Mısır, Türkiye’nin koşullu çağrılarını görmezden geliyor

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü bazı dosyalarda “ortak bir zeminde hareket etme” çağrısında bulundu

Mısır, Türkiye’nin koşullu çağrılarını görmezden geliyor
TT

Mısır, Türkiye’nin koşullu çağrılarını görmezden geliyor

Mısır, Türkiye’nin koşullu çağrılarını görmezden geliyor

Türk yetkililer, Mısır ile “uzlaşma” ve “koşullu yanıt” çağrısında bulunan mesajlarını yoğunlaştırmaya devam ederken, Mısır’daki kaynaklar, “bölgede istikrarı derinleştiren eylemlere yansımadıkça Kahire’nin Ankara’ya karşı tutumunun bu çağrılardan etkilenmeyeceğini” belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın dün yaptığı açıklamada “Mısır önemli bir ülke. Bölgesel konularda pozitif bir gündemle hareket etme iradesi ortaya koyarsa Türkiye bunu karşılıksız bırakmaz” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin geçtiğimiz haftalarda Mısır’a gönderdiği diplomatik mesajlarla ilgili dosyaya yakın olan Mısırlı bir kaynak, Şarku’l Avsat’a dün verdiği demeçte “Kahire, Ankara’dan birden fazla düzeyde gelen uzlaşma içerikli bu açıklamaların devam ettiğinin farkında ancak yine de bunları Mısır rejimine karşı olumsuz değerlendirmelerle iç içe geçmiş ifadeler ve Türkiye’yi, şartlarını belirleyen bir devlet olarak gösterme girişimi olarak görüyor. Türkiye üslubunu ve tavırlarını değiştirmediği müddetçe kendileriyle ilişkilerimizde bir değişiklik olmayacak” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Kalın yerel bir Türk gazetesine yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı:
“Mısır, bölgenin, Arap dünyasının önemli ülkelerinden birisi. Tabii ki Sisi’nin oraya iktidara gelme şekli, orada yapılan darbe ve Mursi’nin hayatını kaybetmesini yok saymamız mümkün değil. Buna rağmen Mısır, bölgesel konularda pozitif bir gündemle hareket etme iradesi ortaya koyarsa Türkiye bunu karşılıksız bırakmaz. Libya, Filistin, Doğu Akdeniz konusunda ve başka meselelerde birlikte hareket etme zemini oluşursa Türkiye buna ancak olumlu bakar, buna olumlu katkı sağlar.”
Kalın, Mısır ile “uzlaşma”ya yönelik açıklamalarda bulunan ilk Türk yetkili değil. Zira Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danışmanı Yasin Aktay, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da daha önce aynı doğrultuda farklı vesilelerle açıklamalarda bulunmuştu.
Geçtiğimiz ay boyunca Mısır’dan gelen tepkiler, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’nin  “Türkiye’nin sözlerini eyleme dökmesi” gerektiği yönündeki açıklamalarından farklı değildi. Aynı şekilde Mısır Dışişleri Bakanlığı 19 Eylül’de yaptığı bir açıklamada Türkiye Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarını kınamış ve bu açıklamaların “Mısır’da 30 Haziran devrimiyle bağlantılı olarak yaşanan siyasi gelişmelere olumsuz bir yaklaşım içerdiğini ve ideolojik eğilimlere hizmet etmek amacıyla gerçek ile hiçbir şekilde bağdaşmayan iddialara bağlılığın sürdürüldüğünün bir göstergesi olduğunu” kaydetmişti.
Aynı zamanda Mısır Dışişleri Bakanlığı o dönemde yaptığı açıklamada “Mısır’dan bu şekilde olumsuz tonda ve çelişkili bir biçimde söz edilmeye devam edilmesi, yalnızca uluslararası meşruiyet kurallarına saygıyı ve bağlılığı esas alan ilişkiler için uygun bir atmosfer hazırlamaya çalışıldığına ilişkin herhangi bir iddiaya karşı güvenilirlik eksikliğini ortaya koymaktadır” ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü tarafından yapılan en son açıklamalar, Rusya hükümetinin deniz kuvvetlerinin Türkiye de dahil birçok ülkenin kıyısının olduğu Karadeniz’de Mısırlı deniz kuvvetleri ile ortaklaşa bir tatbikat yapacağını duyurmasının ardından geldi.
Mısırlı akademisyen ve siyasi analist Dr. Tarık Fehmi konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Türk yetkililerin Mısır’la uzlaşma çağrılarına ilişkin düzeyin çeşitliliği ve yoğunluğu, Mısır’ın kayıtsızlığına rağmen, Türkiye rejimi içerisinde sağdan ve soldan Mısır’la uzlaşma meselesine ilişkin seslerin olduğunu, amacına ulaşmak için çabaladığını ve çabalarını tekrarladığını gösteriyor” dedi.
Fehmi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye tarafından yapılan açıklamaların peş peşe gelmesi üç değişken dahilinde değerlendirilmeli. İlki: Mısır’ın Türkiye’nin karşısında Rusya ile askeri tatbikata başlaması ve ondan önce de Fransa ile bunu gerçekleştirmesi. İkincisi: Mısır’ın gerek Hurgada kentindeki toplantılara gerekse doğu ve batı Libya temsilcilerinin ülkeleri için ortak bir anayasal çerçeveyi tartışmak üzere yaptıkları istişarelere ev sahipliği yaparak şu anda devam etmekte olan Libya uzlaşmalarına ilişkin dosyada nüfuzunu ve etkinliğini gittikçe artırması. Üçüncü değişken ise Kahire merkezli Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun, tüm bölge ülkeleri için hayati önemi olan bu dosyada Kahire’nin nüfuzunu ve etkinliğini artıracak şekilde kurulmasında gizli.”



