Libya’nın imarı, siyasi istasyonda duraksadı

Libya’nın imarı, siyasi istasyonda duraksadı
TT

Libya’nın imarı, siyasi istasyonda duraksadı

Libya’nın imarı, siyasi istasyonda duraksadı

Libyalılar, Arap ve uluslararası başkentlerde yapılan görüşmelerin ve siyasi toplantıların kısa sürede sahada somut bir hareketle sonuçlanmasını bekliyor. Berlin çıktılarına göre görüşmeler, ülkedeki istikrarı geri getirebilir ve çalışmaların hazırlandığına dair güvenceler ortasında savaşın yıktığı şehirleri yeniden inşa etme sürecini başlatabilir. Ancak şu anda bu husus hakkında konuşmanın, ‘yalnızca siyasi pazarlama’ olduğunu düşünenlere karşılık yeni otoritenin onayı bekleniyor.
Libyalı ekonomist Süleyman eş-Şuhumi, “Yeniden yapılanma meselesi, tarafların krizi çözmek için siyasi bir anlaşma imzalamasından hemen sonra başlaması gibi, pek çok kişinin beklediği kadar kolay olmayacak” dedi. Şarku’l Avsat’a konuşan Şuhumi, “Bu amaç için gerekli finansal kaynaklar mevcut olabilir. Ancak öncelikle yeniden yapılanma süreci için gerekli kontrolleri ve kuralları belirlemekten sorumlu ve düzenleyici kurumların denetlediği, istikrarlı bir hükümete ve etkili yürütme, yasama ve yasal önlemlere ihtiyacımız var” değerlendirmesinde bulundu. Ekonomist ayrıca, gözetim ve denetimlerin olmadığı finansal kaynakların yolsuzluğun sıcak noktasına dönüşebileceğini ifade etti.
Tüm Libya şehirlerinde yeniden yapılanmanın gerektirdiği finansal maliyete geri dönersek ekonomist, “Bu çerçevede sunulan tüm rakamlar sadece tahmindir ve ülkedeki yıkımın boyutu, milyarlarca dolara ihtiyaç duyuyor. Bir sonraki hükümetin gerekli yasama ve yürütme yapısını tamamlaması sonrasında, yeniden yapılanma için büyük kalkınma oluşturulmaya başlanması, ardından genel bütçenin iyileştirilmesi, ödeneklerin belirlenmesi, harcanması gereken miktarların ve başlanacak projelerin belirlenmesi gereklidir” açıklamasında bulundu.
Süleyman eş-Şuhumi, 2011 yılı öncesinde eski rejimin 150 milyar dolarlık bir yeniden inşa planı hazırladığını belirtti. Ekonomisti, nitekim birden fazla proje üzerinde çalışmaya başlayan yabancı şirketlerin var olduğunu ve bu plandaki aslan payının Çinli ve Türk firmalara ait olduğunu belirtti.
Libya Temsilciler Meclisi’nde Finans Komitesi Başkanı Ömer Tantuş, yeniden yapılanma sürecinin gerçek başlangıcının, ‘bir sonraki hükümetin, başta 2011 yılından bu yana Libya’da yaşanan savaşlardan bu yana kaynaklananlar olmak üzere, ülkenin genelinde zararları tespit etme sürecinin başlangıcı olacağına’ dikkati çekti.
Tantuş, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, dahil olduğu Berlin Konferansı sonuçlarıyla ilgilenen Ekonomik Diyalog Komitesi’nin, ‘yeniden yapılanma ile ilgili çalışmaları ve programları çoktan hazırladığını ve bunların uygulanmasının, ortaya çıkan yeni hükümete bağlı olacağını’ kaydetti.
Ömer Tantuş, “Sürecin toplam maliyeti, yaklaşık bile olsa hesaplanamaz. Çünkü önce hasar envanteri ve maliyeti, sonra yeniden yapılanma sürecinde kullanılacak malzemelerin fiyatları, arz talep hukukuna tabidir. Ancak Libya bütçesinde beklenen maliyetin büyüklüğü ve ağırlığı göz önüne alındığında, bazı yabancı bankaların ve yatırım kuruluşlarının finansman sürecine katılımı bekleniyordu” dedi.
