Kovid-19’u yenen Trump’ın görüntüleri, Mussolini’nin balkonu ile ilişkilendiriliyor

ABD Başkanı’nın sağlığı hakkındaki tartışmalar devam ediyor ve bu kadar hızlı bir şekilde hastaneden ayrılması eleştiriliyor

Mussolini’nin 1940 yılında İngiltere ve Fransa’ya savaş ilan ettiği andan bir kare (Public Domain)
Mussolini’nin 1940 yılında İngiltere ve Fransa’ya savaş ilan ettiği andan bir kare (Public Domain)
TT

Kovid-19’u yenen Trump’ın görüntüleri, Mussolini’nin balkonu ile ilişkilendiriliyor

Mussolini’nin 1940 yılında İngiltere ve Fransa’ya savaş ilan ettiği andan bir kare (Public Domain)
Mussolini’nin 1940 yılında İngiltere ve Fransa’ya savaş ilan ettiği andan bir kare (Public Domain)

İsa Nehari
ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi günü Walter Reed Ulusal Askeri Tıp Merkezi’nden taburcu olduktan sonra Beyaz Saray’daki Truman Balkonu’na çıktı. Trump’ın bu davranışı sadece yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanıp yakalanmadığı ile ilgili tartışmaların yanı sıra muhaliflerinin, Trump’ı görüntülerini faşizmin doğuşunun ana karakterlerinden biri olarak kabul edilen İtalyan Başbakanı Bentio Mussolini’nin ünlü sahnesiniyle karşılaştırıldı.

Karşılaştırmayı kim başlattı?
Pazartesi akşamı Marine One başkanlık helikopteri, Beyaz Saray’ın bahçesine indikten sonra ABD Başkanı yüzündeki maskesiyle göründü ve doğrudan Beyaz Saray’ın balkonuna yöneldi. Başkan burada galibiyet anının tadını çıkardı. O anlar haber ajansları tarafından ekranlara yansıtıldı. Bu sırada, CNN tarafından yapılan canlı yayında Anthony Scaramucci, Trump’ı “Amerikan Mussolini” olarak adlandırdı.
Şarku’l Avsat’ın  Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, 2017 yılında Trump yönetiminin iletişim müdürü olarak kısa bir süre görev yapan Scaramucci, daha sonra yönetimi en sert şekilde eleştirenlerden biri oldu. Hatta Scaramucci, Trump’ın etrafındakileri umursamadan maskesini alenen çıkarmasını eleştirerek ABD’nin 45. başkanını “Amerikan Mussolini” olarak nitelendirdi. Aynı karşılaştırma, MSNBC kanalında sunucu Joy Reid ile Cumhuriyetçi yorumcu Steve Schmidt arasındaki bir konuşmada geçti ve daha sonra bu, sosyal medyada geniş bir yankı buldu.

Faşizmin kurucularından biri
Mussolini, 1922 ila 1943 yılları arasında İtalya’yı yöneten oldukça etkileyici bir konuşmacı olarak tanınıyor. Genelde konuşmalarını Roma’da bulunan Venedik Meydanı’nın (Piazza Venezia) üstündeki balkonundan yapıyordu. İtalyanlar Il Duce (lider) olarak anılmayı seven Mussolini’yi dinlemek üzere meydanda toplanıyordu. Faşist lider, 1936 yılında İtalyan İmparatorluğu’nun ilanı ve 1940 yılında Fransa ve İngiltere’ye savaş ilanı da dahil olmak üzere, tarihe yön veren en ünlü konuşmalarından bazılarını meydanın bir tarafına bakan ofisindeki bu balkondan yapmıştı.
2. Dünya Savaşı’ndan sonra İtalyanların tarihlerindeki faşizm dönemine karşı duyarlılıkları dayanılmaz bir hal alınca, tarihin bir sayfası kapandığı gibi ünlü balkon da kapatıldı. Böylece tıpkı milletlerin tarih ile ilişkisinde olduğu gibi bu simge, hassasiyetler kaybolmadan önce onlarca yıl terkedilmiş bir vaziyette kaldı. Daha sonra Mussolini’nin ofisinin bulunduğu şatafatlı saray, ortaçağ sanatının sergilendiği ulusal bir müzeye dönüştürüldü ve balkon yeniden açıldı. Ancak bu sefer balkonun konuşmacısı yoktu.
İtalyanlar, Mussolini’nin geri dönmeyeceğinden emin olsa da, bir gün bir ABD başkanının Beyaz Saray’ın balkonuna çıkacağı ve ardından vatandaşlarının kendisine yeni Mussolini lakabını takacağı hiç akıllarına gelmemiş olabilir. Ancak pazartesi akşamı bu gerçekten oldu. Zira sosyal medya sitelerinde Trump, alay ile dolu bu sıfat ile anıldı.
Ancak Trump’ın faşist lider ile ilişkilendirilmesi ansızın olan bir şey değil. Business Insider sitesi daha önce tarihçilerin, akademisyenlerin ve ABD seçimlerini analiz edenlerin Trump’ın davranışlarının Mussolini’ye ve ABD’nin kınadığı liderlere benzediğine dair endişelerine yer vermişti. Zira Beyaz Saray’ın efendisi seçimlerde kaybederse iktidarı barışçıl bir şekilde devredeceğine dair taahhütte bulunmayı reddetmişti. Trump’ın bu tavrı Demokratlar tarafından sert bir tepki ile karşılanmıştı.

