
İran'ın yarı resmi haber ajansı Tesnim'in haberine göre, Bakıri, “Avrupalılar çocuklara ilaç ulaşmasını engelliyor ancak teröristleri barındırıp onlara imkan tanıyorlar. Ardından küstahça insan haklarından bahsediyorlar” dedi.
İranlı yetkili, Avrupa hükümetlerini “tahta oturan Hitler’in torunlarına” benzetti ve “Onlar, insan haklarını talep ederken insanlığı hançerliyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
Haber ajansı İranlı yetkilinin, kelebek hastalığı (Epidermolizis Bülloza) olan çocuklarla ilgilenen bir merkezi ziyaret ederken ki fotoğrafını yayınladı. Ali Bakıri Keni’nin burada yaptığı konuşma, İranlı güreşçi Nawed Afkari'nin idamının ardından Avrupa’da artan sert eleştirilere karşı İran yargısının insan hakları meseleleriyle ilgili verdiği ilk cevap özelliği taşıyor.
Fransa, İngiltere ve Almanya, İran'ın insan hakları sicilini protesto etmek için İran büyükelçilerini çağırarak insan haklarındaki ciddi ihlaller konusunda endişelerini dile getirdi. Reuters, geçtiğimiz hafta bir Avrupalı ​​kaynağa dayanarak adı geçen üç ülkenin İran’ın yaptıklarının ikili ilişkilere zarar verdiği konusunda uyarıda bulunduklarını aktardı.
Geçtiğimiz hafta Almanya, 47 ülke adına Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'ne İran hakkında acil bir çağrıda bulunarak BM’nin Tahran'ın tanınmış insan hakları avukatı Nesrin Sutude'nin tedavi olabilmesi için serbest bırakılması konusunda adım atmasını istedi.
22 Eylül'de ise Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian,  Kasım 2019'daki hükümet karşıtı protestoların ardından insan hakları ihlallerinin giderek kötüleştiğini vurgulamış ve bu ihlaller hakkında çok daha fazla şey yapılması gerektiğine işaret etmişti.
İranlı adli yetkilinin yorumları, İranlı üst düzey yetkililer arasında, Batılı ülkelerle ilişkiler konusunda çelişen tutumları bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Geçtiğimiz gün İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, hükümetinin "dışarıya yöneldiği” suçlamasını eleştirerek "dünyayla yapıcı ilişkiler kurulması gerektiğini” söylemişti.
Buna karşılık Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı Hüseyin Selami, dün yaptığı açıklamada, Batı’nın ‘sızma’sına karşı uyarıda bulunarak “Mutluluğa giden yol düşmanlarla ilişkiden geçmez” dedi. Geçtiğimiz günlerde Devrim Muhafızları komutanları ekonominin iyileşmesi için dış çözümleri öneren yaklaşımlara karşı eleştiride bulunmuşlardı.



Washington'dan Beyrut'a: Hizbullah’ın silahsızlandırılması sizin sorumluluğunuzda

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack Başbakan Nevvaf Selam ile görüşmeye giderken (Reuters)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack Başbakan Nevvaf Selam ile görüşmeye giderken (Reuters)
TT

Washington'dan Beyrut'a: Hizbullah’ın silahsızlandırılması sizin sorumluluğunuzda

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack Başbakan Nevvaf Selam ile görüşmeye giderken (Reuters)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack Başbakan Nevvaf Selam ile görüşmeye giderken (Reuters)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın Beyrut'a yaptığı üçüncü ziyaretin ilk günü ‘gerçek bir sonuç alınamadan’ sona erdi. Barrack, Hizbullah'ın silahsızlandırılmasının sorumluluğunun bir kez daha Lübnan devletine ait olduğunun altını çizdi. Barrack, Hizbullah'ın Washington'ın müzakere etmediği bir ‘terör örgütü’ olduğunu hatırlattı.

Ülkesinin Lübnan'ın talep ettiği garantileri sağlayamayacağını ifade eden Barrack, “Tüm sorulara verecek cevabımız yok... İsrail'i herhangi bir şey yapmaya zorlayamayız. Ancak Lübnan'a istikrar ve bölgeye umut getirmeye odaklanmamız gerektiğini vurgulamalıyız ve bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Hizbullah'ın silahsızlandırılmasının Lübnan’ın kendi iç meselesi olduğunu vurgulayan ABD’li yetkili, silahların teslim edilmemesinin ‘hayal kırıklığı’ yaratacağını, ancak bunun ABD açısından Lübnan'a yönelik ‘hiçbir sonucu olmayacağını’ belirtti.

Öte yandan Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, ABD'nin Lübnan Büyükelçisi Lisa Johnson'ın huzurunda Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kabul ettiği Barrack'a Lübnan devleti adına, 27 Kasım 2024 deklarasyonundan Lübnan hükümetinin bakanlar düzeyindeki açıklamasına ve yemin konuşmasına kadar Lübnan'ın taahhütlerini hayata geçirecek kapsamlı memorandum taslağını teslim etti.