Vaka sayıları yükselmeye devam ederken Avrupa kısıtlamalarını artırıyor

Dün İngiltere’nin Blackpool kentinde otobüs beklerken salgına karşı önlem olarak maske takan kadınlar (AFP)
Dün İngiltere’nin Blackpool kentinde otobüs beklerken salgına karşı önlem olarak maske takan kadınlar (AFP)
TT

Vaka sayıları yükselmeye devam ederken Avrupa kısıtlamalarını artırıyor

Dün İngiltere’nin Blackpool kentinde otobüs beklerken salgına karşı önlem olarak maske takan kadınlar (AFP)
Dün İngiltere’nin Blackpool kentinde otobüs beklerken salgına karşı önlem olarak maske takan kadınlar (AFP)

Sağlık verileri dün öğleden sonra dünya çapında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka sayısının 39 milyonu aştığını, Kovid-19 yüzünden hayatını kaybeden kişi sayısının ise 1 milyon 98 bin 378’e ulaştığını ortaya koydu.
Dünya genelinde Kovid-19 vaka sayısının 39 milyonu aşması ile birlikte salgının hızla yayıldığı diğer Avrupa ülkeleri de kısıtlayıcı önlemlerini arttırdı. Reuters haber ajansına göre İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab dün yaptığı açıklamada İngiltere’yi ulusal düzeyde tekrar bir genel karantinaya sokmaktan ve bunun ekonomiye verdiği zarardan kaçınmak amacıyla bölgesel kısıtlamalar getirdikleri için Kovid-19 vaka sayılarındaki sıçrayışla mücadele etmek için belirli bölgeleri hedef alan bir yaklaşım benimsediklerini söyledi. Raab İngiliz Radyo Televizyon Kurumu’na (BBC) yaptığı açıklamada “Ulusal düzeyde başka bir karantinadan kaçınmak için bu yaklaşımı uyguluyoruz” ifadelerini kullandı. Başkent Londra’nın ve İngiltere’nin diğer bölgelerinin bugün itibariyle salgın ile mücadele kapsamında daha sıkı kısıtlamalara tabi tutulacağı bildirildi.

Fransa’da 10 şehirde sokağa çıkma yasağı geldi
Paris dahil olmak üzere Fransa’nın 10 şehrinde dün gece geç saatlerde sokağa çıkma yasağı yürürlüğe girdi. İrlanda ise Kovid-19 salgınının yayılmasını yavaşlatmak için özel ziyaretleri askıya aldı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) “büyük bir endişe kaynağı” olarak gördüğü salgının daha fazla yayılması ile karşı karşıya olan çeşitli Avrupa ülkelerinde kısıtlamaların artırılması ile birlikte İrlanda, kararı dün uygulamaya koyarak Londra ve diğer bölgelerinde benzer tedbirler alan İngiltere’ye katılmış oldu.
Fransız haber ajansına (AFP) göre bu önlemlerin yanı sıra İrlanda-Kuzey İrlanda sınır hattında bulunan bölgelere yeni kısıtlamalar getirildi. Kısıtlamalar uyarınca 300 bin nüfusu olan bölgelerde temel ihtiyaçlara yönelik satış yapmayan mağazalar, eğlence merkezleri, yüzme havuzları ve spor salonları kapatılacak.
Fransa’da bugün itibariyle Paris, Lyon ve Marsilya başta olmak üzere sekiz büyük şehirde yerel saatle 21.00-06.00 saatlerinde sokağa çıkma yasağı uygulanacak. Fransa Başbakanı Jean Castex perşembe günü yaptığı açıklamada “Saat 21.00 itibariyle herkes evlerine dönmeli. Halka hizmet veren tüm mekanlar, mağazalar ve tesisler kapanacak” ifadelerini kullandı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron “Fransa’daki tüm restoranların sıkı bir sağlık protokolü uygulaması şartıyla Fransa’nın bütün bölgelerinde çok amaçlı salonlarda ya da diğer kuruluşlarda düzenlenen tüm özel partilerin de yasaklanacağını” duyurdu. Bu önlemler ile Fransa hükümeti, geniş kapsamlı testlerin yapılmaya başlandığı günden beri günlük vaka sayısının ilk kez 30 bin sınırını aşmasıyla salgının yayılmasını yavaşlatmak istiyor.
Bu yeni önlemler özellikle restoran sahiplerini ve öğrencileri etkiliyor. Montpellier’de (güney) Hukuk Fakültesi birinci sınıfta okuyan Agate, çocuk bakıcısı olarak iş bulamayacağından endişe duyuyor. Agate konu ile ilgili yaptığı açıklamada “Ebeveynler restoranlara yemeğe gittiğinde haftada bir ya da iki kez çocuklara bakardım. Umarım bu uzun sürmez çünkü kazancımı kaybediyorum” ifadelerini kullandı.

