Kamboçya ve Vietnam’da sel felaketinde ölü sayısı 52’ye yükseldi

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)
TT

Kamboçya ve Vietnam’da sel felaketinde ölü sayısı 52’ye yükseldi

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)

Güney Asya ülkelerinden Vietnam ve Kamboçya’da yaşanan sel felaketinde ölü sayısı 52’ye yükseldi.
Vietnam Ulusal Afet Önleme Merkezi 30 kişinin sel sularına kapılarak hayatlarını kaybettiğini, 3 kişinin tekne kazasında boğulduğunu, diğer 3 kişinin de fırtınadan hasar gören evlerini tamir ederken elektrik çarpması sonucu öldüğünü duyurdu. Vietnam'da resmi verilere göre 12 kişi kayıp olarak bildirildi, batan bir teknede bulunan 4 kişiden henüz haber alınamadı. Thua Tien-Hue eyaletinde yaşanan toprak kayması sonucu 13 işçi toprak altında kaldı. Mahsur kalanları kurtarmaya giden ekibin 4 üyesi de bir başka toprak kayması nedeniyle kayboldu. Yetkililer bölgeye yeni kurtarma ekipleri gönderdi. Ancak sel ve heyelan riski nedeniyle bölgeye ulaşılamıyor.
Vietnam'ın merkezinde bir hafta önce başlayan yağmurlar 135 binden fazla evi sular altında bıraktı, 12 bin dönümden fazla tarım alanındaki mahsul zarar gördü, 332 bin evcil hayvan da telef oldu.
Komşu ülke Kamboçya’da 1 Ekim'den bu yana etkili olan şiddetli yağışlar sellere neden oldu. Yerel basına göre en az 16 kişi hayatını kaybetti. Bin 200 aile güvenli bölgelere tahliye edildi. 25 bin ev ve 84 bin hektar mahsul zarar gördü.
Her iki ülkedeki durumun önümüzdeki günlerde bölgeye ulaşacak Nangka Tayfunu nedeniyle kötüleşmesi bekleniyor. Tayfunun Vietnam'ın kuzey bölgesine ulaşması bekleniyor. Nangka’nın Kamboçya'nın büyük bir bölümünde de etkili olacağı tahmin ediliyor.



Taliban dünyaya açılıyor: Stratejik zafer

İktidarda beşinci yılına giren Taliban'ın kadınlara yönelik sürekli yeni yasaklar getirmesi uluslararası kamuoyunun tepkisini çekiyor (AFP)
İktidarda beşinci yılına giren Taliban'ın kadınlara yönelik sürekli yeni yasaklar getirmesi uluslararası kamuoyunun tepkisini çekiyor (AFP)
TT

Taliban dünyaya açılıyor: Stratejik zafer

İktidarda beşinci yılına giren Taliban'ın kadınlara yönelik sürekli yeni yasaklar getirmesi uluslararası kamuoyunun tepkisini çekiyor (AFP)
İktidarda beşinci yılına giren Taliban'ın kadınlara yönelik sürekli yeni yasaklar getirmesi uluslararası kamuoyunun tepkisini çekiyor (AFP)

Taliban yönetimindeki Afganistan diğer ülkelerle diplomatik ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor. 

Washington Post'un (WP) analizinde, iktidardaki dördüncü yılını doldurmasına rağmen Taliban'ın sadece Rusya tarafından tanındığına dikkat çekiliyor. 

Ancak Avrupa'daki göçmen karşıtlığı ve Orta Asya'daki militan gruplara ilişkin endişeler nedeniyle Batılı ülkelerin Taliban'la daha fazla iletişim kurmaya başladığı belirtiliyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın geçen haftaki açıklamasında Bagram Hava Üssü'nü geri almak istediklerini duyurması tartışma yaratmıştı. Afganistan Genelkurmay Başkanı Fasihuddin Fıtrat ise "Tek karış toprak için bile pazarlık yapılmayacak" demişti.

Ancak CNN'in haberinde, Trump yönetiminin üssü geri almak için marttan bu yana Taliban'la gizli görüşmeler yürüttüğü belirtilmişti. WP, Taliban yönetiminin görüşmelere dair bilgi paylaşmayı reddettiğini aktarıyor. Öte yandan Washington'la müzakerelerin bile Taliban'ın "inkar edilemez bir aktöre" dönüştüğünü gösterdiği yorumu paylaşılıyor. 

