Şeyma cinayeti Cezayirlileri öfkelendirdi

Cezayirli aktivistler, Şeyma ve diğer Cezayirli kadınların öldürülmesini protesto etmek için başkentte toplandı. (AFP)
Cezayirli aktivistler, Şeyma ve diğer Cezayirli kadınların öldürülmesini protesto etmek için başkentte toplandı. (AFP)
TT

Şeyma cinayeti Cezayirlileri öfkelendirdi

Cezayirli aktivistler, Şeyma ve diğer Cezayirli kadınların öldürülmesini protesto etmek için başkentte toplandı. (AFP)
Cezayirli aktivistler, Şeyma ve diğer Cezayirli kadınların öldürülmesini protesto etmek için başkentte toplandı. (AFP)

İman Uveymir
Cezayir’in başkentindeki meydanları dolduran kadınlar yüksek sesle, "Buradayız ve  öldürülen kız kardeşlerimiz nedeniyle öfkeliyiz" sloganları attılar. Korkunç bir şekilde öldürülen 19 yaşındaki Cezayirli Şeyma Sadu cinayetini protesto ettiler. Aynı zamanda ülkede, 30’lu yaşlarındaki bir kadının Cezayir'in doğusundaki el-Alma kasabalarından birinde öldürüldüğü ve bir ormanda lastik tekerleklerle kaplı yanmış cesedinin bulunduğuna dair yeni bir cinayet haberi de gündemin üst sıralarında yer aldı.

Tecavüz ve yakma
Şeyma’nın ölümüne neden olan sıradan bir cinayet değil. Bu masum yüzlü genç kızın yaşadıklarına dair ayrıntılar, durgun suları hareket ettirdi ve tüm toplumu sarstı. Ülkedeki özel televizyon kanalları Şeyma’nın evine giderek annesinden genç kızın yıllardır “Rayan” isimli katil nedeniyle yaşadıklarına dair anlattıklarını ekranlara taşıdı. Şeyma’nın annesi, katilin 2014'te genç kızına tecavüz etmeye kalkıştığını söyledi. Fail, 2 Ekim 2020'de Şeyma'yı başkentin doğusundaki es-Seniye bölgesindeki terk edilmiş bir benzin istasyonuna getirdiğini ve tecavüz edip bıçakla saldırdığını, ardından da yaktığını itiraf etti. Böylece soruşturma hakimi takip, taciz, işkence, tecavüz ve cinayet suçlamasıyla sanığı geçici olarak gözaltına almaya karar verdi.

İdam talepleri tekrar gündemde
İlk tecavüz olayı faile 6 aylık bir hapis cezası ve 20 milyon santim (bin 600 dolar) para cezasına mal olsa da ikinci suçu görünüşe göre onu daha büyük cezalarla karşı karşıya bırakacak. Şeyma'nın ölümünün üzerinden yaklaşık bir hafta geçmesine rağmen fotoğrafları sosyal medyada yayılmaya devam ediyor. Suçun Cezayirlilerin üzerinde büyük bir etki yarattı. "İğrenç" ve "insanlık dışı” olarak nitelendirilen bu suçla ilgili olarak faile idam cezası verilmesine dair tartışmalar da sosyal medyada sürüyor.
Sosyal medya üzerinden yapılan çağrılarla söz konusu suçların faillerini caydırmak için yasaların katı bir şekilde uygulanması talep ediliyor. Faile, ülkede 1990'lardan bu yana gerçekleştirilmeyen idam cezasının uygulanması istendi.
Cezayir idam cezasını en son 1993 yılında uygulamıştı. Cezayir mahkemesi, 1992'de Huari Bumedyen Havaalanı’nda meydana gelen ve 8 kişinin ölümüne, 200 kişinin de yaralanmasına neden olan patlamaya karışması nedeniyle terörist Ali Hüseyin Abdurrahim’ idam kararı vermişti.

