Filistin Yönetimi yolsuzluk için verimli bir ortam

Filistin Devlet Başkanı Ramallah'taki “Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu” binasının temelini atarken (WAFA)
Filistin Devlet Başkanı Ramallah'taki “Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu” binasının temelini atarken (WAFA)
TT

Filistin Yönetimi yolsuzluk için verimli bir ortam

Filistin Devlet Başkanı Ramallah'taki “Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu” binasının temelini atarken (WAFA)
Filistin Devlet Başkanı Ramallah'taki “Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu” binasının temelini atarken (WAFA)

Halil Musa
Sorumluluk ve Dürüstlük Koalisyonu (AMAN) adlı Filistin merkezli sivil toplum kuruluşunun “Filistin'de Dürüstlük Durumu ve Yolsuzlukla Mücadele” başlıklı yıllık raporuna göre Ramallah yönetimi, Yasama Konseyi'nin yokluğu, güçler ayrılığının olmaması ve yetkinin küçük bir grupla sınırlandırılması (oligarşi) nedeniyle yolsuzluğa elverişli bir ortama dönüştü.
AMAN Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir el-Hüseyni, Filistinliler arasında yolsuzluk yapıldığı konusunda ağır basan bir intibanın hakim olduğunu belirtti.
Filistin Anket ve Siyasi Araştırmalar Merkezi tarafından yürütülen kamuoyu yoklamasına göre, Filistinlilerin yüzde 80’i Filistin idari kurumlarında yolsuzluk olduğuna inanıyor.
Bununla birlikte 2010 yılında Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın kararıyla kurulan Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu, şikayetleri alıp soruşturarak ve yolsuzlukla ilgili davalar açarak yolsuzluğu ortadan kaldırma çalışmalarını sürdürüyor.

İktidar şeffaflığında zaaf sürüyor
AMAN’ın yıllık raporuna göre, yönetim ile kamu bütçesinin şeffaflığı ve hukukun üstünlüğü konusunda ve yine İsrail ile yapılan mali denetimlerin takibinde süregelen zaaflar bulunuyor. Bununla birlikte kamu harcamalarını rasyonelleştirmeye yönelik güncel ve kapsamlı bir planın bulunmaması, kamu borç verilerinin açıklanmaması da zaaflardan bazıları.  Rapor, güvenlik sektöründeki şeffaflığın  "orta düzeyde olduğunu, ancak gözetim ve hesap verebilirliğin güvenlik hizmetleri, özellikle istihbarat hizmetleri üzerindeki zayıf etkinliği nedeniyle yolsuzluğu engellemediğini" belirtti. Rapor, bilgi eksikliğinin devam ettiğini doğruladı. Raporda, üst düzey hükümet görevlerinde eşit fırsatlar ve rekabet ilkesine bağlı kalmadan atamaların ve terfilerin sürdürülmesinin yanı sıra, bazı hükümet yetkililerinin çalışmalarında şeffaflık eksikliği de dile getirildi.
AMAN Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir el-Hüseyni, ana denetim organı olan Yasama Konseyinin yokluğu, yargının zayıflığının ve yetkilerin küçük bir gruba sınırlandırılmasının yolsuzluğun özelliklerinden olduğunu düşünüyor. Ancak, son iki yıl içinde yolsuzluk davalarının resmi olarak daha ciddi şekilde ele alındığını belirten el-Hüseyni, yeni bir hükümetin ve Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu'na gelen yeni bir başkanının varlığı, yolsuzlukla mücadelede Filistinlilerin güvenini arttırdığını ve bu nedenle yolsuzluk davalarında şikayet sayısının ikiye katlandığını belirtti.

Kamu sektöründe yolsuzluk
Filistin Maliye Bakanlığı'nın gerekli bilgileri tamamlayamaması nedeniyle Filistin'in "Küresel Yolsuzluk Algısı” endeksine dahil edilmediğine işaret eden el-Hüseyni, "bilgi edinme hakkı" yasasının onaylanmasına ek olarak, tekel hizmetleri ve emtia sektörlerini organize etmek ve şeffaflık sağlamak için bağımsız organlar kurma gereğini vurguladı.
Söz konusu yasa, yolsuzlukla mücadelede önemli bir unsur teşkil etmesine rağmen 2006 yılından bu yana Bakanlar Kurulu koridorlarında şimdiye kadar onaylanmayı beklemektedir.
Öte yandan, Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu Hukuk İşleri Genel Müdürü Raşa Amarna, Filistin Yönetiminin kuruluşundan 2004 yılına kadar bakanlıklarda, kamu ve yerel kurumlarda kurumsallaşmanın olmamasının yolsuzluğa elverişli bir ortam yaratılmasına katkıda bulunduğunu söyledi.

Bakanlıkların kurumsallaştırılması
Amarna, 2005'ten başlayarak, Filistin Yönetimi'nin bakanlık ve ona bağlı kurumlarını kurumsallaştırmak için çalıştığını, bu tutumun da yolsuzluğun boyutunu azaltmaya katkıda bulunduğunu belirtti. Yetkili, Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu'nun kurulmasının ise hesap verebilirliğin etkinleştirilmesine önemli bir katkıda bulunduğunu belirtti.
Açıklamaya göre Komisyon her yıl 450 şikayet alıyor ve şu anda 2019’dan bu yana aldığı 900 şikayet dosyasıyla ilgileniyor. Bu dosyaların 86'sı yargıya gönderildi. Amarna, bu artışın sebebini yetkili makamın, şikayet olmaksızın dahi bilgileri izleme ve dosyaları etkinleştirme rolünden kaynakladığını belirtti.
Buna rağmen, Amarna mevcut hukuk sistemindeki zayıflıklardan şikayet ediyor. Bunun nedenini ise yargıya intikal eden davaların ve bunlarla ilgili mahkeme kararlarının izlenmemesine dair komisyonda oluşan boşluğa bağlıyor.

Aracı ile adam kayırmacılık arasında
Filistin'deki yolsuzlukla ilgili olarak Amarna, kayırmacılık, iltimas, gücün kötüye kullanılması ve kredinin kötüye kullanılmasının yaşandığını söyledi. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Amarna, Filistin'in 2016 yılında Uluslararası Polis Teşkilatı'na (INTERPOL) yolsuzluk davalarıyla suçlanan kaçakların bir listesini sunduğunu, ancak INTERPOL’ün bu kişilerin siyasi nedenlerle kuruma verildiği gerekçesiyle hiçbirinin iadesinin gerçekleşmediğini belirtti. 



İsrail medyası: İsrail'in askerlerini çekme konusunda taviz vermesinin ardından Gazze görüşmelerinde ilerleme kaydedildi

İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme planına ilişkin yeni haritalar sundu. (AFP)
İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme planına ilişkin yeni haritalar sundu. (AFP)
TT

İsrail medyası: İsrail'in askerlerini çekme konusunda taviz vermesinin ardından Gazze görüşmelerinde ilerleme kaydedildi

İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme planına ilişkin yeni haritalar sundu. (AFP)
İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme planına ilişkin yeni haritalar sundu. (AFP)

Jerusalem Post gazetesi, İsrail'in ek tavizler içeren yeni çekilme haritaları sunmasının ardından Gazze Şeridi'ndeki ateşkes görüşmelerinde önemli bir ilerleme kaydedildiğini bildirdi.

Gazete, Mısırlı ve Katarlı arabuluculara sunulan yeni haritalara göre, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ile Refah arasındaki Morag Koridoru’nun kontrolünü fiilen bıraktığını belirtti.

Gazeteye konuşan bir kaynak, “Şu anda odak noktası Morag Koridoru değil, Refah bölgesindeki İsrail varlığıdır. Bu, mevcut tartışmalarda odak noktası olan konu” ifadelerini kullandı.

Kahire el-İhbariyye televizyon kanalı dün erken saatlerde, Mısır ve Katar'ın arabuluculuk çabaları ve Gazze Şeridi'ndeki ateşkes müzakerelerinde anlaşmazlık konusu olan maddeler üzerinde bir çözüme yaklaşıldığı konusunda iyimserlik olduğunu duyurdu.

İsrail, şu anda tartışılan 60 günlük ateşkes süresince Gazze Şeridi'ndeki varlığını önemli ölçüde azaltmayı kabul etti. Arap bir diplomat ve arabuluculuk çabalarına katılan bir kaynak, Times of Israel gazetesine verdikleri demeçte, bu tavır değişikliğinin önümüzdeki günlerde bir anlaşmaya varılmasına kapı açtığını ifade etti.

Kaynaklar, ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un baskısı üzerine İsrail'in, ateşkes süresince Gazze Şeridi'nden kısmi çekilme konusunda en katı taleplerinden vazgeçmeyi kabul ettiğini belirtti. Kaynaklar, Witkoff'un baskısı sayesinde İsrail'in sunduğu yeni haritalarda, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah ve Han Yunus şehirlerini ayıran Morag Koridoru’nda kalmasının öngörülmediğini de bildirdi.

İsrail ayrıca, Gazze Şeridi sakinlerinin bir araya getirilip güvenlik taramasından geçirileceği ve bölgeden ayrılmalarının engelleneceği tartışmalı bir ‘insani yardım şehri’ kurmayı umduğu Refah'taki varlığını azaltmayı da kabul etti.

Arap diplomat, İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilme konusundaki güncellenmiş önerisinin, İsrail'in ‘insani yardım şehri’ planını uygulama yeteneğini engelleyeceğini söylüyor.

Müzakerelere katılan kaynağa göre, arabulucular şu anda Doha'da Hamas müzakerecileriyle bir araya gelerek İsrail'in en son haritalarını inceliyorlar. Kaynak, bu haritaların Hamas'ın İsrail ordusunun 2 Mart'ta önceki ateşkesin çökmesinden önce işgal ettiği konumlara çekilmesi talebiyle büyük ölçüde uyumlu olduğunu belirtti.

Bu arada Hamas, İsrail'in kalıcı ateşkes taahhüdü talebinden vazgeçmeye hazır olduğunu; bunun karşılığında ABD Başkanı Donald Trump'ın, taraflar kalıcı ateşkes konusunda anlaşmaya varana kadar ateşkesin devam edeceğini kişisel olarak garanti etmesini istedi.

Hamas'ın kalıcı ateşkes talebinden vazgeçmesi ve İsrail'in geri çekilme kapsamından taviz vermesi ile arabulucular, Doha'da devam eden görüşmelerdeki en zorlu engellerin aşıldığına inanıyor. Bununla birlikte, Arap diplomat, tarafların insani yardım dağıtım mekanizmaları ve iki aylık ateşkes süresince serbest bırakılacak Filistinli mahkûmların sayısı ve kimlikleri konusunda anlaşmaya varmaları gerektiğini belirtiyor. Buna karşılık, on İsrailli esir canlı olarak serbest bırakılacak ve öldürülen on sekiz esirin cesetleri teslim edilecek.