İran Meclis Başkanı Kalibaf, halkın yaşadığı zorluklara inanılmamasına tepki gösterdi

İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, Sistan ve Belucistan eyaleti yönetim merkezi Zahidan’da bir konuşma yaptı. (ICANA News)
İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, Sistan ve Belucistan eyaleti yönetim merkezi Zahidan’da bir konuşma yaptı. (ICANA News)
TT

İran Meclis Başkanı Kalibaf, halkın yaşadığı zorluklara inanılmamasına tepki gösterdi

İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, Sistan ve Belucistan eyaleti yönetim merkezi Zahidan’da bir konuşma yaptı. (ICANA News)
İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, Sistan ve Belucistan eyaleti yönetim merkezi Zahidan’da bir konuşma yaptı. (ICANA News)

İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf dün, ülkesinin ‘ciddi iç zorluklarla’ karşı karşıya olduğunu kabul ettiği bir konuşma gerçekleştirdi. Halka inanç eksikliği olduğu ile ilgili endişelere dikkat çekti.
Halkın sahip olduğu yeteneklere inanmayarak ülke ekonomisini bu fırsattan mahrum eden bazı kesimleri eleştiren Kalibaf, ekonomik sorunların İranlı gençlerin yabancılardan talepte bulunmaması şartıyla çözüleceğini öne sürdü. İran’ın füze üretimi gibi savunma endüstrileri düzeyinde dünyada 5’inci sırada yer aldığına dikkat çekti. Kalibaf’ın açıklamaları, Haziran 2021’de düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olacağının bir göstergesi olarak eyalet merkezlerine yönelik düzenlediği ziyaretler kapsamında geldi. Kalibaf, Devrim Muhafızları’ndan yaşamını yitirenlerin anısına, ülkenin güneydoğusundaki Zahidan’da konuştu.
Kalibaf, muhafazakarların şubat ayındaki seçimleri ile parlamento koltuklarının kontrolünü ele geçirmesinin ardından birkaç ay önce meclis başkanlığını devralmıştı. Söz konusu seçimlerde 41 yıldır kaydedilen en düşük katılım gözlemlenmiş, yetkililer seçmen katılım oranının yüzde 43 olduğunu bildirmişti. Tahran’daki oy oranları ise yüzde 25’te kalmıştı.
Kalibaf yürüttüğü göreve rağmen, son zamanlarda cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylıklarını koyacaklarına inanılan Devrim Muhafızları adayları arasında gsteriliyor.
İran cumhurbaşkanı ve hükümet başkanı için bazı standartlar belirleyen İran ‘Rehberi’ Ali Hamaney daha önceki açıklamalarında ülkesinin ‘devrimci bir başkana ve devrimci bir hükümete’ ihtiyacı duyduğunu söylemişti. Nitekim gözlemciler, din adamlarının uzun yıllar süren iktidarının ardından ülkenin Devrim Muhafızları’ndan bir başkan önderliğinde yönetileceği bir aşamaya gireceği görüşündeler.
Mehr’in haberine göre Devrim Muhafızları Ordusu Hava-Uzay Kuvveleri Komutanı Emir Ali Hacızade, ülkedeki sorunların çözümünün devrimci bakış açısı ve ülke içinde atılacak adımlardan geçtiğini belirtti. ‘Kamuoyu analizi, beyanı ve iknası’ olarak tanımladığı başlıklara ilişkin ise gerçekleri aktarmak ve anlamak için bir mekanizma kurulması ve genç nesil ile iletişim kurma için yöntem ve araçların güncellenmesi çağrısında bulundu.