Ahlakın temsilcileri
Genç kız Şeyma’ya karşı duyulan büyük acıya rağmen kendilerini "ahlakın temsilcileri" olarak görenler Şeyma aleyhine yorum yapmaktan geri durmadı. Argümanları ise Şeyma’nın Tik Tok hesabında dans edip şarkı söylediği için katili kışkırtan kişinin kendisi olduğuydu. 
Bazılarının "gereksiz" olarak adlandırdığı bu tartışma, toplumda kadına bakış ve İslam dini ve kanunlara göre güvence altına alınan kadınları özgürlüğünden mahrum etmek isteyenler hakkında başka bir tartışmayı daha alevlendirdi. Tartışma, belirli bir kesim tarafından, affedilemez bir cinayetten kadınların sokakta “erkekleri etkileyecek şekilde” giyinmemelerine yönelik bir tartışmaya dönüştü. 
Aktivistler sosyal medya platformlarında, öldürülen ve tecavüze uğrayanlar arasında 10 yaşından küçük çocuklar ve hatta cazibesini gizleyen başörtülü kadınların da olması nedeniyle örtünme iddiasının suçlulara meşruiyet vermek olduğunu bildirdiler.

Yeni bir şok
Katili aklamaya yönelik gerekçeler tartışılırken çok geçmeden yeni bir cinayet haberi gündeme geldi. Ülkenin doğusundaki Setif eyaletinin sivil savunma birimi, el-Alma kentindeki bir ormanda yanmış bir kadının cesedinin bulunduğunu duyurdu. Kadının kamuflaj amaçlı lastik tekerleklerle kaplı olduğu belirtildi.
Açıklamada, soruşturmalar tamamlanıncaya kadar mağdurla ilgili yaşı ve cinsiyeti dışında herhangi bir ayrıntıya yer verilmedi. Ancak olay, kadına yönelik saldırı ve cinayetin bu yılın başından bu yana sürekli büyüyen bir fenomen haline geldiğini ortaya koydu.

"Ayaklan ve sessiz kalma"
Bu trajik gerçek ve dayanışma kampanyaları çerçevesinde Eşitliğe Doğru Değişim için Cezayirli Kadınlar adlı grup, başkentteki Merkez Üniversitesi önünde oturma eylemi düzenledi. Grup, Şeyma’nın yanı sıra İkram, Emira, Esma, Rizeka ve  2020'de cinayet kurbanı olan diğer 38 kadına yönelik cinayetleri kınadı.
Protestocular, “Kadına şiddete hayır”, “Kadınları öldürmeyi bırakın” ve benzeri sloganlar attılar. Ayrıca, kadınların maruz kaldıkları şiddete karşı sessiz kalınmaması çağrısında bulundular. Öne çıkan sloganlar ise “Ey insanlık ayağa kalkın çünkü kız kardeşlerimiz katlediliyor” ve "Sessiz kalanlar, siz de bunlardan sorumlusunuz” oldu.

Cezayir'deki feminist dernekler
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre bir süre önce Cezayir'deki feminist dernekler tarafından hazırlanan ve 2020 Ocak ve Ağustos arasında 36 kadının öldürüldüğünü belirten bir belge yayınlamıştı.
Raporda, "Feminist aktivistler tarafından Cezayir basınından çeşitli haberlerden elde edilen verilere göre 2020 yılında 36 kadın cinayetinin yaşandığı” kaydedildi.
Eşitliğe Doğru Değişim için Cezayirli Kadınlar adlı grup tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Ailelerin, komşuların, arkadaşların, akrabaların ve diğer yakınların görevi ses çıkarmak, kınamak, sessizliği ve kabullenmeyi ve boyun eğmeyi reddetmektir. Devletin görevi ise güçlü ve etkili önleme ve koruma önlemleriyle aile içi şiddete ve sokakta şiddete maruz kalan mağdur kadınlara koruma sağlamaktır.”
Karantina döneminde aile içi şiddet şikayetleri ise arttı. Koronavirüs nedeniyle alınan önlemler, kullanılan tek dilin sözlü veya fiziksel şiddet olduğu, genellikle kadının en büyük mağdur haline geldiği kötü aile ilişkilerini özler önüne serdi.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.