BfV yönetim ekibinin tamamı virüse yakalandı
Diğer taraftan Almanya’da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Federal Dairesi (BfV) Sözcüsü dün yaptığı açıklamada BfV yönetim ekibinin tamamının virüse yakalandığını duyurdu. Alman haber ajansına (DPA) göre Der Spiegel dergisi, başkan Thomas Haldenwang’ın, iki yardımcısının ve testten geçen diğer bazı çalışanların testlerinin pozitif çıktığını söyledi. BfV’den kaynaklar “BfV yönetimi resmi görevlerini evden sürdürüyor… BfV’nin çalışma gücü tamamen garanti altında. BfV, pandeminin başlangıcından bu yana zaten bir kriz yönetimi ekibi kurmuştu” dedi.
BfV geçtiğimiz çarşamba günü yaptığı bir açıklamada Haldenwang’ın pazartesi günü test yaptırdığını ve sonuçların pozitif geldiğini duyurdu. Haldenwang’ın yanı sıra başka bir önde gelen yetkilinin yaptırdığı test de pozitif çıktı. 60 yaşındaki Haldenwang yaklaşık iki yıldan beri BfV’yi yönetiyor.
Aynı zamanda BfV, virüs testi pozitif çıkanların sayısının rekor seviyelere çıkmasıyla birlikte yaklaşık bin 100 Alman federal polis memurunun karantinaya girdiğini kaydetti.
Avrupa kıtasının genelinde durumun kötüleştiğinin bir göstergesi olarak, Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) tarafından perşembe günü yayınlanan yeni seyahat kısıtlamaları haritası, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin yarısından fazlasının ve İngiltere’nin kırmızı listede olduğunu ortaya koydu. Yalnızca Norveç, Finlandiya ve Yunanistan’ın büyük bir kısmı yeşilken, İtalya, Kıbrıs, Estonya, Litvanya ve Letonya olmak üzere beş ülkenin büyük bir kısmının turuncu olduğu görülüyor. Almanya, Avusturya, İsveç, Danimarka ve İzlanda ise henüz belirli olmayan bir sebepten ötürü “testlerle ilgili veri eksikliğinden” herhangi bir renge göre sınıflandırılmadılar.
STA’nın haberine göre Slovenya dün itibariyle Kovid-19 vaka sayılarındaki artışın önüne geçmek için kısmi sokağa çıkma yasağı uygulamaya başladı. Ülkede 10’dan fazla kişinin bir araya gelmesine kısıtlama getirildi ve grup olarak en fazla 6 kişinin çalışmasına müsaade edileceği bildirildi. Üst sınıflarda okuyan öğrenciler pazartesi gününden itibaren en az bir hafta uzaktan eğitim alacak ve ardından bir hafta tatil yapacaklar. Üniversiteler mümkün olduğunca online eğitimde kalacak.
Roma’da Corriere della Sera gazetesi, İtalya Başbakanı Giuseppe Conte’nin ülkesinin genel bir karantina uygulamasına geri dönmesini istemediğini bildirdi. İtalya hükümetinin, akşam 22.00’dan itibaren sokağa çıkma yasağı getirme ve ortaöğretimlerin online eğitime geçmesi de dahil olmak üzere Fransa’da alınan bazı önlemlere benzer önlemler almayı planladığına dair haberler ortalıkta dolaşıyor.
Arjantin’de Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı son verilere göre, perşembe günü itibariyle ülke genelinde Kovid-19 kaynaklı ölü sayısı 25 bini aşarken vaka sayısı 950 bine yaklaştı. AFP istatistiklerine göre Arjantin vaka sayısı açısından dünyada beşinci, ölü sayısı açısından ise 12. sırada bulunuyor.

