Koalisyon: Husiler tarafından Suudi Arabistan'a yöneltilen SİHA imha edildihttps://turkish.aawsat.com/home/article/2556466/koalisyon-husiler-taraf%C4%B1ndan-suudi-arabistana-y%C3%B6neltilen-si%CC%87ha-imha-edildi
Koalisyon: Husiler tarafından Suudi Arabistan'a yöneltilen SİHA imha edildi
Yemen'deki meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu Sözcüsü Albay Turki el-Maliki (Şarku'l Avsat)
Riyad/Şarku’l Avsat
TT
TT
Koalisyon: Husiler tarafından Suudi Arabistan'a yöneltilen SİHA imha edildi
Yemen'deki meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu Sözcüsü Albay Turki el-Maliki (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan öncülüğündeki Yemen'deki Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu Kuvvetleri, Husiler tarafından Suudi Arabistan’a yöneltilen patlayıcı yüklü silahlı insansız hava aracını (SİHA) etkisiz hale getirdi.
Koalisyon Kuvvetleri Sözcüsü Albay Turki el-Maliki, “Koalisyon Ortak Kuvvetleri, bu sabah, terörist Husi milisleri tarafından Yemen’den güney bölgesindeki sivilleri ve sivil yerleşimleri hedef almak için gönderilen patlayıcı yüklü SİHA’yı imha etmeyi başardı” ifadelerine yer verdi.
Suudi Arabistan’dan Suriye’ye ilk ham petrol hibe sevkiyatı ulaştıhttps://turkish.aawsat.com/k%C3%B6rfez/5209743-suudi-arabistan%E2%80%99dan-suriye%E2%80%99ye-ilk-ham-petrol-hibe-sevkiyat%C4%B1-ula%C5%9Ft%C4%B1
Suudi Arabistan’dan Suriye’ye ilk ham petrol hibe sevkiyatı ulaştı
Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)
Suudi Arabistan’ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe kapsamında gönderdiği ilk ham petrol sevkiyatı pazar günü Banias Limanı’na ulaştı. Yaklaşık 650 bin varil Suudi ham petrolü taşıyan tanker limana demirledi. Bu sevkiyat, toplam 1,65 milyon varil ham petrolden oluşan hibenin ilk bölümünü oluşturuyor.
Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan Haber Ajansı SPA’dan aktardığı habere göre teslimat Suudi liderliğinin talimatları doğrultusunda gerçekleştirildi. Krallığın Suriye’yi destekleme konusundaki kararlılığını sürdürecek.
Hibe anlaşması, 11 Eylül’de Suudi Kalkınma Fonu ile Suriye Enerji Bakanlığı arasında imzalanmıştı. Suudi Enerji Bakanlığı’nın gözetiminde uygulanan hibe; Suriye rafinerilerinin işletme kapasitesini artırmayı, operasyonel verimliliği ve mali sürdürülebilirliği sağlamayı, ekonomik kalkınmayı güçlendirmeyi, ekonomik zorlukların aşılmasına katkı sunmayı ve hayati sektörlerin büyümesini teşvik etmeyi hedefliyor. Böylece ulusal ve uluslararası düzeyde Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne destek verilmesi amaçlanıyor.
SPA, bu adımın Suudi Arabistan’ın Suriye halkının yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik süregelen çabalarının ve iki ülke arasındaki güçlü, tarihi bağların bir yansıması olduğunu vurguladı.
Suudi Arabistan, Trump'ın bölgesel vizyonunun temel taşlarından birihttps://turkish.aawsat.com/k%C3%B6rfez/5209723-suudi-arabistan-trump%C4%B1n-b%C3%B6lgesel-vizyonunun-temel-ta%C5%9Flar%C4%B1ndan-biri
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, Riyad'da yaptıkları görüşmede mutabakat zaptı imzaladılar, 13 Mayıs (Reuters)
Suudi Arabistan, Trump'ın bölgesel vizyonunun temel taşlarından biri
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, Riyad'da yaptıkları görüşmede mutabakat zaptı imzaladılar, 13 Mayıs (Reuters)
Brian Katulis
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Başkan Donald Trump ile görüşmek üzere Washington'a gittiğinde, masaya yatırılacak konuların sayısı çok ve birbiriyle bağlantılı olacak. Trump'ın mayıs ayında Suudi Arabistan'a yaptığı ziyaret sırasında ekonomi ve yapay zeka da dahil olmak üzere teknoloji alanlarında temelleri atılan gelişmiş ikili iş birliği çerçevelerinin takibinin yanı sıra, öne çıkan bölgesel güvenlik konuları da gündemin üst sıralarında yer almaya devam ediyor.
