İsrail - Hamas - Katar arasındaki görüşmeler sürüyor

Tel Aviv olası bir gerilimi önlemek için 100 milyon dolar transfer edilmesi için baskı yapıyor.

Gazzeiler koronavirüs salgını ve mali abluka altında yaşam mücadelesi veriyor. (AFP)
Gazzeiler koronavirüs salgını ve mali abluka altında yaşam mücadelesi veriyor. (AFP)
TT

İsrail - Hamas - Katar arasındaki görüşmeler sürüyor

Gazzeiler koronavirüs salgını ve mali abluka altında yaşam mücadelesi veriyor. (AFP)
Gazzeiler koronavirüs salgını ve mali abluka altında yaşam mücadelesi veriyor. (AFP)

İsrail’de yayın yapan Kanal 12 televizyonu tarafından pazar günü yayınlanan bir haberde İsrail, Katar ve Hamas arasında, Katar fonlarının Gazze’ye akışının devamı konusunda görüşmeler yapıldığı aktarıldı.
Kanala göre, görüşmelerin ana gündem maddesi, İsrail ile Hamas arasında sükunetin en az altı ay boyunca istikrar kazanması karşılığında Hamas Hareketi’ne 100 milyon dolar hibe verilmesi.
Kanal, Filistin Topraklarındaki Hükümet Operasyonları Koordinatörü ve Mossad Başkanı Yossi Cohen'in Katar fonlarının Gazze'ye girişini devam ettirmek amacıyla üst düzey Katarlı yetkililerle doğrudan temas halinde olduğunu bildirdi. Cohen,  söz konusu hibeler olmadan Gazze sakinlerinin durumunun daha da kötüleşeceğini söyledi.
Görüşmeler, Gazze’deki yoksul ailelere verilen Katar hibesinin tükendiği bir dönemde yeniden başladı.
Katar yaklaşık bir ay önce Hamas ile İsrail arasındaki ateşkes anlaşmasına arabulucu olmuş, Gazze’ye fon girişi ve bir dizi tesis inşası karşılığında gerilim sona ermişti.
Ancak İsrail güvenlik birimleri son zamanlarda yeni bir gerilime tanık olunacağın ilişkin uyarılarda bulunuyorlar.
Söz konusu varsayımın güçlü olduğunu belirten İsrail ordusu ve İsrail İç Güvenlik İstihbaratı Şin Bet’i haklı çıkaran ise birkaç gün önce Gazze’de sınırlı da olsa yaşanan gerilimdi. İsrailli bir güvenlik kaynağı, mevcut değişikliklerin Hamas ve İslami Cihad’ı güvenliği daha da artırmaya yönelttiğini aktardı.
İsrail güvenlik çevreleri de tutuklular sorununa çözüm bulma çabaları konusunda iyimser değil. İsrail'in Gazze’yle uzun vadeli bir anlaşmaya imza atmadan önce çözülmesi gereken bu konu büyük bir sorun oluşturuyor.
İsrail güvenlik güçleri, ekim ayının sonunda Gazze için yeni bir operasyon talimatı vermişti. İsrail askeri teşkilatı, koronavirüsün yayılmasıyla ekonomonin daha da kötüleşmesi ve Hamas’ın sağlık ekipmanına olan ihtiyacının artması, beklenen Katar fonlarının tükenmeye başlamasının yanı sıra Amerikan seçimlerinin Hamas’ı daha da fazla durumu tırmanmaya itebileceği ve Arap ülkeleri ile İsrail arasında imzalanan normalleşme anlaşmalarına duyulan öfkenin gerilimi tırmandıracağı görüşünde.
İsrail güvenlik kaynakları örneğin pazar günü, Hamas’ın Gazze yakınında bulunan yerleşimcilere yanıcı ve patlayıcı taşıyan balonlar göndermeye başlayacağını duyurdu. Maariv gazetesi İsrail kaynaklarına dayanarak, Hamas’ın koronavirüs ile artan bir ekonomik kriz ve iç baskı nedeniyle büyük bir kriz yaşadığını aktardı. Güvenlik güçleri Hamas’ın yanıcı balonları göndermeye başlamasının ardından yeniden roket fırlatabileceği konusunda uyarılarda bulundu.
Gazete haberinde Hamas’ın gerilimi tırmandırarak Katar fonlarının artmasını sağlayacak bir politika izlediği ifade edildi. Ancak bunun kabul edilmesinin mümkün olmadığı vurgulandı. Bu yönelimi, Kanal 12 Televizyonu da doğruladı. Haberde “Hamas’ın koranavirüs sonrasında iyice kötüleşen ekonomik durum nedeniyle halk baskısı altında olduğu ve bu durumunda sivil projelerin yenilenmesi ve elektrik santralinin yeniden çalışmaya başlamasının talep edilmesi için gerilimi artıracağı” kaydedildi.
Haberde şu ifadelere yer verildi:
“Önümüzdeki haftalarda görüşmeler anlaşmayla sonuçlanmazsa İsrail ordusu güneyde artacak gerilim için hazırlanmaya başlayacak. Zor şartlar altında yaşayan Gazze’de durum hızlı bir şekilde kötüleştirebilir.”
İsrail’in Katar fonlarının Gazze’ye girişine izin vermek dışında herhangi bir talebi yerine getirmesi beklenmiyor. Zira İsrail, uzun dönemli bir anlaşma imzalamadan önce esir meselesinin çözüme ulaşmasını istiyor.



Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
TT

Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)

Irak hükümeti dün yaptığı açıklamada, yaklaşık iki hafta önce Yemen’deki Husiler ile Lübnan’daki Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandıran bir kararın yayımlanmasına ilişkin olarak bazı yetkililerin görevden alınmasını içeren yaptırımların onaylandığını duyurdu.

Irak Bakanlar Kurulu, resmî gazetede yayımlanmasının ardından özellikle hükümeti oluşturan ve söz konusu gruplara yakınlığıyla bilinen siyasi çevreler arasında geniş tartışmalara yol açan kararla ilgili kurulan soruşturma komisyonunun tavsiyelerini kabul etti.

Söz konusu sınıflandırmanın, iki grubun mal varlıklarının dondurulmasını da içermesi üzerine hükümet, kararın ‘yanlışlıkla’ yayımlandığını belirtmişti. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, karardaki hataya ilişkin acil soruşturma başlatılması, sorumluların tespit edilmesi ve ihmali bulunanların hesap vermesi talimatını vermişti.

Hükümetin dün yayımladığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun, Irak Resmi Gazetesi’nin 17 Kasım 2025 tarihli 4848 sayısında yer alan ve Teröristlerin Mallarının Dondurulması Komisyonu’nun 2025/61 sayılı kararına ilişkin soruşturma komisyonu tavsiyelerini onayladığı belirtildi. Tavsiyeler kapsamında, ilgili bazı yetkililerin görevden alınması ve bazılarının ise başka görevlere atanması gibi idari yaptırımların yer aldığı kaydedildi.

Diğer yandan Irak Ulusal Güvenlik Servisi dün yaptığı açıklamada, komşu bir ülkeden geldiği belirtilen ve DEAŞ terör örgütü bünyesindeki ‘en tehlikeli bomba uzmanlarından biri’ olarak tanımlanan bir kişinin yakalandığını duyurdu.

Irak Ulusal Güvenlik Servisi, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, 10 aydan uzun süren takip ve hassas izleme faaliyetlerini içeren nitelikli bir istihbarat operasyonu sonucunda, komşu ülkelerden birinden dönüşünün ardından DEAŞ’ın üst düzey isimlerinden birinin gözaltına alındığını bildirdi. Açıklamada, yakalanan kişinin yüksek derecede tehlikeli unsurlar arasında yer aldığı, adının terör örgütü lider kadrolarına ait listelerde bulunduğu ve 2004 yılından itibaren Bağdat’ta El Kaide unsurları içinde faaliyet göstermeye başladığı belirtildi. Ebu İlya lakabını kullanan şüphelinin, patlayıcı düzeneklerin hazırlanmasında uzmanlaştığı, beş kişiden oluşan bir hücreye liderlik ederek saldırıların gerçekleştirilmesinde rol aldığı kaydedildi.

Soruşturmalarda, söz konusu kişinin patlayıcıların cep telefonlarıyla irtibatlandırılması ve hazırlanmasından sorumlu olduğu, Bağdat’ta faaliyet gösterdiği dönem boyunca 100’den fazla patlayıcı düzeneği teslim ettiği ve başkentin farklı bölgelerini hedef alan terör eylemlerinin doğrudan uygulanmasına katkı sağladığı tespit edildi.


Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.


Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)

Sudan'daki Sumud İttifakı’nın siyasi ve sivil güçleri, Sudan'daki savaşı sona erdirmek ve İslamcıların rejimini siyaset sahnesinden kalıcı olarak silmek için dün Kenya'nın başkenti Nairobi'de Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/A) ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile ortak bir ‘İlkeler Bildirgesi’ imzaladı. Savaşa karşı çıkan Sudanlı tarafların çoğunluğunu bir araya getiren bu ilk yakınlaşma aylar süren istişarelerin ve görüşmelerin ardından gerçekleşti.

Savaşın derhal sona erdirilmesinin ‘ulusal öncelik olduğu’ vurgulanan bildirgede, savaşan taraflar olan Sudan ordusuna ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçtiğimiz ağustos ayında Uluslararası Dörtlü (ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır) tarafından önerilen yol haritasına uymaları için daha fazla baskı uygulanmasının önemine işaret edildi.

İlkeler Bildirgesi’nde savaşan taraflara önerilen üç aylık insani ateşkesin hızla uygulanması, koşulsuz olarak derhal ateşkesin sağlanması ve bunun kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi için çalışılması çağrısı yer aldı.