Azerbaycan ve Aliyev

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’den bir görüntü (AFP/ Getty)
Azerbaycan’ın başkenti Bakü’den bir görüntü (AFP/ Getty)
TT

Azerbaycan ve Aliyev

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’den bir görüntü (AFP/ Getty)
Azerbaycan’ın başkenti Bakü’den bir görüntü (AFP/ Getty)

Savsana Mehanna
Hazar Denizi’nde Rusya ile İran arasında yer alan, petrol ve doğalgaz açısından zengin olan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin nerede olduğunu pek çok kişi bilmeyebilir veya bu ülke hakkında pek fazla bilgi olmayabilir. Son zamanlarda haber bültenlerinde ve gazetelerde manşetlerde yer alan bu ülke, Türkiye’ye bağlı 6 devlet arasında laik tabiatlı bağımsız bir devlettir ve en büyük şehri olan Bakü ise başkentidir.
Azerbaycan, 30 Ağustos 1991 tarihinde Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazandığından beri cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine tabi olmuştur. Aynı yıl, Dağlık Karabağ bölgesi veya Artsah Cumhuriyeti, Azerbaycan’dan bağımsızlık kazanmaya çalışıyordu. Burası, Güney Kafkasya’nın Karabağ bölgesinde Azerbaycan’ın başkenti Bakü’nün 170 mil uzağında ve Ermenistan sınırına oldukça yakın bir alanda yer alan tanınmayan bir cumhuriyettir. Karabağ, kuzeyde ve doğuda Azerbaycan, batıda Ermenistan ve güneyde İran ile sınırlandığı için karayla çevrili bir ülke olarak kabul edilir. Karabağ Cumhuriyeti Anayasası, 2006 yılında onaylanmıştır.

Demografik dağılım
Azerbaycan halkının çoğu, yani yüzde 96’sı Müslümandır, kalan yüzde 4’ü ise Hristiyanlık, Musevilik ve Zerdüştlük gibi diğer dinler arasında dağılmış durumdadır. Bazı istatistikler göre, Sünni Müslümanların oranının yüzde 15 olduğunu belirtirken, Şiilerin ise Müslüman nüfusun yüzde 85’ini temsil ettiğini söylüyor.  
Azerbaycan’daki dini durum, Rusya, Türkiye ve İran gibi bölgede önemli siyasi roller oynayan ülkelerle olan sınırları nedeniyle jeopolitik durumunun karmaşıklığıyla bağlantılıdır. Azerbaycan anayasaya göre laik olmasına rağmen İslam, toplumsal ve kültürel kimliğin ayrılmaz bir parçasıdır. Aynı şekilde dini kurumlar, sözde ‘radikal grupların’ etkisini önlemek amacıyla katı bir politika takip etmektedir. Petrol zengini olan Azerbaycan, son yirmi yılda kendisini tökezleyen bir devletten önemli bir bölgesel enerji aktörü olarak yeniden tanımlamıştır.

Petrol zengini bir devlet
Azerbaycan, petrol ve gaz bakımından zengin ülkelerden biri. Enerjiden elde ettiği gelirlerini, uluslararası projelere katılan hükümet tarafından yönetilmiş bir yatırım fonu oluşturmak için kullandı. Aynı şekilde kaynaklarını, ordusunu yeniden inşa etmek için kullandı. Ancak bölgede artan zenginliğine ve etkisine rağmen, yoksulluk ve yolsuzluk ülkenin kalkınmasına hala gölge düşürüyor. Ayrıca birçok gözlemcinin ‘demokrasinin henüz olgunlaşmamış ve tehdit altında olduğunun bir göstergesi olarak’ gördüğü, insan hakları savunucularına ve gazetecilere yönelik artan baskı durumlarına da tanık oluyor.