Eski Pakistan Dışişleri Bakanı Aziz Ahmed Chaudhry, "Taliban, henüz resmi şekilde tanınmasa da Afganistan'ın yöneticisi olarak muamele görüyor" diyor. 

Avrupa'da göçmen karşıtı partilere desteğin artmasıyla Afgan göçmenlerin sınır dışı işlemleri için Taliban'la görüşmelerin sıklaştığı belirtiliyor. ABD dahil birçok ülkenin, Afganistan-Pakistan sınırında faaliyet gösteren IŞİD'in Horasan koluyla (IŞİD-H) mücadelede Taliban'la iletişime geçtiği de aktarılıyor. 

Görüşmelerin Taliban için "stratejik zafer" anlamına geldiğine dikkat çekilen analizde, dışarıya açılma hamlelerinin örgütte ihtilaf yarattığı da vurgulanıyor. Kandahar'daki muhafazakar kadronun Batı ülkeleriyle iletişimi sınırlı tutmak istediği belirtiliyor. 

Analizde, Çin'in de bölgede daha aktif hale gelmeye başladığına işaret ediliyor. Afganistan ve Pakistan yönetiminden temsilciler, Çin'in başkenti Pekin'de mayısta bir araya gelerek, karşılıklı ilişkileri maslahatgüzarlıktan büyükelçilik seviyesine çıkarma kararı almıştı. Pekin'in hem bölgedeki nüfuzunu hem de IŞİD-H bağlantılı militanlara karşı güvenliği artırmak için böyle bir hamle yaptığı yazılıyor.

Rusya'nın temmuzda duyurduğu Taliban'ı tanıma kararının da güvenlik endişeleriyle alındığı belirtiliyor. Moskova'daki konser salonuna geçen yıl martta düzenlenen saldırıda en az 139 kişi yaşamını yitirmiş, olayı IŞİD-H üstlenmişti. 

Independent Türkçe, Washington Post, CNN


AB-ABD ilişkileri raporu: Avrupa, Truman Show’a döndü

Trump, AB ülkelerine Ukrayna savaşına finansmanlarını artırma baskısı da yapmıştı (Reuters)
Trump, AB ülkelerine Ukrayna savaşına finansmanlarını artırma baskısı da yapmıştı (Reuters)
TT

AB-ABD ilişkileri raporu: Avrupa, Truman Show’a döndü

Trump, AB ülkelerine Ukrayna savaşına finansmanlarını artırma baskısı da yapmıştı (Reuters)
Trump, AB ülkelerine Ukrayna savaşına finansmanlarını artırma baskısı da yapmıştı (Reuters)

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (EFCR) ve Avrupa Kültür Vakfı'nın ortak raporunda, ABD Başkanı Donald Trump'ın Avrupa'ya karşı "kültür savaşı" yürüttüğü savunuldu.

Bugün yayımlanan raporda, Trump'ın popülist ve radikal sağcılarla ittifaklar kurarak Avrupa Birliği (AB) politikasının "ideolojik ağırlık merkezini değiştirmeyi" hedeflediği yorumu yapılıyor:

Trump ve yandaşları bunu ancak Avrupalılar müsaade ettiği için yapabiliyor. Birincisi, Trumpçılar toplumlardaki kutuplaşmayı ve Avrupa'da yükselen "yeni sağ"ı kullanıyor. İkincisi, Avrupalı liderler arasındaki bölünme ve tereddütlerden yararlanıyorlar.

Trump'ın Avrupalı müttefikleri arasında Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Slovakya lideri Robert Fico ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni gibi isimlerin yer aldığı belirtiliyor. Cumhuriyetçi liderin, sağ ittifaklarla gümrük vergisi tehditlerinden ifade özgürlüğü tartışmalarına, güvenlik harcamalarından göç meselesine kadar birçok konuda AB'deki krizleri körüklediği savunuluyor. 

ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in, Avrupa'nın "temel ortak değerlerden uzaklaştığı" yorumunu şubatta yaptığı da hatırlatılıyor. ECFR'den Pawel Zerka, Vance'in açıklamasının kültür savaşının açıkça ilan edildiği an olduğunu söylüyor: 

Trump, Avrupa’ya karşı kültür savaşı yürütüyor.

Zerka, Trump'ın o zamandan bu yana AB liderlerini Ukrayna'nın geleceği hakkındaki görüşmelerden dışladığına, kıtadaki ana akım siyasi partilere saldırdığına ve gümrük vergisi görüşmelerinde Brüksel'i zorladığına dikkat çekiyor. 