Virüs siyasi hayatı da sekteye uğratmaya devam ediyor
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ekibindeki bir kişinin virüse yakalanması üzerine kendisini karantinaya almak için Brüksel’deki AB Liderler Zirvesinden ayrılmak zorunda kaldı. Aynı şekilde Finlandiya Başbakanı Sanna Marin de, ülkesinde Kovid-19 testi pozitif çıkan bir milletvekili ile temasta bulunmasının ardından AB Liderler Zirvesinden ayrılıp karantinaya girmek zorunda kaldı.
ABD’de Demokratik Başkan Yardımcısı Adayı Kamala Harris, çevresindeki bir kişinin virüse yakalanması sebebiyle seyahatlerini yarına kadar ertelemek zorunda kaldı. Harris iki tane Kovid-19 testi yaptırdı ve ikisinin de sonuçları negatif çıktı. Genel olarak, günlük vaka sayılarının artmaya devam ettiği ABD ile Avrupa’da durumun kötüleşmesi ve dünyanın en büyük ekonomisini canlandırma planı için bir uzlaşma sağlanamaması, perşembe günü düşüşe geçen mali piyasaları kötü etkiliyor.
İngiltere merkezli The Lancet Tıp Dergisi son 30 yılda hava kirliliğinin yanı sıra kronik hastalıklar ve bunlara bağlı obezite ve diyabet gibi risk faktörlerinde devam eden küresel artışın, Kovid-19 bilançosunu ağırlaştıran “sıkıntılı” koşulları artırdığını öne sürdü.
Ancak durumun kötüleşmesine rağmen bazı ülkeler kısıtlamaları hafifletmeye çalışıyor. Peru hükümeti iki gün önce, Machu Picchu kalesinden başlayarak, Cusco bölgesi (güney) sakinleri, diğer bölgelerdeki Peru sakinleri ve yabancılar için Kasım ayının başından beri aylardır kapalı olan müzeleri ve arkeolojik alanları kademeli olarak yeniden açmaya başladı.



Netanyahu, seçim sicilini temize çıkaracak bir af istiyor

Netanyahu, Tel Aviv Bölge Mahkemesi'ndeki yolsuzluk davasında ifade vermeden önce- Aralık 2024 (EPA)
Netanyahu, Tel Aviv Bölge Mahkemesi'ndeki yolsuzluk davasında ifade vermeden önce- Aralık 2024 (EPA)
TT

Netanyahu, seçim sicilini temize çıkaracak bir af istiyor

Netanyahu, Tel Aviv Bölge Mahkemesi'ndeki yolsuzluk davasında ifade vermeden önce- Aralık 2024 (EPA)
Netanyahu, Tel Aviv Bölge Mahkemesi'ndeki yolsuzluk davasında ifade vermeden önce- Aralık 2024 (EPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yargılanmasının başlamasından yaklaşık beş yıl sonra dün Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'dan af talep ederek hem siyasi hem de hukuki arenada şaşkınlık yarattı.

İsrailli analistler ve politikacılar, Netanyahu'nun bu hamlesini Ekim 2026'da yapılacak İsrail parlamento seçimlerine hazırlıkla ilişkilendirerek, seçim öncesinde seçimlerdeki konumunu iyileştirmek istediğini öne sürdüler.

Netanyahu suçunu kabul etmedi ancak bu talebi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Herzog'a aynı dileği dile getiren mektubundan yaklaşık iki hafta sonra geldi.

İsrail Yayın Kurumu'nun siyasi muhabiri Gili Cohen, "Netanyahu, af talebi sayesinde bir sonraki seçimlerde yargılanmadan aday olmak istiyor" görüşünde.

Herzog'un ofisi ise talebin istisnai olduğunu anladıklarını ve tüm görüşleri aldıktan sonra "sorumlu bir şekilde değerlendireceklerini" belirtti. Ancak muhalefet lideri Yair Lapid, Herzog'a hitaben, "Netanyahu'ya suçunu kabul etmeden, pişmanlık duymadan ve siyasi hayattan çekilmeden af ​​veremezsiniz" ifadelerini kullandı.


Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt tarafının ‘barış ve demokratik toplum süreci’ olarak adlandırdığı ve terör örgütü PKK’nın tasfiyesi ile silahsızlanmasını öngören ‘terörden arındırılmış Türkiye’ hedefini başarıya ulaştırma kararlılığını dile getirdi.

Bu açıklama, PKK yönetiminin, cezaevinde bulunan örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve hükümetin Kürtlerin haklarını genişletecek ciddi yasal adımlar atması yönündeki talepleri karşılanmadığı takdirde sürece dair yeni bir adım atmayacaklarını söylemesinin ardından geldi.