Yönetici aile
Aliyev ailesi, Azerbaycan’daki yönetici ailedir. Dede lider, oğlu mevcut cumhurbaşkanı, eşi cumhurbaşkanı yardımcısıdır, kızları Leyla Aliyev ise bir sonraki cumhurbaşkanı olabilir. 21’inci yüzyılda, tüm üyelerinin yüksek siyasi mevkilerde bulunarak ülkeyi yöneten bir ailedir.
Sovyetler Birliği’nin istihbarat birimi olan KGB’nin yerel yöneticisi olan Haydar Aliyev, 1969 yılında göreve geldi. Azerbaycan’ın 1991 yılında Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazanmasına, yani 1993’ten 2003’teki ölümüne kadar otuz yıllık bir süre boyunca cumhurbaşkanlığı pozisyonunu üstlendi. Oğlu İlham’ı, başbakanlığa oturtmuş, daha sonra cumhurbaşkanı yardımcısı olarak tayin etmişti. Muhalifleri Aliyev’i, nüfusun yarısı yoksulluk sınırının altında yaşarken, müttefiklerinin petrol gelirleriyle zenginleşmesine yol açarak yolsuzluk yapmakla suçluyor.
Aliyev ailesi, muazzam bir devrim yaşadı ve ülke ekonomisinin tüm sektörlerini kontrol altına aldı.
 
İlham Aliyev
Azerbaycan Cumhurbaşkanı, 2003 yılında babası Haydar Aliyev’in yerini alarak şu ana kadar iktidarda kalmayı sürdürdü. Büyük bir çoğunluk tarafından birçok defa yeniden cumhurbaşkanı olarak seçildi. Şubat 2017’de eşi Mihriban, Birinci Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atandı ve Azerbaycan’ın en önemli madalyası olan Haydar Aliyev Madalyası ile ödüllendirildi.
İlham Aliyev yönetiminde halkın onayladığı referandumlarla, cumhurbaşkanlığı görev süresinin beşten yediye çıkarıldı ve cumhurbaşkanlığı görev süresinin 1 dönemle sınırlı olması kaldırıldı.
Aile, iktidar üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdı. İlham, Azerbaycan’ın Ermenistan ile savaştığı bölge olan Dağlık Karabağ meselesi başta olmak üzere, babasından bazı meseleleri miras aldı. Bu çatışma; katliamların, zulmün ve yerinden edilmelerin yaşandığı bir savaşa yol açtı. Karabağ sorunu, 1991 yılındaki çöküşün ardından Sovyetler Birliği bölgelerinde patlak veren en uzun ve en karmaşık krizlerden biri olarak sayılıyor. İlham Aliyev, bölgenin ülkesine bağlı olduğunu teyit etmiş, uluslararası hukuka ve uluslararası kuruluşların bu konudaki kararlarına dayanarak bağımsızlığına asla izin vermeyeceğini de vurgulamıştı.
 
Mihriban Aliyev
21 Şubat 2017 tarihinde Aliyev, eşini birinci yardımcılığına atadı. Mihriban, bir finansal imparatorluğa sahip nüfuz sahibi ‘Paşayev’ ailesinden geliyor. Yönetimde, eşinin ardından yerini alma ihtimali birçok defa gündeme geldi. Aktivist ve parlamentoda milletvekili olan Mihriban, yeni göreviyle birlikte kocasından sonra en yüksek ikinci devlet yetkilisi oldu. Bu atama, 2016 yılında yapılan referandumun ardından ülkede yapılan anayasa değişikliklerinin ardından geldi. Bu bağlamda Birinci Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı pozisyonu oluşturuldu.
 
