İslamcı “Toplumsal Barış Hareketi” ile Cezayir hükümeti arasında tansiyon yükseldi

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun. (AFP)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun. (AFP)
TT

İslamcı “Toplumsal Barış Hareketi” ile Cezayir hükümeti arasında tansiyon yükseldi

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun. (AFP)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun. (AFP)

Cezayir'de yönetim ile muhalefetteki İslamcı "Toplumsal Barış" hareketi arasındaki ilişkiler gerildi. Gerginliğin nedeni Haşimi Cabub’un parti liderliğine danışmadan Çalışma Bakanlığı görevini üstlenmesi oldu. Bu adımın ardından hareket, davranışının görüşülmesi için Cabub’u parti disiplin kuruluna gönderdi.
Cumhurbaşkanlığı çarşamba akşamı, bir buçuk ay önce istifa eden Şevki Fuad Aşık’ın yerine Çalışma Bakanı olarak İslamcı partinin Şura Meclisi üyesi Cabub’u atadığını duyurdu. Bu durum parti yönetiminde tepkiye neden oldu. Zira Toplumsal Barış Hareketi lideri Abdurrezzak Makri önümüzdeki ayın ilk haftasında referanduma sunulacak anayasanın reddedilmesi çağrısında bulunmuştu.
Daha önce Ticaret Bakanlığı yapmış olan Cabub, partisinin önceki Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika'nın hükümetlerine katılmayı reddetmesine rağmen Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun'un teklifini kabul etmekte tereddüt etmedi.
Cezayir siyasi ve medya çevrelerine göre Cabub’un muhalefet konusunda Makri ile aynı fikirde olmadığı uzun yıllardır biliniyordu. Bu durum kendisini Makri başkanlığındaki "icra bürosundan" istifa etmeye itti. Cabub, şura meclisi içinde partinin yeniden hükümete girmesini isteyen eğilimini sürdürüyor. Bu eğilim 2003 yılında partinin kurucusu Şeyh Mahfuz Nahnah’ın vefatının ardından dokuz yıl boyunca partiye liderlik eden eski devlet bakanı Ebu Cerre Sultani tarafından da destekleniyordu.
Hareket, 2012 yılında da tamamen bu duruma benzer bir durum yaşamıştı. Şura Meclisi’nin kararına rağmen Bakan Mustafa bin Badah hükümette kalma kararı almıştı. Böylelikle partisinin aleyhine bir biçimde Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika’nın yanında yer almış oldu. Bin Badah o sırada parti teşkilatından ayrıldı.
Barış Toplumu Hareketi’nin önde gelen liderlerinden Nasır Hamdaduş, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu değerlendirmelerde bulundu:
“Mevcut otorite eski siyasi geleneklere sadık ve bu gelenekleri sürdürüyor. Bu da yeni Cezayir hakkında görüşlerini ortaya koyuyor. Bu tutum, dünyadaki demokrasinin ve çoğulculuğun temel ilkeleriyle çelişmektedir.”
 Hamdaduş, liderlere danışmadan partisinden bir yöneticiyi hükümete taşıdığı iddialarına yönelik de şunları söyledi:
"Söz konusu davranış, bu otoritenin iflasını ve zayıflığını yansıtıyor. Ne yazık ki bel altına vurma ve arkadan bıçaklama gibi ahlaksız yöntemlere başvuruluyor.”
Toplumsal Barış Hareketi dün gerçekleştirdiği toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanı’nın kendilerine danışmadan hareketleri içindeki  “şura konseyi” üyesini bakan olarak atamasını hareketi karıştırmaya yönelik bir girişim” olarak gördüklerini bildirdi.  Özellikle de anayasaya hayır oyu kullandıktan sonra...
Açıklamada “Bu durum, daha önceki dönemlerde defalarca benzer girişimlere maruz kalındığı gibi siyasi sistemde hiçbir şeyin değişmediğini de teyit etmektedir” İfadelerine yer verildi.
Açıklamada ayrıca Cabub’un bakanlığı kabul etmesi kınandı ve bu davranışın siyasi ahlak ve ideallere aykırı olduğu belirtildi. Cabubun üyeliğinin askıya alınıp disipline sevk edildiği kaydedildi.



Gazze’de ateşkes görüşmeleri ne durumda?

