Libya’da koronavirüs yayılıyor kriz derinleşiyor

Koronavirüsü atlatan bir kişi plazma bağışı yapıyor (Mutabakat Hükümetine bağlı Sağlık Bakanlığı)
Koronavirüsü atlatan bir kişi plazma bağışı yapıyor (Mutabakat Hükümetine bağlı Sağlık Bakanlığı)
TT

Libya’da koronavirüs yayılıyor kriz derinleşiyor

Koronavirüsü atlatan bir kişi plazma bağışı yapıyor (Mutabakat Hükümetine bağlı Sağlık Bakanlığı)
Koronavirüsü atlatan bir kişi plazma bağışı yapıyor (Mutabakat Hükümetine bağlı Sağlık Bakanlığı)

Libya’da sağlık otoriteleri, ülke genelinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka sayılarının 40 bini geçmesi ile koronavirüs vakaları sayılarının artmasını engellemeye yönelik çözümler aramayı hızlandırdı.
Ulusal Hastalık Kontrol Merkezi’ne bağlı Koronavirüs ile Mücadele Yüksek Komitesi tarafından düzenlenen toplantıda ülkedeki salgın durumuna dair son gelişmeler gözden geçirildi. Söz konusu toplantı ayrıca “salgının son iki haftaki göstergelerinin okunmasını” içeriyordu.
Ulusal Hastalık Kontrol Merkezi Genel Müdürü Dr. Bedreddin en-Neccar yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Ülkenin batısında salgın durumunun, daha doğru bilgilerin sağlanması yolu ile acil ve kararlı bir şekilde ele alınmazsa endişe verici bir hale geleceğini. Ülkede içindeki gözetim ve inceleme programına ilişkin olarak daha fazla çabanın harcanmasının gerektiğini, bunun gelecek dönemde vaka oranlarının azalmasında katkı sağlayacak.”
Ulusal Merkez’e bağlı Koronavirüs ile Mücadele Yüksek Komitesi salgının durumunun sürekli ve periyodik olarak raporlanmasının ve durumun iyileşmesini engelleyen sorunların ortadan kaldırılması ve normal hayata aşamalı dönüşün gerekliliğini dile getirdi.
Ülkede Merkez’in dün 12 tıbbi laboratuvar merkezinde gerçekleştirilen 3 bin 724 testten 779’unun pozitif tespit edildiğini duyurmasının ardından kaydedilen toplam vaka sayısı dün 40 bin 292’ye yükseldi. Şu ana kadar vakalardan 23 bin 130’u sağlığın kavuşurken 616’sı hayatını kaybetti.
Genelde olduğu gibi Trablus 410 vaka ile listesinin başında yer aldı, onu 36 vaka ile Bingazi ve 33 vaka ile Mısrata şehirleri takip etti. Ülkede tıbbi cihaz eksikliği yaşanıyorken, vatandaşların ihtiyati önlemleri takip etmesi ve toplumsal etkinliklerde çok sayıda kişi ile bir araya gelmeyi bırakmaları gerekiyor.
Ecdebiye şehrinde bulunan Koronavirüs Tıbbi Danışma Komitesi, PCR testi için gerekli olan materyallerin tükenmesinde dolayı, tespit edilmeyen vakaların arttığını, çözüm bulunmadığı takdirde durum daha da kötüleşecek” ifadelerini kullandı.
Tıbbi Danışma Komitesi “Duruma müdahale edilmesi için mümkün olan en kısa sürede cihazları sağlanması” çağrısında bulundu.
Bu sırada, Zliten Belediyesi bir elektronik uygulama çıkardı. Uygulama ile bölgede koronavirüs testi yaptıran kişiler Kovid-19 testlerinin sonuçlarını akıllı telefonlarından öğrenebiliyorlar.
Uygulamanın yöneticilerinden Abdulrahman bin Arus dün, bugünden itibaren uygulamanın etkinliğinin deneme aşamasının başlayacağını belirtti ve tıbbi personelin uygulamanın kullanımına ilişkin bilgilendirildiğini açıkladı.



Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA
TT

Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA

Aliya Mansur

Yeni Suriye ulusal logosunun (görsel kimlik) lansman töreni, Suriye'deki her etkinlik gibi Suriyeliler arasında geniş çaplı bir tartışmanın eşlik ettiği, etkileyici ve güzel bir etkinlikti. Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın katıldığı Halk Sarayı'ndaki görkemli törene, “Suriye Demokratik Güçleri”nin kontrolü altındaki Rakka ve Haseke hariç olmak üzere Suriye'nin çeşitli bölgelerinde aynı anda düzenlenen kutlamalar eşlik etti. Gösteriler ve sloganlar Suriye devriminden sahneleri çağrıştırdı.