Devrim Muhafızları ile hükümet arasındaki gerilim geçen ay sonu itibariyle artmaya başladı. Zira Devrim Muhafızları liderleri, İran-Irak Savaşı’nın yıl dönümünde yaptıkları açıklamalarda özellikle ekonominin yönetimine eleştirilerde bulunarak kriz ile uğraşıldığı sırada ‘dışarı bakmamak’ gerektiğini vurguladılar.
İkinci görev süresinde muhafazakar kampın tavrına yaklaşmaya çalışan Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise suçlamaları geri püskürtmeyi denedi. Hükümeti eleştirenlerden yurt dışına bakarak suçlamada bulunmamalarını istedi.
Hamaney ise doğrudan tartışmaya girmek yerine İran’ın karşı karşıya olduğu sorunları ülke dışına bağladı. Çözümlerin ise ülke içerisinde olduğunu belirtti.
Son zamanlarda İranlı yetkililerin konuşmalarında sıkça bahsettiği ‘akılcılığın’ sınırlarını çizen Hamaney kendi tabiriyle ‘meydandan kaçma’ ve ‘yanlış hesaplamadaki karışıklık’ konusunda uyarıda bulundu.
Hamaney'e yakınlığıyla bilinen Kayhan gazetesi ise iki hafta içerisinde iki kez Cumhurbaşkanı Ruhani’ye eleştiriler yöneltti. Gazete, eleştirilerini “İnsanlar tarihin çarpıtılmasını değil, icraat görmek istiyor” manşeti ile yayımladı.
İran Cumhurbaşkanı’nı kamuoyunu ikna etmek için erken dönemdeki İslam dünyası olaylarını çarpıtmakla suçlayan gazete haberinde “Ülke, bir ekonomik büyüme yolu olarak görülen pazarlıklardan muzdaripken destekçilerin 7 yıllık kayıplara yanıt vermesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Gazete özellikle İran Cumhurbaşkanı’nın son dönemdeki dış politika vizyonunda savaş yerine barışı savunmaktan tarihi söylemlere geçmesine karşı çıktı. Ruhani’nin bu söyleminin önceki nükleer müzakereleri savunma amacı taşıdığını belirten gazete, ‘tarihin ilk kez çarpıtılmadığını’ vurguladı.
Gazetenin haberinde ayrıca şu ifadeler yer aldı:
“İnsanlar Cumhurbaşkanı’ndan tarihi meseleleri çarpıtmak yerine harekete geçerek ülkenin sorunlarını çözmesini bekliyor. İnsanların ABD ile müzakereleri kabul etmesine neden olan, başlangıçtaki ülke koşulları hakkındaki çarpıtma, 2013’te düşmanlara ülke hazinesinin boş olduğu yönünde mesajlar gönderilmesi ve sonradan halka müzakerelerin iyileştirileceği yönünde sözler verilmesiydi.”
İran Cumhurbaşkanı’nın 2013 seçimleri öncesindeki sözlerine, bilhassa ‘fabrika ve üretim çarkının merkezkaç sistemi çarkıyla eşit olduğu’ sözlerine atıfta bulunan Kayhan gazetesi, Ruhani’nin bu söylemden geri adı attığını öne sürdü. Bu sözlerin savaş değil barış zamanında verildiğine dikkat çekti.
Ruhani'yi turizmi destekleme, iş fırsatları oluşturma, kaçakçılığı önleme, ihracatı ve yabancı yatırımı destekleme ve ülkedeki savaş hayaletini kovma gibi ‘göz alıcı’ vaatler vererek halkı nükleer anlaşmanın yükümlülüklerine tek taraflı iltizam sağlamaya ikna etmeye çalışmakla suçlayan gazete, buradan yola çıkarak İranlılardan nükleer anlaşma öncesi ve sonrasındaki durumu karşılaştırmasını istedi. Ayrıca Ruhani’den uzlaşma reçetesi için İranlılara izin vermemesi uyarısında bulundu.