Leyla Aliyev
İngiltere merkezli Daily Mail gazetesi, Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın sızdırılan Panama Belgeleri’nde isimleri zikredilen iki kızının fotoğrafını yayınladı. Gazete, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in iki kızı Leyla ve Arzu’nun, İngiltere’de yüz milyonlarca değere sahip gayrimenkul varlığına ve yurtdışında gizli şirketlere sahip olmaları dolayısıyla Panama Belgelerinde yer aldıklarını belirtti. Vergi kaçırmak için güvenli bir cennet sayılan Virjin Adaları’ndaki ‘Exaltation Limited’, Leyla ve Arzu’nun sahip olduğu şirketler arasında yer alıyor. Aynı şekilde sadece 4 yıl içerisinde Dubai, Paris ve İngiltere’de 50 milyon İngiliz sterlininden fazla mülk sahibi oldular. 2018 yılında İngiltere merkezli ‘The Guardian’ gazetesi ise, Aliyev’in kızlarını kara para aklamakla suçladı.
30 yaşındaki Leyla, dedesi Haydar Aliyev Vakfı’nın başkan yardımcısı konumunda ve annesinin yardımcılığını yapıyor. Çek Cumhuriyeti ve Londra’da Hampstead Lane’de her biri 17 milyon İngiliz sterlini değerinde saraylara sahiptir. İki kız kardeşin en ünlüsü olarak kabul ediliyor ve kendisini bir yıldız ve sanatçı olarak görüyor. Instagram’da düzenli olarak paylaşım yapmayı seviyor. Dünyadaki cumhurbaşkanları kızlarının en ünlülerinden biri olarak kabul edilirken, kendisiyle yalnızca Ivanka Trump rekabet ediyor. Aynı zamanda Prens Andrew ve medya patronu Rupert Murdoch’un kızı Elisabeth Murdoch da dahil olmak üzere İngiltere’deki çok sayıda nüfuz sahibi isimle dostluğa sahiptir.
İngiltere yasalarına göre Leyla ve Arzu’nun İngiltere’de şirket ve gayrimenkul sahibi olmasına izin veriliyor. Ancak hesapları, babaları İlham Aliyev ile olan bağlantıları nedeniyle yakın incelemelere tabi tutuluyor. Evli oldukları dönemde eşi, iş adamı ve pop yıldızı olan Emin Ağalarov ile Moskova’da yaşıyordu ve aynı zamanda Londra’da Hyde Park’a bakan lüks bir daireleri vardı.



Blinken, Gazze'deki ateşkes anlaşmasının yüzde 90'ının tamamlandığını vurguladı ve geri kalan sorunların çözülmesi çağrısında bulundu

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken (AP)
TT

Blinken, Gazze'deki ateşkes anlaşmasının yüzde 90'ının tamamlandığını vurguladı ve geri kalan sorunların çözülmesi çağrısında bulundu

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken (AP)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Gazze'de bir ateşkes anlaşmasına varılabilmesi için İsrail ve Hamas'ın kalan sorunları çözmesi gerektiğini belirtti.

Blinken yaptığı açıklamada, “Gördüğüm kadarıyla anlaşmanın yaklaşık %90'ı üzerinde mutabakata varılmış durumda, ancak Gazze Şeridi'nin güney ucunda, Mısır sınırındaki Philadelphia Ekseni olarak adlandırılan bölge de dâhil olmak üzere hâlâ çözüm bekleyen birkaç kritik mesele var” ifadelerini kullandı.

Blinken, İsrailli rehinelerin Filistinli tutuklularla nasıl takas edileceği konusunda da bazı anlaşmazlıklar olduğunu söyleyerek, “Önümüzdeki günlerde bizim İsrail'e, onların da (Katar ve Mısır) Hamas'a geriye kalan meselelerin nasıl çözüleceğine dair fikirlerimizi ileteceğini umuyorum” dedi.

ABD, Katar ve Mısır, iki taraf arasında arabuluculuk rolünü üstleniyor.

ABD Başkanı Joe Biden, 31 Mayıs'ta üç aşamalı ateşkes önerisini ortaya koydu, ancak hâlâ nihai bir ateşkes anlaşmasının imzalanmasını ve Gazze'de tutulan rehinelerin serbest bırakılmasını engelleyen farklılıklar devam ediyor.

Hamas, Philadelphia (Selahaddin) ekseninde herhangi bir İsrail varlığını reddederken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu İsrail'in bu eksenden çekilmeyeceği konusunda ısrar ediyor.

Onlarca yıldır süren İsrail-Filistin çatışmasının bu turu 7 Ekim'de başladı.  Geçtiğimiz ekim ayında, Hamas İsrail'e yönelik bir saldırı başlattı ve İsrail istatistiklerine göre bu saldırı 1.200 kişinin ölümü, yaklaşık 250 kişinin rehin alınmasıyla sonuçlandı.

O tarihten bu yana İsrail'in Şeride devam eden saldırısı, Şarku’l Avsat’ın Gazze Sağlık Bakanlığı verilerinden elde ettiği bilgiye göre 40.000'den fazla Filistinlinin ölümüyle sonuçlandı. Gazze Şeridi'ndeki 2,3 milyonluk nüfusun neredeyse tamamı yerinden edildi.