Riyad'ın yıllardır peşinde koştuğu eski ama her daim gündemde bir hedef olan güvenlik garantileri veya ABD ile savunma anlaşması konusu ön planda yer alıyor. Mart 2023'te, Çin'in Pekin'de arabuluculuk yaptığı bir anlaşmayla Suudi Arabistan ve İran arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlayacağının duyurulmasının ardından Riyad, Amerikan güvenlik garantilerini elde etme çabalarını yoğunlaştırdı. Bu hamle, özellikle Husiler, Hizbullah ve Suriye ile Irak'taki çeşitli milis grupları içeren ve “Direniş Ekseni” olarak bilinen bölgesel ortaklar ağı göz önüne alındığında, birçok ülkenin İran İslam Cumhuriyeti'nin niyetlerine ilişkin devam eden şüphelerini yansıtıyordu.
İki yıl öncesine kadar durum böyleydi. Bugün ise tablo tamamen farklı. 2025'te bölgesel sahne nispeten kısa bir sürede kökten değişti. Haziran ayında İsrail'in ABD'nin doğrudan desteğiyle başlattığı 12 günlük savaşta, İran’ın askeri kabiliyetlerine ve nükleer programına yıkıcı darbeler indirildi. Geçtiğimiz yıl da İran'ın Lübnan Hizbullahı'na ve Suriye'deki Esed rejimine yaptığı uzun vadeli yatırımlar çöktü ve bu durum İran rejiminin bölgesel stratejisini yerle bir ederek, onu 1979 devriminden sonra en zayıf noktaya getirdi.
Ne var ki bu, İran rejiminin tamamen yenildiği anlamına gelmiyor. İran, doğrudan veya farklı alanlara yayılmış vekilleri aracılığıyla bölgede huzursuzluk yaratma konusunda hâlâ önemli bir kapasiteye sahip. Bu durum, güvenlik anlaşmalarının önemini vurguluyor ve bu kritik dönemde Suudi Arabistan ile ABD arasındaki görüşmelerin önemini pekiştiriyor.
İsrail askeri harekâtlarının neden olduğu bölgesel istikrarsızlık
Bu sonbaharda birçok Ortadoğu ülkesinin gözünde tehdit dengesini değiştiren yeni bir faktör ortaya çıktı; İsrail'in 9 Eylül'de Katar'ın başkenti Doha'da Hamas liderlerine düzenlediği hava saldırısı. Trump yönetiminin, Katar'ın ABD'nin Körfez’deki önemli bir ortağı olmasına rağmen bu saldırıyı engellememesi, bölge ve dünya genelinde şok dalgaları yarattı.
Trump, bu yılın ilkbaharında Katar'ı ziyaret etmiş ve Katar hükümeti ona lüks bir uçak hediye etmişti. Fakat Washington, Doha'yı komşularının art arda gerçekleştirdiği iki saldırıdan koruyamadı; ilk saldırı haziran ayında İran'dan, ikinci saldırı ise eylül ayında İsrail'den geldi. Bu son saldırı, İsrail'in Gazze'ye kara harekâtı ve Lübnan, Suriye ve Yemen'e sürekli hava saldırıları da dahil olmak üzere geniş çaplı bir gerginliği yükseltme hamlesiyle eş zamanlı olarak geldi. Bu durum, ABD'nin İsrail'i kontrol altına alma kabiliyetine dair şüpheleri derinleştirdi ve bölge ülkelerinin güvendiği Amerikan güvenlik şemsiyesinin etkinliği konusunda birçok ülkenin endişesini artırdı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Washington'a yapacağı ziyaret, Riyad ve Washington arasındaki ikili ilişkileri çeşitli düzeylerde güçlendirmek için stratejik bir fırsat taşıyor
İsrail'in Katar'a yönelik saldırısına Ortadoğu ülkelerinden hızlı bir tepki geldi. Sadece bir hafta sonra Doha, İran da dahil olmak üzere Arap ve İslam dünyasından liderleri Katar ile dayanışma içinde olduklarını ifade etmek ve İsrail saldırısını kınamak üzere bir araya getiren olağanüstü bir zirveye ev sahipliği yaptı. Zirvenin nihai bildirisi, siyasi söylem açısından zengin olsa da somut ve pratik adımlardan yoksundu. Bununla birlikte, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), istihbarat paylaşımı alanındaki yükümlülüklerini pekiştirdi, balistik füze erken uyarı sistemleri de dahil olmak üzere ortak savunma planlarını güncelledi. Bu hamle, ABD tarafından uzun süredir teşvik edilen daha geniş savunma entegrasyonuna doğru bir eğilimi yansıtıyordu. Bölgenin güvenlik ortaklıklarını çeşitlendirme çabalarının bir başka göstergesi olarak, Suudi Arabistan, Pakistan ile gelişen tehditler konusundaki artan farkındalığı ve caydırıcılık seçeneklerini genişletme ihtiyacını yansıtan ortak bir savunma anlaşması imzaladı.
