La Casa de Papel: Alicia'nın hamileliği dengeleri nasıl değiştirecek?

Kısa süre önce dizide bir tek Tokyo'nun hayatta kalabileceği öne sürülmüştü (Netflix)
Kısa süre önce dizide bir tek Tokyo'nun hayatta kalabileceği öne sürülmüştü (Netflix)
TT

La Casa de Papel: Alicia'nın hamileliği dengeleri nasıl değiştirecek?

Kısa süre önce dizide bir tek Tokyo'nun hayatta kalabileceği öne sürülmüştü (Netflix)
Kısa süre önce dizide bir tek Tokyo'nun hayatta kalabileceği öne sürülmüştü (Netflix)

Netflix’in popüler dizisi La Casa de Papel'in yeni sezonu yayımlanmadan önce hayranlar hikayenin nasıl sonlanacağına dair olası senaryoları tartışıyor. Dizinin son sezonunun finali Alicia Sierra’nın beklenmedik hamlelerine işaret etmişti. 
Yayımlanma tarihi kesin olarak belli olmasa da hayranlar Nairobi’nin ölümünün ve Alicia Sierra’nın Profesör’ü kıskıvrak yaklamasının ne gibi sonuçları olabileceği üzerine kafa yoruyor. 
Dolayısıyla tüm gözler hamile Alicia Sierra üzerinde ve hayranların büyük bir çoğunluğu onun Berlin’in (Pedro Alonso) eski karısı Tatiana’yla (Diana Gomez) bağlantı kurduğuna ikna görünüyor. 
Fikirlerin çoğu onun hamileliği üzerine şekillense de anti-kahraman açısından bu alışıldık olmayan seçim, tahminlerin sınırlarını zorluyor gibi görünüyor.
Hayranlardan bazıları onun hamileliğinin suçluları yakalamak için bir uydurmaca olduğunu düşünüyor. Bazıları da Profesör’le arasındaki gerilimin doğumu yaklaştığında çözüleceğini varsayıyor. 
Express'in haberine göre eğer Alicia’nın doğum sancıları bölümün hemen açılışında başlarsa bu Profesör’ün dikkatini soygundan uzaklaştırmak açısından koz olarak kullanılabilir. 
Reddit’te tartışma başlatan hayranlardan biri, "Bence Alicia, Profesör’e silahı doğrulttuğunda suyu gelecek ve Profesör ona yardım edecek. Ve sonra eğer Profesör’ü öldürürse yine de basına sızan bilgilerden hapsedileceğini anlayacak. Profesör’ü öldürmek onu kurtarmayacak" dedi. 
Alicia, Rio’ya işkence etmek de dahil yasadışı yöntemler uygulaması yüzünden görevinden alınmıştı. Tıpkı Raquel’in başına geldiği gibi Alicia da düşmandan çok müttefik olarak daha faydalı olduğunu anladığında Profesör’le gücünü birleştirebilir. 
Hayranlardan bir diğeriyse, "Siz başka bir başlangıç yapacağını söyleyene kadar mantıklı geldi. Bunun yerine Profesör’ün bebeğin doğumuna yardım edeceğini düşünüyorum fakat işini bitirdiğinde polis içeri girecek ve Profesör bebeği güvenliğe götürürken Alicia’yı yakalayacak" diye belirtti.
Alicia’nın hamileliğinin hikayenin gidişatı açısından bir fark yaratıp yaratmayacağı belirsizliğini korusa da hayranlar bunun kesinlikle etkili olacağını düşünüyor.  
 
Independent Türkçe, Express

 


James Cameron'dan Christopher Nolan'a Oppenheimer eleştirisi

Cillian Murphy (en sağda), Christopher Nolan imzalı Oppenheimer'daki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmış, Emily Blunt ise En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday gösterilmişti (AP)
Cillian Murphy (en sağda), Christopher Nolan imzalı Oppenheimer'daki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmış, Emily Blunt ise En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday gösterilmişti (AP)
TT

James Cameron'dan Christopher Nolan'a Oppenheimer eleştirisi

Cillian Murphy (en sağda), Christopher Nolan imzalı Oppenheimer'daki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmış, Emily Blunt ise En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday gösterilmişti (AP)
Cillian Murphy (en sağda), Christopher Nolan imzalı Oppenheimer'daki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmış, Emily Blunt ise En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday gösterilmişti (AP)

5 Ağustos'ta, Hiroşima'ya atılan atom bombasının 80. yıldönümünde yayımlanacak Ghosts of Hiroshima (Hiroşima'nın Hayaletleri) adlı kitabın yazarı Charles R. Pellegrino olsa da bu hikayenin sinema uyarlamasını James Cameron üstlenecek. Kitabın kapağında da belirtildiği üzere bu proje, ünlü yönetmenin sıradaki yapımlarından biri.

Cameron, konuyu 2023'te Oppenheimer'la sinemaya taşıyan Christopher Nolan'ın yaklaşımına eleştirel yaklaşıyor. 70 yaşındaki Kanadalı yönetmen, Deadline'a verdiği röportajda Nolan'ın "hikayede uzak durduğu noktalar nedeniyle ahlaki bir kaçış" sergilediğini düşünüyor.

"Filmde yalnızca kısa bir sahnede yanmış cesetler görüyoruz. Başka bir yönetmenin işini eleştirmek istemem ama bu sahne dışında olayın ağırlığını yansıtan çok az şey var" diyen Cameron, sözlerini şöyle sürdürüyor:

Bence konunun esasını es geçti. Stüdyo mu uzak durdu bu konudan yoksa Chris mi bu noktaya dokunmak istemedi bilmiyorum ama ben doğrudan o tartışmalı konuya dokunmak istiyorum. Aptallığım tutuyor işte.

Nolan, Oppenheimer döneminde bu anlatının kendi filmine uygun olmadığını söylemişti. Ancak Titanik (Titanic) ve Avatar gibi dev yapımların yönetmeni Cameron, bu boşluğu doldurmaya hazır olduğunu belirtiyor:

Tamam, ben el kaldırıyorum. Bu işi ben yapacağım Chris, sorun değil. Sen de galama gelirsin, birkaç güzel söz söylersin...

Henüz senaryoyu yazmaya başlamadığını belirten Cameron, bu süreci şöyle anlatıyor:

15 yıldır notlar alıyorum ama henüz tek bir kelime bile yazmadım. Çünkü bir noktada her şey zihninde oluşur ve sonra yazmaya başlarsın. Ben hep böyle çalışırım. Etrafı keşfederim, beni etkileyen unsurları hatırlarım, sonra bunları bir anlatıya dönüştürürüm. Ve o yazma anı geldiğinde oturup yazarım. Ama şu an o zihinsel noktada değilim.

Cameron'ın örnek aldığı yönetmen ise Steven Spielberg. Özellikle Schindler'in Listesi (Schindler's List) ve Er Ryan'ı Kurtarmak (Saving Private Ryan) gibi 1990'lardaki II. Dünya Savaşı filmleriyle sinema tarihine damga vuran Spielberg hakkında Cameron şöyle diyor:

O, yaşananları olduğu gibi gösterdi.

Independent Türkçe, IndieWire, Entertainment Weekly, Deadline