İran petrol satışları 2020’de 5 milyar dolara ulaşacak

Tahran’ın kaynakları bu yılki döviz harcamalarını karşılamıyor

ABD yaptırımlarından ve koronavirüs salgınından etkilenen eski Tahran Çarşısı’ndaki halı sergisi (AFP)
ABD yaptırımlarından ve koronavirüs salgınından etkilenen eski Tahran Çarşısı’ndaki halı sergisi (AFP)
TT

İran petrol satışları 2020’de 5 milyar dolara ulaşacak

ABD yaptırımlarından ve koronavirüs salgınından etkilenen eski Tahran Çarşısı’ndaki halı sergisi (AFP)
ABD yaptırımlarından ve koronavirüs salgınından etkilenen eski Tahran Çarşısı’ndaki halı sergisi (AFP)

İran-Çin Ticaret Odası Başkanı Macit Rıza Hariri, İran’ın petrol ve petrol dışı ihracat faaliyetlerinde 115 milyar dolar kaybettiğini açıklarken ülkesinin bu yılki ham petrol satışlarının en iyi ihtimalle 5 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini söyledi.
Hariri, İranlı İşçiler Haber Ajansı’nın (ILNA) tarafında aktarılan açıklamasında, “İran'ın toplam petrol ve petrol dışı ihracatı bu yıl 35 milyar dolara ulaşırken, temel harcamaları ise yıllık 50 milyar doları bulacak” dedi.
Ülkesinin ihracatı ikiye katlayamaması halinde yıllarca para kriziyle boğuşmak zorunda kalabileceği konusunda uyaran İranlı yetkili, gelirin gider ile orantılı olmaması konusundaki endişesini de dile getirdi. Bu yıl içinde petrol satışlarının ‘en iyi ihtimalle’ 5 milyar dolara ulaşmasını beklediklerini söyleyen Hariri, İran’ın ihracat hacminin geçtiğimiz yıl 40 milyar dolara ulaştığının altını çizerek, “Son altı aya ait istatistikler, ihracat hacmimizin yılsonuna kadar 30 milyar doları bulacağını gösteriyor” dedi. İranlı yetkili, Tahran’ın petrol ihracatının önünde engel teşkil eden ABD yaptırımlarının İran'ın petrol satışlarına olan etkisine ilişkin ayrıntılara ise değinmedi. Birkaç gün önce da İran Petrol Bakanı Bijen Namdar Zengene petrol ihracatına ilişkin ayrıntılara değinmekten kaçınmıştı.
İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri, geçtiğimiz Haziran ayında, ülkesinin satışlarının geçen yıl 100 milyar dolardan 8 milyar dolara düştüğünü söyledi.
Hariri, İran için ideal senaryo ile ilgili olarak, “35 ile 40 milyar dolar arasında gelir elde edeceğiz. Kemer sıkarak döviz harcamalarımız ise 50 milyar doları buluyor”  ifadelerini kullanarak, hükümete bu yılın sonuna kadar sorunları ‘bir şekilde’ yönetebilmek için harcama politikasını azaltmasını tavsiye etti.
Hükümetin mevcut yaptırımlar altında elinden çok fazla bir şeyin gelemeyeceğini belirten Hariri, “Sorunların hepsi hükümetin elinde olsaydı, ondan bir şeyler yapmasını bekleyebilirdik. Fakat ülkedeki siyasi kararların sadece hükümetin elinde olmadığı, daha çok rejim grubunun karar aldığı bir süreçten geçiyoruz” şeklinde konuştu. Hariri, mevcut durum devam ederse önümüzdeki yıl ülkesini daha zor koşulların beklediği konusunda uyardı.
Hariri’nin uyarıları, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin geçtiğimiz Cumartesi günü Bakanlar Kurulu toplantısında İran ekonomisinin Almanya ekonomisinden daha iyi durumda olduğunu şeklindeki açıklamasının İranlılar arasında alay konusu olduğu bir döneme denk geldi.
ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz ay, Tahran'ı iflasın eşiğine getiren ekonomik yaptırımlar sayesinde İranlıları müzakere masasına dönmelerini sağlamayı amaçladığını açıkladı. Trump, İran’ın gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 24’lük bir gerilme olduğunu belirtirken İranlı mevkidaşı Hasan Ruhani, Trump’ın açıklamalarına itiraz ederek, böyle bir kaybın olmadığını söyledi.
İlgili bağlamda İran’ın ‘Cihan Sanat’ adlı ekonomi gazetesi, koronavirüs krizinin İran’ın hali ihracatını vurduğunu yazdı. Gazeteye göre İran’ın halı ihracatı son 25 yılda 1 milyar 931 milyon dolar geriledi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade ise ülkesinin Güney Kore ile yapılan yaklaşık 7 milyar dolar değerindeki dondurulmuş nakit varlığın ödenmesi ile ilgili görüşmelerin ‘yavaş ilerlediğini’ söyledi. Eski Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ve diplomat Ramin Mehmanparast ise ILNA’ya yaptığı açıklamada, Seul'e söz konusu nakit varlığı ödemesi için baskı yapılması çağrısında bulundu. Mehmanparast ayrıca Güney Kore'yi 7 milyar dolarlık ödeme yerine İran'a ilaç satmaktan da kaçınmakla suçladı.