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
TT

Gazze’de ateşkes görüşmeleri ne durumda?

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)

Filistinli yetkililere göre Gazze'de ateşkes görüşmeleri çıkmaza girdi. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla BBC'ye konuşan kaynaklar, Tel Aviv yönetiminin Katar'ın başkenti Doha'daki müzakerelere, ihtilaflı konularda karar vermeye yanaşmayan bir heyet gönderdiğini savunuyor. 

Ayrıca yetkililer, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD ziyaretiyle "zaman kazanmaya" çalıştığını ve süreci tıkadığını ileri sürüyor. 

Netanyahu, 7-10 Temmuz'da gerçekleştirdiği ziyarette ABD Başkanı Donald Trump'la bir araya gelmişti. Ancak beklenen 60 günlük ateşkesin sağlandığına dair bir açıklama yapılmamıştı.

Filistinli yetkililer, İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesi ve bölgeye yardım girişleri gibi konularda uzlaşma sağlanamadığını belirtiyor. 

BBC, özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah ve Han Yunus kentlerini ayıran Morag Koridoru'nda işgali sürdürme ısrarının henüz aşılamadığını aktarıyor. İsrail ordusunun Gazze'nin 1 ila 1,5 kilometre içine giren bir alandaki "tampon bölgeleri" bırakmak istemediği ifade ediliyor.

Diğer yandan Hamas'ın tampon bölgelere ait haritaları istediği ve sözkonusu alanın söylenenden çok daha büyük olduğunun ortaya çıktığı aktarılıyor. Buna göre İsrail ordusu, bazı noktalarda Gazze'nin 3 kilometre kadar içine giren tampon bölgeler inşa etmeyi planlıyor. 

Filistinli örgütün ilk etapta bu konuda taviz vermeyi düşündüğü fakat haritaları görünce bundan vazgeçtiği ifade ediliyor. Tel Aviv yönetiminin, Gazze'nin Mısır sınırındaki Refah kentinin tamamında işgalini sürdürmeyi planladığı aktarılıyor.

Kaynaklardan biri, Netanyahu yönetiminin tutumuna dair şunları söylüyor: 

Bu görüşmeleri hiçbir zaman ciddiye almadılar. Bunları zaman kazanmak ve sahte bir ilerleme görüntüsü vermek için kullandılar.

Diğer yandan New York Times'ın (NYT) analizinde, Netanyahu'nun Gazze savaşını iktidarını sürdürmek için kullandığına dikkat çekiliyor. 

Netanyahu'nun, savaşın sürmesini isteyen Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir gibi radikal sağcı koalisyon ortaklarını memnun etmek için ateşkese yanaşmadığı ifade ediliyor. 

Analizde, Netanyahu'nun Nisan 2024'te ateşkes yapmayı düşündüğü fakat yine aynı baskılar nedeniyle geri adım attığı belirtiliyor. Bazı Amerikalı yetkililerin, Netanyahu'yla İsrail halkının yüzde 50'sinin savaş yerine rehine takası anlaşmasını istediğine dair anket sonuçları paylaştığı, İsrail liderininse şöyle yanıt verdiği aktarılıyor: 

Evet ama bu yüzde 50'lik kesim benim seçmenlerimden oluşmuyor.

Başbakanın yargı reformu paketinin 2023'te büyük protestolara yol açtığı, hatta yedek askerlerin greve gittiği anımsatılıyor. Bunlara ek olarak Netanyahu hakkında yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarıyla açılan davaların sürdüğü hatırlatılıyor. 

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) de Gazze'de işlenen "savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar" nedeniyle Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Kasım 2024'te tutuklama emri çıkarmıştı. 

Analizde, Netanyahu'nun Gazze savaşını uzatarak bu davalardan kendini korumaya çalıştığı belirtiliyor. "İsrail hiç olmadığı kadar güvensiz bir konumda" denen analizde, başbakanın hamlelerinin ülke tarihinin en karanlık sayfalarından birini oluşturduğu ifade ediliyor: 

Netanyahu, 21. yüzyılın felaketlerinden birinin mimarı ve bu felaket, İsrail'in adını muhtemelen onlarca yıl lekeleyecek.

Independent Türkçe, BBC, Times of Israel, New York Times