Erdoğan, “Türkiye, terörün ortadan kalktığı; kardeşliğin ve istikrarın her karış toprağa hâkim olduğu bir döneme doğru ilerliyor” dedi.

Farklı tutumlar

Erdoğan, İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen 4. İlim Yayma Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, “Terörden arındırılmış Türkiye hedefine yaklaştıkça, sabotaj girişimleri, medya kampanyaları ve siyasi-sosyal mühendislik faaliyetleri artıyor” ifadelerini kullandı.

cdf
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da düzenlenen İlim Yayma Ödülleri töreninde konuştu. (Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan, “Terörsüz Türkiye sürecinin başarısı için iktidarımızın da, ittifakımızın da, devletimizin de kararlılığının tam olduğunun bilinmesini isterim” dedi.

Aynı dönemde PKK yönetimi, Abdullah Öcalan serbest bırakılmadığı ve Ankara somut, kapsamlı yasal adımlar atmadığı sürece ‘çözüm süreci’ kapsamında yeni bir adım atmayacağını belirterek tehditlerini artırdı. PKK, geçtiğimiz mayıs ayında, Öcalan’ın 27 Şubat’ta İmralı Cezaevi’nden yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısına yanıt olarak kendini feshettiğini duyurmuştu.

xcdf
Terör örgütü PKK’nın 11 Temmuz'da Irak'ın kuzeyindeki Kandil Dağı'nda düzenlenen silah yakma töreninden (Reuters)

PKK’lı 30 militanın 11 Temmuz’da Kandil Dağı’nda düzenlenen sembolik bir törenle silah bırakmasının ardından, örgüt 26 Ekim’de tüm mensuplarını Türkiye’den Kuzey Irak’a çektiğini açıkladı. Ardından örgütün Zap bölgesindeki güçleri de olası çatışmaları önlemek amacıyla geri çekildiğini duyurdu. Bu adımların tamamı, örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda PKK tarafından tek taraflı olarak atılmıştı. Ancak PKK yöneticilerinden Amed Malazgirt cumartesi günü AFP’ye yaptığı açıklamada, Öcalan’ın öncülüğünde atılan bu adımlara rağmen örgütün ‘çözüm süreci’ kapsamında artık yeni bir adım atmayacağını söyledi. Malazgirt, Ankara’nın iki temel şartı karşılamaması halinde sürecin ilerlemeyeceğini vurguladı: ‘Öcalan’a özgürlük’ ve ‘Türkiye’de Kürt halkının anayasal olarak tanınması’.

Bu açıklamalar, KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat’ın, Türkiye’nin Kürt meselesi demokratik temelde çözülmediği ve Öcalan ‘baş müzakereci’ olarak muhatap alınmadığı takdirde ‘ciddi risklerle’ ve bir ‘beka sorunu’ ile karşı karşıya kalacağı yönündeki uyarılarının üzerinden sadece birkaç gün sonra geldi.

Kürt televizyonlarından birine konuşan Bese Hozat, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) geçtiğimiz ağustos ayında kurduğu Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin 24 Kasım’da İmralı’da Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeyi ‘olumlu ve iyi bir adım’ olarak nitelendirdi, ancak ‘güçlü bir adım olarak değerlendirilemeyeceğini’ söyledi.

PKK yöneticisi Hozat, aynı röportajda, “Türkiye, Kürt meselesini demokratik bir zeminde çözmezse; Kürtlerin varlığını ve kimliğini tanımazsa, köklü yasal reformlar ve değişiklikler yapmazsa, ülkenin geleceği gerçekten karanlık olur” ifadelerini kullandı.

xcvfg
Terör örgütü PKK’nın silahsızlandırılması için yasal bir çerçeve oluşturmakla görevli Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 4 Aralık'ta toplanacak. (Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin resmi X hesabı)

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yer alan siyasi partiler, sürecin işleyişine ilişkin raporlarını hazırlayarak 4 Aralık’ta yapılması planlanan toplantıda sunmak üzere çalışıyor. Öcalan’ı ziyaret eden heyetin (AK Parti, MHP ve DEM Parti’den üç milletvekili) görüşmeye dair bir bilgilendirme yapması bekleniyor.

Barzani’den destek

Diğer yandan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecine destek verdiğini açıkladı. Barzani, “Bizden ne istenirse yapmaya hazırız” dedi.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaptığı konuşmada Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecini ‘bölge için köklü bir değişim’ olarak nitelendirdi.

dfgr
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, 29 Kasım'da Şırnak'ta düzenlenen bir etkinlikte konuştu. (Türk medyası)

Barzani, 2013’te başlayan ve 2015’te sona eren barış sürecine daha önce de destek vermiş bir lider olarak, bu kez sürecin halkın, parlamentonun ve siyasi partilerin devlete verdiği destek sayesinde ‘daha organize bir şekilde’ yürütüldüğünü söyledi.

