Libyalılar, Serrac'a bağlı güçlerin petrol anlaşmasını bozacağından endişe ediyor

Libyalılar, Serrac'a bağlı güçlerin petrol anlaşmasını bozacağından endişe ediyor
TT

Libyalılar, Serrac'a bağlı güçlerin petrol anlaşmasını bozacağından endişe ediyor

Libyalılar, Serrac'a bağlı güçlerin petrol anlaşmasını bozacağından endişe ediyor

Libya'da bazı siyasetçiler, Libya Ulusal Ordusu (LUO) lideri General Halife Hafter ve Libya Başbakan Yardımcısı Ahmed Muaytik arasında imzalanan ülkede petrol üretimi ve ihracatına yeniden başlanması konusundaki anlaşmanın iptal olma olasılığından endişe ediyor. 
LUO'ya bağlı Ahlaki Rehberlik İdaresi Başkanı Tuğgeneral Halid el-Mahcub, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, anlaşmayı reddeden bu eğilim karşısında şaşkınlığını dile getirerek şu ifadeleri kullandı:
"Libya’da petrol sahalarının kapatılmasını ve bunun ülkeye ve vatandaşlara yansıyan ekonomik etkilerini her zaman kınayanlar Libya’nın batısındaki liderleri değil mi? Şuan petrol sahaları yeniden açıldı ve gelirlerinin adil bir şekilde dağıtılması ve ülke ve vatandaşın yararına yönlendirilmesi için harcanacağına dair bir açıklama yapılmasına rağmen anlaşmayı kabul etmediklerini dile getirdiler. Bu sesler, Müslüman Kardeşler Örgütü ve Türkiye’nin ve onlarla birlikte Batı'daki silahlı milislerin anlaşmayı kınayan ve gelirlerini denetlemeyi reddeden sesleri."
Mahcup açıklamasında, “Bu milislerin ve ‘Trablus'taki yozlaşmış liderlerinin’ birincil amacının, varlıkları orada bitmeden parayı yağmalamak" olduğunu söyledi. Geçmiş senelerdeki petrol gelirlerine ne olduğu hakkında sorgulamalarda bulunan Mahcub, belki de milyarlarca doların  Trablus’taki Merkez Bankası’na aktarıldığını belirterek, "Bu gelirler, maaşlarını almak için uzun süre bankaların önünde bekleyen Libyalıların cebine girmedi, geçim kaynaklarını iyileştirmeyi de hedeflemedi" dedi.
Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Kültür Genel Komisyonu Başkanı Hasan Onis, petrol anlaşmasının önemini hafife alan seslerin yükselmesi karşısında tüm Libyalıları, "Petrol anlaşmasına ihanet gözüyle bakmamaya" çağırdı. Onis, konuyla alakalı yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Çatışmanın uzamasından yararlananlar ve fırsatçılar tarafından anlaşmanın karşılaştığı kötü niyetli saldırılar Libya'nın varlığını korumanın önlenebileceğini gösterdi. Onlar, tek bir yürütme otoritesi ve tek bir merkez bankası başkanlığında kurumları birleştiren bir anlaşmaya dil uzatıyorlar. Seçmenlerinin onların yönelimlerini ve fikirlerini kabul etmeyeceğini çok iyi bildikleri yasama seçimlerine doğru ilerlerken nihai çözüme giden yolu lanetliyorlar. Ancak şimdi tüm endişeleri, geçiş aşamasını yanlış çözümlerle uzatmak ve Libya-Libyalı bir iradenin dayattığı pratik bir çözüme göz yummaktır.”
Trablus'taki Libya Temsilciler Meclisi Ekonomi, Ticaret ve Yatırım Komitesi Başkanı Muhammed er-Raid ise Muaytik’e atıfta bulunarak, petrolü yeniden üretme anlaşmasını "Yeni bir pozisyon getirmek isteyen kişisel çabalar, başka bir şey değil" şeklinde nitelendirdi.