Avrupa Komisyonu'na bağlı Avrobarometre (Eurobarometer) kuruluşunun anket verilerine göre vatandaşların AB'ye güveni 2007'den bu yana en yüksek seviyede. Neredeyse tüm AB ülkelerinde, blokun değerlerine bağlılık görüldüğü aktarılıyor. 

Romanya, Polonya ve Çekya hariç tüm ülkelerde çoğunluğun, AB'nin Avrupa vatandaşlarını küresel krizlerden ve güvenlik risklerinden korumakta daha aktif rol üstlenmesi gerektiğini söylediği belirtiliyor. 

Raporda, AB'nin durumu Truman Show'a da benzetiliyor. Jim Carrey'nin canlandırdığı Truman Burbank'in, bir film setinin içinde sıkışıp kaldığı ve başkaları tarafından kurgulanmış bir gerçeklikte yaşadığını anladığı 1998 yapımı filme işaretle şöyle deniyor: 

Avrupa, Truman Show'da sıkışıp kalmış durumda, Trump'ın Amerikası da yönetmen koltuğunda oturuyor.

"Avrupa, Trump'ın Amerikası'yla bir kültür savaşı içindedir" ifadesine yer verilen çalışmada, AB liderlerine "kendi senaryosunu yazan bir Avrupa'yı savunmaları" için harekete geçme çağrısında bulunuluyor. 

Independent Türkçe, Guardian, BBC


Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze'de son 23 aydır her saat bir çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabında Gazze'den fotoğraflar gösterdi (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabında Gazze'den fotoğraflar gösterdi (AFP)
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze'de son 23 aydır her saat bir çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabında Gazze'den fotoğraflar gösterdi (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabında Gazze'den fotoğraflar gösterdi (AFP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Salonu'nda BM'nin 80. Genel Kurulu görüşmelerinde katılımcılara hitap etti. ABD Başkanı Donald Trump'ın ardından Birleşmiş BM Genel Kurulu'nda konuşan Erdoğan yaklaşık 40 dakika süren konuşmasının geniş bir bölümünü Gazze'ye ayırdı. Erdoğan, İsrail'in 23 aydır Gazze'de her saat başı bir çocuğu öldürdüğünü söyledi.

Konuşmasının başında, "Filistin'i tanıyan devlet sayısının giderek arttığı bir dönemde Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas'ın bugün bizzat aramızda olamayışından duyduğum üzüntüyü ifade etmek istiyorum" diyen Erdoğan, Trump yönetiminin Abbas ve heyetine vize vermeme kararını eleştirdi.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları için "soykırım" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:

Erdoğan, New York'taki BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, İsrail'in 23 aydır Gazze'de her saat başı bir çocuğu öldürdüğünü söyledi.

Tüm ülkeleri Filistin Devleti'ni tanımaya çağıran Erdoğan, “Gazze'de 700 günü aşkın süredir soykırım devam ediyor. Gazze'de ölen sivillerin sayısı 65 bini geçti, enkaz altında kaç kişi olduğu bilinmiyor... (Dünyanın başka yerlerinde) Bir çocuğun eline küçük bir diken batsa anne babaların yüreği yanıyor ama Gazze'de çocuklar anestezi yapılmadan ampute ediliyor. Ölenlerin 20 binden fazlası çocuk. İsrail tarafından, Gazze'de son 23 aydır her saat bir çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor.  Bu insanlığın dip noktasıdır.” dedi.

“Gazze halkı açlık silahıyla öldürülüyor” diyen Erdoğan, “Gazze'de devam eden vahşetin hiçbir gerekçesi olamaz. Gazze'de devam eden soykırımla insanlık için en karanlık dönemi yaşıyoruz... Gazze'de her şey hedef alınıyor ve yok ediliyor” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in kontrolden çıktığını ve Netanyahu'nun rehineleri umursamadığını belirtti.

Avrupa'nın benimsediği değerlerin Gazze'de devam eden olaylar nedeniyle aşındığını ifade eden  Erdoğan, “Gazze'de soykırım yapanların hesap vermesi gerektiğini” vurguladı.

Suriye konusunda Erdoğan, Suriye'nin maruz kaldığı adaletsizliklerin Esad rejiminin düşüşüyle sona erdiğini değerlendirdi. “Terörizmden arındırılmış, birleşik bir Suriye için” çalışmaların yapılacağını teyit eden Erdoğan, “Suriye'nin istikrarının tüm komşu ülkelerin çıkarına olduğunu” vurguladı.