Trump iyileşti mi?
Walter Reed Ulusal Askeri Tıp Merkezi’nde üç gece geçirdikten sonra Beyaz Saray’a dönmeden saatler önce Trump, Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımda 20 sene önce olduğundan daha iyi hissettiğini ifade etti. Aynı zamanda vatandaşlarına virüsün hayatlarını kontrol etmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu. Bu, ABD’de Kovid-19 yüzünden hayatını kaybeden kişi sayısının 210 bini aşması karşısında gittikçe artan ölü sayılarının uyandırdığı öfke dalgası ile karşılandı.
Bulaşıcı hastalık uzmanları, hastalar için riskin semptomların ortaya çıktığı andan itibaren ilk haftadan ilk 10 güne kadar sürdüğüne dair ortak tıbbi görüşün yanı sıra bir Kovid-19 hastasının sağlığının hızlı bir şekilde çökmeye elverişli olduğu göz önüne alındığında, ABD Başkanı’nın hastaneden çıkmak için bu kadar acele etmesini eleştiriyor.



İran ve İsrail'in savaşa geri dönme riskine dair 4 işaret

İran ve İsrail bayrakları (Reuters)
İran ve İsrail bayrakları (Reuters)
TT

İran ve İsrail'in savaşa geri dönme riskine dair 4 işaret

İran ve İsrail bayrakları (Reuters)
İran ve İsrail bayrakları (Reuters)

İran ve İsrail arasındaki gerilim, bugüne kadarki en doğrudan ve yıkıcı çatışmaları olan haziran ayındaki 12 günlük savaşın ardından yüksek seyretmeye devam ediyor. Amerikan “Newsweek” dergisi, Tel Aviv ve Tahran'ın savaşa geri dönme riski taşıdığına dair dört göstergeye dikkat çekti.

Dergi, çatışmanın 13 Haziran'da İsrail'in İran'ın nükleer ve askeri hedeflerine yönelik saldırılarıyla başladığını ve bunun yüzlerce insansız hava aracı (İHA) ve balistik füzenin İsrail'i hedef aldığı yaygın bir İran tepkisini tetiklediğini bildirdi.

22 Haziran'da ABD, İran'ın önemli nükleer tesislerine hava ve füze saldırıları düzenledi. İran ise ABD Ee-Udeyd üssünü hedef alarak misillemede bulundu.

24 Haziran'da varılan ateşkese rağmen, derin stratejik ve nükleer gerilimler çözümsüz kalmaya devam ediyor.

Sana'daki Husiler, İran'la dayanışma içinde ABD ve İsrail bayraklarını yaktı (Reuters)Sana'daki Husiler, İran'la dayanışma içinde ABD ve İsrail bayraklarını yaktı (Reuters)

İran-İsrail çatışmasının tırmanmasının, Ortadoğu'yu istikrarsızlaştırabileceği, küresel enerji ve güvenliği tehdit edebileceği, ABD ve Çin gibi büyük güçleri doğrudan çatışmaya sürükleyebileceği belirtildi. Ateşkes, temel ihtilaflı konuları ele almadan bırakarak yeni bir çatışmanın önünü açtı. Şarku’l Avsat’ın Newsweek’ten aktadığı analize göre son dönemdeki bazı gelişmeler, yeni bir çatışma riskinin arttığına işaret ediyor.