Ruhani ise çarşamba günü Bakanlar Kurulu’nda yaptığı açıklamada nükleer anlaşmayı eleştirenlere açık bir mesaj göndermiş, ülkesinin istediği herhangi bir ülke ile silah alım satım anlaşması imzalayabileceğini vurgulamıştı.
Açıklamalarında daha da ileri giden Ruhani savaş ve barış zamanlamasını açıklamak için İslam’ın ilk dönemlerindeki olaylardan anlatılara başvurarak ‘itidal’ ve ‘iyi idareyi’ savundu.
Diğer yandan İran riyali ise rekor düşüşler kaydetmeye devam etti. Dolar dün 322 bin İran riyalini aştı. Resmi altının fiyatı ise 162 milyon riyale ulaştı.
Bu durum, İran Merkez Bankası’nın döviz piyasasına günde 50 milyon dolar pompaladığını duyurarak yeniden sakinlik sağlama girişimlerine rağmen gerçekleşti. Hükümet ise Irak'a verilen 5 milyar doların iadesi için çalışıldığını ayrıca Japonya ve Güney Kore’deki donmuş fonların iade edilmesi için bağlantıların kurulduğunu açıkladı.
İranlı yetkililer, bilgisayar korsanlarının bu hafta ülkenin iki kurumuna büyük çaplı saldırılar düzenlediğini duyurdu. Hedef alınan kurumlara veya şüpheli kesimlere ilişkin ise ayrıntı verilmedi.
Reuters’ın İran devlet televizyonundan aktardığına göre pazartesi ve salı günleri, siber saldırıların gerçekleştirilmesinin ardından bazı devlet kurumları önlem almak için internet hizmetlerini geçici olarak kapattı.
Habere göre hükümete bağlı Bilgi Teknolojileri Örgütü’nden Ebu Kasım Sadıki, İran televizyonuna verdiği demeçte oldukça kapsamlı ve tehlikeli olduğunu belirttiği siber saldırılar hakkındaki soruşturmanın sürdüğünü bildirdi.
İran bir süre önce, ABD ve diğer yabancı devletleri suçladığı siber saldırıların tekrar etme olasılığı nedeniyle yüksek alarm seviyesine geçildiğini duyurmuştu.
ABD’li yetkililer, Suudi petrol tesislerinin hedef alındığı ve Washington ile Riyad’ın Tahran'ı suçladığı drone saldırılarının ardından Ekim 2019’da ABD’nin İran’a siber saldırı düzenlediğini dile getirmişti. İran yanlısı Husi milisler saldırının sorumluluğunu üstlenirken Birleşmiş Milletler’in konu hakkındaki raporlarında ise oklar İran’a yöneltmişti. ABD ve diğer Batılı güçler de İran'ı şebekelerini bozmaya ve savunma duvarlarını delmeye çalışmakla suçlamıştı.
Geçtiğimiz nisan ayında Reuters’a açıklamalarda bulunan kaynaklar, İran adına çalışan bilgisayar korsanlarının yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sırasında Dünya Sağlık Örgütü personellerinin kişisel e-posta hesaplarını hedef aldığını öne sürmüşlerdi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’ın dünya güçleriyle 2015 yılında imzaladığı nükleer anlaşmadan çekildiği 2018’den bu yana Tahran ve Washington arasındaki gerilim artarak devam etti. Nitekim ABD, İran’ın bölgesel tutumunu değiştirmeyi ve balistik füze programlarını durdurmayı hedefleyen yeni bir anlaşmaya varmak amacıyla İran ekonomisini felce uğratan yaptırımları yeniden uygulamaya koymuştu.