Lübnan ordu komutanı Washington ziyaretini erteledi

Lübnan askerleri, Güney Lübnan'daki Abbasiye kasabasında İsrail hava saldırısının hedef aldığı bir bölgede toplanıyor (Reuters)
Lübnan askerleri, Güney Lübnan'daki Abbasiye kasabasında İsrail hava saldırısının hedef aldığı bir bölgede toplanıyor (Reuters)
TT

Lübnan ordu komutanı Washington ziyaretini erteledi

Lübnan askerleri, Güney Lübnan'daki Abbasiye kasabasında İsrail hava saldırısının hedef aldığı bir bölgede toplanıyor (Reuters)
Lübnan askerleri, Güney Lübnan'daki Abbasiye kasabasında İsrail hava saldırısının hedef aldığı bir bölgede toplanıyor (Reuters)

Lübnan Kara Kuvvetleri Komutanı General Rudolf Heykel, İsrail ve ABD Kongresi'ndeki yetkililerin orduya karşı iki operasyon başlatması ve programındaki birçok toplantının iptal edilmesinin ardından dün planlanan ABD ziyaretini erteledi.

Lübnan askeri kaynakları Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, "Ordu komutanlığı son iki haftada İsrail'in orduya ve Lübnan ordusunun ulusal rolüne yönelik saldırısını gözlemledi. Bu saldırı önyargısız ve Lübnan ordusunu hedef alıyordu" dedi. Harekatın ABD Senatörleri Lindsey Graham ve Joni Ernst tarafından başlatılan "bir başka sürpriz harekatla" eş zamanlı olarak geldiği de ifade edildi.

Heykel, Beyaz Saray, Kongre ve Savunma Bakanlığı yetkilileriyle görüşmek üzere yola çıkmadan önce, Lübnan Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Washington ziyareti için planlanan birkaç toplantının iptal edildiğini doğruladı. Kaynaklar, "Bu nedenle Kara Kuvvetleri Komutanı, ziyaretin başarısını güvence altına almak için durum netleşene kadar ziyareti ertelemeye karar verdi" dedi.


Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi kendini “en büyük blok” olarak ilan etti

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Kürt lider Mesud Barzani ve Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan dün bir araya geldiler (Irak Başbakanlığı)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Kürt lider Mesud Barzani ve Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan dün bir araya geldiler (Irak Başbakanlığı)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi kendini “en büyük blok” olarak ilan etti

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Kürt lider Mesud Barzani ve Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan dün bir araya geldiler (Irak Başbakanlığı)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Kürt lider Mesud Barzani ve Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan dün bir araya geldiler (Irak Başbakanlığı)

Irak’ta geçtiğimiz hafta yapılan parlamento seçimlerinde meclisteki 329 sandalyenin 175'inden fazlasını kazanan Şii siyasi partilerin ve güçlerin çoğunun yer aldığı ittifak olan Koordinasyon Çerçevesi’nin temsilcileri, kendilerini bir sonraki hükümeti kurmaya hak kazanan ‘en büyük blok’ ilan etme konusunda anlaşmaya vardılar.

Görevi bırakacak Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani’nin liderliğindeki İmar ve Kalkınma Koalisyonu listesi 46 sandalye kazanırken, onu 29 sandalyeyle Hukuk Devleti Koalisyonu listesi ve 27 sandalyeyle Asaib Ehli'l Hak listesi izledi.

Büyük siyasi güçler arasında pazartesi günü yapılan toplantının ardından anlaşmaya varıldı. Toplantıda, kendilerini ‘en büyük blok’ ilan eden ve bir sonraki başbakanın adaylığını belirleyen ‘kararname’ benzeri bir belge imzalandı. Ayrıca ilki bir sonraki aşama için ulusal hakları tartışmak, ikincisi ise ‘mesleki ve ulusal kriterlere göre’ başbakanlık makamı için adaylarla görüşmek üzere  iki komisyon kurulması kararı alındı.


Lübnan'ın doğusundaki Baalbek'te aranan kişilerle çıkan çatışmada iki Lübnan askeri öldürüldü

Lübnan'ın doğusundaki Bekaa Vadisi'ndeki Lübnan askerleri (Reuters- Arşiv)
Lübnan'ın doğusundaki Bekaa Vadisi'ndeki Lübnan askerleri (Reuters- Arşiv)
TT

Lübnan'ın doğusundaki Baalbek'te aranan kişilerle çıkan çatışmada iki Lübnan askeri öldürüldü

Lübnan'ın doğusundaki Bekaa Vadisi'ndeki Lübnan askerleri (Reuters- Arşiv)
Lübnan'ın doğusundaki Bekaa Vadisi'ndeki Lübnan askerleri (Reuters- Arşiv)

Lübnan'ın doğusundaki Baalbek kentinin Şaravne bölgesinde dün aranan şahıslarla çıkan çatışmada iki Lübnan askeri şehit oldu, üç asker de yaralandı.

Lübnan Ordu Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, "18 Kasım 2025'te, Askeri İstihbarat Müdürlüğü tarafından bir ordu birliği desteğiyle düzenlenen bir dizi baskın sırasında, aranan şahıslarla çıkan çatışmada iki asker şehit oldu, üç asker de yaralandı" denildi.

Açıklamada, "Çatışmalar sırasında orduya ateş açanlar arasında bulunan aranan şahıs (H.A.J.) yaralandı ve ardından hayatını kaybetti. Çeşitli suçlardan dolayı aranan en tehlikeli şahıslardan biriydi. Bunlar arasında, farklı tarihlerde ordu devriyelerine ateş açarak dört askerin şehit olmasına ve bir subayın yaralanmasına yol açmanın yanı sıra adam kaçırma, silahlı soygun ve uyuşturucu kaçakçılığı da yer alıyordu" ifadeleri yer aldı.

Baskın sırasında "çok miktarda uyuşturucu, silah ve mühimmat ele geçirildi. Ele geçirilen malzemeler teslim edildi ve olaya karışan diğer şahısların yakalanması için çalışmalar devam ediyor."