“Newsweek”, yeni çatışmalara yol açabilecek nedenleri inceledi.

1-Hızlı Silahlanma

İsrail tarafından zarar verilen savunmasını yeniden inşa etmeye çalışan İran, Çin'den karadan havaya füze bataryaları satın alarak her iki tarafı da yeniden silahlandırıyor.

Ayrıca Çin Savunma Bakanlığı, İran'ın eskiyen ve çoğunluğu Rus yapımı olan hava savunma sistemlerini geliştirmek amacıyla bu uçakları satın almak istediğine dair haberler arasında, "dost ülkelere" J-10 çok amaçlı savaş uçağı tedarik etme isteğini doğruladı.

Bu arada, İsrail'in Lübnan üzerindeki hava devriyelerini güçlendirdiğini, sivilleri korumak için yeni yerel güvenlik birimleri oluşturduğunu ve ön saflardaki birlikleri desteklemek için yedek kuvvetleri yeniden harekete geçirdiğini Savunma Bakanı Israel Katz doğruladı.

Amerika Birleşik Devletleri, eksilen teçhizatın yerine yenilerini koymak için İsrail'e silah sevkiyatını hızlandırdı, İsrail’e gelişmiş hassas mühimmat ve füze savunma sistemleri sağladı.

2- İran Nükleer Programının Durumu

Çatışma sırasında İran nükleer tesislerine verilen büyük hasara rağmen, önemli tesislerin kapatılıp kapatılmadığı belirsizliğini koruyor.

İran, uranyum zenginleştirmeye ve gelişmiş santrifüjler geliştirmeye devam ettiğini, nükleer hedeflerini sürdürdüğünü ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile denetimler konusunda iş birliğini askıya aldığını belirtiyor.

Trump yönetimiyle müzakerelerin geleceği ise belirsizliğini koruyor.

3- Trump ve Netanyahu'nun Yakınlaşması

Kısa bir süre önce Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'la nasıl başa çıkılacağı konusunda fikir ayrılığına düşmüş gibi görünüyordu.

Ancak son görüşmeler, Tahran'ın nükleer emelleri ve bölgesel vekillerine verdiği destek konusunda yakınlaşmalarının güçlendiğini gösteriyor.

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eşini Sara'yı Beyaz Saray'da ağırladı (DPA)ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eşini Sara'yı Beyaz Saray'da ağırladı (DPA)

Netanyahu, Trump'ın yaklaşımını açıkça desteklerken, "İsrail kendini savunmak için gerekli tüm önlemleri alacak" dedi.

Netanyahu, yakın iş birliklerinin bir göstergesi olarak, Trump'ı Nobel Barış Ödülü'ne aday göstererek, Ortadoğu güvenliği konusunda ortak bir cephe oluşturduklarını vurguladı.

4- Tahran Vekillerinin Artan Faaliyetleri

Yemen'deki İran destekli Husiler, son zamanlarda İsrail'e yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı; Tel Aviv yakınlarındaki bölgeleri füze ve insansız hava araçlarıyla hedef aldı ve Kızıldeniz'de İsrail ile bağlantılı olduğu iddia edilen Yunan Eternity C ve Magic Seas adlı iki gemiyi batırdı.

Bu koordineli saldırılar, Husilerin artan askeri yeteneklerini ve İran'ın İsrail'e baskı yapma ve hayati önem taşıyan nakliye hatlarını aksatma konusundaki geniş kapsamlı stratejisini ortaya koyuyor.

Artan çatışmalar ise ABD'nin bölgede doğrudan bir askeri çatışmaya sürüklenme olasılığını artırıyor.

Sırada ne var?

İran askeri yeteneklerini güçlendirirken ve Husiler gibi vekilleri bölgesel saldırılarını artırırken gerilim yüksek seyrediyor.

Tahran diplomasiye ihtiyatlı bir ilgi gösterse de nükleer veya füze geliştirme çalışmalarını durdurmaya dair hiçbir işaret vermiyor. İsrail ise bu tehditlerle mücadele etmeye kararlı.

Newsweek'e göre, birçok cephede baskı artarken, yeni bir doğrudan çatışma riski devam ediyor.