Rusya Esed’in ‘bencil’ tavrından rahatsız

Esed ve Lavrov geçen ay Şam’da bir araya geldi (AFP)
Esed ve Lavrov geçen ay Şam’da bir araya geldi (AFP)
TT

Rusya Esed’in ‘bencil’ tavrından rahatsız

Esed ve Lavrov geçen ay Şam’da bir araya geldi (AFP)
Esed ve Lavrov geçen ay Şam’da bir araya geldi (AFP)

Rus kaynaklar, Şam rejimi lideri Beşşar Esed’in Rusya’nın resmi haber ajansı Ria Novosti’ye verdiği demecini “bencillik” “siyasi faturadan ve Suriye içindeki temel önceliklerden kaçma çabası” olarak değerlendirdi.
Esed’in, Suriye’deki savaş sürecinde ve dönüm noktalarında Rusya’nın 2015’teki müdahalesini görmezden gelmesi, İran’ın Suriye’deki varlığına ilişkin ifadeleri ve savaşın Fırat’ın doğusu ile İdlib’e doğru devam edeceğinin işaretini vermesi dikkat çekti. Esed’in bu açıklamaları, Rusya’nın Suriye konusundaki pozisyonuyla açık bir şekilde çelişiyor. Nitekim Esed, Moskova’nın özel önem verdiği Suriye Anayasa Komitesi’nin gidişatını küçümseyen ifadeler kullandı.
Beşşar Esed, Rusya’nın Suriye’deki rolü ve Suriye savaşının en önemli dönüm noktalarına ilişkin soruya, “Bahsedebileceğim bir sürü dönüm noktası var, sadece bir nokta değil. Birinci dönüm noktası 2013’te Suriye’nin orta kesimleri başta olmak üzere çok sayıda bölgeyi kurtarmaya başlamamızla gerçekleşti. Sonraki yıl ABD’nin desteğiyle DEAŞ ortaya çıktı” diye yanıt verdi.
Rusya’nın Suriye savaşına müdahalesine de değinen Esed, “Bir diğer nokta ise Rusların gelişiydi. Rusların Suriye ordusuna destek için gelmesinin ardından o süreçte birlikte çok sayıda bölgeyi kurtarmaya başladık. Bu, Halep’in doğu kısmının kurtarılmasında bir dönüm noktasını temsil ediyor. Suriye'nin diğer bölgelerinin kurtuluşu bu noktadan başlayarak burada başlamıştır” dedi.

Esed: Savaş bitmedi Rusya: Savaş bitti
Beşşar Esed’in, Suriye’deki savaşın bitmesine ilişkin soruya verdiği yanıt, Rusya’nın Suriye’deki gelişmelere bakış açısıyla çelişki oluşturan bir diğer noktayı temsil ediyor. Esed, Suriye’de savaşın bitip bitmediği sorusuna, “Hayır, kesinlikle hayır. Suriye’de bazı bölgeleri işgal eden ve çeşitli suçlar işleyen ve suikastlar düzenleyen teröristler olduğu müddetçe, savaş bitmedi. (Savaş) ağalarının uzun süre devam ettirmeye istekli olduğuna inanıyorum. Bizim düşündüğümüz bu” şeklinde cevap verdi. Esed ayrıca “Türk ve Amerikan işgaliye mücadelede halk direnişinden” bahsetti. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, son dönemde “Suriye’de hükümet ile muhalefet arasındaki mücadelenin bittiğini” ve “Suriye’nin kuzeydoğusu ile İdlib’de iki gerilim hattı olduğunu” ifade eden üst düzey Rus yetkililer arasında yer alıyor. Bununla birlikte Lavrov, bu iki gerilim hattı için “askeri çözüm olmadığını” belirtmişti.
Esed, İdlib’deki duruma değinerek, “Rusya-Türkiye anlaşması etkili değil. Zira Ankara ve Moskova anlaşması etkili olsaydı, son zamanlarda Halep ve İdlib’deki pek çok bölgede çatışmalara girmek zorunda kalmazdık. Çünkü Türk rejiminin o bölgedeki teröristleri bölgeyi terk etmeye ikna etmesi ve Suriye ordusu, hükümeti ve kurumlarının bölgeyi kontrol etmesinin önünü açması gerekiyordu. Ancak bunu yapmadılar” ifadelerini kullandı.

