Berlin Film Festivali'nin kurucusu Alfred Bauer’in Nazi rejiminde görevli olduğu ortaya çıktı

Alfred Bauer
Alfred Bauer
TT

Berlin Film Festivali'nin kurucusu Alfred Bauer’in Nazi rejiminde görevli olduğu ortaya çıktı

Alfred Bauer
Alfred Bauer

Alman Der Spiegel dergisi, bu yıl şubat ayının ikinci yarısında düzenlenen Berlin Uluslararası Film Festivali'nin son oturumunun başlamasından birkaç gün önce, festivalin ilk direktörü Alfred Bauer’in geçmişi hakkında bir araştırma yayımladı.
Haftalık dergideki makale, Bauer’in Nazi rejiminin Reich Film Ofisi ile derin bağları olduğunu ortaya çıkardı. Söz konusu sinema merkezinin kuruluşu, 28 Şubat 1942'de Rehberlik ve Kamu Propagandası Bakanı Joseph Goebbels tarafından verilen karar doğrultusunda gerçekleşmişti. Alfred Bauer, Reich Film Ofisi’nde danışman olarak görev almıştı. Ancak araştırma, Bauer’in sıkı bir Nazi destekçisi olarak kurumda kilit rol üstlendiğini ortaya çıkardı. Bauer’e merkezin hedeflerine ulaşması Alman filmlerinin üretilmesinin yönetimi verilmişti. Ayrıca görevi, Doğu ve Batı Avrupa'nın çeşitli cephelerinde savaşa teşvik eden Alman politikasının siyasi yönelimi doğrulusunda çalışma şartlarının sağlanmasıydı.
 
Yeni bir ittifak
Söz konusu araştırma, Berlin Uluslararası Film Festivali’nin idarecilerini şaşırttı. Bu yılki etkinlik, festivalin 4’üncü direktörü Dieter Kosslick’in eski yöneticisi  Moritz de Hadeln'den görevi devralmasından 20 yıl sonra, Yeni Berlin Film Festivali başkanları, işletme müdürü Mariette Rissenbeek ve sanat yönetmeni Carlo Chatrian'ın yönetiminde düzenlenen ilk festivaldi.
1987'den bu yana adına en büyük ödüllerden biri verilen Alfred Bauer'in geçmişini araştırmak için yeterli bir gerekçe yoktu. Ancak haberin yayımlanmasından hemen sonra atılan ilk adım, ödülün iptalini hızlandırmak ve ardından "Der Spiegel" makalesinde yer alan Bauer'in Nazi rejimi için oynadığı rol hakkındaki bilgileri araştırmak oldu. Bunun için Nasyonal Sosyalizm diktatörlüğünün eylemlerini araştırmak için 1949 yılında kurulan Leibniz Institute for Contemporary History (IfZ) görevlendirilerek özel bir soruşturma başlatıldı.
Mesele sadece Bauer'in adının verilen ödüllerden çıkarılması değildi. Kendisi, göreve başladığı 1951 yılından 1976'da emekli olana kadar Berlin Festivali'nin ilk direktörüydü. Bauer, Berlin Festivali için 1950'de Almanya'daki sinema faaliyetlerinden sorumlu Oscar Martay isimli ABD’li bir film yapımcısı tarafından aday gösterilmişti. Aynı yıl 9 Ekim'de, İngiltere, ABD ve Almanya’nın katıldığı bir toplantıda, Bauer'in festivali yürütme görevine atanmasına karar verildi.
Almanya savaşı kaybettiğinde biri doğu (Sovyetler Birliği tarafından temsil edilen) ve diğeri Batı (uluslararası koalisyon güçlerinden oluşan) olmak üzere iki askeri yönetim ülkeye girmişti. Görünüşe göre Bauer'in Reich Film Ofisi ile ilişkisinin geçmişi, söz konusu tarihte bir araya gelen taraflar için net değildi. Rapora göre Bauer’in özellikle İngiliz Film Enstitüsü (BFI) olmak üzere o dönem müttefiklerle yakın bir çalışma ilişkisi içinde olması, geçmişinin üzerini örtmesini sağladı. 
Leibniz Çağdaş Tarih Enstitüsü tarafından yapılan son araştırmanın belgesi, Bauer'in geçmişini yeniden şekillendirerek Reich'le yakından ilgili olmadığını, sadece danışman olarak işe alınmış bir çalışan gibi bir tablo çizdiğini ortaya koydu. Ayrıca belge, Bauer'in 1933'ten sonra partizan bir statüye sahip olduğunu ve o dönemde Nazi politikasına karşıymış gibi görünmek için gerçekleri gizlemeye çalıştığını gösterdi.

Yükselmesi
Bauer'in festival başkanlığının sona ermesinden yıllar sonra, 1987'den itibaren adına bir ödül verilmesi kararı alındı.
Bauer Ödülü'nü ilk alan Leos Carax'ın yönettiği, Michel Piccoli ve Juliette Binoche'nin oynadığı Mauvais Sang (Kötü Kan) adlı Fransız filmiydi. Ertesi yıl Arjantin-İngiliz yapımı drama Veronico Cruz’a Bauer Ödülü verildi.
Bu gelenek, ortaya çıkarılan bilgilerden sonra, çalışmaların durdurulduğu içinde bulunduğumuz yıla kadar devam etti. Ödülü alan son film 2019 Hollanda yapımı olan, yönetmenliğini ve senaristliğini Nora Fingscheidt’in üstlendiği ve Helena Zengel'in oynadığı System Crasher (Oyunbozan) adlı film oldu. Ödül, "Gümüş Ayı - Alfred Bauer Ödülü" olarak bilinmeye başlandı.
Bütün bunlar sadece Almanya'da değil, Mısır'da ve ABD’de, Sovyetler Birliği ve cumhuriyetlerinde ve genel olarak Doğu Avrupa ülkeleri ile çeşitli Latin, Afrika ve Arap ülkelerinde olduğu gibi tüm dünyada kurulan iktidar ve sinema arasındaki ilişki hakkındaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi. 
Sinema ve mekanizmalarının çoğunun dönemlerinde devlet rejimlerine hizmet ettiği anlaşılıyor. Amerikan sinemasını örnek alırsak; 1940'ların sonlarından 1950'lerin sonlarına kadar olan Joseph McCarthy döneminde sinema ABD'nin politik çabalarının hizmetine yönelik üretim veriyordu.
Söz konusu dönemde Komünist Parti'ye üye olmakla veya sola eğilimli olmakla suçlanan film yapımcıları soruşturuldu. Aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı sırasında (Almanya ve Japonya diğerlerinden daha fazla) ABD’nin düşmanlarına ve dünün müttefiklerine (Sovyetler Birliği) saldıran filmlerin yüzdesi de arttı.
Komünist ülkelerde, Doğu ordularının cesur vatansever misyonlarını ve vatandaşların Nazizm ile mücadeledeki siyasi ve askeri rolünü vurgulayan filmlere destek sağlamak kolaydı. Ancak aksi yönde içeriğe sahip olan veya ilgili makamların ve sansür kurumlarının şartlarına aykırı olarak değerlendirebilecek konularda hesap soran filmlere el konuldu veya gösterimlerden çekildi. Yönetmenleri de hapse atıldı (örneğin Sergey Paravanov).
İran'da da durum 60’lı ve 70’li yıllarda Rusya'dakinden farklı değildi. Ülkede siyaset ve güvenlik alanındaki liderlere karşı çıkan içeriğe sahip filmlerin üretilmesine izin verilmiyordu. Buna rağmen üretilen filmlerin (Cafer Penahi filmleri gibi) yapımcıları hapse atılıyordu veya işlerini yapmaları engelleniyordu.
Tüm bunlar Berlin meselesine ışık tutmak için yeterli örnekler. Daha önce söz konusu araştırma kapsamında sunulanlar, 30 yıldan fazla bir süredir verilen Alfred Bauer Ödülü’nü alan filmler hakkında sorgulamalara yol açtı. Bunların arasında Yahudi yönetmenler de var. 1996'da Romeo ve Juliet filmiyle ödülü kazanan Avustralyalı Baz Luhrmann, 2002'de Baader filmiyle Alman Christopher Roth ve 2017'de Spoor filmiyle ödül alan Polonyalı kadın yönetmen Agnieszka Holland da söz konusu isimler arasında yer alıyor. Ayrıca, 2019'da ödül alan yönetmenler Nora Fengsheid ve Helena Zengel'i de unutmamak gerekir.
Bunun yanı sıra, ödül alan yönetmenler arasında Strangled Lives’la (1996) İtalyan Ricky Tognazzi, Hero (2003) ile Zhang Yimou ve Islık Çalmak İstersem Çalarım (2010) filminin yönetmeni Florin Serban gibi çok sayıda isim de var.
Belirtilmesi gereken bir diğer nokta ise her ne kadar Berlin Festivali eski bir Nazi tarafından kurulmuş olsa da Venedik Festivali’nin de Masolini tarafından kurulduğudur. Aradaki fark ise ne o dönemde ne de bugün buna kimsenin itiraz etmemiş olmasıdır.