Kürt lider, Türkiye’de barış kapısının açılmasına katkıları nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, TBMM’ye ve Türk halkına teşekkür ederken, süreç kapsamında attığı olumlu adımlar nedeniyle Öcalan’a da teşekkür etti. Barzani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) sürece ‘tüm gücüyle destek vereceğini’ vurguladı.


Washington, İsrail ile Suriye arasındaki gerginliği yatıştırmak için müdahale etti: ABD temsilciler gönderebilir

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar (sağda) ve Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen (solda) dün Kudüs'te bir araya geldiler (EPA)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar (sağda) ve Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen (solda) dün Kudüs'te bir araya geldiler (EPA)
TT

Washington, İsrail ile Suriye arasındaki gerginliği yatıştırmak için müdahale etti: ABD temsilciler gönderebilir

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar (sağda) ve Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen (solda) dün Kudüs'te bir araya geldiler (EPA)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar (sağda) ve Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen (solda) dün Kudüs'te bir araya geldiler (EPA)

İsrail Yayın Kurumu KAN, ABD'nin Şam kırsalındaki Beyt Cin köyünde meydana gelen son olayın ardından İsrail ile Suriye arasındaki gerilimi azaltmak için çaba gösterdiğini ve Tel Aviv'e durumu yatıştırması yönünde bir mesaj ilettiğini bildirdi. Washington, bölgesel istikrarı desteklemek için önümüzdeki hafta aralarında Morgan Ortagus’un da olduğu temsilcilerini göndermeyi düşünüyor.

h
Suriye sivil savunma personeli, Suriye'nin güneyindeki Beyt Cin köyünde İsrail hava saldırısı sırasında yıkılan bir evi incelerken (AP)

KAN'a göre mektup, İsrail ordusu tarafından Suriye'nin güneyindeki Beyt Cin köyünde İslamcı bir grubun üyelerinin tutuklanmasına ilişkin bilgi sahibi olan bölgedeki ülkelerden birindeki bir kaynak tarafından açıklandı. Aktarılan bilgilere göre tutuklular soruşturma sırasında Hamas, İran ve Hizbullah ile bağlantıları olduğunu ve söz konusu taraflardan silahlandırılmaları ve İsrail'e karşı eylemlerde bulunmaları amacıyla finansman aldıklarını itiraf ettiler.

Lübnan merkezli İslamcı grup, tutuklamaların açıklanmasının ardından Suriye topraklarında faaliyetleri olduğu iddialarını ise reddetti.

r
İsrail'in saldırı düzenlediği Suriye'nin Beyt Cin köyündeki bir sokakta yanmış bir askeri araç (AFP)

İsrail televizyonu Kanal 12, perşembe gecesi ve cuma sabahı Suriye topraklarında gerçekleştirilen İsrail operasyonunun, İslamcı gruba askeri takviye sağlamayı engellemeyi amaçladığını bildirdi. İsrail ordusundan kaynaklara göre operasyonun amacı, grubun İsrail topraklarına fırlatılmaya hazır füzeler elde etmesini önlemekti.

Kanal 12, İslamcı grubun Sünni bir örgüt olduğunu, ancak Hizbullah ile iş birliği yaptığını belirtti. Kanal 12’ye göre İsrail, bu grubu artık görmezden gelemeyeceğine karar verdi.

dfrg
55. Paraşütçü Tugayı’ndan yedek askerler Suriye'nin güneyinde konuşlandırıldı, 21 Kasım 2025 (İsrail Savunma Kuvvetleri)

Kanal 12’nin haberine göre son aylarda, çeşitli örgütler tarafından Suriye Golan Tepeleri'nde tampon bölgedeki IDF güçlerini veya İsrail yerleşimlerini tehdit edebilecek altyapı kurma girişimleri arttı. İsrail ordusu da bu yüzden Suriye'nin iç kesimlerinde aktif olarak faaliyet gösteriyor ve aynı bölgede birkaç kez daha aktif olacağı tahmin ediliyor.