Raid, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Bu anlaşmanın ancak Muaytik tarafından tanınabileceğini ve Ulusal Petrol Kurumu’nun "Rus (Wagner) unsurlarının ve milislerinin ayrılmasının ardından, ki bu doğal olarak gerçekleşmedi, petrol sahalarından ve limanlarından yıkıcı gücün kaldırılmasını taahhüt ettiğini" belirtti.
Raid açıklamasında, Batı Libya’nın özellikle de Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne sadık askeri oluşumların liderlerinin, petrol anlaşmasını reddetmesinin temel nedeninin, önceki yıllarda olduğu gibi Libya petrol gelirlerinin tamamından yararlanmaya devam etme arzusundan kaynaklandığı yönündeki iddiaları da reddetti.
Petrol gelirlerinin Trablus ve Batı için yüzde 60, Doğu ve Güney için yüzde 40 oranında paylaşılması konusundaki görüşlerle ilgili açıklamalarda bulunan Raid, "Evet, anlaşma tarafımızdan reddedildi. Ancak dedikleri gibi daha fazlasını istediğimiz için değil, ülkenin bölünmesini derinleştirdiği için reddedildi" dedi. Petrol gelirlerinin paylaşılmasının üç bölgedeki kalkınma projelerinin desteklenmesine katkıda bulunacağı yönündeki görüşleri eleştiren Raid, “Önceki yılların gelirleri 24 milyar doları aşmazken, devletin genel bütçesi 30 milyar doları aştı. Bu da kalkınmanın tüm ülkede fon yetersizliği nedeniyle neredeyse durduğu anlamına geliyor" diye konuştu.
Diğer taraftan, Doğu bölgesinin borçlarının anlaşma şartlarına uygun olarak ödenmesi için petrol gelirlerinin kullanılmasını eleştiren Raid şu ifadeleri kullandı:
“Nihayetinde petrol gelirlerinden ödenecek bu borç, yerel kamu borcu kapsamında değerlendirileceği için 50 milyar dinar olarak tahmin edilen Doğu'nun borçlarının doğru hesaplanması ve herkesin ne zaman ve nasıl harcandığını bilmesi gerekiyor. Meselenin borcun geri ödenmesi karşılığında petrol sahasının açılması takası şeklinde olması asla gerekmiyordu. Çünkü petrolün açılması için uluslararası baskı vardı.”
Ancak bu öneri, Tobruk'taki Libya Temsilciler Meclisi üyesi Ali es-Saidi tarafından, "Yerel borç Libya devletine aittir, tek başına Doğu’nun borcu veya bazılarının iddia ettiği gibi Ulusal Ordu’nun değil” sözleriyle reddedildi. Saidi açıklamasında, “Trablus ve Libya’nın batısına ait olan ve genellikle 60 milyar Libya dinarı olarak belirlenen bir borç söz konusu. Bu borçlar yerel devlet borcuna dahil edilecektir” diye konuştu.
Saidi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Doğu'daki kamu ihtiyaçlarının ve harcamalarının çoğunun, geçmiş yıllarda petrol gelirlerinden para elde etmeyi reddeden bankalardan borçlanarak yönetildiğini belirtti. Saidi, "Son anda mevcut durumu her zaman bozmaya çalışan Kardeşlik hareketinin manevraları” olarak nitelendirdiği duruma karşı uyarmasına rağmen, anlaşmanın belirlenen süreye kadar bunlara karşı direnerek devam edeceği konusundaki iyimserliğini dile getirdi. Saidi sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Evet, Kardeşler hareketi ve askeri oluşumların liderleri mevcut sahneyi bozmak için uğraşıyor. Ancak milislerin tasfiye edilmesi gerekliliğine dair uluslararası direktifler ve ayrıca müttefikleri olan Türkiye’nin petrol anlaşmasına itiraz etmeyen ABD’nin izni dışında hareket etmemesi doğrultusunda bunu başarma imkanına sahip değiller. Türkiye'nin Libya'daki büyükelçiliği, anlaşmanın uygulandıktan sonra memnuniyetini ifade eden bir açıklama yaptı.”