Katar'ın başkenti Doha'ya düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından hasar gören bir bina, 9 Eylül (Reuters)
Ancak İsrail saldırısının ardından, Gazze'de ateşkes anlaşmasına varıldı ve ekim ayı başlarında bir rehine takası yapıldı. Trump yönetimi, Katar'ı güvenlik ilişkileri konusunda rahatlatmak için hızla harekete geçti ve İsrail saldırısından duyduğu hoşnutsuzluğu, İsrail ve Hamas'ı aylardır tartışılan anlaşmaya zorlamak için bir kaldıraç olarak kullandı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Trump'ın ikinci döneminde Beyaz Saray'a yaptığı dördüncü ziyaret sırasında ABD Başkanı, Netanyahu'dan saldırı için resmi bir özür koparmayı ve kayıplar için üzüntüsünü dile getirmesini sağlamayı başardı. Washington'un Katar'a verdiği güvencelerin bir kısmı, eylül ayı sonlarında yayınlanan bir başkanlık kararnamesi ile cisim buldu. Kararnamede, “Katar Devleti'nin topraklarını, egemenliğini veya kritik altyapısını hedef alan herhangi bir silahlı saldırı, ABD'nin barış ve ulusal güvenliği için bir tehdit olarak değerlendirilecektir” denildi. Yine kararnamede, bu tür saldırıların Washington’u “ABD ve Katar Devleti'nin çıkarlarını savunmak ve barış ve istikrarı sağlamak için diplomatik, ekonomik ve gerekirse askeri araçlar da dahil olmak üzere tüm uygun ve yasal önlemleri almakla” yükümlü tuttuğu da ifade edildi.
Kararname önemli bir sembolik adım olsa da ABD Senatosu tarafından onaylanması gereken resmi bir güvenlik anlaşmasının hukuki ağırlığından yoksun. Bununla birlikte, bu kararın yayınlanma hızı, Trump yönetiminin İsrail saldırısının bölgesel ortakların ABD güvenlik şemsiyesine olan güvenine verdiği zararın farkında olduğunu gösteriyor.
Suudi Arabistan-ABD görüşmelerinden ne beklenebilir?
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın kasım ayında Washington'a yapacağı ziyaret, Riyad ve Washington arasındaki ikili ilişkileri çeşitli düzeylerde güçlendirmek için stratejik bir fırsat taşıyor. Şarku'l Avsat'ın al Majalla'dan aktardığı analize göre bu ziyaret, Başkan Donald Trump'ın mayıs ayında Suudi Arabistan'a yaptığı ve ekonomi ile yapay zeka da dahil olmak üzere teknoloji alanlarında ileri düzey iş birliğinin temellerini atan ziyaret sırasında kazanılan ivmeyi pekiştiriyor.
Gelgelelim, bu alanlardaki herhangi ilerleme ancak sağlam bir temele oturtulması halinde anlamlı olacaktır. Bu nedenle, Trump yönetiminin Katar'a güvenlik garantileri sunmak için yakın zamanda yayınladığı kararnamenin, önümüzdeki haftalarda Suudi Arabistan ve ABD arasında varılabilecek anlaşmalar için bir ön model görevi görmesi olası.