Şara'nın tören sırasında yaptığı etkileyici konuşma Suriye'nin birliğinin ve çeşitliliğinin altını çizdi ama daha tören bitmeden önce Suriyeliler arasında şu tartışma başlamıştı; bu ulusal logo gerçekten Suriyeli mi yoksa başka ülkelerden “ilham mı” alındı? Bazıları bunun bir alkollü içecek şirketnin ticari logosu olduğunu söyleyecek kadar şüphelerinde ileri gittiler.

Suriye şahininin “çalıntı” olduğu suçlamaları - ki bu kesinlikle doğru değil - ve bunlara verilen karşılıklar arasında meselenin özü neredeyse kayboldu. Oysa meselenin özü şu: Nasıl bir Suriye istiyoruz? Hukuk devleti olan bir Suriye mi yoksa halkın ruh hallerinin dalgalanmalarına tabi bir Suriye mi?

Konuya ilişkin yorumunda Anayasa Bildirgesi Taslağı Komitesi üyesi Dr. Ahmed el-Karbi, resmi logoların kabulü tartışılırken yasal temellere dayanmanın gerekliliğini vurguladı. Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesinde açıkça “devletin logosu kanunla belirlenir” ifadesinin yer aldığına ve hukuka dayalı bir devletin anayasal çerçevelere uygun olarak onaylanmamış bir logoya indirgenemeyeceğine işaret etti.

Suriye'deki tartışma ve çekişmenin özü bu olmak yerine, bazı Suriyeliler binlerce yıllık Suriye anıtlarına kazınmış olan Suriye şahininin kökeni ve sembolizmiyle ilgili suçlamalarda bulunmakla meşgul oldular.

Esed rejiminin devrilmesinden ve Şara'nın yönetime gelmesinden bu yana, Suriye halkı hükümetin, özellikle de Başkan Şara'nın her eylemini mutlak biçimde destekleyenler ile hükümetin yaptığı her eylemi veya açıklamayı mutlak biçimde reddedenler arasında bölündü. İki grup arasında, bir şeyleri düzeltmek amacıyla eleştirenlerin ve teşvik etmek amacıyla destekleyenlerin sesleri kayboldu.

Esed rejiminin devrilmesinden bu yana 7 ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı analize göre Esed rejiminin devrilmesinden bu yana yedi ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak. Bu da yorumlara kapıyı açıyor ve Suriye halkının doğasını ve doğruluğunu bilinmediği söylentilerin yayılmasına katkıda bulunuyor.

17 Mayıs'ta Suriye Cumhurbaşkanlığı, eski rejim tarafından işlenen ihlallerle ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak, sorumlularından hesap sormak, mağdurlara tazminat ödemek ile görevli bir geçiş adaleti komisyonu kurulacağına dair bir kararname yayınladı. Kararname, Abdulbasıt Abdullatif'in komisyon başkanı olarak atanmasını ve duyuru tarihinden itibaren 30 günü geçmeyecek bir süre içinde bir çalışma grubu oluşturma ve iç yönetmelikler hazırlama görevini üstlenmesini öngörüyordu.

Bu kararnamenin yayınlanmasının üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçti, yani komisyonun kurulması için öngörülen 30 günlük süre geçti. Peki bu komisyon hangi aşamada? Cevap yok. Bu sadece şeffaflığın eksik olduğunu değil, aynı zamanda hükümetin kendi yayınladığı kararnamelere ve mevzuata, örneğin Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesine bağlı olmadığının da bir örneği.

İşte meselenin özü de budur: Nasıl bir Suriye istiyoruz?

Hukuk ve kurumlar devleti Suriye'nin sesi, iki grubun kopardığı gürültü arasında neredeyse duyulmuyor. Bir tarafta destekçiler var ve bunların çoğu Suriyelilerin “Aralık 2024 devrimcileri” olarak adlandırdığı, devrimin 14 yılı boyunca önemli bir rol veya sese sahip olmayan, şimdiyse hükümetin sağ tarafında yer alan kişiler. Diğer taraftaki hükümetin muhalifleri arasındaysa, hükümetin her türlü eylemini çarpıtmakla meşgul olan, çoğunluğu eski rejim kalıntısı ve solcu olan sesler bulunuyor. İkisi arasında aklın sesi kayboluyor.

Suriye'nin istikrarı sadece Suriye için değil, bölge için de bir öncelik. İstikrarlı bir Suriye, komşu ülkelerin istikrarının başlangıcıdır ve bir vatandaşlık devleti ve hukukun üstünlüğünün inşası, Suriyelilerin onlarca yıllık geleceğinin temel taşıdır. Sağlam olmayan temeller üzerine inşa edilen her yapı, özellikle Suriye'nin düşmanları hâlâ pusuda beklediğinden, çökme riski altındadır. Hukukun üstünlüğü, adalet, özgürlük, vatandaşlık ve şeffaflık, istediğimiz devleti inşa etmek için önceliklerdir.