Irak: Kor Mor gaz sahasına iki İHA ile saldırı düzenlendi, failler tespit edildi

Kor Mor doğalgaz sahasına düzenlenen saldırı, Kuzey Irak'taki elektrik şebekesini felç etti (Reuters)
Kor Mor doğalgaz sahasına düzenlenen saldırı, Kuzey Irak'taki elektrik şebekesini felç etti (Reuters)
TT

Irak: Kor Mor gaz sahasına iki İHA ile saldırı düzenlendi, failler tespit edildi

Kor Mor doğalgaz sahasına düzenlenen saldırı, Kuzey Irak'taki elektrik şebekesini felç etti (Reuters)
Kor Mor doğalgaz sahasına düzenlenen saldırı, Kuzey Irak'taki elektrik şebekesini felç etti (Reuters)

Irak Silahlı Kuvvetleri dün yaptığı açıklamada, geçen hafta Kürdistan Bölgesi'ndeki en büyük petrol sahalarından biri olan Kor Mor gaz sahasına düzenlenen saldırının iki İHA ile gerçekleştirildiğini, bunlardan birinin sahayı vurduğunu, diğerinin ise saha dışında düştüğünü bildirdi.

Irak Silahlı Kuvvetleri, saldırıyı gerçekleştirenlerin kimliğini doğrulayarak, bunları kanun dışı unsurlar olarak tanımladı.


İsrail'in Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısında 5 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı

Filistinli çocuklar Han Yunus'ta ateşin başında ısınıyor (Reuters)
Filistinli çocuklar Han Yunus'ta ateşin başında ısınıyor (Reuters)
TT

İsrail'in Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısında 5 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı

Filistinli çocuklar Han Yunus'ta ateşin başında ısınıyor (Reuters)
Filistinli çocuklar Han Yunus'ta ateşin başında ısınıyor (Reuters)

Filistin haber ajansı WAFA'nın haberine göre, İsrail'in dün akşam Gazze'nin güney ve doğusuna düzenlediği hava ve topçu saldırılarında en az 5 Filistinli öldü, çok sayıda kişi de yaralandı.

Ajans, İsrail uçaklarının Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'un el-Mevasi bölgesinde yerinden edilmiş kişilerin barındığı çadırlara bir dizi hava saldırısı düzenlediğini ve ikisi çocuk beş Filistinlinin hayatını kaybettiğini, onlarca kişinin de yaralandığını bildirdi.

El-Mevasi'ye düzenlenen hava saldırıları, içinde yerinden edilmiş kişilerin bulunduğu birkaç çadırın yakılmasına ve bölgeye sığınan ailelerin acılarının daha da artmasına neden oldu.

Kuveyt Özel Sahra Hastanesi'ndeki sağlık kaynakları, ambulans ekiplerinin el-Mevasi'deki yerinden edilmiş kişiler için kurulan "El-Necat" kampında bombalama alanından beş ceset çıkardığını, cesetlerin kömürleşmiş halde ulaştığını bildirdi.

Han Yunus kentinin batı kesiminde de eş zamanlı baskınlar düzenlendi. İsrail araçları kentin doğusunda yoğun hava saldırıları düzenlerken, savaş uçakları da kentin üzerinde yoğun uçuş gerçekleştirdi.

Gazze Şehri'nde, İsrail insansız hava araçları (İHA) şehrin doğusundaki Şucaiye kavşağı yakınlarında ateş açarak bölge sakinleri ve yerinden edilmiş kişiler arasında paniğe yol açtı. Dün sabah Gazze Şehri'nin Zeytun semtinde İsrail ateşiyle 2 Filistinli hayatını kaybetti.

Şarku’l Avsat’ın sağlık kaynaklarından elde ettiği bilgiye göre, İsrail'in 7 Ekim 2023'te başlattığı saldırılarda Gazze Şeridi'ndeki ölü sayısı, çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşmak üzere 70 bin 117 kişiye yükseldi.

Sağlık kaynakları, yaralı sayısının yaklaşık 171 bine ulaştığını, çok sayıda kişinin hâlâ enkaz altında olduğunu, ambulans ve kurtarma ekiplerinin ise bu kişilere ulaşamadığını belirtti.

Gazze Şeridi'ndeki hastanelere son 48 saatte 5 ölü, 13 yaralı ulaştığını kaydeden kaynaklar, 11 Ekim'de varılan ateşkes anlaşmasından bu yana toplam ölü sayısının 360'a, yaralı sayısının ise 922 kişiye ulaştığını kaydetti.


Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.