Terör örgütlerinin güçlerini artırma girişimlerine yanıt olarak İsrail'in çeşitli ülkeler aracılığıyla Suriye rejimine, bu gelişmelere göz yummaya devam edemeyeceğini belirten mesajlar gönderdiğini de sözlerine ekledi. İsrail, Suriye’nin kararlı adımlar atmasını bekliyor, aksi takdirde İsrail, Suriye’nin Golan Tepeleri'ndeki operasyonlarını yoğunlaştıracak.

Suriye'den gözaltına alınanların İsrail'e karşı terör eylemi planları yaptıklarını ve soruşturma için İsrail'e nakledildiklerini bildiren Kanal 12’ye göre bunlar arasında biri patlayıcı cihazlar yerleştirmiş ve yüksek bir yerden ordu güçlerine ateş açmış olan iki kardeş de bulunuyor. Bilgi, Yedioth Ahronoth gazetesi tarafından da doğrulandı.

Gazete, İsrail'in olayın ardından Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara rejimine ciddi mesajlar gönderdiğini ve misilleme hazırlıklarına başladığını yazdı. Güvenlik kaynakları, Şara'ya bağlı güvenlik unsurlarının olayda herhangi bir rol oynadığının henüz tespit etmediklerini belirtti.

drfgt
Suriye'nin güneyindeki Beyt Cin köyünde İsrail ordusunun operasyon düzenlediği bölgede toplanan Suriyeliler (AFP)

Kaynaklar, bu ciddi olayın İsrail'in düşman unsurların kendi çevresinde yerleşmesine izin vermemesi gerektiğini gösterdiğini ve Suriye'nin istikrarsız bir ülke olması nedeniyle şu anda herhangi bir anlaşmaya varılamayacağını vurguladı.

Kaynaklar şunları ekledi:

“Her şeyden önce, bu olay, devlet olarak ele geçirdiğimiz topraklardan, özellikle Şeyh (Hermon) Dağı'ndan çekilmememiz gerektiğini gösteriyor.”

Kanal 12'nin ikinci bir haberinde, Şam hükümetine yakın bir kaynak, bunun münferit bir olay olduğunu doğruladı ve İslamcı unsurların İsrail'e karşı kaydedilen ilerlemeyi baltalamaya çalıştığı uyarısında bulundu.

Kanal 12 şunları aktardı:

“İsrail ile güvenlik anlaşması hazırlıkları sırasında Batı ülkeleriyle anlaşmazlığa düşmek Şeriat rejiminin çıkarına değildir. Burada Amerika'nın desteği var ve bu konuda ciddi çalışmalar yapılıyor. Güvenlik anlaşmasına varmak, herhangi bir gerginlikten çok daha önemli.”

Kanal 12’nin haberine göre gerginlik, Suriye'nin güneyinde hala direniş çizgisinin etkisi altında olan ve şiddeti kışkırtan unsurların varlığından kaynaklanıyor ve bu yüzden diğer olaylar gibi münferit olaylar meydana gelebilir.

y6tj
İsrail güçleri, Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kırsalındaki Sayda beldesine ilerliyor (Arşiv - SANA)

İran'ı bu olaya karışmakla suçlayarak Kanal 12 haberinde “(İran) Anlaşmayı istemiyor ve bu nedenle onu sabote etmekle ilgileniyor. Belki de İranlılar ve diğer terörist unsurlar, İslamcı gruplarla birlikte bu işin içindedir” diye ekledi.

İslamcıların genel olarak birbirleriyle iş birliği yapmalarının sorun olduğu belirtilen haberde, İran, Hamas ve Hizbullah’ın Suriye ile İsrail arasında bir anlaşmaya varılmasını istemedikleri kaydedildi. Bu, Suriye hükümetine yakın bir kaynak tarafından da doğrulandı.

Kaynağa göre bazen sahadaki durum buna izin veriyor. Bu bölgede gerçek bir devlet yok, daha çok bir kaos durumu var ve bu nedenle her şey mümkün.

Hükümet Suriye’nin güneyine girerse, sınırlı imkanlarına rağmen durumu kontrol altına alabileceğini söyleyen kaynak, “Bugün, yeni yönetim, tüm dünya ülkeleriyle ilişkiler kurmayı ve yatırım yapmayı amaçlayan ekonomik ve ticari bir yaklaşım benimsedi. İslamcıların kendi iktidarına tehdit oluşturduğunun farkında. Bu yüzden Suriye'deki tüm radikal unsurlar kısıtlanıyor ve bunlarla mücadele ediliyor” dedi.