Pakistan-Hindistan ateşkesinin perde arkasında neler yaşandı?

Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
TT

Pakistan-Hindistan ateşkesinin perde arkasında neler yaşandı?

Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)

İhtilaflı Keşmir bölgesindeki saldırının ardından Hindistan ve Pakistan arasındaki gerginlik, topyekun savaşa dönüşmeden durduruldu. 

Nükleer silahlara sahip iki ülke, 10 Mayıs'ta ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan etmişti.

Guardian, tüm dünyayı korkutan çatışmaların durdurulması için yürütülen ateşkes sürecinin perde arkasını yazdı. 

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla gazeteye konuşan Pakistanlı iki istihbarat yetkilisi, ABD Dışişleri Başkanı Marco Rubio’nun, Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Asim Munir’le 10 Mayıs sabahı telefonla görüştüğünü söylüyor. 

Yetkililer, ABD arabuluculuğundaki ateşkes görüşmelerinin yaklaşık 8 saat sürdüğünü belirtiyor. 

Analizde, Trump’ın ilk başta devreye girmediği, Başkan Yardımcısı JD Vance’in de çatışmalarla ilgili “Bizim sorunumuz değil” dediği hatırlatılıyor. Ancak iki nükleer güç arasındaki gerginliğin topyekun savaşa dönüşme ihtimalinin Washington’ı korkuttuğu, Trump’ın da sonunda harekete geçmeye karar verdiği yazılıyor. 

ABD Başkanı’nın, 9 Mayıs’ta Rubio’ya Pakistan tarafıyla, Vance’e de Hindistan lideri Narendra Modi’yle görüşme talimatı verdiği aktarılıyor. 

Rubio’nun yalnızca Munir’le değil, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ve İstihbarat Genel Müdürü General Asım Malik’le de irtibata geçtiği ifade ediliyor.

Pakistanlı yetkililer, Washington’ın devreye girmesinden memnun olduklarını belirtiyor: 

ABD'nin müdahalesini memnuniyetle karşıladık. Savaş istemiyoruz ama bize dayatılırsa, o zaman yaptığımız gibi saldırganlıkla karşılık vermekten başka seçeneğimiz kalmıyor.

Haberde, ABD’nin yanı sıra Suudi Arabistan, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin taraflarla iletişime geçtiği, Birleşik Krallık’ın da diplomatik arka kanallar aracılığıyla baskı uyguladığı belirtiliyor.

İslamabad yönetimi, ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlandığını kamuoyuyla paylaşmasına rağmen Yeni Delhi, Washington’ın süreçteki rolüne dair bir açıklama yapmadı. Modi, ateşkesle ilgili konuşmasında teklifin Pakistan’dan geldiğini savunmuştu.

BBC’nin analizinde Hindistan’ın, Keşmir meselesinde üçüncü tarafların müdahalesine izin vermek istemediğine ve konunun bir tabu olarak görüldüğüne dikkat çekiyor. Dolayısıyla Trump’ın devreye girmesinin Modi yönetimini zor bir pozisyona soktuğuna işaret ediliyor. Yeni Delhi’nin bir yandan Washington’ın arabuluculuğunu istemediği, diğer yandan da Trump yönetimiyle iyi ilişkileri korumayı hedeflediği belirtiliyor.

Hindistan-Pakistan çatışmaları

Hindistan'ın idaresindeki Cammu Keşmir'in Pahalgam bölgesinde 22 Nisan'da düzenlenen saldırıda 26 turist öldürülmüş, olayı Pakistan'da yasaklı Leşker-i Tayyibe (LET) örgütünün uzantısı olan Direniş Cephesi (TRF) üstlenmişti. Keşmir Direnişi diye de bilinen radikal İslamcı örgütten yapılan açıklamada, bölgedeki "demografik değişime" karşı çıkıldığı belirtilmişti.

Bunun ardından Yeni Delhi yönetimi, saldırıyı düzenleyenlerin Pakistan'dan geldiği suçlamasında bulunmuş, İslamabad ise iddiaları reddetmişti.

Sonrasında Hindistan ordusunun 6 Mayıs'ta Pakistan'a ve İslamabad yönetimi kontrolündeki Azad Keşmir bölgesine düzenlediği füze saldırılarıyla gerginlik daha da büyümüştü.

Independent Türkçe, Guardian, BBC