“Cenevre siyasi oyun”
Esed’in konuşmasında Rusya tarafı ile bir diğer ihtilaf noktasını ise anayasal reform dosyası oluşturuyor. Nitekim Moskova bu sürece özel önem veriyor. Esed, konuyla ilgili olarak, “2012’de anayasayı değiştirdik. Şimdi de Cenevre görüşmelerinde anayasayı tartışıyoruz (…) En nihayetinde Cenevre müzakereleri siyasi bir oyundan ibaret, Suriyelilerin çoğunun odaklandığı şey değil. Suriye halkı anayasa hakkında düşünmüyor ve kimse onun hakkında konuşmuyor. Halkın endişeleri, yapmamız gereken reformlar ve ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamak için değiştirmemiz gereken politikalarla ilgili. Şu anda tartıştığımız konu bu” diye konuştu.

“Suriye’de İran güçleri yok”
Esed’in, Suriye’deki İran güçlerinin varlığını reddetmesi ve iki yıl önce İranlıların Suriye’nin güneyinden uzaklaştırılmasını öngören anlaşmayı yalnızca “ABD tarafının Ruslara bildirmesi” şeklinde niteleyerek küçümsemesi, Moskova’nın tutumu ile çeliştiği bir başka noktayı temsil ediyor. Esed, bu konuda “Bizde İran güçleri yok. Onlar Suriye’yi destekliyorlar, askeri uzmanlar gönderiyorlar ve sahadaki güçlerimizle çalışıyorlar ve Suriye ordusuyla birlikteler. İran askerleri olmamasına rağmen, yaklaşık bir yıl önce Amerikalılar Ruslara, İranlıları İsrailliler tarafından işgal edilen Golan Tepeleri ile sınırlardan 80 kilometre uzakta olmaları gerektiğine ikna etmeleri için haber verdiler. Ancak İranlılar çok esnek davrandılar” dedi. Esed, ‘İran varlığı’ meselesinin ABD’liler açısından Suriye topraklarını işgal etmek ve teröristleri destekleme bahanesinden ibaret olduğunu ve bu meseleyi “gerçek amaçlarını gizlemek için” kullandıklarını söyledi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Rus kaynaklar, Esed’in açıklamasını, Rus heyetin geçen ay Suriye’deki temasları sırasında sunduğu Rusya’nın vizyonuna ‘pratik bir yanıt’ olarak değerlendirdiler. Kaynaklar, Esed’in açıklamasının “Suriye yönetimin siyasi çözüm sürecini ilerletmeye dönük herhangi bir adım atmaya ve Moskova’nın Suriye’deki işini kolaylaştırmaya hazır olmadığının” kanıtı olduğunu ifade ettiler.
Bir başka Rus kaynak ise, Esed’in ifadelerini “İç krizden kaçma ve pozisyonuna bağlı olduğu hususunda destekçilerine güvence verme çabası” diye nitelendirdi. Kaynak, “Esed’in bazı gerçekleri tersine çevirme çabası güven verici değil. Çünkü bu çaba, Esed’in, ülkesindeki iç sorunun özünü ve büyüklüğünü kabul etmek istemediğini ve siyasi çözüm sürecinde yürümeye hazır olmadığını bir kez daha gösteriyor” ifadesini kullandı.
Esed’in iki gün önce kullandığı “Anayasa Komitesi Türkiye tarafının yarattığı bir sorun” ifadesini hatırlatan kaynak, “Suriye lideri, Rusya’nın pozisyonunun aksine, daima Anayasa Komitesi çalışmalarının ilerletilmesine önem vermediği izlenimi vermeye çalışıyor” dedi.
Kaynak, Rusya’nın, Suriye’deki ekonomik durumu kurtarmak için Komite çalışmalarının ilerletilmesi gerektiğine dair bir pozisyon benimsediğini ve Moskova’yı en son ziyaret eden Suriyeli üst düzey hükümet heyetinin görüşmelerinin merkezinde bu meselenin yer aldığını dile getirdi. Kaynak, “Suriye hükümeti tarafından belirli siyasi adımlar atılmadan ekonomik düzeyde veya diğer düzeylerde elle tutulur sonuçlardan söz etmek mümkün değil” dedi.
Suriye’den üst düzey bir heyet, son iki gün Moskova’daki temasları kapsamında ekonomi ajandasına odaklanarak, Şam’ın ekonomideki kötü gidişat ile mücadelesinde acil ve güçlü bir desteğe ihtiyaç duyduğunu belirtti. İki heyetin görüşmelerinde, Moskova ve Şam arasında ekonomik işbirliği güçlendirmenin, karşılıklı ticaret hacmini artırmanın ve ABD’nin Ceaser Yasası kapsamında Suriye’ye uyguladığı ekonomik ablukanın yaşam koşulları üzerinde oluşturduğu etkileri hafifletmenin yolları ele alındı. Ancak bu görüşmelerin asıl gündemi, Şam’ın Rusya’dan acil kredi talep etmesidir.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’na yakın diplomatik çevreler, daha önceki açıklamalarında, Şam’ın son iki aydır Moskova’yı acil kredi vermesi konusunda ikna etmeye çalıştığını belirterek, Rusların bunun için uygun zamanı beklediğini çünkü Rusya’nın Suriye’deki ekonomik iklimin iyileştirilmesini ve ülkedeki mevcut durumla mücadeleyi, siyasi sürecin hızlandırılması şartına bağlamayı umduğunu belirtmişlerdi. Yani Rusya, Suriye’nin bu şartı kabul edip etmemesine bağlı olarak bölgesel ve uluslararası aktörleri yardım için seferber etmeyi düşünüyor. Nitekim bu mesele, Rus heyetin geçen ay Şam’da gerçekleştirdiği görüşmelerde de gündeme gelmişti.



Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
TT

Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)

Avrupa Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nde uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planlarının, hayat kurtaran yardımların bölgeye ulaşmasını engelleyeceğini belirtti.

Lahbib, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği’nin (AB) tutumunun net olduğunu vurgulayarak, “Sivil toplum kuruluşlarının mevcut haliyle kayıt altına alınması yasasının uygulanması mümkün değil” dedi.

Lahbib, insani yardımların önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve “Uluslararası insancıl hukuk, herhangi bir belirsizliğe yer bırakmıyor; yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı” ifadesini kullandı.

İsrail medyası, hükümetin dün yaptığı açıklamaya dayanarak, Sınır Tanımayan Doktorlar, ActionAid ve Oxfam gibi onlarca insani yardım örgütünün lisanslarının iptal edileceğini ve bunların ‘terörle bağlantılı’ olduğu gerekçesiyle kapatılabileceğini duyurmuştu.

Bazı uluslararası yardım kuruluşları, kayıtlarının iptal edilmesi riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Eğer 31 Aralık’a kadar İsrail makamlarının belirlediği yeni kriterlere uyum sağlamazlarsa, 60 gün içinde faaliyetlerini durdurmak veya Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki çalışmalarına kısıtlama getirmek zorunda kalabilirler.


Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
TT

Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)

Şarku’l Avsat Suriye devlet televizyonu El-İhbariyye'den aktardığı habere göre bugün (Çarşamba) Süveyda kentinde meydana gelen el bombası patlamasında bir kişi hayatını kaybetti, iki kişi yaralandı.


Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
TT

Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Hamas hareketi, iki yıl süren İsrail savaşı sırasında liderlerinin suikastlara kurban gitmesinin ardından bir dizi liderlik değişikliği yaşıyor. Bu durum, hareketin eski lideri olan ve Ekim 2024'te Refah'ta İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda beklenmedik bir şekilde öldürülen Yahya Sinvar'a yakın kişilerin daha fazla öne çıkmasına neden oldu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynaklarına göre, serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, siyasi büro üyesi ve savaş öncesinde hareketin medya departmanından sorumlu olan serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, kendisi ve Sinvar'a yakın bir dizi kişinin Gazze Şeridi'ndeki hareketi yönetmekle görevlendirilmesinin ardından, Gazze Şeridi'ndeki siyasi bürosunun başına geçti. Bu kişilerin çoğu, Şeridin güneyindeki Han Yunus'ta yaşıyor.

Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)

2011 Gilad Şalit esir takasıyla serbest bırakılan eski bir mahkum olan el-Amudi, Gazze Şeridi yönetiminin merkez figürü haline geldi. İsrail hapishanelerinde kaldıkları süre boyunca ve serbest bırakıldıktan sonra Sinvar'a çok yakındı ve sık sık toplantılarına ve diğer etkinliklerine eşlik etti.

Bazı kaynaklar, Gazze Şeridi'nde siyasi büro için gerçek bir seçim yapılmadığını, bunun yerine sürecin atama, onaylama ve istişare yoluyla yürütüldüğünü söylüyor.

Bazı kaynaklar operasyonun “iç yönetmelikleri ihlal ederek” gerçekleştirildiğini söylerken, diğerleri amacın “iç eksiklikleri gidermek” olduğunu ve “seçilenlerin hepsinin Tevfik Ebu Naim, Salah Ebu Şarik ve diğerleri gibi Sinvar'a yakın kişiler olduğunu” açıkladı.

Kaynaklar, el-Amudi'nin şu anda Gazze'deki Hamas içinde “devrim” olarak nitelendirilebilecek bir harekete öncülük ettiğini söylüyor. Özellikle İsrail saldırılarında yaralanan ilçe idari organlarının başındaki bazı yerel liderleri görevden aldı ve yerlerine atamalar yaptı. Savaş sırasında sorumluluklarının bir kısmından vazgeçen diğer kişiler için de aynı şeyi yaptı. Suikasta uğrayan, başka nedenlerle görevden alınan veya farklı görevlere atanan eski liderlerin yerine geçecek kişileri aramaya devam ediyor.