Avustralya, ABD-Çin savaşına ilişkin askeri tutumunu açıklamayı reddediyor

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, Şanghay'da Çin Komünist Partisi Şanghay Komitesi Sekreteri Chen Jining ile görüştü. (DPA)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, Şanghay'da Çin Komünist Partisi Şanghay Komitesi Sekreteri Chen Jining ile görüştü. (DPA)
TT

Avustralya, ABD-Çin savaşına ilişkin askeri tutumunu açıklamayı reddediyor

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, Şanghay'da Çin Komünist Partisi Şanghay Komitesi Sekreteri Chen Jining ile görüştü. (DPA)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, Şanghay'da Çin Komünist Partisi Şanghay Komitesi Sekreteri Chen Jining ile görüştü. (DPA)

Avustralya Savunma Sanayii Bakanı Pat Conroy bugün yaptığı açıklamada, Avustralya'nın herhangi bir çatışmaya asker gönderip göndermeme konusunda zamanı gelince karar vereceğini söyledi. Bu açıklama, ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) müttefikinden, ABD ile Çin arasında Tayvan konusunda bir savaş çıkması durumunda oynayacağı rolü netleştirmesini istediği yönündeki bir habere yanıt niteliğindeydi.

Conroy, Avustralya Yayın Kurumu’na (Australian Broadcasting Corporation – ABC) verdiği demeçte, “Avustralya egemenliğine öncelik verir… Biz varsayımları tartışmayız” ifadelerini kullandı. Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Conroy, “Avustralya birliklerini herhangi bir çatışmaya gönderme kararı hükümet tarafından önceden değil, o anda verilecektir” dedi.

Financial Times dün, Pentagon Savunma Politikaları Müsteşarı Elbridge Colby'nin Avustralyalı ve Japon savunma yetkililerini, ABD Tayvan'ın savunması için mutlak garantiler sunmasa da, Tayvan'la ilgili bir çatışma durumunda nasıl bir rol oynayacaklarını netleştirmeye çağırdığını bildirdi.

Colby X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, Pentagon’un Başkan Donald Trump'ın caydırıcılığı yeniden tesis etme ve güç yoluyla barışı sağlama yönündeki ‘Önce Amerika’ politikasını uygulamaya odaklandığını ve bunun da ‘müttefikleri savunma harcamalarını ve ortak savunmamızla ilgili diğer çabaları arttırmaya teşvik etmeyi’ içerdiğini belirtti.

Çin, demokratik bir yönetime sahip olan Tayvan'ın kendi topraklarının bir parçası olduğunu söylüyor ve Tayvan'ı kontrolü altına almak için güç kullanmayı göz ardı etmiyor. Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-tei ise bunu reddederek adanın geleceğinin yalnızca kendi halkı tarafından belirleneceğini vurguluyor.

Avustralya ve ABD arasında 19 ülkeden 30 bin askerin katılımıyla düzenlenen en büyük ortak askeri tatbikat bugün Sidney Limanı'nda başladı.

Conroy, Avustralya'nın Çin'in özellikle nükleer ve konvansiyonel cephaneliği ile ilgili olarak askeri yığınak yapmasından duyduğu endişeyi dile getirdi. Conroy, ülkesinin Hint-Pasifik bölgesinde hiçbir ülkenin tek başına hakimiyet kurmaması için bir denge kurmaya çalıştığını söyledi.

fgthyju
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese'nin bugün Şanghay'da Trip.com'u ziyareti sırasında Avustralya ve Çin bayrakları (EPA)

Conroy, Pasifik Adaları’na atıfta bulunarak şunları söyledi: “Çin bölgede bir askeri üs arayışında ve biz de bölgede tercih edilen kilit güvenlik ortağı olmak için çok çalışıyoruz. Çünkü orada bir Çin üssünün bulunmasının Avustralya'nın çıkarına olduğuna inanmıyoruz.”

Bu hafta Çin liderleriyle bir araya gelecek olan Başbakan Anthony Albanese'nin gündeminde güvenlik konusunun olması bekleniyor. Albanese, altı günlük bir ziyaret için dün Şanghay'a geldi.

ABD, Avustralya'nın başlıca güvenlik müttefiki. Avustralya yabancı üslere izin vermese de ABD ordusu, 2027'den itibaren Batı Avustralya limanında ABD Virginia sınıfı denizaltılara ev sahipliği yapacak olan Avustralya üslerindeki periyodik varlığını ve yakıt depolarını arttırıyor. Analistler bu üslerin Tayvan'la ilgili herhangi bir çatışmada ABD kuvvetlerinin desteklenmesinde kilit rol oynayacağını ifade ediyor.