Trump'ın ikinci döneminin ilk dokuz ayını karakterize eden belirsizliğe rağmen, Ortadoğu hem söylem hem de eylem olarak Başkan’ın gündeminde açıkça bir öncelik olmaya devam etti
Son yıllarda, birbirini takip eden yönetimlerin yaşadığı dalgalanmalar ve ABD içindeki keskin bölünmeler nedeniyle ABD'nin güvenilirliği ve politikalarının istikrarı konusunda artan endişelere rağmen Washington, Suudi Arabistan'ın tercih ettiği stratejik ortak olmaya devam ediyor. ABD ordusu halen dünyanın en güçlü ordusu ve tıpkı 1990-1991 Körfez Savaşı sırasında bölgenin Saddam Hüseyin rejiminin doğrudan tehdidiyle karşı karşıya kaldığı dönemde olduğu gibi, ABD’nin Ortadoğu'daki güvenlik ittifakları ağı, Krallığın savunmasını desteklemede ona önemli bir avantaj sağlıyor.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, Riyad Havalimanı'nda Başkan Trump için düzenlenen karşılama töreninde, 13 Mayıs (Reuters)
Çin veya Rusya gibi rakip küresel güçlerin hiçbiri, ortaya çıkan herhangi bir şüpheye veya sorgulamaya rağmen, ABD'nin bölgedeki taahhütlerinin düzeyine veya askeri ve siyasi kabiliyetlerine yaklaşamıyor.
Bununla birlikte Riyad ve Washington arasında resmi antlaşma biçiminde kapsamlı bir güvenlik anlaşmasının imzalanması, özellikle 1 Ekim'den bu yana ABD'de iç harcama öncelikleri konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle ortaya çıkan ve sonu görünmeyen siyasi durum gibi birkaç nedenden dolayı olası görünmüyor. Hükümetin kapanması sorununun üstesinden gelindikten sonra bile, Senato içindeki derin ayrılıklar, resmi bir antlaşma için geniş çaplı bir destek elde etmeyi zorlaştırıyor. Bu durum, anlaşma yerine Washington'un Krallığın güvenliğine olan bağlılığını teyit eden bir başkanlık kararnamesinin yanı sıra, yeni silah anlaşmaları da dahil olmak üzere askeri iş birliğini derinleştirmek için ilave adımların duyurulmasını daha olası kılıyor.
Özellikle iç politika düzeyinde Trump'ın ikinci döneminin ilk dokuz ayını karakterize eden belirsizliğe rağmen, Ortadoğu hem söylem hem de eylem olarak Başkan’ın gündeminde açıkça bir öncelik olmaya devam etti. Suudi Arabistan ve ABD arasındaki ikili ilişkiler, Trump'ın bölgesel politikasının temel taşlarından biri olmaya devam ediyor ve bunun, bu ilişkiyi güçlendirmeye yönelik somut adımlar şeklinde yansıması bekleniyor.
*Bu analiz Şarku’l Avsat tarfından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir.
ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump’ın Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'a yaptığı ziyaret sırasında (Fotoğraf: Bender el-Calud)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump’ın Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'a yaptığı ziyaret sırasında (Fotoğraf: Bender el-Calud)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın ABD ziyareti, Vizyon 2030 gündeminin desteğiyle ikili ilişkilerin benzeri görülmemiş bir ivme kazandığı kritik bir dönemde gerçekleşiyor. Bu bağlamda ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi, her iki ülkenin kamu ve özel sektörleri arasında bir köprü görevi görerek, ortak hedefleri kalıcı ekonomik ortaklıklara ve etkili yatırım projelerine dönüştürme misyonuyla stratejik bir rol oynuyor.
ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi CEO'su Charles Hallab, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, bu üst düzey ziyaretin arkasındaki stratejik hedefleri açıkladı. Hallab, Suudi Arabistan ile ABD arasındaki stratejik ortaklığın, savunma, yapay zekâ, dijital dönüşüm ve yaşam kalitesi endüstrileri dahil olmak üzere Vizyon 2030'un merkezinde yer alan kilit sektörlerdeki iş birliğinin ilerletilmesi ile güçlendirilmesini bekliyor.
ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi CEO'su Charles Hallab (Şarku’l Avsat)
Hallab ayrıca, görüşmelerin ticaret ve yatırım akışlarının artırılması, teknolojik ve endüstriyel iş birliğinin genişletilmesi ve Suudi Arabistan'ın uzun vadeli ABD katılımını destekleyen daha açık, yenilikçi ve rekabetçi bir yatırım ortamı yaratma konusunda kaydettiği sürekli ilerlemenin vurgulanmasına odaklanmasını beklediğini belirtti.
Ziyaretin katma değerini vurgulayan Hallab, işin icra yönünü açıklayarak şöyle dedi: “Çarşamba günü düzenlenecek ve konseyin Suudi Arabistan Yatırım Bakanlığı ile ortaklaşa ev sahipliği yapacağı kritik ABD-Suudi Arabistan İş ve Yatırım Forumu’nda, çok büyük bir değeri temsil eden son derece fazla sayıda anlaşma ve mutabakat zaptı sunulacak.”
‘Büyüme için Liderlik: Suudi Arabistan-ABD Ekonomik Ortaklığının Güçlendirilmesi’ başlıklı ABD-Suudi Arabistan İş ve Yatırım Forumu, Suudi Arabistan Yatırım Bakanlığı ve ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi iş birliğiyle çarşamba günü John F. Kennedy Sahne Sanatları Merkezi'nde düzenlenecek. Davetiyede belirtildiği üzere etkinlik, ‘enerji, teknoloji, finansal hizmetler, altyapı ve sağlık gibi hayati sektörlerde yeni yatırım fırsatlarını keşfetmeyi’ amaçlıyor.
Ortaklık fırsatları
Hallab, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın ABD ziyaretinin ‘Suudi Arabistan-ABD ilişkilerinin yeni bir ivme kazandığı dönemde gerçekleştiğini ve iki ülke arasındaki kalıcı iş birliğinin gücünü gözler önüne serdiğini’ vurguladı. Hallab’a göre ziyaret, Suudi Arabistan’ın dünyadaki en dinamik ve öngörülebilir yatırım destinasyonlarından biri haline gelme yolundaki büyük dönüşümünü de gösteriyor.
Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid el-Falih ile Amerikan ve Suudi iş liderleri arasında Washington'da düzenlenen toplantıdan (ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi’nin LinkedIn hesabı)
Hallab, bu üst düzey etkileşimin ‘güven, açıklık ve ortak amacı yansıtan güven verici bir mesaj gönderdiğini ve iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin derin bir güven üzerine kurulu olduğunu doğruladığını’ söyledi.
Bu ivmenin, Vizyon 2030'un iddialı hedefleri ışığında Amerikan iş ve yatırım camiasının geniş ortaklık fırsatlarına yönelik olumlu görüşünü pekiştirdiğini açıkladı.
İleri teknoloji ilgiyi artırıyor
Şu anda Amerikan şirketlerinin ilgisini çeken sektörlerle ilgili olarak Hallab, Amerikan şirketlerinin Vizyon 2030'un hedefleriyle yakından uyumlu çok çeşitli sektörlere güçlü ve artan bir ilgi gösterdiğini söyledi. Konsey, ileri imalat, enerji, yapay zekâ ve dijital altyapı sektörlerinde özel bir ivme görüyor.
ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi CEO’su Charles Hallab, ABD Başkanı Donald Trump'ın Riyad ziyareti öncesinde verdiği brifing sırasında (ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi’nin LinkedIn hesabı)
Hallab ayrıca, sağlık, turizm ve eğlence sektörlerine katılımın arttığını da kaydetti. Tüm bu alanlarda, ABD şirketlerinin Suudi Arabistan'ın ekonomik çeşitlilik ve küresel rekabet gücü hedeflerini tamamlayan dünya standartlarında uzmanlık, inovasyon ve teknolojiler sunduğunu ve bu şirketlerin Suudi Arabistan'ın yönelimine olan güvenini yansıttığını açıkladı.
ABD finans sektörü projeleri araştırıyor
Mega projelerin finansmanı bağlamında konuşan Hallab, ABD finans kurumları ve yatırım fonlarının Suudi Arabistan'ın dönüşüm sürecinde umut vaat eden fırsatları giderek daha fazla araştırdığını doğruladı. Sahip oldukları uzmanlık ve küresel bakış açısı sayesinde, bu kurumların altyapı, temiz enerji, turizm ve teknoloji alanlarında Vizyon 2030 kapsamındaki büyük projelerin finansmanında kilit bir rol oynayabildiğini ifade etti.