Yetkili, 2011 ve 2014 yıllarında maalesef defalarca yıkıma uğrayan, Trablus’un güneybatısındaki Verşefane bölgesi gibi, yıkılmalarından bu yana inşaata açılmamış şehirler de dikkate alınarak, yeniden yapılanma sürecinin yıllar alacağına ve hasarın büyüklüğüne göre aşamalara ayrılacağına dikkati çekti. Tantuş ayrıca, aynı durumun, Bingazi’nin yanı sıra Sirte ve Beni Velid’in birçok bölgesinde meydana gelen büyük yıkım için de geçerli olduğunu söyledi.
Öte yandan Tobruk’taki Libya Temsilciler Meclisi Yerel Yönetim Komitesi Başkanı İdris Umran, “Gelecek yılın ortasından önce yeniden yapılanma süreciyle ilgili herhangi bir bahis, bir tür pazarlama politikasıdır, daha fazlası değil. Yasama yapısının var olma gerekliliğinin yanı sıra devlet çalışanlarını, büyük olasılıkla Libya’ya komşu ülkelerden gelen göçmen işçilerin yardımıyla yürütülecek yeniden yapılanma projelerinin liderliği ve denetimi sorumluluğunu üstlenebilmeleri için eğitmemiz gerekiyor” dedi.
Yeni otoritenin bu hususta birçok engelle karşılaşmasını bekleyen Umran, “Yeniden inşa süreci, bir sonraki hükümette, geçtiğimiz on yıl içinde evleri veya herhangi bir mülkü tahrip edilenler için tazminat dosyasını açacak. Finansal tazminatın yanı sıra tahrip edilenleri yeniden inşa etmek ve etkilenen bölgelerde yeni kamu hizmetleri ağları kurmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Ancak Libya- Mısır Ortak Ekonomi Odası Başkanı İbrahim el-Cerari, yeniden yapılanma sürecinin ‘istikrar halinin hüküm sürdüğü’ doğu bölgesinde başlayabileceğini belirtti. Cerari, geçen Eylül ayı başlarında Bingazi’de Mısırlı inşaat şirketleri ile Libya Ulusal Ordusu’nda (LUO) Askeri Yatırım Heyeti arasında bu amaçla yapılan görüşmelere dikkati çekerek, görüşmelerin bu ay içerisinde Kahire’de tamamlanması gerektiğini kaydetti.
İbrahim el-Cerari, Mısır’ın ve Fransa ile İtalya gibi birkaç ülkenin yeniden inşa sözleşmelerinden büyük bir pay almasını beklerken, “Bazıları, Türkiye ile Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) tarafından imzalanan sözleşmelerden ve anlaşmalardan endişe ediyor, ayrıca bu hükümetin Libya devletinin egemen kararını kalıcı olarak kısıtlama olasılığından korkuyor” dedi.
Cerari, “Libyalı taraflar arasındaki mevcut siyasi diyalogların çoğunda, Tobruk’taki Temsilciler Meclisi ve tüm doğu kampının temsilcileri, bu anlaşmaları yeniden gözden geçirme ihtiyacında ısrar ediyorlar. Ülkeyi yıkanın, yeninden inşa sürecinden fayda sağlamasına izin verilemez. Başta doğu olmak üzere Libya sokakları, bunu reddedecektir” ifadelerini kullandı.
Ancak Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi Başkanı Yusuf el-Akuri, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Temsilciler Meclisi, Libya’yı yeniden yapılandırma planında 2011 yılı öncesinde Türkiye’ye verilen ihalelere saygı duyduğunu teyit etti. Payı yaklaşık 20 milyar doları buluyordu. Libya’da gelecekte yeniden yapılanma sözleşmeleri, yürütme otoritesinin elinde olacak ve bu alanda takip edilen uluslararası standartları dikkate alan ulusal bir plana göre yürütülecektir” ifadelerini kullandı.



Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, Sudan’daki krizle ilgili olarak ‘kırmızı çizgiler’ çizdiğini duyurdu ve bu çizgilerin aşılmasının ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit edeceği’ uyarısında bulundu. Kahire yönetimi, iki ülke arasında imzalanan ortak savunma anlaşmasının kendisine tanıdığı tüm tedbirleri alma ihtimalini de gündeme getirdi. Uzmanlar, bu açıklamaları Sudan’da savaşın başlamasından bu yana Mısır’dan gelen ‘en sert söylem’ olarak değerlendirdi.

Mısır’ın bu tutumu, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin dün Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’ı kabul etmesiyle eş zamanlı olarak açıklandı. Sisi, görüşmede ‘ülkesinin, Sudan halkının mevcut hassas süreci aşma çabalarına tam destek verdiğini’ ifade etti. Ayrıca ‘Sudan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarını destekleyen Mısır tutumunun değişmez ilkelerine’ vurgu yaparak, bu çerçevede mümkün olan her türlü çabanın gösterilmeye hazır olunduğunu belirtti. Açıklama, Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi tarafından yapıldı.

Mısır, Burhan’ın ziyareti sırasında ayrıca, ‘Sudan’da güvenlik, istikrar ve barışın sağlanmasına yönelik ABD Başkanı Donald Trump’ın vizyonuna tam destek verdiğini’ yineledi. Bu desteğin, ‘ABD yönetiminin dünyada barışı tesis etme, gerilimi artırmaktan kaçınma ve anlaşmazlıkları çözme yönündeki yaklaşımı’ kapsamında olduğu kaydedildi.

Ortak savunma anlaşmasının yürürlüğe girmesi

Kahire yönetimi, söz konusu ilkeleri teyit ederken Sudan krizinde ilk kez ‘kırmızı çizgiler’ belirlediğini açıkladı. Mısır, bu çizgilerin aşılmasına ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini doğrudan ilgilendirdiği ve Sudan’ın ulusal güvenliğiyle yakından bağlantılı olduğu’ gerekçesiyle izin verilemeyeceğini vurguladı. Mısır’ın uyarıları arasında ‘Sudan’ın birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması, Sudan halkının imkân ve kaynaklarıyla oynanmaması ve Sudan topraklarının herhangi bir bölümünün ayrılmasına izin verilmemesi’ yer aldı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı dün yaptığı açıklamada, ‘Sudan devlet kurumlarının korunmasının ve bu kurumlara zarar verilmesinin engellenmesinin de bir diğer kırmızı çizgi olduğunu’ bildirdi.

Açıklamada ayrıca, ‘uluslararası hukukun tanıdığı tüm tedbir ve önlemleri alma konusunda tam hakka sahip olunduğu’ ifade edilerek, bu kapsamda ‘iki ülke arasındaki ortak savunma anlaşmasının devreye sokulmasının da kırmızı çizgilerin ihlal edilmesini veya aşılmasını önlemeye yönelik seçenekler arasında bulunduğu’ kaydedildi.

a
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ile Sudan arasında Mart 2021’de, ‘eğitim, sınır güvenliğinin sağlanması ve ortak tehditlerle mücadele’ alanlarını kapsayan bir askeri iş birliği anlaşması imzalanmıştı. Bu anlaşmadan önce ise iki ülke, ‘dış tehditlere karşı’ 1976 yılında bir ortak savunma anlaşmasına taraf olmuştu.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komisyonu üyesi Tümgeneral Yahya Kedvani, Mısır’ın ulusal güvenliğinin Sudan topraklarının birliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, “Sudan’ı bölmeyi hedefleyen komploların varlığı, aşılmaması gereken kırmızı çizgilerin belirlenmesini zorunlu kılmaktadır” dedi.

Kedvani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘Sudan’ın birliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik Mısır tutumunun sabit ve güçlü olduğunu, Kahire’nin Sudan devlet kurumlarını korumaya yönelik açıkladığı girişim ve söylemleri hayata geçirme kapasitesine sahip bulunduğunu’ ifade etti. Ortak savunma anlaşmasının gündeme getirilmesinin, ‘iki ülke arasında uluslararası meşruiyet ve daha önce imzalanmış anlaşmalar çerçevesinde ortak bir koordinasyonun bulunduğunu teyit etmeyi amaçladığını’ söyledi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından dün yayımlanan açıklamada ise ‘Kahire’nin Sudan’da süregelen gerilimden derin endişe duyduğu’ belirtildi. Açıklamada, bu durumun ‘Sudanlı sivillere yönelik korkunç katliamlara ve insan haklarının en temel kurallarının açık ihlallerine yol açtığı’ vurgulandı. Mısır’ın, ‘Sudan’ın birliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vereceği gerekçesiyle, herhangi bir paralel yapının kurulmasını veya tanınmasını kesin bir dille reddettiği’ kaydedildi.

Diğer yandan eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Salah Halime, ülkenin bölünmesine yönelik tehditlerle mücadelede Mısır-Sudan koordinasyonunun, Mısır, Sudan ve Arap dünyasının ulusal güvenliğini koruma çerçevesinde ele alındığını belirtti. Halime, iki ülkenin Kızıldeniz’e kıyısı olan devletleri bir araya getiren konseyin üyesi olduğuna işaret ederek, bu yapının temel rollerinin ‘savunma ve kalkınma’ olduğunu söyledi.

Halime, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun Uluslararası Dörtlü girişimi ile Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ABD ziyareti sırasında gündeme getirdiği inisiyatif kapsamında şekillendiğini ifade etti. Kahire’nin, ‘üç ay sürecek bir ateşkesle başlayacak, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) Sudan ordusuna entegre edilmesini ve Sudan askeri kurumunun bütünlüğünün korunmasını öngören bir yol haritasının uygulanmasını desteklediğini’ kaydetti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın açıklamasına göre Kahire, ‘insani bir ateşkese ulaşılması, bunun kalıcı bir ateşkese dönüşmesi ve Sudanlı sivillerin güvenliği ile korunmasını sağlamak amacıyla güvenli insani sığınaklar ve geçiş koridorları oluşturulması’ hedefiyle Uluslararası Dörtlü çerçevesinde çalışmayı sürdürme konusundaki kararlılığını yineledi. Bu sürecin, Sudan devlet kurumlarıyla tam koordinasyon içinde yürütüleceği belirtildi.

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD’den oluşan Uluslararası Dörtlü, ağustos ayında sunduğu yol haritasında, ‘üç aylık insani ateşkesin ardından kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını, siyasi sürecin başlatılmasını ve dokuz ay içinde bağımsız bir sivil hükümetin kurulmasını’ öngörmüştü.

sfg
New York'ta düzenlenen Uluslararası Dörtlü toplantısından (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Burhan’ın Mısır ziyareti, geçtiğimiz pazartesi günü Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından geldi. Burhan, söz konusu ziyaretin sonunda, ‘Sudan’ın barışın sağlanması ve savaşın sona erdirilmesi yönündeki çabalarda ABD Başkanı Donald Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Özel Temsilci Massad Boulos ile birlikte çalışmaya istekli olduğunu’ ifade etmişti.

El-Ehram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Afrika Programı Direktörü Emani et-Tavil ise ‘Mısır’ın Sudan dosyasında ilk kez kırmızı çizgiler koyduğunu, son tutumunun savaşın başlamasından bu yana en sert duruşu yansıttığını’ belirtti. Et-Tavil, bu yaklaşımın ‘Sudan’ın birliğinin korunması, savaşın durdurulması, paralel yapıların reddedilmesi ve devlet kurumlarının muhafazası’ konularında Suudi Arabistan ve ABD’nin tutumlarıyla örtüştüğünü söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan et-Tavil, ‘Sudan’ın birliği konusunda güçlü tutumlar sergilenmesi noktasında Suudi Arabistan ile Mısır arasında bir uyum bulunduğunu, bunun da ateşkes ilanı ve insani ara verilmesine yönelik bir girişimin şekillendirilmekte olduğunu gösterdiğini’ ifade etti. Ancak et-Tavil, ‘birbirini kabul etmeyen Sudanlı taraflarla yürütülecek siyasi çözümlerin en karmaşık mesele olmaya devam ettiğini’ vurguladı.

Sumud İttifakı bünyesindeki siyasi ve sivil güçler, salı günü Kenya’nın başkenti Nairobi’de, Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Ordusu Hareketi ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile Sudan’daki savaşı durdurmaya yönelik ortak bir ilkeler bildirgesine imza attı. Bu adım, savaşa karşı olan Sudanlı tarafların büyük bölümünü bir araya getiren ilk yakınlaşma olarak değerlendirildi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü dün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Burhan arasındaki görüşmelerde, ‘iki ülke arasındaki ilişkilerin, halkların bütünleşme ve karşılıklı kalkınma beklentilerini yansıtacak şekilde güçlendirilmesinin ele alındığını, ayrıca sahadaki gelişmelerin değerlendirildiğini’ bildirdi.


İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
TT

İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)

İsrail ordusunun yasağına rağmen, dün birkaç İsrailli Gazze Şeridi'ne girdi ve eski bir yerleşim yerinde İsrail bayrağını dalgalandırarak harap olmuş Filistin topraklarının yeniden işgalini istedi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre İsrail sağ kanadıyla bağlantılı sosyal medya hesapları, açık bir alanda İsrail bayrağının etrafında toplanmış yaklaşık 20 erkek, kadın ve çocuğu gösteren bir fotoğraf paylaştı ve fotoğrafın Kfar Darom'da çekildiğini iddia etti.

Gazze Şeridi'nin merkezindeki bu eski kibbutz, diğer 20 yerleşim yeriyle birlikte, İsrail'in 2005'teki tek taraflı çekilmesi sırasında boşaltılmıştı.

O zamandan beri, İsrail sağının bir kesimi, Gazze'de İsrail yerleşimlerinin yeniden kurulmasını savunuyor. Bu çağrı, Gazze Şeridi'ndeki savaşı başlatan 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından sonra daha da yoğunlaştı.

Bunun ardından, bazı İsrailli yetkililer de Filistinlilerin Gazze'den tahliye edilmesini ve bölge üzerindeki İsrail kontrolünün yeniden kurulmasını savundu.

rty65u7
Gazze'ye yerleşmeyi destekleyen İsrailliler, ordunun kendilerine Gazze Şeridi içinde Hanuka bayramını kutlama izni vermesini talep eden bir yürüyüşe katıldı (Reuters)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ne girenlerin "İsrail topraklarına geri gönderildiğini" duyurdu ve "onlarca" kişinin daha başka bir sınır kapısından sızmasının engellendiğini, ancak bazılarının güvenlik bariyerlerini aşmayı başardığını belirtti.

Açıklamada ayrıca, "savaş bölgesine herhangi bir giriş yasaktır, sivilleri tehlikeye atar ve bölgedeki askeri operasyonları aksatır" denildi.

Sınır kasabası Sderot'ta düzenlenen bir mitingde, yerleşim hareketinin önde gelen isimlerinden Daniella Weis, yaklaşık 100 destekçisine şöyle seslendi: “Allah'ın izniyle, bu bayrağın yükseltilmesi yeni bir dönemin başlangıcını işaret edecek; Gazze'ye geri döneceğimiz bir dönem.”

Şöyle devam etti: “Gazze, Endonezyalılar, Türkler, Mısırlılar veya başka herhangi bir ülke tarafından yönetilmeyecek. Gazze'yi yalnızca İsrail halkı yönetecek.” Bu sözleriyle, ateşkes anlaşması kapsamında Gazze Şeridi'ne konuşlandırılması beklenen uluslararası istikrar gücüne katılması muhtemel ülkeleri kastediyordu.

Geçtiğimiz hafta, Weis'in kurucu ortaklarından olduğu aşırı milliyetçi yerleşim hareketi "Nahala", bir mesajda, Gazze'de İsrail bayrağını dalgalandırmayı organize etme niyetini açıkladı. Bu girişim, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, on diğer bakan ve Knesset'in yirmiden fazla üyesi tarafından destekleniyor.


Hamas, Miami görüşmelerinin İsrail'in "ihlallerine" son vermesini bekliyor

Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
TT

Hamas, Miami görüşmelerinin İsrail'in "ihlallerine" son vermesini bekliyor

Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)

Hamas liderlerinden biri, Gazze ateşkesinin bir sonraki aşamasına geçmek için bugün Miami'de yapılması planlanan görüşmelerin, İsrail'in ateşkesi "ihlal etmesine" son vermesiyle sonuçlanması gerektiğini söyledi.

Hamas siyasi büro üyesi Basim Naim AFP'ye yaptığı açıklamada, "Halkımız, bu görüşmelerde bulunanların devam eden İsrail saldırganlığına son vermelerini, tüm ihlalleri ve aykırılıkları durdurmalarını ve işgalcileri Şarm el-Şeyh anlaşmasının gereklerine uymaya zorlamalarını bekliyor" ifadelerini kullandı.

Amerika Birleşik Devletleri, Florida'da bu görüşmelere ev sahipliği yapıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff'un, ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını ilerletmek amacıyla Katar, Mısır ve Türkiye'den üst düzey yetkililerle bir araya gelmesi bekleniyor.