Bazı kaynaklara göre, bu adımlar Gazze Şeridi içindeki yerel Hamas liderlerinin yanı sıra yurtdışındaki liderler arasında da öfkeye yol açtı. Şeridin dışındaki siyasi büro üyelerinden bazıları yerel liderlere, "Olanlar kabul edilemez ve iç hukuka aykırıdır; önümüzdeki günlerde hareketin liderinin seçilmesini beklemeliyiz ki, bir yıl sonra yapılacak genel seçimlere kadar bazı bölgelerin liderliğindeki boşlukların geçici olarak doldurulması konusunda bir anlaşmaya varılabilsin" şeklinde bilgi verdi.

İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki Hamas içinde siyasi düzeyde hüküm süren "kaosun" aksine, askeri kanadında istikrarlı bir durumun söz konusu olduğunu ve yeniden yapılanmanın sorunsuz ve sistematik bir şekilde devam ettiğini belirtiyor. İzzeddin Kassam Tugayları'nın yeni Genelkurmay Başkanı İzzeddin Haddad'ın savaş sırasında suikasta kurban giden veya öldürülenlerin yerine yeni atamalar yapmak üzere bir dizi toplantı düzenlediğini ve çeşitli kararlar aldığını ifade ediyorlar. Ayrıca, tüm taraflarla sürekli iletişim kurarak siyasi düzeydeki farklılıkların veya anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye ve böylece her düzeyde istikrarı sağlamaya çalışıyor.

Kaynaklara göre Haddad, bazı bölgelerdeki tugay komutanları da dahil olmak üzere çeşitli liderlik pozisyonlarındaki boşlukları doldurmak için çalışırken, asıl komutanlarının suikast sonucu öldürülmesinin ardından bu tugayları yönetmek üzere atanmış diğer kişileri de görevde tutuyor.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu, İzzeddin Haddad'ın komuta ettiği Gazze Şehri Tugayı hariç, suikast sonucu öldürdü. Yerine Muhanned Receb atandı.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu suikastla öldürdü. Bunun istisnası, Muhannad Receb'ın yerine geçen İzzeddin el-Haddad'ın komutasındaki “Gazze Şehri Tugayı”ydı.

Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)

Çeşitli kanatları ve kademeleriyle Hamas, İsrail'in çeşitli kaynaklarını hedef alması sonucu mali krizden muzdarip olmuş durumda. Bununla birlikte, savaş sırasında veya sonrasında, farklı oranlarda ve zamanlarda da olsa, maaş ve ödenekleri tamamen kesmedi.

Gerçekte Hamas, 7 Ekim 2023 saldırısının ardından, 1987'deki kuruluşundan bu yana eşi benzeri görülmemiş son derece karmaşık bir dönemle karşı karşıya. Hareketin gözlemcilerine göre, Gazze Şeridi'ne sınır komşusu İsrail tesislerine ve kasabalarına yönelik saldırılarla başlayan bu saldırı, İsrail'i uzun süreli bir savaşa sürükledi.

Yazar ve siyasi analist Mustafa İbrahim, hareketin “askeri yenilginin, örgütsel tükenmişliğin, siyasi karmaşanın ve geleceği ile rolü hakkındaki varoluşsal kaygının iç içe geçtiği bir aşamaya girdiği” değerlendirmesinde bulunuyor.

İbrahim, İsrail savaşının, Hamas'ın siyasi büro üyelerinin ve Gazze Şeridi'ni yıllarca yöneten idari komitelerin başkanlarının çoğunu kaybetmesinin ardından, liderlik ve karar alma yapısını vurduğunu açıkladı. Bu durum, doldurulması kolay olmayan derin bir liderlik boşluğu yarattı ve hareket içinde geleceği ve bir sonraki aşama hakkında anlaşmazlıkları ortaya çıkardı: Bu bir yönetim aşaması mı, örgütsel hayatta kalma aşaması mı yoksa sadece uzun süreli bir krizi yönetme aşaması mı olacak?

Hamas'tan birkaç kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: "İşlerin iyi ve sorunsuz gittiğini söylemek mümkün değil. Birçok zorluk var ve yaşananlar, hiçbir şey bırakmayan ve hareketin liderlerinin çoğunun suikastına neden olan yıkıcı bir savaşın ışığında normal. Geniş bir liderliğe ve Filistin içinde ve dışında geniş bir halk tabanına sahip bir hareket için liderlik boşluğu normaldir ve bir yıl sonra kapsamlı seçimler yapılana kadar mevcut farklılıklar da normaldir."