Hallab, bu katılımın Suudi Arabistan pazarlarına duyulan artan güveni yansıttığını ve ikili ekonomik ilişkileri karakterize eden güçlü ortaklık ruhunu pekiştirdiğini vurguluyor.
Kritik mineraller konusu masada
Hallab’a göre kritik mineraller, Suudi Arabistan–ABD ekonomik iş birliğinin temel dayanaklarından biri haline geldi. Bu durum, küresel enerji dönüşümünü destekleyen güvenli ve sürdürülebilir tedarik zincirlerinin sağlanmasına yönelik ortak vizyonla da uyumlu. Hallab, Suudi Arabistan Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanı Bender el-Hureyf’in yakın zamanda Riyad’da ABD İçişleri Bakanı Doug Burgum ile bir araya gelerek madencilik ve mineral sektörlerindeki iş birliğini derinleştirme yollarını görüştüğünü aktardı. Hallab, “İkilinin görüşmeleri; keşif, işleme ve teknoloji paylaşımı alanlarında ortak çalışmalar için fırsatları ortaya koydu. Bu alanlarda Amerikan yenilikleri ile Suudi Arabistan’ın büyük doğal kaynak potansiyeli arasında güçlü bir uyum bulunuyor” ifadelerini kullandı.
HUMAIN CEO'su Tarık Emin ve Qualcomm CEO'su Cristiano Amon (HUMAIN)
Hallab, “Bu temele dayanarak, Veliaht Prens’in ziyareti, küresel mineral tedarik zincirlerinde dayanıklılığı ve ortaklığı güçlendiren stratejik bir çerçevede ilerlemek için uygun zamanda uygun bir fırsat sunuyor; aynı zamanda yatırım, sanayi büyümesi ve ortak refah için yeni yollar açıyor” dedi.
Teknoloji devleri de var
İleri teknolojilerle ilgili olarak Hallab, Suudi Arabistan-ABD ortaklığının Krallığı yapay zekâ ve ileri teknolojiler için bölgesel bir merkez haline getireceğini vurguladı.
Hallab, Suudi Arabistan'ın HUMAIN çatısı altında, Nvidia, AMD, Amazon Web Services ve Qualcomm gibi dev Amerikan teknoloji şirketlerinin desteğiyle Arapça büyük veri merkezleri ve yapay zekâ modelleri kurma yönündeki son girişimine dikkat çekti.
Hallab, yapay zekâ donanımı, yazılımı ve bulut hizmetleri alanındaki küresel uzmanlıklarıyla bu şirketlerin, Krallığın dijital dönüşümünü hızlandırmasına ve dünyanın en iyi yapay zekâ pazarları arasındaki konumunu güçlendirmesine yardımcı olabileceğini açıkladı. İş birliğinin teknoloji yaygınlaştırılmasıyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda ‘Suudi yeteneklerini geliştiren ve çeşitlilik, rekabetçilik ve kapsayıcı büyüme gibi ortak hedefleri teşvik eden sürdürülebilir bir inovasyon ekosistemini desteklemeyi’ de içerdiğini vurguladı.
Uygulamanın sağlanması
Hallab, bu üst düzey ziyaretin sonuçlarının somut ilerlemelere ve kalıcı ortaklıklara dönüşmesini sağlamak için ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi’nin ziyaretin ardından önemli bir rol oynayacağını açıkladı. Hallab, “Her iki ülkede kamu ve özel sektör arasında köprü görevi görmeye devam edeceğiz; bakanlıklar, devlet kurumları ve iş dünyası liderleriyle yakın iş birliği içinde, verilen taahhütlerin uygulanmasını takip edeceğiz” dedi.
Hallab, ABD-Suudi Arabistan İş Konseyi’nin amacının ivmeyi korumak ve ‘her diyaloğun eyleme dönüşmesini, her anlaşmanın yeni iş birliklerini teşvik etmesini ve her ortaklığın Vizyon 2030'un uzun vadeli başarısına ve Suudi Arabistan-ABD ekonomik ilişkilerinin sürekli büyümesine katkıda bulunmasını’ sağlamak olduğunu vurgulayarak sözlerini tamamladı.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة