Trump ve Biden arasındaki 6 büyük rekabet bölgesi

Çekişmeli seçim bölgesi Pensilvanya’da seçim kampanyası sırasında Trump (AFP)
Çekişmeli seçim bölgesi Pensilvanya’da seçim kampanyası sırasında Trump (AFP)
TT

Trump ve Biden arasındaki 6 büyük rekabet bölgesi

Çekişmeli seçim bölgesi Pensilvanya’da seçim kampanyası sırasında Trump (AFP)
Çekişmeli seçim bölgesi Pensilvanya’da seçim kampanyası sırasında Trump (AFP)

Demokrat Başkan adayı Joe Biden, ABD Başkanlık seçimleri yönündeki ulusal anketlerde Cumhuriyetçi rakibi Donald Trump'ın önünde gözüküyor. Ancak ABD eski Başkan Yardımcısı Biden'ın Beyaz Saray’a varan yarışı kazanacağının garanti edilmesi mümkün değil.
Nitekim gözlemciler, 2016 seçimlerindeki Demokrat Aday ve eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın neredeyse tüm seçim dönemi boyunca kamuoyunda açık ara farkla Trump’ın önünde yer aldığını hatırlatıyor. Seçimlerde kaybeden Clinton, Trump’ın aldıklarına ek olarak 2,8 milyon oy alarak ‘halk oylamasını’ kazanmıştı.
Beyaz Saray'da dört yıl daha kalmaya çalışan Trump ile rakibi Biden arasında gerçekleştirilecek başkanlık seçimlerine yönelik geri sayım 3 Kasım'da başlayacak. Mevcut kampanyalardan sorumlu olanlar, 2016 seçimlerinden adayların oyların çoğunu kazanıp da Beyaz Saray’a ulaşmakta başarısız kalabileceği anlamına gelen unutulmaz bir ders almıştı. Nitekim ABD seçimlerinde varılacak zaferin tek garantisi, parti grubundaki 538 oydan 270'ini almak.
Trump ve Biden, özellikle de her biri bir savaş alanı sayılan çekişmeli seçim bölgelerinde zafer elde etmek istiyor. Zirâ 2000 yılından bu yana 50 eyaletten 38’inin oyu kesin hale geldi; bu eyaletlerden hangisinin Demokrat, hangisinin ise Cumhuriyetçi adaylara oy vereceğini tahmin etmek çok zor değil. Ancak geri kalan 12 eyalette belli bir partiye oy verilecek şekilde tutarlı sonuçlar çıkmıyor. Dolayısıyla bu eyaletlerin hangi adaya oy vereceği seçim sonucunu belirleyici olabiliyor. Çekişmeli seçim bölgesi sayılan eyaletlerin ise karar verici olacağı düşünülüyor.

2020’de kazanmak için gerekenler
2020 seçimleri kaderinin sekiz çekişmeli seçim bölgesinin elinde olacağına inanılıyor. Gözlemciler ise dikkatlerini bu eyaletlerden altısına veriyor. Zirâ 2012’de Barack Obama’yı destekleyen bu eyaletler, 2016’da Trump’ın kazanmasını sağlamıştı. Bazen ufak yüzdelik farklar ile Başkan Donald Trump'ın 2016'daki önemli zaferlerine tanıklık eden Michigan, Pensilvanya ve Wisconsin veya Great Lakes eyaletlerinin bir kez daha seçime dair büyük ‘savaş alanları’ olacağı bekleniyor. Önceki seçimlerde Trump’ın marjını yükselten üç savaş alanı ise Arizona, Florida ve Kuzey Carolina. Nitekim bu altı eyalet, Beyaz Saray'ı kazanmak için gereken 270 oydan 101'ine sahip. Trump veya Biden, büyük olasılıkla, seçim yarışında çoğunluğu elde etmek için bu altı eyaletten en az üçünü elde etmek zorunda kalacak. Diğer yandan, Ohio ve Iowa'daki sonuçlar da dört gözle bekleniyor.
Georgia, Maine, Minnesota, Nebraska, Nevada ve New Hampshire'in sürpriz sonuçlar vereceğine ise çok az kişi inanıyor. Birçoğu, anketlere aşırı güvenmemek gerektiği uyarısında bulunuyor. Zirâ ulusal yoklamaların çekişmeli seçim bölgelerinin seçimi ne derece etkileyeceğine dair zayıf göstergeler olarak kaldığı düşünülüyor.
Çekişmeli bölgelerin sebebi, başkanlık seçim sisteminin eyaletlerin oylamada önemli birer yargı birimi olması için tasarlanmış olmasına dayanıyor. Bu da, o sırada belirli eyaletleri kazanmaya yönelik siyasi ihtimamın artması dolayısıyla 1800 yılında Aaron Burr ile Thomas Jefferson arasında seyreden son derece rekabetçi başkanlık seçimlerinden kaynaklanıyor. Ardından ise eyaletler nüfuslarının hesap edilmesi ve ilgili eyaletten seçim meclisine verilecek delege sayısını belirleyecek yetkili makamlara bildirilmesini sağlamak için katı bir yaklaşım benimsemeye başladı. Nitekim politikacılar zamanla eyalet seçmenlerine dair belli bir fikre vardı.

Bağlantılı üç faktör
Sallantılı durumlara yol açabilecek nitelikte ve genellikle birbirleriyle örtüşen üç ana faktör mevcut. İlk faktörün nüfusa bağlı değişkenlerle ilgili olduğu biliniyor. Örneğin şehirler Demokrat adaylara, kırsal kesim ise Cumhuriyetçi adaylara meylediyor. Büyük şehirleri terk etmek isteyenlerin daha küçük şehirlere veya kırsal alanlara geçişi ise taraflar arasındaki dengeyi değiştirebiliyor. İkinci faktör ise ideolojik kutuplaşma ile bağlantılı. Pew Araştırma Merkezi, iki parti arasındaki ideolojik uçurumun 21. yüzyılın ilk 10 yılında artmaya başladığını öne sürdü. Merkez tarafından yapılan açıklamada, “1990'lar öncesinde kuzeyde birçok liberal Cumhuriyetçi, güneyde ise muhafazakar Demokratlar bulunuyordu. Bu ikilik, eyaletin sallantılı durumda olup olmayacağı gerçeğini değiştirebilir. Birçoğu, üçüncü faktörü ılımlı siyaset ile ilişkilendiriyor. Daha ılımlı seçmenlerin olduğu bir eyalette Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasındaki uçurum daralıyor. Bu da siyasi sonuçların belirlenmesini zorlaştırıyor. Araştırma Merkezi, Maine ve New Hampshire gibi eyaletlerde bu iki parti arasındaki rekabeti yürüten pek çok ılımlı ve bağımsız seçmen olduğuna değindi. Ülkenin ilerlemesiyle çekişmeli seçim bölgeleri sayısının da arttığını belirten merkez, “Oylamayı belirleyen bir yasa tasarısı, Afro Amerikalılara verilmesinin ardından ciddi bir etki oluşturdu. Zirâ Afro Amerikalılar, 50 yıl önce Texas, North Carolina ve Georgia gibi eyaletlerde oy kullanamıyordu” ifadelerine de başvurdu.



Kenya'daki hükümet karşıtı protestolarda 16 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı

Kenya'da göstericiler Nairobi'deki protesto sırasında ateş yakınca çevik kuvvet polisi olay yerine geldi (EPA)
Kenya'da göstericiler Nairobi'deki protesto sırasında ateş yakınca çevik kuvvet polisi olay yerine geldi (EPA)
TT

Kenya'daki hükümet karşıtı protestolarda 16 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı

Kenya'da göstericiler Nairobi'deki protesto sırasında ateş yakınca çevik kuvvet polisi olay yerine geldi (EPA)
Kenya'da göstericiler Nairobi'deki protesto sırasında ateş yakınca çevik kuvvet polisi olay yerine geldi (EPA)

Uluslararası Af Örgütü’nün (UAÖ) Kenya Şubesi dün Kenya'da hükümet karşıtı protestolarda 16 kişinin öldüğünü ve bunların çoğunun polis tarafından öldürüldüğünü açıkladı.

UAÖ Kenya Şubesi İcra Direktörü Irũngũ Houghton, Reuters’a yaptığı açıklamada, olaylar sırasında 16 kişinin öldüğü söyledi. Bu rakamların, UAÖ ve hükümet tarafından finanse edilen Kenya Ulusal İnsan Hakları Komisyonu (KNCHR) tarafından doğrulandığını belirten Houghton, bu kişilerin çoğunun polis tarafından öldürüldüğünü ve en az beş kurbanda kurşun yaraları olduğunu belirtti.

2024 yılında ‘Vatandaş Hareketinin’ başlamasının yıldönümü vesilesiyle dün Kenya'nın çeşitli yerlerinde düzenlenen protestolarda en az 400 kişi yaralandı. Bunlardan 83'ünün durumu ağır. Bu bilgi, 20 sivil toplum kuruluşundan oluşan bir koalisyon tarafından açıklandı. KNCHR ve UAÖ’nün de aralarında bulunduğu bu kuruluşlar, en az 8 kişinin kurşun yaralanmaları nedeniyle tedavi gördüğünü, bunlardan 3'ünün polis memuru olduğunu belirtirken ‘sokaklarda bulunan herkesin, daha fazla ölü ve yaralı olmaması için dikkatli olmasını’ istedi.

7U8I
Kenya polisi, Nairobi'deki protestolarda çıkan ayaklanmalara müdahale etmeye hazırlanırken (AFP)

Kenya Cumhurbaşkanı William Ruto, kötü yönetim ve polis şiddetini protesto eden göstericileri ülkeyi ‘mahvetmemeleri’ konusunda uyardı.

Protestocular Nairobi'deki ofisine doğru ilerlerken Kenya'nın kıyı şeridinde bir cenaze törenine katılan Cumhurbaşkanı Ruto, “İşler kötüye gittiğinde gidebileceğimiz başka bir ülke yok. Ülkemizin güvenliğini sağlamak bizim sorumluluğumuz” ifadelerini kullandı.

Kenya'nın başkenti Nairobi'de polis şiddetine ve hükümetin yolsuzluğuna karşı binlerce gösterici polisle çatıştı. Polisler göz yaşartıcı gaz bombaları attı ve coplar kullandı, bu da birçok kişinin yaralanmasına neden oldu. Protesto gösterileri ülkenin dört bir yanına yayıldı.

SDFRG
Nairobi'de protestocularla Kenya polisi arasında çatışmalar yaşandı (Reuters)

Protestolar, 60 kişinin hayatını kaybettiği ve 20 kişinin kaybolduğu vergi karşıtı gösterilerin birinci yıldönümüne denk geldi.

Kenya Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı Ofisi dikenli tellerle çevrildi ve polis, bu iki binaya giden tüm yolları kapattı.

Mombaça, Kisumu ve Nakuru gibi ülkenin büyük şehirlerine yayılan protestolar, Cumhurbaşkanı Rito’nun istifasını talep eden çağrılara dönüştü. Protestocular, ülkenin kötü yönetildiği gerekçesiyle gösterilerde taleplerini dile getirmeye devam etti.