Elon Musk, ABD'de en az sevilen kamusal figür çıktı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Elon Musk, ABD'de en az sevilen kamusal figür çıktı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Yeni bir araştırmaya göre Elon Musk, Amerika'nın en az sevilen kamusal figürü.

Gallup anket şirketinin verilerine göre 14 önemli ismin yer aldığı listede teknoloji milyarderi, Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından insanlığa karşı suç işlemekle suçlanan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun hemen altında, son sırada yer aldı.

Gallup, 7-21 Temmuz'da rastgele seçilen bin Amerikalı yetişkine bu isimler hakkında ne düşündüklerini sordu ve katılımcıların yüzde 61'i Tesla patronu hakkında olumsuz görüş bildirdi.

Listedeki diğer isimler arasında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Joe Biden ve Papa XIV. Leo da var.

Ezici çoğunluk Musk'a karşı olumsuz tepkiler verse de ankete katılanların yüzde 33'ü Musk'ı sevdiğini, yüzde 6'sı ise onun hakkında hiçbir fikri olmadığını söyledi.

dfrgt
Yeni araştırmaya göre Elon Musk, Amerika'nın en az popüler kamusal figürü. Araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 61'i onun hakkında olumsuz görüşlere sahip (AP)

Dünyanın en zengin adamının gözden düşüşü hızlı oldu. Kendini Donald Trump'ın "First Buddy"si (First Lady sözcüğüne atıfla oluşturulan en yakın arkadaş anlamında bir kelime oyunu -ed.n.) ilan ettiği statünün tadını çıkardı. Musk, ABD Başkanı'nın ve sadık MAGA tabanının gözüne girdi ve Devlet Verimliliği Bakanlığı'nın (DOGE) harcamaları kısma yönündeki tartışmalı çalışmalarına liderlik etti.

Gallup, yıl başında Musk'ın "net beğeni oranını" -4 olarak tahmin etmişti.

Ancak haziran başında ikili arasında sosyal medya platformlarından sert eleştiriler yaptıkları şiddetli bir tartışmanın ardından Musk, Trump'ın yakın çevresinden kovuldu. Hatta başkan, Güney Afrika doğumlu iş insanının "geldiği yere geri dönmesini" önerdi.

Gallup artık Musk'ın "net beğeni oranını" -28 olarak tahmin ediyor.

dfgthy
Dünyanın en zengin adamının gözden düşüşü hızlı oldu. Kendini Donald Trump'ın "First Buddy"si ilan ettiği statünün tadını çıkardı.İkili arasında haziranda büyük bir tartışma patlak verene kadar başkan ve sadık MAGA tabanının gözüne girmeye çalışıyordu (AFP)

Trump'ın güven ve destek eksikliği etkisini istikrarlı düşüş yaşayan Tesla hisselerinde de gösterdi. Elektrikli araç üreticisi geçen ay, 2025'in ikinci çeyreğinde net gelirinde yüzde 16, aynı dönem gelirindeyse yüzde 12 düşüş bildirdi.

Williams College araştırmasına göre Musk ve itibarı, genel olarak insanları elektrikli araçlardan soğutmayı bile başardı.

Trump'ın itibarı eski dostundan daha iyi olsa da başkanın "net itibarı" hâlâ -16; katılımcıların yüzde 57'si başkan hakkında olumsuz, yüzde 41'i ise olumlu görüşe sahip. Sadece yüzde 2'si herhangi bir görüş bildirmedi.

fghyjuı
Musk, Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla suçlanan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'dan bile daha az popüler (AP)

Başkanın yakın çevresindeki bazılarına, aralarında Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr. ve hatta Savunma Bakanı Pete Hegseth'in de bulunduğu kişilere daha olumlu bakılıyor.

Netanyahu ve Rubio, ankette sırasıyla -23 ve -26 "net beğeni"yle sondan ikinci ve üçüncü sıralarda.

The Independent, Tesla'nın üst düzey yöneticisinin düşük beğenisi hakkında yorum almak için Tesla'yla iletişime geçti.

Independent Türkçe